Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Kiþisel ve toplumsal körlüðün, saðýrlýðýn ayyuka çýktýðý bu çaðda en önemli hastalýðýn “duyarsýzlýk” olduðunu düþünüyorum. Ýnsan ya da toplum olarak duyarsýzlýðýn temel sebebi “neme lazým” ya da “adam sen de” davranýþýdýr. Gördüðü bir yanlýþlýðý dile getirmeme, yanlýþ bir uygulamaya tepki göstermeme, haksýzlýða göz yumma, adaletsizlikleri görmezden gelme toplumumuzda bir salgýn hastalýk gibi yayýlýyor. “Aman baþým belaya girmesin.” diye kendini soyan kapkaççýyý bile þikayet edemeyecek hale geldi toplum. Yanýnda iþlenen cinayete tanýklýk etmemek için kaçan, haksýz bir uygulamayý eleþtirmeyi bile yüreði kaldýramayan korkaklar topluluðu olduk ne yazýk ki. Biz ki “Zulme sessiz kalan dilsiz þeytandýr.” hükmüyle büyümüþ bir nesiliz. Biz ki “Cinayete ses çýkarmayan caninin suç ortaðýdýr.” ilkesiyle yetiþmiþ bir kuþaðýz. Biz ki her oturduðumuzda birbirimize “Nokta kadar bir çýkar için virgül gibi eðilme.” diye öðütler vermiþiz. Ama ne yazýk ki basit korkular, kuruntular ya da ufacýk çýkarlar için “neme lazým” deyip geçiveren insanlar olduk. “Ortamý bozmayalým.” tesellisiyle yalan yanlýþ konuþanlarý tastik eder hale geldik. “Yönetenlerle ters düþmeyelim.” diye hiçbir þeyi eleþtirmeyen, suskunlar sürüsüne dönüþtük. Sadece kendimiz susmakla kalmadýk çevremizdekileri, sevdiklerimizi, aile efradýmýzý da susturduk. Hal böyle olunca dürüst yanýmýz, “can” yanýmýz gitti. Korku kültürüyle donanmýþ “yüz” yanýmýz taht kurdu hanemize, ülkemize. Kýlý kýrk yararak konuþur olduk. Sözlerimiz “zûlfu yâre dokunmasýn” diye içimizden geleni söyleyemez olduk. Kim güçlüyse onun karþýsýnda el pençe divan duranlar geçti ön saflara. Doðru söyleyenleri dokuz köyden kovdular. Para, iktidar, makam, güç çoðu zaman içi dýþý bir olmayanlarýn eline geçti. Bu da toplumsal çürümenin eþiðine getirdi bizleri. Her ne derseniz deyin iþte böyle bir toplum olduk vesselam! Býrakýn yönetenleri, çevremizde gördüðümüz her türlü olumsuzluklara da duyarsýzlýðýmýz iþledi artýk. Yaþadýðýmýz sokaðý caddeyi pisletenlere gülümsüyoruz artýk. Daðlarýmýz taþlarýmýz çöplüðe dönüyor ve bizler gülümsüyoruz hâla!.. Duyarsýz kaldýðýmýz, kýlýmýzý dahi kýpýrdatmadýðýmýz hep ihmal ettiðimiz çevremiz. Sanki hiç bozulmayacakmýþçasýna hor kullandýðýmýz atalarýmýzdan bize miras kalan doðal çevremiz. Bunu her zaman söyler dururuz ama bir türlü o bilince ulaþan nesli yetiþtirmenin onuruna eriþemedik. Daha da zor görünüyor. Doðal çevremiz dedik, bu aslýnda çok geniþ konu zincirini de beraberinde getiriyor. Bunlarla ilgili çok yazdýk çizdik. Bugün son yýllarda doða tutkunlarýnýn karþýlaþtýðý ve tam bir doða katliamýna dönüþen sulak alanlarýmýzýn mahvedilmesinden bahsetmek istiyorum. Þehrimizin içinde nadide bir göl olan “dipsiz gölü”, nilüferleri ile þehre deðiþik bir çehre katan “ “ gölü elbirliði ile ve iþgüzar yöneticilerin isterikleri ile kaybettik elhamdülillah. Ne kaldý geriye? Bahsedilecek doðal sulak alanlarýmýz var ama yapay göllerimize bir bakalým. Çuðun baraj gölü, Sýdýklý baraj gölü gibi göller ve Kýzýlýrmak havzasýnýn durumu nasýl acaba? Bu yýlýn yaðýþlý olmasý doðal olarak bu baraj göllerinin su seviyelerini de yükseltti. Özellikle olta balýkçýlýðý yapan kiþi ve gruplarýn da hem Kýrþehir’den hem de çevre illerden bu göllere akýn akýn gelmelerine sebep oldu. Buraya kadar her þey normal görünüyor. Ama bu balýkçýlarýn ve piknikçilerin arkalarýnda býraktýðý pislik söz konusu olunca çevreye karþý ne kadar duyarsýz olduðumuzu da görebiliyoruz. Geçen yýllarýn kurak geçmesi, yaþam alanlarýnýn azalmasý ve kurumasý bir yana kuþlar küresel ýsýnmanýn en büyük maðdurlarý durumunda kaldý. Bu yýl bir sevindirici haber bizleri mutlu etmeye yetti; ”Doða Derneði koordinasyonunda 120’den fazla kuþ gözlemcisinin katýlýmýyla 54 sulak alanda yapýlan sayým sonucunda, 92 türden yaklaþýk 1 milyon su kuþunun Türkiye’de kýþladýðý belirlendi. Kuþlarýn en sevdiði alanlar Kýzýlýrmak Deltasý (124 bin), Eðirdir Gölü (122 bin) ve Gediz Deltasý (108 bin) oldu.” Tüm olumsuzluklara karþýn doðanýn en güzel varlýklarý olan kuþlarýn yurdumuza ilgisinin sürmesi sizi de mutlu etmiþtir eminim. Þimdi düþünce ve faaliyet mantýðýmýz, önce kirletelim sonra temizleriz, önce tüketelim sonra üretiriz gibi sýralayacaðýmýz hatalar dizisine son vererek zihniyet deðiþimlerinin hayata geçmesini saðlamak olmalýdýr. Velhasýl, bu güzelim þehrin, o asýrlardýr örselene örselene yýpranmýþ, ama hâlâ ayakta durmaya çalýþan nazlý Kýrþehir'in, halini anlatmaya kelimeler yetmez. Adeta kötü koca eline düþmüþ güzeller güzeli, iyiler iyisi, yaþam sýnavýna sabýr göstermeye çalýþan bir gelin gibi Kýrþehir... Kýymetini bilmeyenlerin eline düþmüþ bahtsýz bir çiçek. Kýymet bilmeye çalýþanlarýn da emeklerine destek olmuyor bir kýsým Kýrþehir halký maalesef... Bekleyeceðim emin olamadýðým gün doðumu için, Belki gülümser insanlar tekrar, Belki þehir konuþur benimle eskisi gibi pir-i pak Ve yemyeþil bir bahar olur, þen þakrak, Geri dönen sevgili olursun Kýrþehir...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ramazan Karalar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |