..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Ýstanbul > Münevver Saral




10 Haziran 2009
Tüm Zamanlarýn Þehrine Yine...  
Münevver Saral
Çaðýn gereði modern bir tramvaya biniyorum Eminönü' nden. Bu modern tramvayýn içinde; Sirkeci, Gülhane, Sultanahmet, Çemberlitaþ, Beyazýt, Laleli güzergahýndan geçerken sanki duruyor zaman. Mehter marþlarý eþliðinde Sultanlar geçiyor önümden. Yine o durmuþ zamanlarda Galata Kulesi' ne çýkýyorum. Hazerfan Ahmet Çelebi' nin kanatlarýyla süzülüyorum Boðaz' da. Kýz Kulesi' ne iniyorum, yorulmuþ kanatlarýmý dindirmek için. Bir fincan kahve içiyorum Boðaz' a karþý. Biraz dinlenince Üsküdar' a geçiyorum. Bir yaðmur yakalýyor beni Üsküdar' da. Týpký o meþhur katip gibi benim de eteklerim çamurlanýyor. Bulduðum mendile Hacýbekir lokumlarýndan dolduruyorum. Bir kayýða biniyorum Üsküdar' dan. Beþiktaþ' ýn önlerinde Barbaros Hayrettin Paþa' yý selamlýyorum. Az daha ileride bütün haþmetiyle Dolmabahçe beliriveriyor gözlerimin önünde. Sonra... Sonra Haliç' e doðru yol alýyorum


:BABH:
Ýstanbul bir modern zamanlar þehri. Modernliðe duyduðum özlem, hergün biraz daha yaklaþtýrýyor beni ona. Misafiri olduðum þu süreç içerisinde; gözümde kurduðu taht yetmiyormuþ gibi gönlümde de taht kuruyor Modern Ýstanbul. Hem öyle ki, modernliðine olan hayranlýðýmla birlikte; o eski, tanýdýk þehrime ne kadar da yabancý kaldýðýmý daha iyi anlýyorum þimdi. Ve ne yaman bir çeliþki, her ne kadar misafir de olsa insanýn; tanýdýk bir þehirde kendini bütün bütün yabancý hissetmesi. Bir tarafta, þehrin yeni yüzünün büyüsü... Diðer tarafta, büyülendiðim bu yeni yüzde; bir türlü kabullenemediðim yabancýlýðýmý gidermek adýna o bildik, eski þehri aramak...

Perdeler çekiliyor üzerine þimdi , Ýstanbul' un !
Zaman tüllerinden yapýlmýþ; incecik, dantel dantel perdeler ...
Savruldukça rüzgarda ,
Asitane' den efil efil dem gösteren perdeler...

Modern Ýstanbul' un baþ döndürücülüðü içinde, þu yukarýdaki dizelere yaslanýyorum; dengemi bulmak için. Tutunmak için uzandýðým satýrlardan zamana yapýþýyor parmaklarým.

Zaman... Modern þehirlerde zaman daha da bir hýzlý mý akýyor, ne? Ne mümkün hýzýna yetiþmek. Ve hýzýna yetiþemediðimiz zamanlarýn içinde; yüzleri yarýna dönük bugünün mahallelerinde, sokaklarýnda, caddelerinde dünden izler aramak boþuna bir uðraþ belki. Çünkü her þeyi ama her þeyi çaðýn gereklerine göre yaþýyor þehirler. Düne rest çeken ama çektiði bu resti unutmuþcasýna, yarýna bugünden izler býrakmak isteyen çaðýn gerekleri... Evet, unutmak dünü ! Þehirlerin, bu hýzlý devinim içinde; sadece ama sadece bugünü yaþamasý normal elbette. Modern bir þehirde teknolojinin nimeti devasa akýllý binalarýn göðe yükselmesi normal. Eski gecekondularýn bir bir yýkýlarak yerlerine iskansýz apartmanlarýn dikilmesi normal. Ýleri teknolojik ürünlerle donatýlmýþ okullarýn, hastanelerin, spor komplekslerinin, stadyumlarýn, yollarýn..., yayalara geçit vermeyen araç trafiðinin þehrin her yanýný sarmasý normal. Ýtfaiye, cankurtaran, polis araçlarýnýn... siren seslerinin eþliðinde o sýkýþýk trafikte adým adým ilerlemek normal. Son derece lüks restoranlarda en lezzetli yemekleri yerken, en lüks kafelerde en lezzetli yabancý menþeli kahveleri yudumlarken... þehrin en güzel manzaralarýný izlemek normal. Ýrili ufaklý alýþveriþ merkezlerinin her geçen gün çýð gibi büyümesi normal. Vapurlarýn, otobüslerin, minibüslerin, trenlerin, taksilerin... her gün ama her gün dolup dolup boþalmasý normal. Meydanlarýn, caddelerin, sokaklarýn her mevsim ayrý ayrý çiçeklerle bezenmesi normal.

Þehirler kadar insanlar da çaðýn gereklerini yaþamaya mecbur. Ve bu mecburiyet içerisinde, insanýn; sosyal, kültürel, teknolojik... devinimlerin hýzýna ayak uydurmaya çalýþýrken, farkýnda olmaksýzýn yaþadýðý deðiþimler de normal. Zenginlikle yoksulluðun dip dibe yaþamasý normal. Ayaklarý çýplak, yüzleri kirli küçücük çocuklarýn trafiðin sýkýþýklýðýnda dilenmeleri normal. Kendilerine uzatýlan o küçücük avuçlarý görünce, otomobillerin açýk camlarýnýn kapatýlmasý normal. Toplu taþýma araçlarýnda sakatlarý, yaþlýlarý, çocuklarý gören saðlamlarýn; oturduklarý koltuklarýnda uyuyor pozisyonuna geçmesi normal. Baþý kesilmiþ cesetlerin çöp bidonlarýndan çýkmasý normal. Dünün aykýrý ve aþýrýlýklarýnýn bugün için olaðan ve yerindeliðe dönüþmesi normal. Dün ahlak dýþý olarak nitelenenlere bugün haklý gerekçeler bulunmasý normal. Bunlar gibi daha pek çok þey normal normal olmasýnada yine de gün geliyor; bu normallikler baþýný döndürüyor insanýn. Ve bu sarhoþluk içinde; hýzla geçen zamana çarpýyoruz. Hem öyle ki, kalýveriyoruz birden zamanýn ortasýnda. Hele hele o eski, bildik ama þimdilerde misafiri olduðum Ýstanbul' da; zamanla çarpýþmak nasýl da yaralýyor beni. Kanayan yaramý bir nebze de olsun durdurmak için; o, hýzýna ayak uyduramadýðým zamaný avuçlarýmýn arasýna alýp durdurmak durdurmak istiyorum .

Çaðýn gereði modern bir tramvaya biniyorum Eminönü' nden. Bu modern tramvayýn içinde; Sirkeci, Gülhane, Sultanahmet, Çemberlitaþ, Beyazýt, Laleli güzergahýndan geçerken sanki duruyor zaman. Mehter marþlarý eþliðinde Sultanlar geçiyor önümden. Yine o durmuþ zamanlarda Galata Kulesi' ne çýkýyorum. Hazerfan Ahmet Çelebi' nin kanatlarýyla süzülüyorum Boðaz' da. Kýz Kulesi' ne iniyorum, yorulmuþ kanatlarýmý dinlendirmek için. Bir fincan kahve içiyorum Boðaz' a karþý. Biraz dinlenince Üsküdar' a geçiyorum. Bir yaðmur yakalýyor beni Üsküdar' da. Týpký o meþhur katip gibi benim de eteklerim çamurlanýyor. Bulduðum mendile Hacýbekir lokumlarýndan dolduruyorum. Bir kayýða biniyorum Üsküdar' dan. Beþiktaþ' ýn önlerinde Barbaros Hayrettin Paþa' yý selamlýyorum. Az daha ileride bütün haþmetiyle Dolmabahçe beliriveriyor gözlerimin önünde. Sonra... Sonra Haliç' e doðru yol alýyorum. Eyüp' e, Hz. Ebu Eyyub El Ensari' ye, oradan da Piyer Loti' ye gidiyorum. Haliç' i seyrediyorum uzun uzun.Yeterince dinlenmiþ kanatlarýmla, Boðaz' a süzülüyorum büyük bir tutkuyla yine. Kuzguncuk, Beylerbeyi derken Çengelköy ' e geliyorum. Koca bir çýnar iliþiyor gözüme Çengelköy' ün üzerinden geçerken. "Çýnar altýna kahvaltýya gidelim" diyen yeðenimin sözleri geliyor hatýrýma birden. "Burasý mý acaba" diye merak ediyorum. Alçalýyorum iyice. Tarihi Çýnaraltý çay bahçesinde kahvaltý ederken buluyorum bizimkileri. Çengelköy börekçisinden alýnmýþ börekler lezzetli görünüyor masada. Acýktýðýmý hissediyorum. Avuçlarýmýn arasýna alýp durdurduðum zamanlardan sýyrýlýyorum usulca. Kanatlarýmý katlayýp cebime yerleþtiriyorum kimseler görmeden. Boðaz' a bakan sandalyeme oturuyorum sessizce. Elindeki çay tepsisi ile masalarýn arasýnda dolaþan çaycýdan, küçük bir çay istiyorum. Börekler göründüðünden daha da leziz. Keskin bir yosun kokusu sarýyor etrafý. Gözlerimin önünde masmavi bir deniz, dantel gibi bir kýyýda sýralanmýþ birbirinden güzel saraylar, yalýlar, kýyýya baðlý tekneler, Boðaz' ýn incisi bir köprü, parlak bir güneþ... Bütün bu görsellik içinde çayýmý yudumlarken düþünmeden de edemiyorum doðrusu. Ýster istemez bir soru takýlýyor aklýma. "Mekana hapsolmuþ zamanlar mý, yoksa zamanda yitip gitmiþ mekanlar mý , hangisi daha gerçek ? " diye. Gerçek, her ne kadar bu türlü sorularda izafi olsa da yine de karar veremiyorum hangisinin daha gerçek olduðuna.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tüm Zamanlarýn Þehrine Küçük Bir Eleþtiri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýmgelemden Gerçeðe [Þiir]
Sonbaharda Gölcük [Öykü]
Bir Masal, Þu Uzungöl! [Öykü]
Zaman Ýçinde Bir Çamlýca! [Öykü]
Can Aldatmacasý [Öykü]
Maslow` Un Ýhtiyaçlar Hiyerarþisi Kuramýnýn Perspektifinden Ekonomik Açýlýma Kýsa Bir Bakýþ [Deneme]
Deniz Mavisi Özlemin Þimdi Bir Düþ Oldu Anýlarda, Ey Güzel Ýstanbul! [Deneme]
"Kelimelerin Ýçinin Boþaltýlmasý" Deyimine Öznel Bir Yaklaþým [Deneme]
Ziraat Çay Bahçesi / Rize [Deneme]
Yüzü Denize Dönük Yaþamak [Deneme]


Münevver Saral kimdir?

Kendime yaptýðým yolculuklarýmý görüntülediðim bir fotoðraf makinesi gibidir yazý. Kimi zaman gerçekleri hayali bir netlikte, kimi zamansa hayalleri gerçek bir netlikte fotoðraflayan bir makine.

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Münevver Saral, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.