Dikkat ederseniz ekonomik bütçemizi eriten zamlar, kanun maddeleri, dýþ ve iç siyasi iliþkiler, özellikle de yavru vatanýmýz Kýbrýs ile ilgili alýnan kararlar birden bire “cuk” diye karþýmýza çýkmakta. Bu kararlar genelde biz uyutulunca alýnmaktadýr.

Nasýl uyutuluyoruz?
Kitlesel hipnoz yöntemiyle…
Peki, bu nasýl oluyor?
Üç “F” ile…
Aaa, nedir bu üç F?

FUTBOL- FESTÝVAL-FASHÝNG…

Birbirinden ilginç kostüm ve kýyafetler giyerek, bolca içki alýnýp, yerli yabancýlarýn coþkuyla kutladýklarý, eðlencelerine sokak ve ana caddelerde dans gösterileri ile…
Binlerce taraftar ve fanatiðin alkýþlarý ve showlarý sergilendiði bir arena olan fotbol maçlarýyla…
Toplumun etik ahlak anlayýþýna ters gelen veya milli duygularýný olaðan üstü kabartan magazinsel haberleri, boy boy kendilerine sempatizan görsel medya aracýlýðý ile…

Bu mümkün mü?

Tabi mümkün…

Anýmsarsanýz, Kore’de Olimpiyatlarda çeyrek finale kalmýþ ve 70 milyon Türk Halkýnýn tüm dikkati Kore Olimpik Futbol sahasýndaydý. Milli bir sinerji oluþumu halindeydik. Ýþte o zaman þekere, doðalgaza, ve akaryakýta tam dört kez ZAM gelmiþti. Ama hiç kimse “gýk” bile demedi. Ne basýn ne halk…Çünkü uyumuþtuk. Uykuda iken insan duymaz…

Þimdi de dikkatlerimiz “baþý kesilen genç kýzýn katilinin” yakalanmasý ve olaylara karýþan isimlerin, kimler olacaðý? Meraklý bir beklenti içine çekildik ve TV’lerde haberleri kaçýrmamak için baþýndan ayrýlmýyoruz. Merak duygusu, insanýn doðasýnda en güçlü öðrenme güdüsünü tetikler. Merak, bazen tehlikeye de sürükler, içine alýp yutar kimi kez de insaný.
Basýnda boy boy fotoðraflarý ile gündemden düþmeyen iki isim ilgimizi çeker.

Daha önce de eþiyle ilgili haberlere dikkatimizi çelmiþ, tenis turnuvalarý ile dikkatleri üzerinde toplamýþ, Tv’lerde baþarýlý showlarý olan, halkýn sempatisini toplamýþ, güçlü bir kadýn imajý vermiþ, göðüs dekoltesi ile oyalanmýþtý gözlerimiz…Peki þimdi ne oldu da
Hülya Avþar, neden “bende kürdüm” demiþ?

Bir diðer ikinci isim;

Minik Serçe, lakabýný taktýðýmýz billur ses, sevgilisi Onno’nun ölümünden sonra aþk inzivalarýna çekilmesi, sanatýn zirvesinden indirmemiþ ve bir çok genç sanatçýnýn elinden tutup yükselmesine neden olmuþ, billur sesi ile halkýn hayranlýðýný kazanmýþ bir sanatçýdýr.
Yýllarca sanatý ile ön planda olmayý baþaran sahnelerin As Solisti Sezen Aksu, neden þimdilerde “kürt açýlýmý” destekçisi oldu?

Açýlýmlarýn peþ peþe geldiði þu son günlerde popüler kültürümüzün ve magazincilerin dilinden düþmeyen isimlerle oyalanýp, hipnotik etkiyle dikkat daðýtmaktayýz.
Ýþte bu beklentilerle ninniler söylendiði için bir çok önemli yasanýn deðiþikliðinden haberimiz yok. Çünkü yine uyumaktayýz…

Peki bu maddeler neyi içeriyor?

Örneðin çok taze demlenmiþ yirmi madde, tek tek açýlým paketinden çýkýyor.

1- Suça karýþmayanlar 3 ay rehabilitasyonla serbest. 2- Suça karýþýp piþman olan 5 yýl gözetin altýnda tutulacak. 3- Terör örgütü liderlerine af yok (yurt dýþý esnekliði düþünülüyor)4- Kürtçe ilköðretim ve lisede seçmeli ders. 5- QWX alfabeye dahil edilecek. 6- Mahmur kampýndaki Türkler getirilecek 7- Mahmur kampýndaki yabancýlar tasfiye edilip ülkelerine gönderilecek. 8- Kürtçe yer isimleri iade edilecek. 9- Devlet Kürtçe yayýnlarý destekleþecek. 10- Devlet Tiyatrolarý ‘Mem u Zin’i oynayacak. 11- Kürtçe Kuran meailini devlet bastýracak. 12- Devlet dairelerinde Kürtçe tercüman. 13- “Ne Mutlu Türküm diyene” yazýlarý yenilenmeyecek. 14- Ýlköðretim andý kaldýrýlacak. 15- Devlet toplu Kürtçe kitap alýmý yapacak ve kütüphanelere daðýtacak 16- Karayollarýna Kürtçe levhalar konulacak. 17- GAP eylem planý uygulanacak 18- Kürtçe bile imam ve polis 19- Devlet dairelerine Kürtçe tercüman 20- Yok olan ormanlar yeþertilecek, korucular buralarda çalýþtýrýlacak.

Bir baþka kanun deðiþikliði Sosyal Güvenlik Yasasýndaki madde deðiþikliði ile karþýmýza çýktý.
2008 SSK.Saðlýk uygulama tebliðinde deðiþiklik yapýlmasýna dair teblið.

Madde-1.29.09.2008 gün/27012 sayýlý 1.mükerrer resmi gazetede yayýmlanarak yürürlüðe giren 2008 SGK.Sað.uygulama tebliðinin (SUT) ayakta tedavide hekim ve diþ hekimi muayenesi katýlým payý baþlýklý 6.1 madde.
Bu maddeye göre;

Hastahaneler de yazýlan reçetelere karþýlýk …8 Tl
-Sað.ocaklarý/aile hekimliklerinde yazýlan reçetelere karþýlýk…2 Tl.
-Özel hastanelerde yazýlan reçeteler için…15 Tl.
Devlet maaþlardan kesmeðe baþladý.
Kýsacasý cebren soyulmaktayýz.

Þimdi de bir Trafik Kazalarý ile ilgili 2918.kanun maddesine vatandaþ çarptý.

Peki 2918.maddesi ne içeriyor?

“Trafik kazasý sonucu yaralanan ve hastaneye kaldýrýlarak tedavi altýna alýnan kazazedelerin, kanuna göre tedavi için ücret ödemem esi gerektiði belirtildi.”

Bu kanuna göre kaza sonunda maðdur hastane ücretini sigorta þirketinde gidip alacak, ama önce hastaneye tedavi ücretini ödeyecek.
Peki ya yoksa kazazedenin cebinde tedavisini karþýlayacak ücret?
Ben bir sahne yazayým, gerisini siz düþünün artýk.
Doktor ve tedavi ekibi;

- Ýki kolunuz kýrýlmýþ,alçý ve ameliyat gerek, boyun kaymýþ ve disk takýlmasý gerek, iç kanamasý þüphesi de var, bu nedenle tomografi çekilmesi gerek, hastane masraflarý ve diðer tedaviler, toplam ödenecek ücretiniz 60.000Tlirasýdýr. Giþeden takip fiþi alýp, bize getirin ve hemen hastamýzý ameliyata alalým.
Hasta veya yakýný;

-Aman doktor, siz nelerden bahsediyorsunuz? Bu da nereden çýktý? Elimizdeki EMEKLÝ SANDIÐI karnesi geçmiyor mu?

Tedavi Ekibi;

-Hayýr, trafik kazalarýnda geçerli deðil Emekli Sandýðý veya SSK karneleri. 2918. maddeye göre önce siz ödemeyi hastanemize yapacaksýnýz sonra Saðlýk Bakanlýðý tarifesini uygulamak suretiyle, siz bedelinin tamamýný yükümlü sigorta þirketinizden tahsil edeceksiniz.
Aðzý bir karýþ açýk kalan hasta yakýný adeta tedavi ekibine yalvarýr.

-Ne olur doktor, bakýn hastamýz ölmek üzere, cebimizdeki para þu kadar. Siz hastamýzý kurtarýn.
Tedavi ekibi;

-Sizde ne kadar para varsa, hastanemizin giriþindeki vezneye yatýrýn, gerekirse senet imzalarsýnýz, bizde tedavinizi uygularýz. Maalesef elimizden gelen bir þey yok. Bizler de emir kuluyuz. Yasa ne derse onu uygularýz.

Ýstersen hastane veznesine koþma da sonucu gör. Yahu, hasta iç kanama þüphesi ile acil ameliyat için sedyede bekliyor. Olacak iþ mi bu þimdi?
Ýstersen senet imzalama…
Eee, ne kadar ekmek o kadar kýyma olacak sanki köfteye… Gelde þimdi söylenmeyelim.
Bizde o kadar para ne gezer? Olsa kendimize bir göz odalý TOKÝ’lerden ev satýn alýrdýk.
Gülsem mi, aðlasam mý halimize þaþýrdým. Aklýma bir menkýbe de takýldý hani;

“…Padiþahýmýzýn biri hazinenin dibi delinince savaþa sürermiþ ordusunu. Toplarmýþ ganimetini. Ama bu kez savaþ deðil zamlar için toplamýþ divanýný. Kimi cama, kimi þekere, kimi kumaþa, kimi de una zam yapalým, demiþler ama her biri daha çok yeni zam görmüþ. Hatta yeniçerilerin maaþlarýný kýsalým, düþüncesi iletilince hünkar;

-Olmaz, kazan kaldýrýrlar, diye de söylenmiþ.

Derken divandan bir ak sakallý çenesini sývazlayýp fikrini beyan etmiþ;

-Hünkarým, benim bir düþüncem var amma, yine de siz daha iyisini takdir edersiniz.
Padiþah ilgiyle,

-Nedir o? Diye sorunca,

-Halkýnýzýn %70’i tavukçulukla geçinir, iþte bu nedenle yumurta satandan bir akçe alalým.Hünkarýmýn babasý ve sizin adýnýz halkýn %70’i çocuklarýna takmýþtýr. Adý Ahmet olandan da bir akçe alalým. Kavuklar baþta saç býrakmaz ve halkýn çoðu keldir. Baþý kel olandan da bir akçe aldýk mý. Eder üç akçe. Bunu yüzdeye vurduk mu, hazineniz kazanýr hünkarým.
Padiþah bu fikri deðiþik bulur ve fermaný yazar, basar mührü.
Pazara varan padiþahýn adamlarý birçok yumurta sataný görürler ve birine varýr fermaný okurlar. Yumurta satan baþýný kaþýyarak;

-Boynum kýldan incedir padiþahýmýn her fermanýna, der verir bir akçeyi.

Ama hünkarýn adamlarý isterler kel olduðunu görünce ayný adamýn, kavuktan baþý görünmektedir. Keldir Ahmet Bey. Ferman yeniden okunur ve zavallý adam ikinci akçeyi de verir.
Bunun üzerine yandaki limon satan esnaf sorar;

-Ahmet Bey, hünkarýmýn adamlarý senden ne isterler, hayýrdýr?

Diye seslenince, adý AHMET olan ayný adamdan bir akçe daha vergi alýnýr.”

Kýssadan hisseler tarihte çok yaþanmýþtýr. Adý Ahmet olanlar þimdilerin ”iþçi-memur-emekli” maaþlarý ve vergileri peþin alýnmýþ tescillenmiþ kiþileridir.
Bir söz var ama burada etik olmayacaktýr.
Ben biraz törpüleyip yazacaðým.

“Kör, ebe olunca tuttuðunu sobelermiþ”

Aðlanacak halimize, gülünecek durumlara düþtük vallahi…

Emine Piþiren/Edremit-Akçay
25.09.2009