BÝR PLAYBOYUN AÞKIYLA KÝTLELERÝN ALDATILMASI


Aþk kirlendi. Kirletenlerde oturmuþ hallerine aðlýyor. Saç baþ yoluyor. Sessizliklerine bürünmüþ, aþkýn tekrar kucaklarýna düþmesini bekliyor. Aþkýn nasýl kirlendiði her bireyin yaþadýðý hikâyelerde saklý. Ama ilginçtir, bütün aþk hikâyelerinde aþkýn renkleri farklý, kokularý ayný. Aþk hikâyesi olanlar, aþký yaþadýlar mý yoksa aþkla mý karþýlaþtýlar bilinmez; ama karþýlaþanlar da ve yaþayanlarda bir gariplik, muammalýk olduðu gerçeðiyle karþý karþýyayýz… Her þeye karþýn kimsenin aþký anlamamasýna, aþký tanýmamasýna raðmen aþk bütün kapýlarý çalmaya devam ediyor. Ta ki birilerinin aþký tanýyýp, yüreklerinin baþköþesine buyur edecekleri güne kadar çalmaya devam edecek.

Aþk elbisesini giymenin bir zamaný, mekâný yok. Aþk ararken bulunmayan, kendisinden umut kesildiði anda da ortaya çýkan bir gizemli. Aþk müdahaleden hoþlanmaz, týpký hayatýn kendi eksenine müdahale edilmesinden hoþlanmamasý gibi. Aþk sürprizleri sever. Beklenmedik anlarda kapýyý çalar. Bazen kapýyý çalmadan içeri girer. Aþkýn anlýk ve hazýrlýksýz geliþi ve önceden tanýdýk olmamasýndan dolayý insaný bir garip duygu, bir sarhoþluk hissi sarar. Aþkla tanýþtýktan sonra uzun süre aþkla sarmaþ dolaþ olunur. Ayýlana kadar bu hal devam eder. Ayýlýnca etrafa tuhaf tuhaf bakýlýr ve anlarsýnýz ki karar anýnýz gelmiþtir. Bu karar dakikalarýnda artýk aþka bir renk vermek, bir taným koyma zamanýdýr. Bunlar aþkýn kalmasý ya da gitmesiyle hayatýnýza yeni bir pencere açacaktýr.

Aþkýn sarhoþluk dönemlerinde insaný bir tuhaflýk hissi sarar. Sanki hayat rayýnda çýkmýþ da etrafýnýzdaki her þey baþkalaþmýþtýr. Daha önce fark edilmeyenler farkýna varýlýr. Doða sanki bi baþka güzelleþmiþtir. Yaþanan anlar daha deðerli ve fark edilir olmuþtur. Hayat bir baþka güzelleþir. Mutluluk, heyecan, yaþama sevinci doruklarda dolaþýr. Konuþmalarýn seyri deðiþir. Bugüne bir baþka þekilde uyanýlýr; Gözler dünyaya daha istekli, heyecanlý, coþkulu açar. Uyuþluklu hali yok olmuþtur. Geceleri bir baþka uyulur; hayaller, umutlar, beklentiler geceye bambaþka anlamlar yükler. Güneþ ýþýklarý sabýrsýzlýkla beklenilir. Günün stersi kaybolur. Kýsacasý güne farklý baþlar, farklý yürür, farklý sonlandýrýrýz… Gün gelir - bu boþluk dönemi – bunlar aniden yitirilir. Bir þaþkýnlýk sarar. Anlam verilemez. Ruh aniden hantallaþýr. Gülüþler yerine somurtkanlýða, umutlar karamsarlýða býrakýr. Aya, yýldýza durgun ve hüzünlü gözlerle bakýlmaya baþlanýlýr. Bir çöküntü oluþur hayatýn her alanýnda. Ve sonra çöküntü dönemini de geçildiðinde aþkýn öncesi ve sonrasý böyle denilir. Ýþte her þey bu ince çizgide saklý. Hayata dair gizemin ya da bulmacanýn çözümü yapýldý yapýldý yoksa karanlýk sularda kulaç atmayla baþlanýlýr. Kulaçlarla gidile bildiði yere kadar gidersiniz. Iþýða varabilinir mi? O da bilinmezlerin bir parçasý.

Dedik ya aþkýn renkleri farklý, kokusu ayný diye, ondan olsa gerek herkes bir yerlerden aþkýn kokusunu alýr da hüzünlenir. Kendi aþkýndan bir þeyler bulur. Aþklar benzer yaþandýðýndan, duyulan, görülen aþklarda herkes kendinden bir þeyler bulur. Böyle durumlarda derinlere yolculuklar yapýlýr; piþmanlýklar, tatlý anlar, ahlar, keþkeler ve kaybedilmiþlikler buharlaþýp gözü nemlendirir. Fýrtýna etkisi yapar bir an darma daðýnýk hala gelinir. Fýrtýna etkisini kaybettikten sonra güneþ açar. Yeni bir bulutlanmaya kadar güneþ geçmiþi ve yüreði kurutup, susuz býrakýr.

Aþkýn halleri çeþitli olsa da bizim aþkýmýz baþkasýnýn aþkýna benzemez. Nedenlerimiz, sebeplerimiz bir ayrý önem taþýr. Bu önemliler arasýnda var olma ve yok olma arasýnda gidip geliriz. Her þeye raðmen doðru bulunmaz. Doðru cevap bulunmadýðýndan yürekteki izler bir türlü silinmez. Arada bir duygular fýrýndaki kek kabarmasý gibi kabarýr dakikalar sonra eski haline döner. Sonra hayat kaldýðý yerden anlamsýz devam eder. Bu zamanla kýsýr döngü haline dönüþür.

Madem aþkýn izleri silinmiyor arada bir kek kabarmasý gibi þahlanmalar yaþanýyor. Bu kek kabartmasýný tetikleyen nedenlerin olmasý gerekiyor. Nedenler çok ama biz þimdilik bizi ilgilendiren bir neden var; ISISIZ ADAM. Görmedim. Duyduðum, okuduðum kadarýyla seyredenler kek kabarmasýnýn önüne geçemiyorlarmýþ. Anlaþýlan o ki kekin malzemesi bolca kullanýlmýþ ki her köþede þiþmeler olmuþ.

Çaðan Irmak’ýn salonlarý hüzünlendiren, geçmiþe götüren ve bir hesaplaþmaya sahne olan Babam ve Oðlum’da duygusal ve nokta vuruþu yapan temalarýn iþlendiði Eski Türk filmi tadý veren filmden sonra Irmak – arada Ulak olsa da – Issýz Adam’la ayný acýmasýzlýðýyla bireylerin atar damarlarýna acýmadan parmak basmaya devam ediyor.

Yarasý bol bir milletiz. Her yerimiz kanýyor. Durum böyle olunca da yönetmen ve senaristlere malzeme bol bol çýkýyor.

Sahnede her zaman ki gibi iki kahramanýmýz var. Kýz tarafýmýz Ada. Erkek Tarafýmýz Alper. Görücü usulü tanýþmak ve evlilik çaðdaþ kabul edilmese de TV. Kanalarýnda habire görücü usulü evlendirme programlarýyla showlar yapýlarak reyting peþine koþulsa da kahramanlarýmýz modern ve entel. Görücü usulüyle tanýþacak halleri yok. Entellere bu yakýþmaz. Ters gelir. Eee o zaman enteller nerde karþýlaþmalý; bar, sahil kenarlarý, arkadaþ ortamý, iþ ortamý yok caným bunlar çok sýradan bir de erkek tarafýmýz yalnýz-ýsýsýz ya bunlar gitmez. Geriye ne kaldý, ne kalacak entellerin fantezisi olan kitapçýda karþýlaþmak kalýyor. Ayrýca ortak zevkleri olmayacak ki arada farklýlýk olsun ki atýþmalar, sürtüþmeler olsun. En iyi dostluklar kavgayla baþlar ya bizde de iyi sevgili, aþk atýþmalarla baþlar olsun. Ýnsan nasýl entel olunur sorarsanýz entel cevabý kitap okuyarak, müzik dinleyerek. Müzik dediksek pop deðil caným. Klasik, sanatsal olanýndan tabii. Kendi alanlarýnda konuþarak birbirini etkilesinler cazibe çemberi oluþsun deðil mi? Kýzýmýzýn elinde kitap, erkeðimizin elinde plak biri geceyi geçirecek bir av buldum heyecanýyla, diðeri sinirlerim gerildi edasýyla göz göze geliyor, bizde aþkýn düðmesine basýyoruz.

Alper, iþinde gücünde biri. Kýzlar için ideal bir aday. Ýþi var, evi var, arabasý var, kariyer sahibi, þöhreti var, patron iþte daha ne olsun. Ne ararsan var. Bi Ada’sý yok. Çapkýnlýðý var, grup-lolita fantezileri var. Bardan kýz ayarlamalar var. Parayla gecelik birliktelikler var. Bi Ada’sý yok. Ada’sýyla beraberken de arkadaþý, dostu yok. Aile yok (var da yok arasý), akrabasý yok. Ee bir kýz baþka ne ister. Misafir, akraba, anne baba derdi yok. Para mara gýra, harca harca bitirebilirsen. Alýþ veriþ merkezleri dolaþ dolaþabilirsen… Seyircide gýpta etsin dursun bakalým.

Ada’mýzda genç, güzel, kendi iþini yapýyor. Özgür kýz. Kitabýný okuyor(sonra da okumasa da olur. Aþk kapýdan girdi mi kitap arka kapýdan çýka dursun). Kýz tarafýmýz, ilk baþtan kýz çapkýn olmaz. Kendini aðýr satar, kýzlar haným hanýmcýk olur felsefesiyle edebiyle iþe gidip geliyor. Bu söylediklerim sizi aldatmasýn, Ada’mýzýn haným hanýmcýk oturmasý lafýn geliþiydi. Alper’in evde yemek davetine uçarak gidiyor. Alper’e kendi fantezilerini yaþattýracak kadar kýzýmýz yaman. Alper, çapkýn(Alper) ve yamanýn(Ada) karýþýmýyla ortaya nasýl bir yemek çýkarýr bilemiyorum ama Ben yemeðe bir playboyun aþkýyla kitlelerin aldatýlmasý ismini verdim.

Yönetmenler, aþk filmlerindeki sahneler için ortak karar mý aldýlar ne; hepsinde erkeðin(bir filmde de kadýn getirsin) yataða kahvaltý getirmesi, ya da uyuyan kadýna kahvaltý hazýrlamasý, bol bol öpüþmeler, seviþme sahneleri, yemek yapmalar, sahilde, kýrda gezmeler, kovalamacalar, yastýk kavgalarý, yürüyüþler, beraber bir þeyler yapmalar gibi þeylerle filmleri süsleyip duruyorlar. Demek ki sevgililer gerçek hayatta yapacak baþka bir þey bulamýyorlar. Yýlýn Alper-Ada aþký da bu sahnelerden bolca nasiplerini düþeni almýþlar. Ýnsaný yeter artýk þu aþýklar farklý þeyler yapsýn diye baðýrasý geliyor sinema salonlarýnda. Yerlisinden yabansýna insaný bunaltýnýz, artýk farklý temalar iþleyin diyorsunuz ama kabarýk keklerin hoþuna gittiðinden farklý beklentileri olanlar azýnlýkta kalýnca, katlanmak zorunda kalýnýlýyor. Þimdi Isýsýz Adam’daki aþk sahneleriyle Benjamin Buttun’un Tuhaf Hikâyesi’ndeki aþk sahneleri arasýnda ne kadar fark var ki.

