Iþýk verirseniz, karanlýk kendiliðinden yitecektir. -Erasmus |
|
||||||||||
|
--E hade alalým bakalým n'olacak bu iþin sonu... Þarabýn bardaða dökülme sesi duyulur. Kapý çalýnýr. Kapýyý açacaðýna karþýmda durup bön bön suratýma bakan hizmetkârýma þu sözleri söylerim: --Kim o de ve kapýnýn arkasýndaki kiþiden kim olduðuna dair bilgiyi aldýktan sonra münasipse kapýyý aç. --Peki efendim. Eðer misafirim gelmiþse sinirlerim çok bozulacaktý. Gelen misafir dost olabileceði gibi düþman da olabilirdi. --Gelen bir düþmanýnýzmýþ efendim. --Onu derhal içeri al, zira düþmanýmsa konuþacaklarýmýz var demektir. --Peki efendim. Gelen gerçekten de düþmanýmdý. Neden düþmaným olduðunu unutmuþtum ama düþmaným olduðunu biliyordum. --Hoþgeldin düþmaným, malikâneme þeref verdin. Ben iþte burada beklemekteydim seni ve iþte sonunda geldin. Evet, saldýrmaný bekliyorum bana. Hiç durma, saldýr! Zira saldýrmazsan kendimi sana karþý savunmak için yeni fikirler üretemem. --Hoþbulduk düþmaným. Saldýrmaya gelmedim. Delilik ve özgürlük konularýný bir bütün olarak ele almaya çalýþýrken aramýzda çýkan münakaþayý sürdürmeye ve seni yenmeye geldim. Sen saldýr; saldýrma sýrasý sendeydi. Hala daha hatýrlamýþ deðildim bu savaþý ama düþmaným olduðunu bildiðim için ona þarap verdim; þarabýna zehir koymayý da ihmal etmedim ve ona yalan söyledim. Ona yalan söylerken nereden bilebilirdim ki aslýnda kendime yalan söylediðimi?! --Evet, hatýrlýyorum o savaþýmýzý, dedim. --Özgür bir savaþ olduðunu, o savaþýn aslýnda beyinlerimizin özgürlük þarabý olduðunu da hatýrlýyor musun?! Düþmaným zehirli þarabýný yudumladýktan sonra geðirdi ve þöyle söyledi: --Zehir mi koydun bu þaraba? --Evet. Delirtici zehir koydum. --Güzel; özgür olabilmek için gereken delirmekse ona da varým. Hiç bu açýdan bakmamýþtým olaya. Düþmanýmýn bu saldýrýsý her ne kadar mantýklý olsaydý da neticede o benim düþmanýmdý ve delirtici zehirin özgürleþtirici olabileceði düþüncesini kabul etmemeliydim. Ama bu sefer de bir gerçeði yadsýdýðým için yara alacak, belki de bir daha hiç toparlanamayacaktým. Þu an için düþmaným benden daha özgürdü; ona þöyle dedim: --Ýnsan aþýksa özgürdür. --Tam tersi, dedi. Aþk bir hapishanedir. Anlaþýlan o da iþte þimdi benim az önce yaptýðým hatayý yapmýþtý. Söylediðimin, yani aþkýn özgürleþtirici bir eylem olduðunun doðru olduðunu bile bile, býçaðýný bilemeye devam etti. Bilemiyordum. Ama onunla açýk konuþmam, kendime uyguladýðým sansür mekanizmasýný çökertip düþüncelerimi ve duygularýmý özgürleþtirmem gerektiðini anladým eðer bu savaþý kazanmak arzusuyla yanýp tutuþuyorsaydým. Delirtici zehir içmek geldi aklýma. En azýndan eþit koþullarda savaþacaktýk düþmanýmla. Gerçeklere direnmeyecektim belki de delirtici zehir içince þarabýmla. Beynim kaskatý kesilmiþ, ayný teraneye saplanýp kalmýþtý adeta...Delirtici zehir içmeye karar verdim. Yüzüðümde delirtici zehir kalmadýðýndan hizmetkârýmý çaðýrýp bize delirtici zehir ve biraz daha þarap getirmesini emrettim. Hizmetkârým delicesine kahkahalar ata ata bana þöyle dedi: --Artýk itaat etmeyeceðim sana. Ben gidiyorum. Ne halin varsa gör bundan sonra... --Siktirolgit o zaman, dedim ve gittim zehirimi kendim aldým. Ýçtim, düþmanýma da içirttim. Artýk eþittik. Ben, düþmaným, hizmetkârým. Söyledim: --Yurduna aþýksa insan hiç kimse engelleyemez onu yurdu için savaþmaktan; zira delirticidir aþk, hele bir de adalýysan. Yakar kavurur seni ve sen de yakarsýn eðer yüreðinden yaralýysan. --Ne biçim bir cümle bu böyle? dedi düþmaným. --Aþk hem uðrunda ölünecek, hem de uðrunda yaþanacak þeylerden biridir. --Çok arabesk oldu bu. --Arabeskse arabesk. Mühim olan bana dair olmasý, yaþamýn kýsýr döngüsüne çomak sokmasý, tarihi tekerrürden ibaretlikten kurtarmasý. --Özgürlüðün ne olduðunu kavrýyorsun yavaþ yavaþ. --Deliriyorum da ondan. --Delirmen gerekiyorsa delireceksin tabii. Normalleþtirici bir þey deðildir ki özgürlük. Özgürlük doðanýn ta kendisidir; deliliktir, karmaþadýr, karýþýklýktýr, hiçbir þeydir ve her þeydir. --Hayýr, deðildir! Sen özgürsen ben özgür deðilim, çünkü sen benim düþmanýmsýn. Öldürmeliyim seni de düþüncelerini de... --Bunu söylemen senin de benim de ayný anda özgür olabileceðimizi gösterir. Dost olmasak da eþitiz; öleceðiz çünkü hepimiz. Ýþte bu son darbeyle yenilmiþtim ve yenilgim zaferimdi; artýk özgürdüm. Kadeh tokuþturduk düþmanýmla. Özgürlüðün þerefine ve aþka içtik. Kumlar doldu sonra evin içine; kumlarda boðulduk ama ölmedik; boðuldukça daha da yaþadýk. Kumlar doldukça içimize, bir o kadar daha savaþtýk kumlara karþý. Özgürlük yapýlamayaný yapabilmek, söylenemeyeni söyleyebilmekti. Seviyorduk birbirimizi; düþmaným ve ben; biz yaþýyorduk çünkü baktýk ölüler listesinde yoktu adlarýmýz... Düþmanlarýmýzý sevebilecek kadar özgürdük biz, çünkü ikimiz de birbirimize ve hayata yenilmiþtik aslýnda ve yenilgimiz ortak zaferimizdi. Düþmanlarýmýzý sevebilecek kadar özgürdük biz... Peki ya siz?!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cengiz Erdem, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |