..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Dilbilim > Oðuz Düzgün




16 Aðustos 2009
Yeni Bir Türk Lehçesi; Türkmanca  
Oðuz Düzgün
Güzel dilimiz Türkçe, yeryüzünün bütün coðrafyalarýnda konuþulan oldukça yaygýn bir dil bildiðiniz gibi.


:BFJC:
Güzel dilimiz Türkçe, yeryüzünün bütün coðrafyalarýnda konuþulan oldukça yaygýn bir dil bildiðiniz gibi. Diller yayýldýklarý bölgelerin coðrafi özellikleri, yerel dilleri, tarihi olaylarý gibi tesirlerle, farklý farklý ses, yapý ve biçim elbiselerine bürünerek, farklý telaffuzlarla konuþulabilmektedir. Bu farklý telaffuzlar ve biçimler, standart kabul edilen dile yakýnlýklarýna ya da uzaklýklarýna göre farklý isimlerle anýlýrlar. Aðýzlar, þiveler ve lehçeler gibi sýnýflamalar, bir dilin sýnýrlarý içinde olan ama o dilin çeþitli etkilerle oluþan farklý kullanýmlarýna iþaret ederler. Akraba diller olarak sýnýflandýrdýðýmýz diller ise, ortak bir dilin lehçelerinden tekamül eden, ama yeni bir duygu, düþünce, ses, kültür ve biçim boyutuyla farklý bir dil haline gelen müstakil dillerdir.

Bu akraba diller arasýnda benzerlikler çokça olsa da, iki farklý dilin konuþanlarý çoðunlukla birbirileriyle anlaþamazlar; ortak dilden oluþan bu yeni dillerle dertlerini birbirlerine anlatamazlar. Örneðin, Almanca ve Ýngilizce birbiriyle akraba iki dildir ama bu iki dili konuþan insanlar, yekdiðerlerinin dilini öðrenebilmek için dil kurslarýna gitme gereði hissederler. Mevcut dil kullanýmlarý, yeni karþýlaþýlan akraba dilin kodlarýný bütünüyle çözmeye yetmez ve iletiþim, bazý ortak-benzer kelimeler dýþýnda oldukça imkansýzdýr. Bildiðimiz gibi, iki anahtarýn boyutunun, markasýnýn ayný ya da benzer olmasý, o anahtarlarýn ayný kapýyý açacaðýný asla göstermez. Çünkü anahtarlarýn kapýnýn kilidinin yapýsýna uygun girinti ve çýkýntýlara –þifrelere- sahip olmasý gerekmektedir. Diller ne kadar benzer olsalar da, farklý girinti ve çýkýntýlara yani þifrelere sahip farklý anahtar sistemleridir. Bir dilin kilidini açabilmek yani onun anlam dünyasýna girebilmek için, ortak þifrelere –dil yapýlarýna- ihtiyaç vardýr. Mecazlar, dilbilgisi, ekler, sesler, kelimelerin formlarý bazen de cümle ve kelime yapýsý oldukça farklýlaþmýþ ya da deðiþmiþtir. Bu iki farklýlaþmýþ dil arasýndaki ortak kökeni keþfetmek için iyi bir gramer eðitimine ihtiyaç vardýr. Bu iki akraba dil arasýndaki benzerliklerin mantýðýný kavrayýp, - karþýlaþýlan dili çok da iyi öðrenmeden- yeni dille iliþkiler aðý kurma melekesi ise, hem zeka, hem de yoðun bir eðitimin-kültürün varlýðýyla orantýlýdýr ve bu iþ herkesin harcý deðildir.

Baþta da söylediðimiz gibi Türkçemizin pek çok aðzý ve lehçesi bulunmaktadýr. Televizyon, sanalalem (internet) ve de radyo yoluyla oldukça aþina olduðumuz Karadeniz, Doðu, Rumeli aðýzlarýnýn yanýnda Azeri, Türkmen, Gagavuz lehçe-aðýzlarý (Bilhassa Azeri Türkçesinin baþlý baþýna bir aðýz olduðu söylenebilir) daha uzakta ise Kazak, Kýrgýz, Özbek, Tatar, Uygur lehçelerini duymayanýmýz yoktur. Þunu da söylemek gerekir ki, kimi bilginler Türkçe’nin lehçeleri tabirini kabul etmezler. Bazý bilginlere göre ise Türkçe’nin Yakutça ve Çuvaþça olmak üzere iki lehçesi bulunmaktadýr. Baþka bazý bilginlere göre de bu iki lehçe, Türkçe’nin uzak lehçesi, diðer lehçeler ise “yakýn lehçeleridir.” Daha 12. yüzyýlda Kaþgarlý Mahmud, pek çok Türk lehçesinden on bine yakýn kelimeyi derleyerek, bu farklý lehçelerde kullanýlan kelimelerin ortak bir dilin, yani Türkçe’nin hazinesine ait olduklarýný ortaya koymamýþ mýydý?

Lehçeler ayný marka, boyut ve þifrelere sahip anahtarlar gibidir. Bu anahtarlarýn anlam kapýsýný açmayý zorlaþtýran klavlarý, çizikleri olabilir ama onlar da hafif bir törpülemeyle ortadan kaybolurlar. Yani farklýlaþmalarýn mantýðý kavrandýðýnda deðiþik lehçelerin anlam þifreleri hemen çözülür. Bu demektir ki, Lehçeler arasýnda kurallý bazý deðiþimler olabilir. Örneðin, Y sesi C’ye, D sesi Ç’ye, D sesi ise T sesine dönüþebilir. Çin’de yaþadýklarý acý olaylardan ve zulümlerden tanýdýðýmýz Doðu Türkistanlý Uygur Türklerinin konuþtuklarý Uygur Lehçesinde de bu deðiþimleri görmekteyiz. Mesela; Yiðit kelimesi Cigit’e, Diþ kelimesi Çiþ’e, Deðiþ- fiili Tegiþ þekline dönüþebilir. Eklerde de bazý ufak deðiþimler olabilir. Örneðin, isimden fiil yapým eki olan –le eki, Uygur Türkçesinde –li þeklinde telaffuz edilir. Bir örnek vermek gerekirse, “cilt-le-mek” kelimesi Uygur Türkçesinde “cild-li-mek” þeklinde telaffuz edilir. Seslerdeki ve eklerdeki kurallý bazý ufak farklýlaþmalar hakkýnda bilgi sahibi olduðumuzda, karþýlaþtýðýmýz lehçeyi anlamakta hiçbir güçlük çekmeyiz. Hangi Türk lehçesini konuþursak konuþalým, az bir emek ve gayret göstererek diðer lehçeleri anlayabilir ve de o lehçeleri konuþanlar tarafýndan rahatlýkla anlaþýlabiliriz.

Bu genel bilgilerden sonra, yazýmýzýn baþlýðýnda iþaret ettiðimiz, Türkçemizin henüz yeni oluþmakta olan bir lehçesinden ya da aðzýndan bahsedebiliriz sanýrým. Bildiðimiz gibi ilk olarak 1950’li yýllarda Türkler, çalýþmak ve para kazanmak gibi haklý amaçlarla Avrupa’daki bazý ülkelere göç ettiler. Öncelikle Almanya’ya, ileriki yýllarda da diðer bazý Avrupa ülkelerine yoðun bir Türk iþçi göçü gerçekleþtirildi. Babam da 60’lý yýllarda Almanya’ya göçenler arasýndaydý ve diðer birçok Türk iþçi gibi ilkokul üçüncü sýnýf mezunuydu. Bu iþçilerin pek çoðu herhangi bir okuldan mezun bile deðildi. Köylerinden yola koyulmuþlar ve bu koca ülkeye ayak basmýþlardý. Onlar eðitimleri ya da bilgileri önemsenerek Almanya’ya kabul edilmemiþlerdi. Almanya için bu iþçilerin bedensel güçleri ön plandaydý. Çünkü onlarýn bilim adamlarýna ya da filozoflara deðil de haklý sebeplerle “iþ gücüne” ihtiyaçlarý vardý. Ýþ gücünü karþýlayacak olan bu insanlar Anadolu’nun pek çok yöresinden adetleriyle birlikte bu yeni ülkeye gelmiþlerdi. Karadeniz, Akdeniz, Doðu, Güneydoðu, Marmara, Trakya, Ýç Anadolu bölgelerinden kafileler halinde Almanya’ya göç eden Türkler, yöresel aðýzlarýný da ve o dönemin Türkçe kelimelerini de muhafaza ederek bu umut ülkesine gelmiþlerdi. Bütün bu özelliklerini yeni kuþaklara da aktarmayý ihmal etmediler. Bugün Almanya’da hala daha Erzurum ya da Karadeniz aðzýyla Türkmanca lehçesi karýþýmý bir dil konuþan küçük çocuklarla karþýlaþtýðýmýzda þaþýrmadan edemiyoruz.

Biz bu yazýmýzda, özellikle Almanya’da yaþayan Türklerin dillerindeki bazý deðiþimlerden yola çýkarak yeni oluþmakta olan bir aðzýn belki de lehçenin bazý özelliklerini sizlerle paylaþacaðýz. Bu yeni oluþan dili ister lehçe ister aðýz olarak adlandýralým, kesin olan bir þey vardýr ki, bu yeni Türkçe, standart Türkiye Türkçesinden farklý bir Türkçedir. Biz bu Türkçenin farklýlýðýný ortaya koymak için “lehçe” tabirini kullanacaðýz ama Türkçe’nin bu yeni kolunun “aðýz” olduðunu savunanlarýn haklý olabileceði ihtimalini de bir kenara not edeceðiz.

Almanya’da yaþayan 3 milyon civarýnda Türk nüfusun varlýðýndan haberdarýz. Bilhassa yeni nesil, Almanca’yý anadilleri gibi akýcý konuþuyor. Real Schule, Gymnasium ve Üniversitelerdeki Türk öðrenci sayýsýnýn bir hayli artmasý da, gençlerimizin Almanca’yý bir Alman öðrenci kadar akýcý ve kurallarýna uygun kullanabildiðini göstermeye yetiyor. Okulda, sokakta, iþte, markette, sinemada, lokantada kýsacasý ev dýþýndaki her yerde Almanca konuþan-düþünen gençlerimizin Türkçelerinde bazý köklü deðiþimlerin olmayacaðýný söylemek imkânsýz gibidir. (Evde de Alman televizyon kanallarý ve internetle yoðun bir etkileþim halinde olan geçlerimizin Türkçelerinin deðiþmeyeceðini düþünmek oldukça safdillik olur.) Bu durumda, bu ülkede konuþulan Türkçe’nin, Türkiye’de konuþulan Türkçe’den farklýlaþmaya baþladýðýný, Alman dilinin de etkisiyle yeni bir aðzýn ya da lehçenin oluþma aþamasýnda olduðunu hemen fark ederiz. Hatta bu yeni lehçe yer yer Türkiye Türkçesini bile etkilemektedir ki, birbirimize sýklýkla sorduðumuz “nasýl gidiyor?” soru terkibinin Almanca “Wie gehts (Ihnen-dir)?” sorusundan birebir çeviri olduðunu çoðumuz bilmeyiz bile..Meseleye Almanca açýsýndan bakýldýðýnda, Türklerin konuþtuðu Almancanýn da artýk eski Almanca olmaktan uzaklaþmaya baþladýðýný açýkça görebiliriz..

Þimdi de yazýmýzýn baþlýðýnda “Türkmanca” olarak adlandýrdýðýmýz yeni oluþmakta olan aðzýn ya da lehçenin bazý belirgin özelliklerinden bahsedelim isterseniz. Bu deðiþimin Türkçemizin geleceði açýsýndan ne gibi tehlikeler içerdiðini, bilhassa dilimizin anlam ve mecaz boyutunun Almanya’da yaþayan yeni nesil tarafýndan nasýl unutulmaya yüz tuttuðunu örneklerle göstermeye çalýþalým:

KELÝME DEÐÝÞÝMLERÝ

Türkmanca’da Türkçe bazý kelimeler artýk neredeyse unutulmuþtur. Bu kelimelerin yerine artýk Almanca bazý kelimeler kullanýlýr. Bilhassa Almanya’da yaþayan son Türk kuþaðý, bu konuda oldukça þanssýzdýr. Sayýlar, gün, ay, mevsim isimleri, renk, sebze ya da meyve adlarý, selamlaþma ifadeleri vb. pek çok Türkçe kullaným yerini Almanca’daki karþýlýklarýna býrakmýþ durumdadýr. Þimdi bu kelime deðiþimleri ile ilgili bazý örnekler verelim:

TÜRKÝYE TÜRKKÇESÝ ALMANYA TÜRKÇESÝ

Tamam Okey

Merhaba Hallo-Merhaba

Allahaýsmarladýk Tschüs

Hayýrlý sabahlar - günaydýn Guten Morgen

Cuma Freitag

Yaz Summer

Temmuz Juni

Randevu Termin

Tatil Urlaub, Ferien

Bayram Fest

Eczane Aphoteke

Hastalýk Krankheit

Sýnýf Klasse

Ders Unterricht

Ýþçi Arbeiter

Sinema Kino

Salatalýk Gurke

Bayan, haným Frau

Bay Herr

Sarý Gelb

Kalem Schrift

Yazýk Schade

Bilgisayar Computer

Kiralýk Vermieten

Cep telefonu Handy

Þimdi bu kelimelerden birkaçýný cümle içinde kullanalým:

Bugün terminim var.

Ali kranka çýktý.

Fest günü neredesin?

Þimdi mate unterrichtimiz var..

Okey dedik ya!

Ben gidiyorum artýk, tschüss!

Bu freitag size geleceðiz.

Ben gurke yiyorum.

Bu konuda þimdilik bu kadarcýk örnekle yetinelim. Yeni neslin büyük bir çoðunluðu Almanca’da kullandýklarý kelimelerin ya da terimlerin Türkçe karþýlýklarýný bilmedikleri için, bu yabancý kelimeleri Türkçe’ye uyarlamaktadýrlar. Bu insanlarýmýz kullandýklarý kelimelerin günümüz Türkçesindeki karþýlýklarýný öðrenseler de, gündelik konuþma Türkçesinde, muhataplarýnca anlaþýlabilmek için, ister istemez Almanca kelimeleri sýkça kullanmaktadýrlar.


DÝLBÝLGÝSÝ DEÐÝÞÝKLÝKLERÝ

Bir dilin asli yapýsýný bozan en önemli deðiþiklik, bahusus gramer-dilbilgisi yapýsýnda gerçekleþen deðiþimlerdir. Avrupa’da konuþulan, Türkçe ile akraba bazý dillerin deðiþimi bu yönde olmuþtur. Fince, Macarca, Ýsveççe, Estonca gibi dillerin Anglo-Sakson dillerinin de etkisiyle gramer yapýlarý köklü bir þekilde deðiþmiþtir. Türkmanca lehçesi de Almanca’nýn gramer yapýsýnýn tesirinden uzak kalamamýþtýr. Ancak bu deðiþimlerin bir kýsmý henüz baþlangýç aþamasýndadýr ve çok da yaygýn deðildir. Almanca düþünen ve konuþan Türkler, Türkçe’yi o yabancý dilin mantýðýyla konuþmaya veyahut da yazmaya baþladýklarýnda artýk karþýmýzda yeni bir aðýz ya da lehçe çýkmaktadýr. Bu deðiþimlerden aklýmýza gelenleri aþaðýdaki þekilde özetleyebiliriz:

1) Çok genel olmasa da yüklem, Almanca’da olduðu gibi cümlede ikinci sýraya getirilir.

Ben geliyorum oraya.

Þimdi bitti bu iþ.

Çocuk aðladý derste..

2) Bildiðimiz gibi Türkçe’de özne kullanýlmadan da yüklemin sonundaki þahýs ekleri sayesinde özne görevindeki þahýs zamirini hemen buluruz. Ancak Anglo-Sakson dillerinde özne olan þahýs zamiri muhakkak kullanýlmalýdýr. Türkmanca lehçesini kullanan Türkler, özne durumundaki þahýs zamirlerini kullanma konusunda oldukça muhafazakârdýrlar.

Ben sizi schulede (okulda) gördüm.

Sen geldin mi stadta (þehre) ?

Onlar gittiler Türkiye’ye..

3) Almanca bazý fiillerin ve kelimelerin anlam derinlikleri, doðrudan doðruya o kelimenin karþýlýðý olan Türkçe kelimelere aktarýlýr. Þimdi bu konuyla ilgili birkaç örnek verelim:

Almanca’da “kennen” fiili “canlý cansýz her þeyi tanýmak” anlamýna gelir ama bu “tanýma” “bilme” eylemini de içerir. Buradan yola çýkarak Türkçe “tanýmak” fiilinin “bilmek” anlamýnda sýklýkla kullanýldýðýný duyarýz. Türkçemizde ise bu fiil bilhassa “insanlarý bilme” anlamýný ifade etmektedir. Aþaðýdaki örneklerde ise canlý, cansýz ya da insan, hayvan ayrýmý yapýlmadýðýný hemen fark edersiniz:

Ben bu dersi tanýmýyorum-bilmiyorum.

Bu kalemi tanýdýn mý?

O köpeði tanýdým..


4) Almanca ve Ýngilizce gibi dillerde dilleri ve milletleri ifade etmek için ayný kelimeler kullanýlýr:

türkische (millet), türkische (dil)

Türk öðrencilerin sýklýkla Türkçe öðretmenleri için “Türk Öðretmen” tabirini kullanmalarý gösteriyor ki, Türkmanca lehçesinde Türk kelimesinin anlam tabakalarý içine “Türk Dili” de eklenmeye baþlamýþtýr. Bu çok genel bir durum olmamakla birlikte, önlem alýnýlmasý gereken hayati bir dil sorunudur.

5) Anne babadan birisinin Alman olduðu ya da evde Türkçe konuþulmadýðý durumlarda ise Türkçe’nin gramer yapýsý bütünüyle Alman dilinin grameriyle yer deðiþtirmektedir:

Ben seviyor seni.

Siz geliyor bura.

Annem okuyor kitap çok.

Öðretmen seviyor seni ben.

Ben istiyor gelmek.

6) Bildiðimiz gibi Türkçe kelimelerde diþi erkek ayrýmý yapýlmaz. Türkmanca’da ise Almanca’nýn etkisiyle bu ayrýmlara sýkça rastlanýr. Kuzen-Kuzine, Sekreter-Sekreterin, Öðretmen-Lehrerin, Rektör-Rektörin gibi örnekler Türkmanca’da sýklýkla kullanýlan kelimelerdir ve bu kelimelerin diþilliði, erilliði çoðunlukla belirtilir.

DÝL ÝNCELÝKLERÝNÝN KAYBOLMASI:

Türkmanca’da Türkiye Türkçesinde bulunan pek çok incelik kaybolmaya yüz tutmuþ durumdadýr. Örneðin küçükler öðretmenlerine “Siz” diye hitap etmeleri gerektiðini bilmemektedirler. (Halbuki Almanca’daki du-Sie ayrýmýnýn çok iyi farkýndadýrlar) Bunun yerine kendi aralarýnda kullandýklarý “sen” zamirini kullanmaktadýrlar. Türkçe’de akraba adlarýna oldukça önem verildiðini bilmekteyiz. Ancak Türkmanca’da pek çok akraba adý unutulmuþ ya da yerini Almancasýna býrakmýþtýr. Türkmanca’da Türk atasözleri ve deyimleri gibi dilin anlam boyutunu temsil eden kullanýmlara çok az rastlanýlýr. Almanca’dan çeviri deyimler ve atasözleri Türkçe olarak ifade edilir. “Aðaç yaþken eðilir”, “sakla samaný gelir zamaný”, “bakarsan bað olur bakmazsan dað” örneklerindeki gibi atasözleri Türkmanca konuþan birisi için ilk etapta çok þey ifade etmeyebilir. “Göze girmek”, “göze batmak”, “kulak kesilmek”, “açýk kapý býrakmak”, “yangýna körükle gitmek” gibi deyimlerin iþaret ettikleri anlamlar Türkmanca konuþan birisi için oldukça yabancýdýr. Bu kiþinin bu konularda ciddi bir eðitime tabi tutulmasý gerekecektir. Yön ifadeleri tamamýyla unutulmuþtur. Sað, sol ifadeleri yerine recht, links tabirleri kullanýlýr..

ALMANCA’DAN TÜRKÇE’YE ÇEVRÝLEN CÜMLE YAPILARI:

Daha önce verdiðimiz “Nasýl gidiyor?” örneðini burada da verebiliriz. Wie gehts ihnen-dir ? soru kalýbýndan çevrilen bu ifade “Nasýlsýn?” , “Halin, keyfin nasýl?” sorularýna karþýlýk gelmektedir. “Yaðmur yaðýyor” ifadesi yerine kullanýlmaya baþlanan “Hava yaðýyor” kullanýmý “Es regnet” kullanýmýnýn etkisiyle oluþmuþ gibidir.

EKLERDEKÝ DEÐÝÞÝMLER:

Bilhassa nesne (akkusativ) hali eki olan –i eki kullanýlmamaya baþlanmýþtýr. Yönelme hali eki olan –e ekinin de kullanýlmadýðý örneklere rastlanmaktadýr. Bazý Türkçe eklerse –özellikle yapým ekleri- unutulmaya yüz tutmuþ durumdadýr. Þimdiki zaman, geniþ zaman ve gelecek zaman kullanýmlarý Almanca’dan etkilenmiþtir. –miþ’li geçmiþ ve –di’li geçmiþ zaman kullanýmlarý da birbiriyle karýþmýþ durumdadýr. Pek çok ekin kullanýmý oldukça zayýflamýþtýr. Bazý artikellere karþýlýk olarak yer yer iþaret zamirleri kullanýlmaktadýr.

Ben Stuttgart gittim.

Öðretmenim, ben ders bitirdim.

Ben oraya gelirim.

FÝÝLLERDEKÝ DEÐÝÞÝMLER:

Türkçe fiillerin kullanýmýnda da yer yer deðiþimlere rastlanýr. Fiilin anlamý ya da yapýsý Almanca’dan Türkçe’ye uyarlanýr. Örneðin, “Bitirdim” yerine “Bittim” fiili kullanýlýr. Türkçe’de müzik aletlerini kullanmak anlamýnda “çalmak” fiili kullanýlýrken, Türkmanca’da Almanca’nýn tesiriyle “spielen” fiilinden çeviri “oynamak” fiili kullanýlýr. “Tanýmak” fiili canlý cansýz her varlýk için “bilmek” anlamýnda da kullanýlýr. Örneðin sýnava girmek fiili yerine “test yazmak”, “film seyretmek” yerine ise tamamen Almanca’nýn etkisiyle “filme bakmak” fiilleri kullanýlýr.

Bazen Almanca bir kelimeyle Türkçe bir fiil bir arada kullanýlýr. Krank’a çýkmak, termin almak, fahr yapmak (araba sürmek), schnell olmak (hýzlý olmak), schreiben yapmak (yazmak), pause yapmak (teneffüs yapmak), übersetzen yapmak (tercüme etmek), diktat etmek (yazdýrmak), prüfung yapmak (sýnav yapmak), fliegen yapmak (uçakla uçmak), einkaufen yapmak (alýþveriþ yapmak), kennenlernen etmek (tanýþmak), vertrag yapmak (sözleþme yapmak), kaufen etmek (satýn almak)..


Bazý Almanca kelimelerse, Türkçe bazý yapým eklerini alarak fiilleþirler “Okeylemek”, “Dunkoflaþmak” örneklerinde olduðu gibi.. Hatta bazý hoyratça kullanýmlara imza atarak, sýrf deðiþik bir Türkçe kullanmak adýna Almanca fiillerin sonuna doðrudan Türkçe ekleri ekleyenlere de rastlamaktayýz.

YAZIMDAKÝ DEÐÝÞÝMLER

Almanya’da verilen Türkçe ve Türk Kültürü derslerine devam etmeyen gençler, doðal olarak Türkçe metinleri Alman yazým sistemine göre yazmaktadýrlar. Bu da telaffuz ve yazým hatalarýna sebep olmaktadýr haliyle. Yazýmdaki belli baþlý bazý deðiþimleri maddeler halinde özetleyelim:

1)     Þ harfi yerine “sch” harflerinin kullanýlmasý; Ben ischteyim, yere düschtüm…
2)     I harfi yerine i harfinin kullanýlmasý; akilli cocuk, sinifta kedi var, Aydin…
3)     Z sesini ifade için S harfinin kullanýlmasý; kusu, as, kasmak…
4)     Türkçe kelimelerdeki Z harfinin “TST” þeklinde okunmasý, gazete (gatsete), özgür (ötsgür)
5)     Türkçe kelimelerdeki “R” harfinin yumuþak ð’ye yakýn bir þekilde telaffuz edilmesi; radyo (ðadyo), Arda (Aðda), erik (eðik)…
6)     Türkçe kelimelerdeki “v” sesinin “f” olarak telaffuz edilmesi; Vapur (Fapur), Vampir (Fampir), Vana (Fana)..
7)     F harfi yerine V harfinin kullanýlmasý; Vatih (Fatih), Vay hattý (Fay hattý)
8)     V sesi yerine kimi zaman W harfinin kullanýlmasý.. Aw, owmak…
9)     J harfinin Y þeklinde telaffuz edilmesi; Ajda (Ayda), Ejder (Eyder)
10)     Türkçe kelimeler yazýldýðýnda “Y” sesini ifade etmek için J ya da Ý harflerinin kullanýlmasý..
11)     Ç harfi yerine bazen C bazen de Ch harflerinin kullanýlmasý; cocuk, oruch…
12)     U yerine Ü,Ü yerinede U harflerinin kullanýlmasý... Hatta Ü sesi yerine UE seslerinin kullanýlmasý; Duezguen…
13)     Ð yerine çoðunlukla G harfinin kullanýlmasý; ögrenmek, dogmak…
14)     Eklerin yazýmýnda ünsüz benzeþmelerinin dikkate alýnmadan tek ek formunun yazýlmasý, bakdý ya da bakdi, kaçdý…
15)     Almanca’nýn yazým kurallarýndan dolayý bütün isimlerin büyük harfle baþlamasý; Ali Okula giderken yanýnda bir Kitab götürdü.
16)     Türkçe yazým kurallarýnýn bilinmemesinden dolayý kesme iþaretinin, de baðlacýnýn, mi soru ekinin, ki edatýnýn yazýmlarý gibi özel bazý kurallara riayet edilmemesi…


VURGU VE TONLAMALARDAKÝ DEÐÝÞÝM:

Bildiðimiz gibi her dilin bir müzikal yapýsý vardýr. Vurgular ve tonlamalar, dillerin ayrýlmaz birer parçasýdýr. Almanca’nýn etkisiyle Türkmanca’daki vurgu ve tonlamalar oldukça baþkalaþmýþtýr. Türkiye Türkçesinden habersiz gençler, Türkçe kelimeleri farklý bir vurgu ve tonlama yapýsýyla konuþurlar. Bir Türk’ün konuþmasýndaki vurgu ve tonlamalara dikkat ettiðimizde onun Almanya’da yaþayýp yaþamadýðýný kolaylýkla anlarýz. Elbette Fransa, Amerika, Çin gibi yabancý ülkelerde uzun seneler yaþayan Türklerin Türkçelerinde de vurgu ve tonlama farklýlaþmalarýna rastlarýz. Örnek vermek gerekirse, Almanya’da yetiþmiþ meþhur sanatçýlarýmýzdan Ýsmail YK’nýn Türkçesine benzer bir vurguyla konuþur Almanya’da yaþayan soydaþlarýmýzýn çoðunluðu..


BU DEÐÝÞÝM ÖNLENEBÝLÝR MÝ?

Bu çalýþmamýzda anlattýðýmýz dil deðiþimlerinin büyük bir çoðunluðu, Türkiye Türkçesinden ve Türk Kültüründen uzak kalmanýn doðal bir sonucudur. Türkiye’den gelmiþ Türkçe ve Türk Kültürü Öðretmenleri tarafýndan, Alman okullarýnda verilen Türkçe derslerine devam eden Türk gençlerinin, standart Türkiye Türkçesini ve Türk kültürünü özümsediklerini, þahsi gayretlerine göre, yukarýda bahsettiðimiz hatalarýn yüzde seksen ya da doksanýndan uzak kaldýklarýný memnuniyetle müþahede etmekteyiz. Bu da gösteriyor ki, Türkmanca dediðimiz yeni lehçenin geliþmesi, köken dilin öðreniminden uzak kalýþla doðru orantýlýdýr. Eðer velilerimiz çocuklarýný Türkçe ve Türk Kültürü sýnýflarýna yollamazlarsa, on-yirmi yýl sonra, gençlerimizin konuþtuklarý Türkçe’nin, yarý Almanca yarý Türkçe bir ucubeye dönüþeceðine kesin gözüyle bakabiliriz. Bunun yanýnda gençlerimiz dolaylý olarak, Türkçe’nin beslendiði en önemli kaynak olan Türk kültür ve deðerlerinden de uzaklaþacaklardýr. Dilleri baþkalaþmýþ, þiddet, uyuþturucu ve fuhuþ bataklarýna sürüklenmiþ bir nesil istemiyorsak, bu konuya her þeyden çok önem vermemiz gerekiyor. Elbette hâkim kültür ve dilin etkilerinin dilimizde görülmemesi imkansýz gibidir ama, bu etkileri en aza indirmek de bizim elimizdedir. Almanya’da yaþayan Türk gençlerinin Türkçe öðrenmelerinin önündeki bütün engellerin kaldýrýlmasý adýna elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz öncelikle. Ardýndan Türkçe ve Türk Kültürü derslerinin itibarýný arttýrmak için giriþimlerde bulunmamýz gerekiyor. Bu dersin seçmeli ders olmasý ve Türkçe’nin okullarda Ýngilizce ve Fransýzca gibi yabancý dil olarak okutulmasýný saðlamak hususunda, bütün Türk dernekleriyle ve ilgili Alman kurumlarýyla iþbirliðine gitmemiz gerekiyor. Türkçe derslerinin kaldýrýlmasýnýn ima edilmesi bile Türk Derneklerini hemen harekete geçirmeli, bu derslerin devamýný saðlamak adýna ivedilikle etkili lobi çalýþmalarýna giriþilmelidir. Çocuklarýmýzýn aile ortamýnda da Türkçe yayýnlarý takip etmesini saðlamak anne babalarýn en birinci görevi olmalýdýr. Gençlerimizin Türkçe kitap, internet, televizyon, gazete ve dergi gibi imkânlardan faydalanmalarýný saðlamak adýna elimizden geleni yapmalýyýz. Türkiye’yle irtibatýmýzý koparmamamýz ve çocuklarýmýzla birlikte sýk sýk Çanakkale, Ýstanbul, Ankara gibi tarihi ve kültürel öneme sahip þehirlerimizi ziyaret etmemiz oldukça önemlidir. Þunu da unutmamalýyýz ki, çocuklarýmýz bizim geleceðimizdir ve yarýnýn dünyasýnýn nasýl olacaðýný anlamamýz için bugünün çocuklarýna verdiklerimize bakmamýz yeterli olacaktýr.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: teþekkürler
Gönderen: elif / , Türkiye
22 Ekim 2009
çok önemli bir konuya deðinmiþsiniz en azýndan bu konuya duyarlý olan insanlarýn olduðunu bilmek güzel tebrik ederim..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dilbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fince Türkçe Benzerliði
Ýbranice - Hintçe Kardeþliði
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 2
Adem ve Havva Dili
Eston Dili ve Türkçe
Esperanto ve Türkçe
Türkçe'mizin Ermenice'ye Etkileri
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 1
Türkçe'nin Yitik Kardeþi; Kýzýlderilice!
Sümer'e Farklý Bir Bakýþ

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atomda Dna Var mý?
Tebbet Suresindeki Mucizeler
Çoklu Hücre Modeli
Ýslam Bilim Müzesi
Nasreddin Hoca Yazar Oldu
Hangi Tanrý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen Var Ya Sen! [Þiir]
Çakkýdý Çakkýdý [Þiir]
Bâlibilen Dilinde Þiir [Þiir]
Üç Boyutlu Þiir [Þiir]
Miraciye [Þiir]
Saðanak Sen Yaðýyor [Þiir]
Bülbüller Þehri Ýstanbul [Þiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Þiir]
Burasý Sessiz Biraz [Þiir]
New Orleans'lý Siyahi Kirpiklerin [Þiir]


Oðuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatýn her alanýnda çalýþmalar yapýyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoðlunun özelliði deðil midir iletiþimde bulunduðu varlýklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.