Klasik yýlýn aþk hikayesini izlerken, alýþkýn, monoton aþk oynaþma sahnelerinden sonra Irmak Alper ile Ada’nýn aþkýna ayrýlýk tohumlarýný ne zaman ekecek diye beklemeye baþlýyoruz. Sonuçta aþk filmi mutlu sonla bitmeyeceðine göre, bize ayrýlýk serüveni izleyip, hüzünlenmek kalacaðýna göre bekleyiþe geçiyoruz. Alper, kendini daha ilk görüþmede kollarýna býrakan kýzýmýza ne zaman tekme atacak diye sabýrsýzlýkla bekliyoruz. Bakmayýn siz, annecikle gezmelere, beraber yemek yemelere, iþ yerine giden ilk kýz olmasýna, erkeðimiz uçana kaçana konan biri, öyle tek kýzla falan idare edemez. Niye etsin ki özgür adam sonuçta. Rahatýný bozmasýna gerek yok ki. Kadýnýn dýrdýrýyla kafasýný niye þiþirsin. Yok, bu saatte kadar nerdeydin. Kiminle görüþtün. Beni þuraya buraya götür. Yok, þunu alalým yok bu lazýmlarla neden uðraþsýn caným. Kýzla evlensin de baþýna bela mý alsýn. Film boyunca seyirciye bu mantýk verildiðinden farklý bir þey beklenilmiyor filmden. Ve beklenen oluyor erkeðimiz hokkalý bir sille yemeyi de göze alarak kapýyý Ada’ya gösteriyor. Kýzýmýz alta kalýr mý biliyordum, þaþýrmadým tafralarýyla aptallýðýný haklamaya çalýþarak, soluðu Alper’imizin çocukluðunu geçirdiði mekânlarý dolaþarak kendini teselli edecektir.

Teselli muhabbetlerini anlamak zor. Daha önce aþk konusunda kazýk yemiþ, gözü açýlmýþ, duygusal tecrübe yaþamýþ biri, ikincisi için topyekûn neden bir kaçýþa girer ki. Hadi ilk aþk olsa tamam diyeceðiz. Bu nasýl aþk yahu 3–5 ayda yaþadýðý birliktelik adýna yaþamýný deðiþtirme yoluna gider. Ýlk görüntülerde Alper’imiz daha çok etkilemiþ görünüyor. Arka planda Ada’mýz aþkýndan ölüp de diriliyormuþ da haberimiz yok. Sað olsun yönetmende seyircinin durumunu sezmiþ olacak ki (entel karþýlaþma alanlarýndan biri daha) sinemadaki karþýlaþmalardan zavallý aþk zade kýzýmýzýn yaþadýklarýný anlýyoruz da seyircinin ýsýnma derecesinin düðmesini biraz daha fazlalaþtýrmayý abartýlý buluyoruz.

Öncekini unutmak adýna, baþkasýnýn hayatýný karartmak aþk zadelerin handikabý olsa gerek ki Irmak, Ada’yý hem memleketten sürmüþ hem de acýsý biraz dinsin diye evlendirmiþ. Ýliþkilerin bitmeyen kaçýþ noktasý, öncekini unutmak adýna, baþkasýný feda etmek. Kendisiyle beraber baþkasýný yakarken sanýlýr ki acýya merhem olacak. Irmak bu acýmasýzlýðý görmüþ olacak ki yerinde bir temayla iþlemiþ. Kendinizi kandýrmayýn mesajý yerinde olmuþ…

Müziklerin büyüleyici olduðu Issýz Adam farklý bir þey anlatmýyor. Modern aþkýn sahnelenmesini baþarýyla sunduðundan gereken ilgiyi de gördü. Ama bize aþk anlatmýyor. Sadece yalancý aþklarý ve aþkýn çýkmazlarýný gösteriyor. Tutkular adýna kararan, bitme noktasýna gelen hayatlarýnda bizi gezdiriyor sadece.

Modern aþklarýn aldatmasýna Issýz Adam’la kendimizi kahredeceðimize Türkan Þoray ve Kadir Ýnanýrýn oynadýðý Selvi Boylum Al Yazmam’daki ayaðý yere basan bir hikâyeyle aðlayýn da deðerli ile deðersiz birbirinden ayrýlsýn. Bunu teknik açýdan deðil sadece senaryo açýsýndan söylüyorum.

Osman Tatlý
osman@deyisdergisi.com