Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Bolu daðýnýn meþhur sis bulutu akþam üstü olduðundan olsa gerek daha da belirgindi. Yavaþ yavaþ aþaðýya doðru inerken sanki güneþten önce istanbul'a varacaðýmý hissediyodum. Hayatýmýn en iyi yazýlarýný, otobüsün bir o yana bir bu yana sallanmasýndan dolayý en rezalet harflerle kaðýda dökmeye çalýþýyordum. Sað tarafýmda bir kaç kasaba vardý. Ve kasabalarýn önlerinde bizim gibi otlamaktan baþka hiç bir iþe yaramayan kendi halinde bir kaç inek. Yol kenarýnda taze fýndýk satan ve yaþlarý yediyi geçmeyecek bir kaç ufaklýðýda göz ardý etmiyorum tabii. Onlarda inekler gibi kendi hallerinde. Tek farklarý bir iþe yaramalarý. ................. Kafamý kaldýrdýðýmda artýk Bolu daðýnýn en son virajýný dönüyorduk. Güneþ þimdi biraz daha aþaðýda ve kýzýl bir vaziyette sýrýtýyordu. Artýk Ýstanbul yoluna girmiþtik. Hayli genç olan þöförümüz bir taraftan iþtahla sigarasýný içine çekiyor diðer taraftan da koca otobüsü zapt ediyordu. Birden aklýma þu geldi. Hani haber bültenlerinde "Bilmem nerden bilmem nereye giden otobüs kaza yaptý. Ve yola saçýlan eþyalarýn arasýndan, yolculardan birisinin yazdýðý þu dizeler bulundu" diye bazen söylenir ya. Bir an sanki kaza yapacaðýmýzý ve benim deminden beri saçmaladýðým bir kaç kendini bilmez cümlenin birilerinin kulaðýna gideceðini düþledim. Neyse........ Ýki þeritli yolun birisi kapatýlmýþ. Sabah gidiþ olarak kullandýðýmýz yolu þimdi de geliþ olarak kullanýyoruz. Yine eziyet yine e-zi-yet. Güneþin iki üç buluta yansýyan kýrmýzýlýðý dýþýnda kendinden eser bile kalmadý. Ýstanbul 186 Km... Yavaþ yavaþ Ýstanbul'a doðru ilerliyoruz. Saat henüz 20:17. Otobüsteki bir kaç kiþi çoktan uyuklamaya baþlamýþtý bile. Ben ise sabahýn köründe uyanmýþ olamama raðmen hala cin gibiydim. Ve uyuyan bir cin olmaya da hiç niyetim yoktu. Ýstanbul 178 Km... Küçük bir mýsýr tarlasýnýn yanýnda geçp gittik. Artýk evleri yolun sol tarafýnda görmeye baþlamýþtým. Çoðu kerpiten yapýlma dik çatýlý müstakil evcikler. ........ Arka sol lastiði patlamýþ bir yolcu otobüsünün yanýnda geçip gitik. Hehh, Aksilik iþte. ........ Yolun iki tarafýna serpiþtirilmiþ evlerin ýþýklarý yanmaya baþlamýþtý. Hava iyice karardýðýndan bende tepemdeki lambanýn düðmesine bastým. Artýk kaðýdý daha iyi seçebiliyordum. Servis saati olmamasýna raðmen bir kahve istedim. Ve saðolsun görevli arkadaþ hemen getirdi. Þimdi bir taraftan kahvemi yudumlarken bir taraftan düþünüyorum. Kafam o kadar karýþýk ki düþündüðüm þeyi yarýda býrakýp baþka bir þeyleri düþünmeye baþlýyorum. Ama tabii onlarýda yarým býrakýyorum. Az önce, nefes alýþýmla bir þey içiþimin eðer kontrol edemeyeceksem ayný anda olmayacaðýný kahvemin genizime gitmeye çalýþmasýyla öðrendim. ......... Havada yine sadece bir yýldýz var. ......... Sapanca gölünün yanýndan geçiyoruz. ......... Ýstanbul 113 Km... ......... Bindiðim otobüs 06 plaka. Ama Ýstanbul'a gidiyoruz. Biliyorum. "SAÇMALIYORUM" ......... Artýk yolda aðaçlar ve elektrik direklerinden baþka bir þey yok. ......... Ýstanbul 94 Km... ......... Hiç sevmediðim Ýzmit'e girmek üzereyiz. Her yaný zehirli sarmaþýklar gibi sarmýþ fabrikalarýn, ve bunlarýn arasýnda tutnmaya çalýþan ev bozuntularýnýn arasýndan geçiyoruz. Tepenin her bir yanýna hesapsýzca yerleþtirilmiþ bir yýðýn gündüzkondu. Hepsinin yüzleri deðiþik yerlere bakýyor. Ve hepsinde deðiþik renk ýþýklar yanýyor. Yeþil, sarý ve beyaz... ......... Tünelden geçiyoruz... Bir daha... ......... Þimdi de kahve servisi baþladý. Yüzsüzlük yapýp bir kahve de þimdi aldým. Ýstanbul 74 Km... ......... Fabrika ve ev keþmekeþinin yanýna birde yol kenarýnda lüks arabalarla ölüm pazarlýðý yapan hayat kadýnlarý eklendi. REZALET... REZALET... ......... Bu arada kahvenin yanýnda verilen çikolatalý bisküviyide mideme indirdim. ......... Artýk yolda duraklayarak ilerlemeye baþladýk. Demek ki Ýstanbul'a fazla birþey kalmamýþ. Ýstanbul 51 Km... ......... Hayatýmda yaþamak isteyeceðim en son yer olan Dilovasý'ndan geçip Gebze'ye doðru burnumuzu soktuk. ......... Uykum hala yok. ......... Ýstanbul 29 Km... ......... Ýstanbul Ýl sýnýrý... ......... Ölümle pazarlýk burada da var. Bu kez.............. ......... 22:37 Ýstanbul'a hoþ bulduk........ ......... 22:45 Harem'deyiz... Denizde kocaman bir ro-ro var. ......... 23:05 Boðaz köprüsündeyiz. ......... 23:25 Artýk ayaklarýmý yere basabiliyorum. ......... 00:00 Eve dönmek güzel...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mavi Sayfa / Uður KÖROÐLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |