Ellerine saplanan keskin acý 26 temmuz gecesi onu uykusundan uyandýrdý. Bir kaç yýldýr aþina olduðu bu acý dolu dakikalar hep þöyle baþlardý. Midesinden yukarý bir ateþ yükselir, aynaya gidip bakar, kendini çok çirkin ve þiþman hissederdi. Onu, Mehmet’ i arzulamaya baþlar ama kendini seviþemeyecek kadar iðrenç hisseder, baþý döner, kendini uyumaya zorlar, uyur uyurdu. Gecenin bir yarýsý onu ellerinden yakalayan týrnak uçlarýndan bileklerine yükselerek onu týrmalayan, kanatan, çivileyen acý ellerine tonlarca aðýrlýk yükler ve onu iþkence masasýnda sabaha kadar býrakýrdý.

Odasýndaki beþ takvim içinden, geçmiþ dört yýlý ve gelecek on beþ yýlý gösteren açýk mavi renkli olana bakarken bir küçümseme duygusu sað dudaðýný ustaca yukarý çekip yüzüne bir gülümseme ifadesi yerleþtirdi. Kenarlarýndan dökülmeye baþlamýþ mat beyaz oje sürdüðü uzun týrnaklarý takvimin iþaretli gününün iki yýl öncesine gidip 26 temmuz tarihini mimledi. Dokunduðu 2 ve 6 ‘ yý hissetmeye çalýþtý. 2 ve 6 keskin bir ayrýlýktý. Ýkisi de baþlarýný diðer bir yana çevirmiþ kendini baþka hayatlara býrakmýþlardý. Mesela 29 o kadar kasvetli bir tarih deðildi. 29 da umut vardý. 9, 2 ye dönmüþ 2 ona bakmasa da 9 bütün varlýðýyla kendini býrakmýþ 2 yi seyrediyordu. 26 keskin bir vazgeçiþti. Büyük bir kayýptý ve bu büyük kayýp terörünü onun bireysel takvimine çýkmayan bir kan lekesiyle iþaretlemiþti.

Ýki yýl önce ayýn 25 inde Elif biraz yorgun biraz panikle uyanmýþtý. Mehmet Bursa’ dan Ýstanbul’ a onu ziyarete gelecekti ve en yakýn arkadaþý Hülya’ da kalacaklardý. Kuaförde uzun zaman geçirdikten sonra aynada aksine beðeniyle baktý. Salonundaki diðer kadýnlarýn iltifatlarý eþliðinde dýþarý adýmýný attýðýnda her þeyin istediði gibi olmasýna dair bir inanç duymak istedi. Kötü giden iliþkilerini kurtarabilecekti belki. Mehmet girdikleri her ortamdaki en güzel kadýnýn Elif olmasýný herkesin kendisine kýskançlýkla bakmasýný isterdi.Diðerlerinin sahip olamadýðý o kadýnýn birkaç saat sonra kollarýnda olacaðýný çevreye attýðý birkaç kaçamak bakýþtan sonra ona olan dokunuþlarýyla meraklý,haset yüzlere duyururdu. Elif Mehmet’ i gördüðünde onda ters giden bir þeylerin olduðunu anladý ama aþkýnýn verdiði iyimserlikle o durumdan Mehmet’ i çekip alabileceðini düþündü.

Aniden bir aðlama nöbeti bastýrdý. Onun için güzel olmak istediði günler geride kalmýþtý. Elif Mehmet yüzünden testere diye tabir ettiði bir hayat görüþünün tanýdýðý tek temsilcisi olmakla cezalandýrýlan bir kurban- cellattý. Testere beþlemeden oluþan bir sinema filmiydi. 2004- 2008 tarihleri arasýnda çekilen beþ filmde katil, cellat, cezalandýrýcý, tanrý Jigsav insan deneyini yapýyordu. Bu beþ filmden Elife miras kalan kavram ve zýtlýklar karmaþasý zaman- zamanýn yorumu, iyilik- kötülük, gaddarlýk- vicdan, insan deneyiydi.

Elif ile Mehmet Hülya’ nýn evine gittiklerinde aralarýndaki oyun bütün þiddetiyle alevlenmiþ artýk bir kazananýn bir kaybedenin olacaðý nihai sona ulaþmak için kendini palazlamýþtý. Aralarýndaki savaþa Hülya Mehmet in yanýnda girmiþ kendi mutsuzluðunun bir benzerini arkadaþýnda görmek istemiþti. Mehmet ve Hülya arasýnda baþlayan kur dolu dakikalar Elif in gözleri önünde onu soluksuz ve güçsüz býrakarak devam ediyor, O her an bataða daha fazla giriyor, ne olduðunu anlamaya çalýþýyor ama bir cevap bulamýyordu. Hülya Elif ile uzun süren arkadaþlýklarý boyunca kendine göre fazlaca güzel, zeki, þanslý olan arkadaþýnýn bütün üstünlüklerine olan hýncýný bu akþam Mehmet ile olan ortaklýðýyla alýyor ve yeni ikili aþkla aptallaþmýþ kurbanlarý üzerinde olaðanca þiddetiyle kendilerini tanýmlýyorlardý. Ýkili Elif’ i tahrik ve tahrip edip onun üst üste hatalar yapmasýný saðlýyordu. Yelkovan akrebin üstünde 24’ te binmiþ ve tarih o uðursuz sayýlarý gösterir olmuþtu. Birbirine ters dönmüþ 2 ve 6.

Onca gerginlikten sonra Mehmet ve Elif in ayrý yatakta uyuyacaðý anlaþýlýnca herkes ayrý bir odaya çekildi. Mehmet e yastýk vermek için onun odasýna giren Hülya ya aþýk olduðu adamýn yüksek sesle “Benim yanýmda uyu. ” dediðini Elif duyduðunda bu kadarýnýn olamayacaðýný, zihninin kendine oyun oynadýðýný düþündü ama içinde bir yer her þeyi olaðanca açýklýðýyla geri dönüþü olmayacak biçimde kavramýþtý. Hülya Mehmet’ in davetine sað dudaðýný yukarý doðru kaldýrýp alaycý bir gülüþle cevap verdi ve yüzündeki ifadeyi bozmadan Elif’ e döndü. Bakýþlarýnda kendinden güzel, zeki bir kadýna tercih edilmiþ olmanýn zaferi ve arkadaþýndan istediði izin vardý. Elif bir þeyler yapmazsa hayatýna anlam katan iki kiþiyi de kaybedeceðini anladý. Ýkisine doðru yürüdü Mehmet’ in kucaðýna oturup Hülya’ yý kendine çekti. Sabahýn ilk ýþýklarýna kadar kendisinden beklenilen bütün her þeyi yaptý. Mehmet ve Hülya uykuya daldýklarýnda Elif aþka ve dostluða dahil her þeyin o yataktaki cesedine baktý. Bir sigara yaktý. En yakýn arkadaþýnýn ve sevdiði adamýn çýplak vücutlarýný izledi. Kýyafetlerini üstüne özensizce geçirdi ve kapýyý kapatýp evden çýktý. Aðýr adýmlarla o ana kadar olduðu insandan uzaklaþtý ve hayatýnýn testere felsefesi son þeklini burada aldý.

Bu beþ filmi Elif kronolojik olarak sýraladýðýnda olaylar dizini þu þekilde geliþirdi. Jigsav orta yaþlarýnýn sonlarýndaki baþarýlý bir mühendistir ve doktor olan hamile, güzel eþi ile birliktedir. Çocuklarýnýn doðum tarihi Çin horoskopuna göre maymun yýlýna denk gelecek þekilde planlanmýþtýr. Filmdeki sonu ölümle bitecek bütün kaçýrýlmalar maymun yýlýný temsil eden maymun maskesiyle gerçekleþtirilir. Bu bir nevi asla doðamayan çocuðun intikamýdýr. Jigsav’ ýn güzel eþi merhametli doktor, zor durumda olduðunu düþündüðü birine yardým ederken çocuðunu kaybeder. O merhametinin kurbaný olmuþtur. Jigsav onu merhameti için asla baðýþlamaz. Son olarak kanser olduðunu az bir ömrü kaldýðýný öðrendiðinde, duygu buhraný içinde kendi ölümüyle yüzleþir ve onun planlayýcýsý olur. Fakat bu intihar giriþiminden sað çýkar. Jigsav hayatta kalmasýnýn anlamý üzerine düþünür ve ulaþtýðý bilinç düzeyinde tanrý- cezalandýrýcý misyonunu üstlenir. Kendine göre adil olan bir deneye giriþir. “Bir oyun oynamak istiyorum.”

Mehmet’ de Elif in aþkýný hissetmeye ilk baþladýðý günlerde bunu söylemiþti. “Bir oyun oynamak istiyorum.” Oyunun acý verici, yaþamla ölüm arasýndaki alana sürükleyici olduðunu Elif uzunca bir müddet fark etmemiþti. Ýdam sehpasýndaki oyunu algýladýðýnda ilk olarak beyni acýyý kabul etmedi, ona direndi, inanmadý. Mehmet bir keresinde “Ýkimizde iyi oyuncuyuz ve aþk oyunu oynuyoruz.” demiþti. Elif bunun altýnda yatan ikincil ve kötücül anlamlarý algýlamak istememiþ, kötü bir rüyadan kaçar gibi konunun üstünden atlamýþ ama sonunda kabus üstüne çöreklenmiþ, diþlerini boynuna geçirmiþ ve kanýný emmeye baþlamýþtý. Bunu ellerinde intihar haplarýyla, onlardan güç alarak yaþamla ölüm arasýndaki dansýný yaparken, bir sonun bir devamýn birbirine üstünlük saðladýðý o ince ip üzerinde cambazlýk yaptýðý anlarda istediði an bu trajediye son verebileceðine inanarak, elinde hiçbir seçim hakký olmasa da ölüme karar verebilecek güce sahip olduðunu kendine hatýrlatarak katlanýrdý.

Artýk bütün bu iþkenceler rutine döndüðünde idolü Jigsav’ dan aldýðý ilhamla ruhsal insan deneyine giriþti. Bu deneyde kan, kemik, kýkýrdak parçalarý yoktu. Bütün felsefesi insani zayýflýklarý test etmeye odaklanmýþtý. Sevgi dediði halatý kiþisinin boynuna geçirecek ve o pes edene kadar bildiði bütün metotlarý bazen miktarý azaltýp bazen artýrarak, geçici mutluluklarla süsleyip bir anda beklenen sonu insanýnýn beynine bir kesim makinesi hýzýyla indirecekti.

Ýlk olarak Mehmet’ e benzeyen birini aradý, buldu, tanýdý ve seçti. Ona sembollerin diliyle “Bir oyun oynamak istiyorum dedi.” Hüsnü safça bir erkeklik gururuyla gülümsedi. “Oynarýz.” diye cevap verdi. Dokuz ay sürecek deney böylelikle baþlamýþtý. Kum saatini ters çevirdi. Birinci kural: Kurbanýnýn yalnýz kalmasýný saðla. Onu ailesinden ve sosyal çevresinden uzaklaþtýr. Uzaklaþtýrdý. Ýkinci kural: Baþka bir dünya,bir kaçýþ sýðýnaðý sun! Elif Hüsnü’ ye kendi harikalar dünyasýnýn krallýðýný verdi. Hüsnü’nün bu dünyadaki tatmine baþka þekilde ulaþmasý mümkün deðildi. Üçüncü kural: Yarattýðýn dünyaya sýðýnmasý için baþarýsýz olmasýný saðla! Elif Hüsnü nün iþ hayatýný; ona olan aþkýný, baðlýlýðýný kullanarak baltalamaya baþladý. Dokuz ay sonunda Elif’ den baþka bir þeyi kalmayan, bütün enerjisi Elif’ in verdiðiyle sýnýrlý olan adamýn posasýný bir köþeye fýrlattý.

Hüsnü deneyine raðmen içindeki aç kurt kemirmeye, geceleri ani baskýnlarla kirlenmeye devam ediyordu. Mehmet ile baþlayan yine onla son bulmalýydý ama Elif Mehmet’ e zayýf Mehmet’ e zaaflýydý. Onu düþününce ,deneyin kurallarý iþlemiyor, yoðun bir intikam duygusu ve bundan aldýðý zevk bütün vücudunu kaplýyordu. Oysa deneylerde ne vicdan ne zevk vardý. Amaç deneydi. Deney kendini yaþatýrdý.

Elif Mehmet ile oynayacak güce ve güne gelene kadar bir sürü deney yapmasý, merhamet, sevgi, zevk, intikam duygularýnýn son kýrýntýsýna kadar yok etmesi gerektiðini mermerden harflerle benliðine yazdý. Hayatý Mehmet’ i yenmeye odaklanmýþtý ve tanrý- cezalandýrýcý rolünü üstlenmesi için önce bütün insani hislerini geride býrakmasý gerekiyordu. Her deneyinde kendinden parçalar býrakarak ilerleyecek ve geriye sadece Tanrý kalacaktý.