..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargýyý yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Halk Öyküleri > ihsan alaittin bilgen




17 Eylül 2009
Homa Kuþu'nun Seçimi  
Gökyüzünde mor mavi bulutlar... Güneþ, ay ýþýðýný yaran ýþýnlarýný yaymaya baþlamýþ, Kral Dara'nýn sarayý, dört yaný üzüm baðlarýyla çevrili kentin her yanýndan seçilir olmuþtu.

ihsan alaittin bilgen


Farklý uygarlýklarda anlatýlan efsanelerde kuþun adý bile farklý oldu. Homa Kuþu, bazen Simurgu, bazen Phonix, bazen Anka, bazen Huma, bazen de Devlet kuþu adýyla anýldý.


:BBHF:
Homa Kuþu'nun Seçimi

Gökyüzünde mor mavi bulutlar... Güneþ, ay ýþýðýný yaran ýþýnlarýný yaymaya baþlamýþ, Kral Dara'nýn sarayý, dört yaný üzüm baðlarýyla çevrili kentin her yanýndan seçilir olmuþtu.

Homa Kuþu, sarayýn allý yeþilli camlarý yalp yalp yanan tepelikli pencerelerin birinin önündeki tüneðinde pinekliyor, nohut baþýný ortalayan küt gagasýný, göz alýcý ýþýltýlarla parlayan tüylerinin arasýna daldýrýp çýkarýyor, uyanýk kalmaya çabalýyordu. Bu kadim kentin insanlarý, onun gördüðü hiçbir þeyi unutmadýðýna, olup biten ne varsa belleðine kazýdýðýna inanýrlar, kýzýl ala gözlerini bu kerametinin niþanesi olarak görürlerdi.

Oysa o, sarayýn en seçkin yerlerini süsleyen kartal kanatlý, at yeleli, öküz döþlü, aslan pençeli tasvirlerinin tersine, gövdesinin her yaný kuþ gibi olan bir kuþtu. Taþa iþlenmiþ olaðan üstü tasvirleri ise özenilmeyecek gibi deðildi. Göðsündeki rengârenk tüylerden birini gagasýyla yolup kýymetli taþlarla süslü altýn kafesinden dýþarý fýrlattý. Sarý yeþil bir tüy pencereden aþaðý süzüldü. Küt kökü etrafýnda daireler çizerek, hazine dairesinin önünde nöbet bekleyen askerin çarýðýna kondu. Asker, öküz gönünden çarýklarý içinde uyuþan ayak parmaklarý ucunda yükselip gerindi. Yana doðru açtýðý bacaklarý saatler boyu aðýr bedenini taþýmaktan yorulmuþtu. Dillere destan mücevherlerin saklandýðý hazine dairesinin dört ahþap kapýsýndan birini bekliyordu. Asker ki, adý Arami'ydi, bitmek tükenmek bilmeyen nöbet saatlerini, yüreðinde baharý karþýlayan minik bir asma yapraðý gibi yeþerip tüm benliðini saran büyük bir tutkuya dönüþen sevgisiyle kolaylamýþtý. Tan aðarýrken, bedenini sarmalayan ak ipek giysiler içindeki sevgilisinin görüntüsü, baþak renkli ovanýn üstünde süzülür, uzansa dokunabileceði bir uzaklýða gelir, özlem derin bir sýzý olur yüreðine akardý. Günün ilk ýþýklarýyla birlikte ýlýk bir yel eser, siyah uzun saçlar yüzünü okþar, buz kesmiþ o minicik burnu, sýmsýcak dudaklarý teninde hisseder, onun parlak, yeþim rengi gözlerinin derinliðinde kaybolur giderdi. Ancak giysisinin her kývrýmýnda o olaðanüstü güzellikteki bedenin bir yanýný düþlemek ona yetmez olmuþ, sevgisini ölümsüzleþtirmek istemiþ, geceleri el ayak çekildiðinde kapýsýnda beklediði sarayýn siyah mermerlerine sevgilisinin belleðine kazýlý görüntüsünü iþlemeye baþlamýþtý. Artýk parmaklarý öðlesine ustalaþmýþtý ki, bazý ayrýntýlarý sýrtý duvara dönükken bile, beline asýlý kamasýnýn açýkta kalan ucuyla mermer üzerine kazýyabiliyordu. Siyah mermer üzerine iþli rölyefinde sevdiði kadýn, nazenin parmaklarýyla iri taneli, alacalý bir üzüm salkýmý tutuyordu. Dudaklarýnýn arasýnda kaybolan üzüm tanesinin üstüne sabahlarý çiy düþerdi.

Güneþ çok özel bir güne doðmuþtu. Kral Dara, o güne dek hiçbir kralýn yapmaya cesaret etmediði bir þeyi yapacak, ölümü ardýndan yerine geçecek halefini kendi bildiðince yetiþtirmek için, geleceðin kralýnýn seçilmesinin yolunu açacaktý.

Önünde saygýyla eðildiði Kral Dara'ýn yakutlarla süslü çarýðýný öpen genç subay, gözü sarayýn mermer zemininde, geri geri giderek huzurdan çekildi. Kapýnýn gerisinde duran askerin, deðerli taþlarla bezeli, ahþap, uzun kapýyý kapatmasýyla da hýzla uzaklaþtý. Kralýn, sarayýn bu gözden ýrak, çok özel bölümünde omzuna taktýðý son derece sade broþu gözlerden uzak kýlmak için göðsünü kaplayan harmanisinin bir ucunu omzuna attý.

Kral, izlediði yolun doðruluðundan emindi. Biraz sonra Apadana'da yapýlacak ölümünden sonra yerine geçecek, geleceðin kralýnýn belirleneceði törenin kaderini, yaptýðý bu önseçimle belirlediðini düþünüyordu. Sýrf geride yerine geçecek erkek bir evlat býrakmadýðý için ülkesinin kaderini, adil olduðuna inanýlan raslantýsal bir iradenin emrine býrakacak kadar kuþ beyinli deðildi. Seçimin, halkýnýn adil olduðundan inandýðý geleneksel bir yöntemle yapýlmasýný saðlayacak ama sonucu kendi istediði gibi belirleyecekti.

Prenses Altun, bir mermere iþlenemeyecek denli iç gýcýklayýcý görünümüyle sabahýn ilk esintisiyle ferahlamýþ salona girdi. Göz alabildiðine uzanan ovaya açýlan pencerenin yanýndaki divana oturdu. Homa Kuþu'nun kýymetli taþlarla süslü altýn kafesi yaný baþýndaydý. Ovayý kaplayan üzüm baðlarýnýn üstünden nazenin bir seher güneþi yükseliyordu. Sevdiði gençle arasýndaki aþýlmaz engelin hüznü çökmüþtü içine. Soylu olmanýn böyle soysuz bir yaný vardý. Soyluluk adýna toprak, her ne kadar verimli olursa olsun, hep ayný tür tohuma baðrýný açmak zorunda kalýyordu. Sevdiði genç, önemli sýnavlardan geçmiþ, Kralýn güvenini kazanmýþ, sarayýn giriþ kapýsýný süsleyen zambaklarýn yapraklarýyla temsil edilen on iki seçkin askerden biri de olsa soylu sayýlmýyordu.

Bugün sevdiði adam geleceðin kral adayý olarak seçilirse evliliklerinin önünde hiçbir engel kalmayacaktý. Seçimin sonucuna babasýnýn saygý duyacaðýna, kral gibi kral olduðunu göstereceðine inanýyordu.

Altýn kafesin altýndaki minik çekmeceyi çekti. Çekmeceden ucuna göz alýcý minik taþlar iþlenmiþ mendili çýkardý. Mendilin düðümlü uçlarýný çözdü. Ýçindeki incir çekirdeklerinden birkaç tanesini aldý. Korkunç bir yalan söyleyecekmiþ gibi dili gagasýnýn içinde düðümlenmiþ kuþa verdi. Homa Kuþu, minicik tüylerle kaplý baþýný minnetle kýzýn parmaklarýna sürttü. Prenses Altun, nohut baþlý, gövdesi rengârenk tüylerle kaplý kuþa, himmetini beklermiþçesine baktý. Mendili öptü. Kuþun gagasýnýn ucundan akan sývýyý mendille sildi. Ýncir çekirdeklerinden bir tanesini bile düþürmemeye özen göstererek mendilin, uçlarýný düðümledi. Kuþun bir alev topu gibi kýzýl gözlerinin görüntüsü gözlerinde asýlý kaldý. Terasa çýktý.
Genzinden tatlý bir ferahlýkla akan sarý al güllerin kokusunu içine çekti. Çiy düþmüþ asma yapraklarý üzerinde yüzlerce minik güneþ parlýyor, sevdiði adam, güçlü kaslarýný açýkta býrakan savaþçý giysileri içinde nöbet tuttuðu hazine dairesinin merdivenlerinden iniyordu. Ilýk bir esintiyle bedeni ürperdi. Kanýnýn kasýklarýna doðru aktýðýný hissetti.
"Bu mendil sana devlet getirsin", dedi. Kuþun gagasýný sildiði ucu parlak taþlarla süslü mendili terastan aþaðý attý. Arami, kartal pençesi gibi açtýðý avcuyla mendili havada kaptý. Öptü koynuna koydu. Sevdiði kadýna ait bu mendilin ona, yýllar yýlý hazine dairesinin önünde nöbet beklediði, sarayýn kapýlarýný sonuna dek açacaðýna inanýyordu. Doðduðu topraklarý korumak için katýldýðý bir tek savaþ olmamýþtý. Kralýnýn kazanacaðý zaferler adýna savaþmaktan yorgun düþmüþ bedeninin, esrik bir rahatlýk içinde dinleneceði günlerin yaklaþtýðýný umuyordu. Artýk onun adýna kazanýlacak zaferler için on binlerce askerin ölümüne çarpýþacaðý günler kapýdaydý.
Apadana Salonunu çevreleyen basamaklarý, çoðunluðu kadýnlardan oluþan hýncahýnç bir topluluk doldurmuþtu. Topluluðun geri kalan bölümünü henüz ergen olmamýþ erkek çocuklarý ve yaþý bir hayli ilerlemiþ, eli ayaðý tutmaz olmuþ erkekler oluþturuyordu

Basamaklý bölümü aþýp yanýndaki subaylarla salona giren Kral uðultulu bir alkýþ tufanýyla karþýlandý. Apadana Salonunu dolduran geleceðin kralý olmaya aday genç erkekler büyük bir heyecan içindeydi.
Salonun dip tarafýndaki sette oturan saraylý kadýnlar en az aþaðýda bekleyen kral adaylarý kadar heyecanlýydý. Salonu tam ortalayan locada dokuz kýzkardeþi, öz ve üvey anneleri ile birlikte oturan Prenses Altun'un duyduðu yürek çarpýntýsý diðer kadýnlarýn duyduðu çarpýntýlarý bastýracak güçteydi.
Kral adayý erkekler, gruplar halinde yüz sütunlu salona yayýlmýþ, üç gruba ayrýlmýþtý. Kralýn, kendinden sonra yerine geçecek aday olarak gizli bir törenle onurlandýrdýðý gencin de içinde bulunduðu soylu gençlerden oluþan grup salonun tam ortasýnda...Yüksek rütbeli subaylardan oluþan topluluk saðda... Sol tarafta da Arami' nin de içinde bulunduðu düþük rütbeli subaylar ve rütbesiz askerlerden oluþan bir topluluk yer alýyordu.
Kral, seçimin sonucunu belirleyecek süreci baþlatmak için tahtýndan kalktýðýnda salonda çýt çýkmýyordu. Tahtýn hemen önüne konan mücevherlerle süslü altýn kafesin kapýsýný açtý. Homa Kuþu, itaatkâr bedenini Kralýn güçlü ellerine býraktý. Kral Dara, Homa Kuþu'nun kor gibi yanan kýzýl gözlerine baktý. Onu kendi adayýnýn da içinde bulunduðu gruba doðru fýrlattý. Kanatlarý kýrpýlmýþ kuþ güçlükle uçuyor, önde yer alan grubun üstünde dolanýyordu. Kralýn, seçtiði adayýnýn omzundaki balmumuyla tutturulmuþ incir çekirdeklerinden oluþan broþu gözüne kestirdiði anda, Altun, deðerli taþlarla süslü asasýný elinden kaydýrdý. Asanýn yere düþerken çýkardýðý ses salondaki sessizlik bulutunu yýrttý. Ýncir çekirdeklerini kapmak için alçalan kuþ yeniden yükseldi. Kral, müthiþ bir öfkeyle sesin geldiði yere baktý. Homa Kuþu, kanadýnýn çektiði yöne doðru yöneldi. Yüksek rütbeli subaylarýn bulunduðu gruptakiler baþlarýný önlerine eðmiþ, bedenleri kulak kesilmiþ, kutsal kuþun onlara doðru yanaþan kanat seslerini dinliyorlardý. Ýyice yorgun düþen kuþun bedeni saða doðru yatmýþtý. Ateþ alasý gözlerine, Arami'nin harmanisi altýndan fark edilen mendilin ucundaki taþlarýn gölgesi düþtü. Kuþ, son bir çabayla ýþýldayan mendile doðru uçtu.

Salon büyük bir uðultuyla ayaða kalktý. Altun'nun düðüm düðüm olmuþ nefesi bir anda açýldý. Ilýk bir esinti süzüldü yanaklarýndan. Kuþ, Arami'nin omzuna konmuþtu.

Kral, kimsenin anlam veremediði bir kýzgýnlýkla salondan çýktý. Herkes ayaða kalkmýþtý. Omzundaki Homa Kuþu'yla Arami, donmuþ kalmýþtý.
Salonun giriþindeki duvarda, pençesini ona doðru kaldýrmýþ Homa Kuþu'nu karnýndan ve kafasýndan hançerlerken resmedilmiþ, taþa oyulmuþ kabartma tasvirinin önünden geçerken Kralýn öfkesi daha da bir dindirilmez olmuþtu. Kýzýnýn oyununu bozmuþ olmasýný içine sindiremiyordu.

Akil yandaþlarý, Kral'a seçimin iptali için yol gösterdi. Omzuna Homa Kuþu konan Arami, harmanisinin altýna deðerli taþlarla süslü bir mendil gizleyerek hile yapmýþtý. Geleceklerini, üç beþ incir çekirdeðine kanan bir kuþa emanet etmeyi gelenek bellemiþ bir halký kandýrmaktan kolay ne vardý. Kral, akil adamlarýndan Arami'nin bundan önce kendine verilen görevleri layýkýyla yerine getirip getirmediðinin araþtýrýlmasýný istedi. Araþtýrma sonucuna göre kararýný verecekti.

Kral Dara, araþtýrma heyetinin baþýna, omzuna kendi elleriyle incir çekirdeklerinden oluþan broþu iliþtirdiði soylu genci atamýþtý. Heyet nöbet yerini araþtýrdýðýnda duvarda kazýlý olan Prensesin resmini buldu. Arami'nin silahlarýna el kondu. Belindeki kamasýnýn küt ucu her þeyi ele veriyordu. Yine de adalet yerini bulsun diye sorguya çekildi! Arami, soylu bir direniþ göstermekten çok, henüz krallýktan umudunu kesmemiþ olmanýn verdiði özgüvenle aþkýný kabullendi.

Ertesi gün seher vakti boynunun vurulmasýna karar verildi. Son isteði sevdiði kadýnýn armaðaný mendil boynuna sarýlýyken idam yerine gitmekti. Altun da babasýndan, sevdiði adamýn, resmini duvara nakþetmekte kullandýðý kamasýnýn kendisine verilmesini istemiþti. Kral büyüklük gösterip kavuþmaz âþýklarýn isteðini kabul etti.

Günlerdir idam sýrasýnýn gelmesini bekleyen yoksul köylü, bu berbat zindanda birkaç saat ya da birkaç gün daha fazla yaþamak uðruna Arami'nin ucu deðerli taþlarla süslü o paha biçilmez mendili gözden çýkarmasýna bir anlam verememiþti. Hangi aklý baþýnda kiþi sonsuza dek ona huzur verecek böylesine deðerli bir eþyayla birlikte gömülmekten neredeyse bir hiç uðruna vazgeçerdi. Uyanýk olmak gerekiyordu. Mendilin ucundaki mücevherleri önce diþleriyle yokladý, sonra zindana sýzan ýþýk huzmesine tuttu. Zindanýn karanlýk duvarýnda ebemkuþaðý parçacýklarý parýldadý. Mücevherlerin sahte olmadýðýna aklý yatan uyanýk köylü bu öneriyi memnuniyetle kabul etti!

Ýdam cezalarýnýn bu denli sýk verildiði için sýradan sayýldýðý bir yerde, cellatlarý, salt yaþamsal önem taþýyor diye iþlerine yeterli özen göstermedikleri için kimse suçlayamazdý. Tan aðarýrken, her zaman nöbet tutuðu yerde Arami'nin yerine kafasýna geçirilmiþ çuvalýn ucu Prenses Altun'un mendiliyle baðlanmýþ köylünün boynu vuruldu. Cellat usta bir balta darbesiyle mendilin ucundaki deðerli taþlarý týraþlamýþ, köylünün uçurduðu boynuyla birlikte o deðerli taþlarýn da kamýþ sepete düþmesini saðlamýþtý. Aldýðý emre uyarak kana doymuþ mendili baltasýnýn kývrýk ucuyla kesik boyundan ayýrmýþ , hilebazlara ders olsun diye hazine dairesinin giriþindeki üzerine Homa Kuþu tasviri iþli kilit taþýna asmýþtý.

Kral olmanýn ilk þartýnýn ne zaman, ne yapacaðý belli olmamaktan geçtiðini acý bir deneyimle kavrayan Altun, bu idam törenini sarayýn erguvan rengi çiçeklerle donanmýþ terasýndan gerçek bir prensese yakýþacak biçimde, metanetle izledi. Taþ zemine çöktü, terasýn mermer korkuluðuna sýrtýný dayadý. Koynundan çýkardýðý mendili sapýna sardýðý, sevdiði adamdan yadigâr kamayý, göðsüne sapladý. Sabah esintisi kanlý mendili havalandýrdý. Rüzgâr ayný koyundan çýkma iki mendili kavuþturdu. Güneþ kanlý mendilleri kuruttu, kan kokusunu gökyüzüne savurdu. Tam o anda saray giriþine iþli, her bir yapraðý hazine dairesinin kapýsýný bekleyen bir askeri simgeleyen zambaðýn ortasýndan bir damla gözyaþý belirdi. Gözyaþý süzüldü, yapraklar arasýndan kaydý, yaprak oldu, on iki yapraklý zambaðý on üç yapraklýya dönüþtürdü.

Müþkül anlarda akýl danýþmaktan çok, kralýn aklýndan geçenleri dile getirmeleri için el altýnda tutulan akil kiþiler, Kral'a geride sekiz kýzý daha kaldýðýný anýmsatýp, kýzlarýndan birine koca, kendine de yeni bir kraliçe seçmesini salýk verdiler. Erkek bir evladý olursa onu, olmazsa doðacak ilk erkek torununu ölümünden sonra yerine geçecek geleceðin kralý olarak yetiþtirebilirdi.

Suçlananýn çok olduðu yerde af kapýsý aralýk kalýr. Yapýlacak düðün þenlikleri þerefine zindanlar dolusu mahkûm affedildi.

Kral Dara, törenler düzenlenerek huzuruna
çýkarýlan ilk erkek torununu kucaðýna aldýðýnda kralý olma yolunda ilk ovüdünü öpermiþ gibi yaptýðý minicik kulaða fýsýldamýþtý: "Kulaðýn delik olsun."
****
Yýllar sonra Büyük Ýskender ordusuyla Kral Dara'nýn sarayýný kuþattýðýnda, geri çekilmeleri yasaklý olduðundan daima ileri atýlmaktan baþka çareleri olmayan delibozuk- lardan oluþan öncü savaþçýlarýnýn baþýný, adýnýn sonuna ufak bir ekleme getirerek Yunanlaþtýran Aramis çekiyordu. Adalet ve akýl yerine gücü oturtan bir uygarlýðýn ordusu, adet yerini bulsun diye de olsa adaleti seçen kadim bir uygarlýðý yaðmalýyordu. Arami, Kral'ýn hazine dairesinin giriþindeki kilit taþýna iþli Homa Kuþu tasvirine takýlý gül kurusu rengi almýþ mendili mýzraðýnýn ucuna takýp aldý, hazine dairesine ilk dalan o oldu.
Büyük Ýskender, Arami'yi ordusunda gösterdiði yararlýlýklardan ötürü ödüllendirmek istedi. Denizden ve yurdundan ýrak bu ülkeden çekilmeden, geçmiþte hak ettiði hükümranlýk koltuðuna geçmesi için ona bir þans verdi. Yüz sütunlu Apadana Salonunda yapýlacak seçime katýlacak üç adaydan biri olacaktý. Büyük Ýskender, altýn kafesin sürgüsünü kýlýçýnýn ucuyla açtý. Kýlýçýn kafesin tellerine sürtünürken çýkardýðý ses bomboþ salona yayýldý.

Homa Kuþu, Arami'nin omzundaki sahibesine ait gülkurusu rengi almýþ mendili kafesinden çýkýp havalanýr havalanmaz fark etti, havada daireler çizerek alçaldý. Sonra ani bir çýrpýnýþla salonun kemerli sütün baþlýklarý üstünde oturan tavanýna doðru yükseldi. Salonun tavanýnda kanat sesleri yankýlandý. Yüksek kapýya doðru yöneldi. Tüyleri güneþte göz alýcý bir ýþýltýyla parýldadý. Erguvan rengi sarmaþýklarla kaplý terasýn mermer parmaklýklarýna kondu. Gerçek bir kralýn ne denli boyun eðmez ve adil olmasý gerektiðini göstermek istermiþcesine kýzýl ala gözlerini Apadana Salonunu çevreleyen kent halký ve düz ovaya yayýlmýþ Büyük Ýskenderin ordularý üzerinden gezdirdi.
Yýllar yýlý farklý dillerde bu hikâye bambaþka eklemeler yapýlarak anlatýldý durdu. Hikâye ayný anlatýlsa bile sonuna farklý hisseler eklendi."Sonuçta, nefret ve ihanet yerine gerçek sevginin kazanacaðýný iþaret etmiþti Homa Kuþu"... "Ýþte tam da bu nedenle Pers krallarý ihanetin bedelini tebaasýna anýmsatsýn diye Taht-ý Cemþid denilen mezarlarýna Homa Kuþu tasviri koymuþlardý."... Farklý uygarlýklarda anlatýlan efsanelerde kuþun adý bile farklý oldu.Homa Kuþu, bazen Simurgu, bazen Phonix, bazen Anka, bazen Huma, bazen de Devlet kuþu adýyla anýldý.
Yapmak isteyip de yapamadýklarý ne varsa efsane kahramanlarýna mal eden tüm halklar bu hikâyeyi pek bir sevmiþti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn halk öyküleri kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Sandýk Sandýklar Ýçiinde Sandýðýýmýz Vaar... ""

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þöhretli Yazar Olmanýn Formülü
Dýþardakiler
Aynan Benim...
Botlar
Þeytanmerdiveni
Pijamalarýn Yok Mu?
Gece
Bildik Bir Öykü
Yitik Bir Cumartesi Gecesi
Havlu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sýr'ýn Merkezine Seyahat [Roman]
Kutu Kutu Pense Kýsmetim Neyse [Deneme]


ihsan alaittin bilgen kimdir?

Yaþam denizinin kýyýsýnda taþ kaydýrýrken derinliklerinden gelen kokusunu içinize çekemezsiniz. Her seferinde biraz daha derinlerden gelen kokusunu duymak için ilerilere açýldým. Her seferinde yeni acýlar, hazlar tattým. Acýlarý, ''yaþadým ya, bu da bir þey'' ibmiginden geçirip katlanýr kýldým. Nerede ve ne þartta olursa olsun gülmeyi unutmadým. Gülümsetmeyi denedim.

Etkilendiði Yazarlar:
Haldun Taner,Nazým Hikmet,Volter,Victor Hugo


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ihsan alaittin bilgen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.