Tarihi Eyüp Ýlçesi her zaman olduðu gibi yoðun kalabalýk. Eyüp Sultan camisinin önü çarþý giriþi her taraf ana baba gününe dönmüþ. Özellikle dilenciler belediye zabýtalarý ile köþe kapmaca oynarken toprilli bazý dilenciler cami çevresine tezgahýný açmýþ dileniyor. Bazý simitçilerde zabýtalar tarafýndan kovalanýyor. Özellikle kaçan dilencilerden birisinin iki ayaðý olmamasýna raðmen elleri ile yerde çýrpýnýrken dahi zabýtalardan hýzlýydý. Baðýrýyordu...

---"Ýnsafsýzlar ulan bu dünyada benden baþka sürünen bir insan var mý. Acýma yok mu ulan sizde. Birazcýk sadaka versenize ne olur. Kitapsýzlar Allahsýzlar..."

Dilenci çevresine isyan ediyordu. Zabýtalar ter içinde kalmýþlardý. Bazý yaþlý turistlerde ellerinde fotoðraf makinesi cami çevresinin resmini çekiyordu.

Caminin hemen önünde ise bir taksi þoförü bekliyor. Kirli sakallý kalýn býyýklý þoför sol elini camdan sarkýtmýþtý ve koca uzun kýllý eli nerdeyse asfalta yapýþmýþtý ama siyah tesbihi de kabadayý vari çekerken þaþý gözleriyle etrafý tarayýp müþteri arýyordu. Müþteriden daha çok adeta ýrzýna geçmek için bir kadýn ve ya erkek dahi aradýðý düþünülebilirdi. Taksinin önünde duran turist otobüsü aniden hareket edip geri geri gelmeye baþlayýnca ýrz düþmaný tipli taksi þoförü telaþlandý. Turist otobüsü gittikçe onun aracýna yaklaþýrken nerdeyse çarpacaktý.
Þoför panikle hemen aracýndan inip baðýrmaya baþladý. Koca kýllý ellerini Ýbrahim Tatlýses gibi iki yana açýp baðýrmaya baþladý:

----"Hop ulan hop lan dur çarpýcan lan"

Koþar adým gelerek otobüsün arka tarafýna þiddetle vurmaya baþlayýnca otobüs durdu. Taksiyi son anda farkeden otobüs þoförü de paniðe kapýlarak Ýngilizce seslendi..

----"Sory, sory, sory"

Öfkeden kuduran taksi þoförü haykýrýyordu..

---"Sorine sokturma lan ne sori lan arabama çarpýyordun yavþak.".

Ýki zabýtayý gören þoför, panikle hemen aracýna binerek geriye doðru kaçtý.
Biraz ilerde caddenin tam köþesinde dikilen dört katlý iþ hanýnýn ön cephesinde iktidar partisinin Eyüp ilçe merkezinin tabelalarý çok süslü dikilmiþti.

Bugün bu bina önünde anormal bir kalabalýk toplanýyordu. Yazýn dehþet sýcaðýna raðmen gelen tüm insanlar takým elbise giymiþti. Takým elbiseli adamlar terden sýrýlsýklam olmuþtu. Bazý kadýnlarda vardý. Bunlarda sanki bayramlýk elbiselerini kuþatmýþtý. Ýki ekip otosuda bina önünde bekliyordu. Bir cinayet ve ya terör olayý olmadýðý belliydi. Çünkü az sonra da ilçe kaymakamýnýn siyah þahin marka aracý geldiðinde takým elbiseli gruptan birkaç kiþi kaymakamýn yanýna geldi. Kýsa boyle fýrça býyýklý elli yaþlarýndaki adam kaymakam Rýza Uyarý herkes iyi tanýrdý.
Ýri yarý þiþman takým elbiseli bir kiþi kaymakamýn elini hasretle sýktýktan sonra her iki yanaðýndan þapur þupur öptü :

---" Sayýn kaymakamým þerefler verdiniz, nasýlsýnýz?" dediðinde
asýk suratlý kaymakam bu öpüþme faslýndan hoþlanmamýþ olacak ki kendisini geriye çekti ve sordu..

---"Ne zaman gelecek acaba sayýn bakan? Valilikte toplantým var ona göre bekleyelim Hasan bey."


----"Az önce koruma müdürü ile görüþtüm sayýn Kaymakamým. Sayýn Bakanýn konvoyu þu anda balat sahil yolundaymýþ, beþ dakikaya kalmaz burada olurlar efendim"

Ýlçe baþkaný daha sonra kalabalýða dönerek baðýrdý :


----"Þeref bey, Rasim bey lütfen buraya gelin"

Kalabalýk arasýnda iki yaþlý takým elbiseli adam bir subayýn emireri gibi koþar adým gelip baþkan ve kaymakamýn yanýnda ciddiyetle durdu.

---"Buyrun sayýn baþkaným, Hoþgeldiniz sayýn kaymakamým" dediðinde asýk suratlý kaymakam zoraki bir gülücükle eliyle "sittiret" dercesine arkasýný döndü.
Bu iki adam ilçe baþkaný Hasan Kayarýn yaþca büyük olmalarýna raðmen baþkan yardýmcýlarýydý. Ýlçe baþkaný çocuk azarlar gibi konuþtu:

---"Hani Þeref bey diðer partililer nerede? Kaç gündür hazýrlýk yapýyoruz, sayýn bakanýmýz birazdan burada olacak. Yani coþkulu bir kalabalýkla karþýlamamýz gerekirdi. Vallahi rezil olacaðýz. Þahin bey nerede onu göremiyorum. Ayýp vallahi ayýp."

Þeref bey üzüntülü bir ses tonu ile konuþtu..

----"Sayýn baþkaným herkese telefon açtýk ama anladým. Ama þey Þahin beyi aradýk o da yoktu. Belki haftaiçi mesaisi diye gelemediler."


-----"Neyse efendim neyse þimdi Þeref bey, Rasim bey iyi dinleyin beni. Bakan bey aracýndan indiðinde biz küçük bir protokol ile kendilerini karþýlarken sizlerde partilileri yönlendirin. Sýký bir alkýþlama ve sloganlar ile en azýndan coþkulu ve hareketli bir karþýlama yapalým. Bir iki slogan iyi olur mesela. TÜRKÝYE SENÝNLE GURUR DUYUYOR-- gibi falan, filan.. Herkes alýþýk zaten senelerdir binlerce kere bu sloganlarý arkadaþlar attý.
Gençlik kolu baþkaný Ercana söyleyin çocuklarý ona göre motive etsin. Anladýnýz mý?"
Kadýn kolu baþkaný Mualla haným da yanýmda dursun yaptýrdýðýmýz çiçeði bakanýmýza sunsun anlaþýldý mý arkadaþlar, haydi göreyim sizi..."

Bu konuþmalara kulak misafiri olan kaymakam iki eli cebinde kaldýrýmýn kenarýnda volta atarken gülümsüyordu. Ýlçenin en iyi fotoðrafçýsý þipþak Þakir geldiðinde ise ilçe baþkaný eliyle iþaret ederek çaðýrdý. Altmýþ yaþlarýnda þiþman kýsa boylu fýçý gibi bir tip olan þipþak Þakir baþkanýn hemen yanýna koþtu..

---"Buyrun sayýn Baþkan"

Baþkan etrafýna talimatlarý peþpeþe yaðdýrýyordu.

---"Yine geç kaldýnýz Þakir bey" diyerek kenara çekti, onu sessizce uyardý..

---"Bakýn Þakir bey sayýn bakan ile beni yanyana çok iyi çekmeniz gerek kýrk senedir bu iþdesiniz. Size iþinizi öðretmek istemiyorum ama daha önceki ilçe kongresindeki pozlar çok kötü çýkmýþtý. Yani sayýn bakan ile beni bir akraba gibi yahut kýrk yýllýk arkadaþ gibi çekmenizi istiyorum. Anlamýþsýnýz herhalde.
Siyasetle uðraþýyoruz bilirsiniz iki yýldýr ilk kez bir bakan ilçemize geliyor yani aman gözünüzü seveyim Þakir bey."

---"Merak etmeyin sayýn Baþkan dediðiniz gibi çekerim"

Þeref ile Rasim beyler baþta olmak üzere bazý partililerde þipþak Þakirin yanýna gidip ayrý ayrý konuþtu. Birkaçý cebinden para çýkartýp fotoðrafçýya verdi. Hepsinin de talebi hemen hemen ayný sayýlýrdý. Bakan bey ile en iyi resmi çektirebilmek. Aþýrý terden sýrýlsýklam olan fotoðrafçý koca kel kafasýndaki telleri mendil ile silerken herkese ayný cevabý veriyordu:

---"Merak etmeyin çekerim. Yalnýz bakana iyice yaklaþmanýz lazým. Geri kalaný ben hallederim. Mümkün olduðu kadar bakana yaklaþýn."

Az sonra ilçenin ana giriþindeki trafik birbirine karýþtý. Polis otosundan yapýlan anonslar ortalýðý çýnlattý. Sanki kýyamet kopuyordu. Birçok araç saða sola kaçarken önde bir trafik otosu arkada motosikletli bir trafik polisi, ortada ise siyah mercedes oto en arkada ise üç dört tane çeþitli markada siyah oto ile bakan konvoyu gözüktü. Anonslar çok þiddetliydi.

---"Araçlarýn dikkatine, 68-714 saða çekin. Tüm araçlar saða, 223 saða, araçlarýn dikkatine!"

Konvoyu gören ilçe baþkaný, kaymakam partililer hareketlendi. Bu patýrtýyý ve gürültüyü duyan yaþlý meraklý turistler ellerinde fotoðraf makinesi ile binaya doðru gelmeye baþladý. "Neler oluyordu?" acaba. Bina önüne gelen konvoy durduðunda önce mercedesin arkasýndaki otolardan bakanýn sivil koruma polisleri çýkýp mercedesin çevresini sararken FBI ajanlarý gibi gözleriyle etrafý kontrol ediyordu.Yirmi kiþilik bir heyet protokol oluþturmuþtu. Birkaç dakika sonra çevrenin güvenliðinden iyice emin olan koruma müdürü Mercedes’in arka kapýsýný büyük bir saygýyla açtý. Elli Altmýþ yaþlarýnda koca göbekli imam býyýklý yarým kel gözüken bakanýn önce vücudunun yarýsý, sonra diðer yarýsý dýþarý çýktý. Foto Þakirden daha þiþman olan bakan etrafýna þöyle bir baktý ve protokole yaklaþýp el sýkýþmaya baþladý.

---"Sayýn bakaným ilçemize gelmekle þeref verdiniz. Ben ilçe kaymakamý Rýza Uyar. Sayýn Baþbakanýmýz nasýllar acaba? Ýnþallah afiyet ve sýhhattedirler"

Bakan etrafýna bakýnca az da olsa caný sýkýldý. Hemen hemen hiç gazeteci ve televizyoncu yoktu. Üstelik birde þipþak Þakiri gazeteci zannediyordu. Sadece bakaný takip eden bir TRT kameramaný vardý, o da zaten adeta bakanýn çaycýsý gibi nereye gitse peþinden gidiyordu. TRT de kuraldý. Akþam ana haberlerinde mutlaka her bakanýn müthiþ icraatlarý gösterilirdi. Bakanýn can sýkýntýsýný ve uykusuzluðunu gideren tek þey ise kýrk kiþilik partilinin alkýþ ve sloganlarýydý. Bu grup adeta üçyüz kiþilik ses çýkartýyordu.

TÜRKÝYE SENÝNLE GURUR DUYUYORRRR

EN BÜYÜK BAKAN BÝZÝM BAKANNNNNN

Partililer coþmuþ, alkýþlar ve sloganlar ile ortalýðý inletiyordu. Meraklý turistlerde biraz uzaktan bu manzarayý izlerken de devamlý resim çekiyordu. Önemli bir film yýldýzýnýn geldiðini zannetmiþlerdi. Ama bu koca göbekli koca kafalý adam hiçte bir film yýldýzýna benzemiyordu. Turistler bu yüzden biraz þaþkýndý. Herhalde bilemezlerdi iktidar partisinin Tarým ve Köy Ýþleri Bakaný Cafer Toprak’ýn konumunu ve önemini. Ýlçe baþkaný Hasan Kayar haykýrdý ve elini sýktý..

---"Sayýn Bakaným þerefler verdiniz, hoþgeldiniz, kutsal mübarek Eyüp Sultan ilçemize gelmekle bizleri bahtiyar ettiniz, bendeniz Ýlçe Baþkaný Hasan Kayar"

Bakanýn sanki uykusu vardý gözlerini zorlukla açarcasýna duruyordu ve ilçe baþkanýna da kafasýný oynarak cevap verdi. Makyajdan suratý üstelik giyimiyle adeta pavyonlardaki konsomatrisler gibi duran kadýn kollarý baþkaný Mualla Haným elindeki koca buket çiçeði bakana uzatýp elini sýktý ve cýrtlak sesiyle:

"Sayýn Bakaným Hoþgeldiniz." dedi.

Bakan pazar tezgahýndan bir demet maydonoz alýrcasýna çiçeði tuttu birkaç saniye ve arkasýnda duran koruma polislerinden birine verdi. Partililer bakanýn tombul ellerini sýkmak ve yan yana bir resim çektirmek için mücaadele baþladýðýnda koruma polisleri bu kutsal koca gövdeyi korumak için çaba sarfetmeye baþladý. Ýnsanlar çýldýrmýþ gibiydi. Ayakkabýsý çýkanlar, paçasý yýrtýlanlar vardý. Þanslý olanlar bu iþi baþarýrken foto Þakir de bayýlmak üzereydi. Baþkan Hasan Kayar parti binasýnýn yerini gösterdi :

---"Sayýn Bakaným buyrun ilçe merkezimiz. Az soluklanýn öðle namazýna hemen gideriz. Lütfen buyurun" dediðinde koca Tarým Bakaný istemeyerekte olsa kalabalýðýn ortasýnda iþhanýna doðru yürümeye baþladý. Partililer hala polislerin arasýndan ellerini uzatýp bu kutsal gövdeye dokunmak için çýrpýnýyordu. Bazýlarý bakanýn dört köþe kalýn sýrtýný ellerken kimi kolunu hatta paçasýný elleyen dokunan heyecandan titriyordu. Devletin bir bakanýný ellemek ona dokunmak gerçekten bu insanlar için önemliydi. Hele resim çektirenler, bu olayý belgeleyenlerin deymeyin keyfine..
Bakan ülke gezilerinde bu tip karþýlamalara ve yalakalýklara artýk fazlasýyla alýþkýndý.

En korkutuðu þey ise parti iktidarý kaybederse yahut bakanlýk koltuðundan ayaðý kaldýrýlýrsa onu artýk kim karþýlayacaktý. Yýllardýr bu duruma alýþtýðýndan bazen bu tip olumsuz düþünceler tansiyonunu yükseltiyordu Tarým Bakaný Cafer’in. Bakanýn saðýnda ilçe baþkaný solunda kaymakam olduðu halde tabii ki korumalar ve etrafýndaki kalabalýk partililer eski binanýn giriþ kapýsýndan içeri girdiklerinde yoðun bir izdiham yaþandý.

Zaten çok dar olan koridora bu kadar insanýn ayný anda girmesi kargaþa yarattý. Bazý partililerin hala pantolon paçalarý ceketlerinin kollarý yýrtýlýyordu. Koruma polisleri ne yapacaklarýný þaþýrmýþtý. Baþkanýn sert ve otoriter sesini duyan partililer olduðu yerde durmak zorunda kaldý:

---"Arkadaþlar sayýn partililer rica ederim yavaþ olun. Þeref bey, Rasim bey lütfen duruma hakim olun. Herkes sýrayla içeri girsin" dedi. Tarým bakaný dahi þaþýrmýþtý.Klimalý makam aracýndan inip bu ilçe teþkilatýna nerden niçin gelmiþti ona kýzýyordu. Öfkesi ilçe baþkanýnaydý. Aslýnda onu buraya zorla adeta emr-i vaki getiren o olmuþtu.Eski iþhanýnýn birinci katý iktidar partisinin ilçe merkeziydi. Ve böyle berbat bir bina hiçte iktidar partisine yakýþmýyordu. Baþkanýn ikazlarýna raðmen partililer hiçte aldýrýþ etmiyordu. Kimse bakanýn kuyruðundan ve çevresinden ayrýlmak istemiyordu. Sivil koruma polisleri artýk dirsekleriyle kollarýyla birazcýk zor kullanarak, bazen tekme atarak bakaný yukarý çýkarabildi. Parti yazhanesi de ufacýk döküntü bir yer sayýlýrdý. Baþkan hemen geniþ koltuðunu çekerek bakaný oturttu. Kaymakam ile kendisi de saðýna soluna birer sandalye çekip otururken azgýn kalabalýktan þanslý olanlar içeri girebildi. TRT kameramaný ve þipþak Þakirde çok zor anlar yaþamýþ adeta periþan olmuþlardý. Baþkan baðýrdý :

---"Þeref bey lütfen artýk kapýyý kapatýn. Ýçerisi haddinden fazla doldu dediðinde Þeref bey kapýyý birkaç kiþinin yardýmýyla zorlukla da olsa iterek kapattý. Ýlçe Baþkaný hemen ayaða kalkýp kürsüde konuþurcasýna söylevine baþladý..

---"Sayýn bakaným zat-ý alinizin ilçemize yaptýðý bu ziyaretten dolayý tekrar teþekkürlerimi bildiririm. "Bakan kalýn boynunu çevirip gülümseyerek baþkana baktý.

---"Sayýn Bakaným biz ilçe teþkilatý olarak seçimlerde partimizin bayraðýný devamlý zirveye çýkartmýþýzdýr. Ýstanbulda Eyüp teþkilatýmýz gayet baþarýlýdýr.

Baþkan durmadan konuþurken bakan onun yüzünü ve konuþmasýný izliyordu. Düþündü bakan..

---"Bu Allahýn belasý ilçe baþkanýný kim buraya atamýþtý acaba?" böyle bir üçkaðýtçý adama belkide ilk kez rastlýyordu. Ýtalyada Roma þehrinde düzenlenen tarým konulu BM konferansýna katýlmýþ, daha bir saat evvelde yeþilköy havaalanýna inmiþti. Niyeti Eyüp Sultan Camisinde namazýný kýlýp tekrar Ankaraya dönmekti. Ancak yolda gelen bir telefon onu buraya sürüklemiþti. Arayan Ýstanbul il baþkanýydý. Ýl baþkaný telefonda :

---"Sayýn Bakaným madem Eyüp Sultana namaza gidiyorsunuz, sizden ricam oradaki parti teþkilatýna bir uðramanýz çok isabetli olacaktýr. Zaten teþkilatýmýz da sizi karþýlamak için bekliyor. Beþ On dakika orada olmanýz teþkilatýmýza moral verecektir" diyerek ricada bulunmuþtu..

Bakan Cafer kýsa bir süre düþünmüþ mecburen "iyi olur uðrarým" demiþti. Sebebi de Genel Baþkan Tansu Çillerin Seçim bölgesinin bu yerde olmasýydý. Tansu Çiller bu bölgeden milletvekili seçilmiþti. Ýstersen uðrama... Kendisi Ordu Milletvekili ve Bakanýydý. Ýstanbul ile hiçbir alakasý yoktu bakanýn.

---"Ýþte sayýn bakaným eski Genel baþkanýmýzýn, resmi" dediðinde bakan düþüncelerinden sýyrýldý birden. Bütün resimli çerçevelerin üstünde Süleyman Demirelin iri yarý vücudunu ve kafasýný gördü. Demirel her resim karesine zor sýðdýðý gibi bu çerçeveye de zor sýðmýþtý ve fýndýk gözleriyle bakýyordu. Tarým Bakanýnýn duygusal bir yapýsý vardý. Hüzünlendi, düþündü. Kýrk yýllýk siyaset yoldaþý Demirel ona bakýyordu. Bakan Cafer siyasetteki kariyerini Milletvekilliðini ve üç dönem bakanlýðýný ona boçluydu. Þimdiki koltuðunda bile Onun sayesinde oturuyordu.

Ýlçe baþkaný Mahmut Paþa tezgahtarý gibi habire konuþuyor sanki satýþ yapýyordu ama Bakan onu duymuyordu bile eski günleri düþünüyordu. Yetmiþli yýllarýn baþýnda Demirel onu evine yemeðe çaðýrmýþ özel bir görüþme yapmýþtý. O gün yediði yemeklerin tadý hala gýrtlaðýndaydý. Güniz sokaktaki evde önce iþkembe çorbasý sonra ýsparta kebabý bol yoðurtlu sarýmsaklý mantý patlýcan dolmasýný týkýnmýþlardý. Menüyü Nazmiye Haným hazýrlamýþtý. Kahvelere sýra geldiði zaman Demirel ve Bakan Cafer iyice þiþmiþ midelerine aðrý girmiþken iki tane kadife koltuða gömülmüþlerdi. Büyük filozof Demirel ona gerekeni açýklamýþtý. Bu esnada Nazmiye Haným iki þiþ ile beyaz bir kazak örmekle meþguldü ama kulaklarýný da tavþan gibi dikmiþ onlarý dinliyordu. Demirel bir taraftan kahvesini höpürdeterek içerken kalýn sesi ile tane tane konuþmuþtu..

---"Bah Cafer seni bahan yapacaðým. Gabine de bazý argadaþlarý dasfiye edeceðim. Cafer sennen ortah yanýmýz var. Hem de peh çoð. En önemlisi sen de çobandýn ben de çobandým. Ýgimiz yýllarca ne goyun sürülerini güddüg. Bu yüzden sana güvenim tamdýr. Cafer þu dört gelimeyi sagýn unutma. Gafanýn bir göþesine yaz. "Siyaset sürü gütme sanatýdýr" Goyun gütme ile hiçbir farg yogtur anlayacaðan. Yeter gi gavalý güzel çal. Goyunlar seni dagip eder. Çocuhluðunda nasýl yapmýþsan bu iþi baganlýðýnda da aynýsýný yap yeter. Memlegette benden daha güzel gaval çalan bir siyasetçi var mý yog. Ecevit ne yapýyor saz çalýyor. Goyun saz dinler mi? Ýsterse dümbeleg çalsýn. Onu evelallah her seçimde bertaraf ederiz. Vallahi sana þunu söylüyeyim Cafer aramýzda galsýn ama bizim vatandaþ inan goyundan bile daha uysaldýr. Dünyanýn heç bir memlegedinde böyle insanlar bulamazsýn... Bu nedenle cafer coð þanslýyýz bizi hiçbir güç yýgamaz. Ne darbe ne deprem ne de seçim. Bag gazetelerde benim için ne diyorlar? Çoban sülo. Hem de devamlý.. Vatandaþýmýz dahi iftihar ediyor. Dediðim gibi Cafer senlen yolumuz uzun. Hadi gahveni içtiysen ilerle de baþga argadaþlarla daha görüþmem var. He dur Cafer gýmýldama son olarak demem o ki bütün Peygamberler de çobandý. Muhammet, Musa, Davud hepsi çobandý. Cafer iþimiz zor gözügse de aslýnda çog golay. Gavalý güzel çalýcan tam goyunlarýn istediði gibi. Onlar yemlensin çiftleþsin baþga da birþey istemezler Cafer hadi güle güle.. Nazmiye Cafere yolu göster bari--"

Bakan bunlarý düþünürken ilçe baþkaný hala langur lungur konuþuyordu.

---"Ýþte Bakaným bu da Sayýn Baþbakanýmýz, Sayýn Genel Baþkanýmýz Tansu Çiller diyerek Bakana seslendi ilçe baþkaný"

Partililer koruma polisleri bir ara bakanýn uyuduðunu zannetti. Son anda durumu farkeden tarým bakaný Cafer Toprak eski rüyasýndan sýyrýlýp boynunu ve kafasýný saða sola çevirip baktý.

---"Hangisi sayýn baþkan?" diye sorduðunda ilçe baþkaný Hasan Kayar þaþkýnlýkla ona baktý. Baþkan Boðaz köprüsünü gösterir gibi kolunu uzatmýþ iþaret parmaðýný da dikmiþti. Çillerin Fotoðrafýný gören bakan..

----"Evet evet gayet güzel Baþkan" dedi. Bakan, korumalar partililer Tansu Çillerin resmine hayranlýkla bakýyordu.

Tansu Çiller’in kýsa kollu gömlekli ve etekli resmi ve sarý saçlarýný seyreden partililer ve bakan bu güzelliðe bakmaya doyamýyordu. Da Vinci’nin Mona Lisa tablosu gibi duruyordu Çiller’in resmi. Adeta ayný pozu vermiþti ama Mona Lisa’nýn bu güzelliðin yanýnda hortlak gibi bir karý gibi durduðu da bir gerçekti. Bir melek ancak bu kadar güzel olabilirdi. Sanki melekler yeryüzünü ziyaret etmiþte giderlerken bir tanesini bu dünyada unutmuþlar ve bu þansta ülkemize denk gelmiþ onu hemen baþbakan yapmýþlardý. Demirel baþbakanlýk koltuðunda kabzýmal gibi oturuyordu. Ve bu melek dünya aleme hangi memlekette böyle güzel bir baþbakan var diyordu. Bu meleðin tek kusuru ise dolandýrýcý bir kocasýnýn olmasýydý. Baþbakan melek kocasý kelek. Olacak þey deðildi ama bu ülkede neler olmuyordu ki.

Demirelin bakan Cafer’e tüm söyledikleri doðru çýkmýþtý. Yetmiþli yýllarýn sonlarýna kadar Çoban Sülo bir askeri darbe atlatmýþ birkaç kez de Eceviti seçimlerde nakavt edip yere sermiþti. 1980 yýlýna gelindiðinde Çoban Sülo Baþbakanlýk koltuðunda kavalýný çalmaya devam ederken Bakan Cafer de yanýndaydý. Kabinenin en sadýk adamý Cafer’di artýk.Ancak 12 eylül 1980’de büyük komutan Kenan Paþa elini kaldýrýp haykýrmýþtý:

---"Dur yolcu bilmeden bastýðýn bu topraklar koyun otlattýðýn bu çimenler ve tarlalarda ne badireler atlatýldý biliyor musun? Seni kaç kez uyardýk býrak artýk sürüyü baþka yerde otlan hadi aslaným hadi!" diyerek Demirel’in çobanlýðýný bir süre erteletmiþti.

Fakat Demirel yýllarca bekledikten tabii ki sabýrla bekledikten sonra tekrar kavalýna kavuþmuþ önce baþbakanlýða sonra da cumhurbaþkanlýðýna ulaþmýþtý. Þimdilerde de Çankaya Köþkünde Nazmiye hanýmla beraber yufka açýp mantý yapýyor arada bir de kavalýný çalýyordu.
Çenebaz ilçe baþkanýnýn haldýr huldur tarhana bulgur konuþmasýný herkes býkkýnlýkla dinliyordu. Baþkanýn aðzýnda köpükler saçýyordu ve elindeki mendille bu köpükleri kontrol ederken zorlanýyordu. Suratý dahi kýzarmýþtý. Kaymakam kin ve nefretle ilçe baþkanýna bakarken Allah bilir içinden ne küfürler ediyordu kimbilir? Nihayet sustu baþkan...

---"Evet sözü sayýn Tarým ve Köy Ýþleri Bakanýmýz Cafer Toprak beye veriyorum" dedi.

Tarým Bakaný Cafer bir an tereddüt etti. Ne konuþacaktý burada? Aniden bu ilçeye gelmiþti hem de isteði dýþýnda. Kýsa bir öksürük kem küm gibi sesler çýkaran bakana herkes merakla bakýyordu. Yüce Bakan ne diyecekti acaba? Bakan zaman kazanmak için kýsa bir süre düþündü. Burasý Ýstanbuldu ne diyecekti Ýstanbullulara? Sýðýr fiyatlarýndan yem buðday gübre mevzularýndan konuþamazdý. Ýçinden tövbe tövbe estaðfurullah diyerek ilçe baþkanýna lanet okudu. Ancak Demirel’in yoldaþýydý bakan. Demirel gibi çalamasa da kavalý çalmasýný bilirdi. "Öhö öhö" diye öksürdükten sonra :

----"Sayýn Eyüplüler Sayýn Ýlçe Baþkaný öncelikle hepinize teþekkür ederim. Teþkilatýnýzý ziyaret etmekten gerçekten çok memnun oldum. Misafirperverliðiniz inanýn benim eski anýlarýmý ve günlerimi hatýrlattý. Sizler bu ilçede olduðunuz müddetçe partimizin her daim büyüyeceðine inancým tamdýr. Mukaddes Eyüp Sultan Camiine öðle namazýna gelmiþtim ve sizleri de görmekten çok mutluyum" diyerek baþkana döndü.

----"Evet Sayýn Baþkan öðle namazý da herhalde okunmak üzere ben müsaadenizi istiyorum" diyerek saatine baktý. Gözleri fýldýr fýldýr dönen ilçe baþkaný kaþla göz arasý kalkmak için koltuðundan hamle yapan bakaný eliyle iterek kalkmasýna engel olduktan sonra bir kartý tarým bakanýnýn eline zorla uzattý. Bakan þok geçirmiþti þaþkýnlýktan küçük dilini yutacaktý. Ama kartý okuyunca adeta gözleri yerinden fýrlayacaktý. Kartta..

---"Sayýn bakaným Eyüp Ýlçe Teþkilatý olarak önemli bir talebimiz vardýr. Þahsýmýn Batman Türk Petrol A.Þ de þuanda boþ bulunan bir yönetim kurulu üyeliðine ivedilikle atanmamý istirham ederim. Zat-ý aliniz takdir eder ki birçok ilçe baþkaný bu yerlerde maaþ almaktadýr. Yýllardýr Partiye hizmet ettiðimden dolayý bu görevi hakettiðime inanýyorum. Teþkilatýmýzda beni desteklemektedir. Gereken önemi göstereceðinize teþkilat olarak tüm kalbimle inanýyorum. Hürmetlerimi sunarým.. DYP Eyüp Ýlçe Baþkaný Hasan Kayar." notu yazýlýydý..

Bakan þimdi anlamýþtý durumu. Buraya niçin getirildiðini. Siyasi hayatýnda bu adam gibi sayýsýz dolandýrýcý üçkaðýtçý Ýlçe baþkaný, il baþkaný hatta Milletvekili görmüþtü ama böylesini de yeni görüyordu. Bakanýn zaten iki akrabasý bu petrol þirketinde yönetim kurulu üyesiydi. Yani Bakan bunu seve seve yapacaktý. Eðer Hasan Kayar’ý da almazsa adeta þantaj yapýyordu. Herkes basýn bu iki akrabayý duyabilirdi. Ýlçe Baþkanýna zoraki gülümsemeyle bakan Cafer gördüðü bir çift hain gözden korkmuþtu. Kartý cebine koyan Bakan kafasýný "olur" anlamýnda sallayýnca ilçe baþkaný da çok memnun oldu ve tekrar haykýrmaya baþladý:

----"Evet Þeref bey, Rasim bey hemen namaza yetiþmemiz lazým. Yol açsýnlar. Sadece sizler ve kurul üyeleri gelsin. Buyurun sayýn bakaným" diyerek yolu gösterdi.

Tarým bakaný nerdeyse fenalaþmak üzereydi ki koltuktan hýzla kalktý. Polisler tekrar ayný kalabalýðý ite kaka yol açma mücaadelesine giriþti. Nihayet merdivenlerden inip caddeye çýktýklarýnda ilçe baþkaný yanýna yönetim kurulundan on kiþiyi aldý. Bakanýn da yaklaþýk on korumasý vardý ve heyet hemen camiye doðru yürümeye baþladý. Ýlçe baþkaný bir sevgili gibi bakana yapýþmýþtý. Bakana tarihi Eyüp ilçesinden bahsederken bakan da somurtarakta olsa mecburen dinliyordu. Kaymakam da laf olsun torba olsun dercesine konuþmaya çalýþýyordu ama adeta Yalova Kaymakamý konumuna düþmüþtü. Heyet cami avlusuna yaklaþtýðýnda bütün vatandaþlarýn dikkatini çekti. Simitçisi Gazozcusu dilencisi, turisti ve namaz için gelen müminlerin bakýþlarý heyet üzerindeydi. Bakan her zaman olduðu gibi önde gidiyordu, insanlar ne kadar dikkatli baksalarda onu tanýyamýyordu. Deli doktoru olan saðlýk bakaný Yýldýrým Aktuna olsaydý hemen herkes mutlaka tanýrdý.

Ýlçe Baþkaný Hasan Kayar Tarým Bakaný Cafer’in bir koluna girmiþ adeta kene gibi yapýþmýþtý. Cami avlusuna girdiklerinde birkaç türbeye bakan ilçe baþkaný..

----"Sayýn Bakaným burada eski sadrazamlarýmýzdan büyük devlet adamýmýz rahmetli Sokullu Mehmet Paþa yatýyor" dediðinde Bakan Cafer..

----"Ya öyle mi bari bir fatiha okuyalým" dedi.

Yirmi kiþilik heyet türbenin önünü sarýnca dua okuyan birkaç vatandaþ kaçmak zorunda kaldý. Türbede Sokullu Mehmet Paþa, bacanaðý, damadý ve harem aðasý bir zenci paþa olmak üzere dört sanduka içinde yaklaþýk Üçyüz yýllýk uykularýnda yatýyorlardý. Osmanlý dönemi tarihinin gelmiþ geçmiþ en büyük rüþvetçisi Sokullu Paþa’ya hergün binlerce insan dua okuyordu.
Heyet öyle bir matem havasýndaydý ki Sokullu Mehmet Paþa sanki yeni ölmüþtü. Kaymakam gözünden akan birkaç yaþ damlasýný kirli beyaz mendiliyle sildi. Nihayet dua bittiðinde caminin giriþ merdivenlerinden týrmanan heyeti beyazlar içinde üç imam karþýladý. Daha önceden haber verildiði belliydi ki ortada duran kýdemli imam elini uzatarak bakanýn elini sýktý:

----"Sayýn bakaným hoþgeldiniz, Allah devletimize milletimize zeval vermesin" dedi.

Ýmamlar camiye girerken baþkan Hasan Kayar ve adamlý ayakkabýlarýný çýkarmaya baþladý. Koruma polislerinin bir tanesi hemen eðilip bakanýn ayakkabý baðlarýný çözmeye baþladý. Zaten Bakan Cafer’in bu göbekle deðil ayakkabýsýný çýkarmak; ayaklarýný dahi görmesi mümkün deðildi. Herkes bakaný beklemeye baþladý. Korumasý baðcýklarýný çözdükten sonra ayakkabýlar için mücaadeleye baþladý. Nihayet bir tekini çýkardýðýnda kaymakam ve baþkan olmak üzere partililer þok geçirdi. Ýnanýlýcak gibi deðildi. Bu ayak bu ayakkabýya nasýl girmiþti?

Kýrkbeþ numara gözüken ayakkabýdan elli numara bir ayak çýkmýþtý. Bu ayak nasýl bir ayaktý? Baþkan Hasan:
----"Yarabbim sen neler yaratýyorsun, sen nelere kadirsin?" diyerek iç geçirdi.

Ýkinci tek ayakkabý da zorlukla da olsa çýkarýldý. Bakanýn giydiði çoraplarýn siyah olmasý artýk bu ayaklarý palet gibi gösteriyordu. Fakat gözleri faltaþý gibi açýlan heyet üyeleri hiçbirþey görmemiþ gibi yaparak camiye girdi. Ýmamlarda bakan için namaza yaklaþýk beþ dakika rötar yapmýþtý. Bakan heyetiyle içeri girip imamýn arkasýnda safha geçti. Heyetten hiç kimse abdestli deðildi ama heyet seferi durumda olduðundan dinen bir sakýncasý da olmayabilirdi. Hepsi bunu düþünüyordu. Çoðunluðu yaþlý insanlardan oluþan cemaatin bazý üyeleri bakanýn yanýna yaklaþarak saflarý iyice sýkýþtýrdý. Bu yüzden koruma polisleri secde ederken birkaç silah, telsiz cep telefonu yere düþtü. Paldýr küldür seslerini duyan silahlarý gören bazý ihtiyarlar korku içinde panikle namazý yarým býrakýp kaçtý. Sanki organize suç örgütü lideri ve adamlarý namaza gelmiþti. Tabii ki böyle düþünenler bunlarýn bakan ve heyeti olduðunu bilmiyordu. Bilmeyenlerden sekiz on kiþi canýný kurtarma telaþý içersinde camiden fýrladý. Buna raðmen bakan, heyet, imamlar, diðer cemaat büyük bir ruh coþmasý içersinde namaz kýlýyordu.

Allahýn evinde devletin bir bakaný üstelik güvenlik kuvvetleri, partililer ilçe esnafý adeta bütünleþmiþ bir haldeydi. Böyle bir namazý kýlmayan herhangi biri bu duyguyu anlayamazdý. Ýmamlar dahi kutsal vazifenin doruðuna ulaþmýþtý. Koruma polisleri secde ederken dahi görev bilinci içinde tüm cemaati hatta imamlarý dahi kontrol ederken elleri de her an tetikte sayýlýrdý.

Allah göstermesin bir hain suikastçi bakanýn canýna her zaman her yerde saldýrýda bulunabilirdi.