Dünya hayal gücünün tuvalinden baþka birþey deðildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
Allah’ýn kulu çokmuþ. Evvel zaman içinde, Kalbur saman içinde, Bir Türkmen beyi varmýþ, Ýyi kalpli adammýþ. Baðýndan ne alýrsa, Tarladan ne çýkarsa, Yiyip, içip yaþarmýþ Kimseye karýþmazmýþ. Bey, bir kâhya istemiþ, Kösenin biri gelmiþ. Önce onu elemiþ. Bir sýnavdan geçirmiþ. Köse’ye þöyle demiþ: — Hoþ geldin bre Köse, Ýþte sana bir kese. Bir koyun parasý var, Süresi kýrk gün kadar. Onunla bir koyun al, Ýstersen çobana sal. Kanýna kan isterim, Canýna can isterim. Bir kürk ver derisinden, Börk isterim yününden. Bana yedir etinden. Ýsteðim þudur senden: Koyunu diri getir, Parayý geri getir... Aklýna yatýyorsa, Yüreðin yetiyorsa, Ýsteklerimi yap da, Kâhyalýk avucunda... Köse parayý almýþ, Derin bir fikre dalmýþ. Boþa koymuþ dolmamýþ, Dolusu hiç almamýþ. Anýnda pes etmemiþ, Umudunu kesmemiþ. Az uz gitmiþ durmadan, Görmüþ biri pýnardan, Su içiyor o anda, Azýðý da yanýnda. Selâm verip almýþlar, Orada tanýþmýþlar. Köse demiþ: — Arkadaþ, Ýsmini söyle dadaþ. Nerelerden gelirsin, Ne tarafa gidersin?.. Adam demiþ ki: — Köse, Adýma derler Ese. Dereköy’den gelirim, Tepeköy’e giderim... Köse demiþ: — Arkadaþ, Çok memnun oldum gardaþ. Ben de garip yolcuyum, Ama öyle doluyum!.. Sorma gitsin derdimi, Kaybetmiþim kendimi... Çayýr çimen biçerek, Soðuk sular içerek, Bir süre yol almýþlar, Yokuþa týrmanmýþlar. Ese kaþýný çatmýþ, Ortaya bir lâf atmýþ: — Çok iyi de köyümüz, Þu yokuþu gözümüz, Kesmiyor Köse gardaþ. Bizi yýldýrý dadaþ... Köse gülerek demiþ: — Yahu bu çok kolay iþ... Bu yokuþtan ne çýkar! Beni yarýya kadar, Alýr da taþýrsýn sen, Yarýsýndan sonra ben, Seni alýp giderim, Yorulmayýz eminim. Ese hafifçe gülmüþ, Sonra Köse’yi süzmüþ. Þöyle demiþ içinden: “Atýyor düþünmeden! Þu yokuþu týrmanan, Yük alýr mý bir insan?.. Akýl mý senin ki de! Oynatmýþtýr belki de...” Ýçinden gülüp geçmiþ, Baþka da söz dememiþ. Tam tepeye ermiþler, Ekinleri görmüþler. Köse demiþ: — Maþallah! Doldurup vermiþ Allah. Bu ekinler sizin mi, Yiyip bitirdiniz mi?.. Yine þaþýrmýþ Ese, Ýçinden demiþ: “Köse, Þüphe ettim aklýndan. Senin bir tahtan noksan! Bu adam süper manyak, Hem de kafadan çatlak! Ekinleri biçmeden, Harmana getirmeden, Deli, bize yedirdi! Tarladayken bitirdi...” Biraz daha gitmiþler, Bir mezara ermiþler. Köse yine seslenmiþ, Ese’ye þöyle demiþ: — Topraklarý bol olsun, Yerleri cennet olsun. Hep ölü mü bu canlar, Var mýdýr yaþayanlar? Cini tutmuþ Ese’nin, “Vallah, demiþ Köse’nin Birkaç tahtasý noksan! Toprak olan onca can, Mezarlarda yaþar mý? Hiçbir örneði var mý?..” Ne “he” ne de “yok” demiþ, Böyle köye girilmiþ. Kapýyý çalmýþ hýzla, Ese yarým aðýzla, Köse’yi davet etmiþ, Ona þöyle söylemiþ: — Gel içeriye buyur, Gir de karnýný doyur. Bir acý kahvemi iç, Yorgun gidilir mi hiç!.. Köse içeri girmiþ, Ese mutfaða gitmiþ. Ese’nin kýzý varmýþ, Cin gibi akýllýymýþ. Bir fýrsatýný bulmuþ, Ese’ye þöyle sormuþ: — Bu konuk kimdir baba, Dost mu, yoksa akraba? Ese demiþ ki: — Kýzým, Sorma sana ne lazým! Deli mi, dengeser mi, Adam sap mý, keser mi? Çýkamadým içinden Anlamadým sözünden! Yokuþta þöyle dedi, Ekine böyle dedi. Mezara öyle dedi, Abuk sabuk söyledi... Kýz hafif gülümsemiþ: — Ýlahi baba, demiþ. Darýlýp kýzma bana, Bir imâ, bin bir manâ… Deli sandýðýn o zat, Sanma kafadan sakat! Çok akýllý lâf etmiþ, Mecaz-î söz söylemiþ. Yokuþta demiþ sana: Yarýya kadar bana, Havadan sudan konuþ. Yarý olunca yokuþ, Sonra da ben söylerim, Yokuþu bitiririm. Ekinleri görünce, Sana demiþ ki bence: Tarladan çýkacaðý, Sapý ile baþaðý, Size mi kalacaktýr, Borca mý yatacaktýr? Mezarlýðý görünce, En büyük söz bu bence: Burada yatanlarýn, Saðlýðýnda onlarýn, Ýþlediði sevaplar, Hayýr ve hasenâtlar, Söylenir mi ardýndan, Evlat ve torunlardan, Ananlarý var mýdýr; Yoksa hep toprak mýdýr?.. Ese dizine vurmuþ, Hemen içeri koþmuþ. Köse’nin sözlerini Kýzýn dediklerini, Yorumlamaya kalkmýþ, Yüzüne bulaþtýrmýþ. Köse iþi anlamýþ, Hemen kýzý çaðýrmýþ. Demiþ ki: — Ese kýzý, Baban senden sakýzý, Aldý, çiðneyemedi. Ýki söz edemedi. Akýl yaþta deðildir, Bu söz senin bellidir. Ýnce eler, dokursun. Bana çare olursun. Sözümü iyi dinle, Derdime çare söyle. Bir Türkmen beyi bana, Ancak tek bir koyuna, Yetecek para verdi, Kýrk günlük süre verdi. Yününden börk istiyor, “Deriden kürk yap” diyor. “Canýna can ver” dedi, Kanýna kan istedi... Parayý geri ister, Koyunu diri ister... Söyle, bana ne dersin; Ne tavsiye edersin? Kýz yine gülümsemiþ, Köse’ye þöyle demiþ: — Ýlâhi Köse dayý! Boþa gezdin dünyayý... Bir kulp takamadýn mý, Çözüm bulamadýn mý? Akýl daðýtýrsýn sen, Yardým istersin benden... Sabah çýk git pazara, Ama iyice ara. Yakýnda doðuracak, Koyun alýrsýn ancak. Karaman’ýn koyunu, Çift verir kuzusunu. Kýrk gün sütünü saðar, Bunu parayla satar, Etti paraya para. Kýrkýma geldi sýra. Bu koyunu kýrkarsýn, Yününden börk yaparsýn. Sonra onu kesersin, Deriden kürk edersin. Bir kuzuyu kesersin, Etini yedirirsin. Ötekini verirsin, Canýna candýr dersin... Köse parmak ýsýrmýþ, Bu fikre hayran kalmýþ. Adam kýrk gün içinde, Tam istenen sürede, Yakmýþ ve yakýþtýrmýþ, Türkmen beyine çýkmýþ. Bey, bakmýþ her þey tamam, Düþünmüþ ki “Bu adam, Birinden akýl almýþ. Ama iþi baþarmýþ...” Bey demiþ: — Ulan Köse, Kuþu koydun kafese... Kâhyalýk avucunda, Ölüm yoktur ucunda. Bana doðruyu bildir, Bu iþ senin deðildir! Kimden aldýn bu aklý? Asýl onu bulmalý... Köse boynunu bükmüþ, Diz üstü yere çökmüþ: — Neden yalan söyleyim, Doðrusu þudur beyim: Parayý aldýðýmda, Bir þey yoktu aklýmda. Yýlmadým, usanmadým; Takýlýp da kalmadým. Çaresi vardýr dedim, Kulak ardý etmedim. Ayýp deðil bilmemek, Kötüsü öðrenmemek. Diyar diyar dolaþtým, Bir kýzla karþýlaþtým. Yeni akýllar aldým, O söyledi, ben yaptým. Kâhyalýðý versen de Vermiyorum desen de, Hiç umurumda deðil! Doðrusu bu, böyle bil... Bey dilini ýsýrmýþ, Kýza da hayran kalmýþ. Kýzý oðluna almýþ, Köse’yi damat yapmýþ. Köse devlete ermiþ, Sakal, býyýðý bitmiþ. Bey, Köse’ye seslenmiþ: — Ey damat Köse, demiþ. Dünya bir gemi, Akýl yelkeni, Fikir dümeni. Kullan kendini, Göreyim seni... Herkes ermiþ muradýna, Denmiþ ki daðýn adýna: “ Köse Daðý olsun varsýn, Köy de Ese Köyü kalsýn...” 21/11/2002–TALAS
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet KARAASLAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |