Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Bir açýlým meselesidir gidiyor. Kimi “Kürt açýlýmý” dedi kimi de “Demokratik açýlým”. Adý ne konursa konsun destekleyenler de karþý çýkanlar da birbirlerine ayný gerekçelerle yükleniyor. Ýktidara yakýn olanlar muhalif olanlara “Ortada bir þey yok. Olmayan bir þeye niçin karþý çýkýyorsunuz?” diye hesap soruyor. Karþý çýkanlar “Ortada bir þey yok da, siz neyi savunuyorsunuz?” diyor. Nasrettin hoca misali “Sen de haklýsýn!” Karþý düþüncede olanlar “AKP’ye güvenmiyoruz. Laik rejime de baðlý olduklarýný söylüyorlar ama devletin zirvesinde eþi türbanlý olmayan makam sahibi býrakmadýlar. Ýmam Hatip liselerine kazandýrdýklarý ile laik eðitim ve öðretime darbe vuran dinci eðitim ve öðretim sistemi oluþturdular. Çaðdaþ eðitime bu kötülüðü yapanlarýn, milli birliðe ve ülke bütünlüðüne karþý da suç iþlemeyeceðinden emin olamayýz.” Bu düþüncelere katýlmamak elde deðil. Çoðulcu ve katýlýmcý demokrasi diyoruz ancak yine tekil düþüncelerle bir yerlere varmaya çalýþýyoruz. Ýþte öteden beri AKP hükümetinin yaptýðý þey bu. Önce “Kýbrýs açýlýmý” sonra “AB açýlýmý” sonra da “Ermenistan açýlýmý”. Hepsi de fiyasko ile sonuçlanmadý mý? Önce sorunun tanýmýný ve þeklini çizip ortaya koymak gerekir. Ülkede bir terör sorunu mu var yoksa bir Kürt sorunu mu var? 25 yýldýr ülkeye kan aðlatan bir terör sorununun olduðu çok açýktýr. Bu terörü Kürt vatandaþlarýmýz mý yapýyor? Kesinlikle hayýr! Bunu herkes biliyor. Kan dökülmesini önlemek için 25 yýllýk PKK terörüne Kürt sorunu denmez. Ýmralý’daki bebek katilinden çözüm için yol haritasý beklenmez. Terörün kökü, kararlýlýkla masaya yumruðunu vurarak PKK terörüne destek veren küresel güçlere karþý net tavýrlar takýnýlarak, teröristin kökünü kazýmakla biter. Terör sorununu Kürt sorunu diye dayatýlan ve beslenip büyütülen bu konu küresel güçlerin amaçlarý doðrultusunda þekil almaktadýr. Bugün çözülmesini isteyen güç, yarýn tekrar hortlatmak da isteyebilir. 2002 yýlýnda sýfýr olan terör olaylarý daha sonraki yýllarda tekrar hortlatýlmadý mý? O yüzden adý ne olursa olsun bu açýlým yeni Tom Amca Obama’nýn düzmecesidir. Buradan varýlmak istenen nokta Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus-devlet modelini tarihe gömmek bu arada damarlarý týkanma noktasýna gelen emperyalizme tedavi uygulamak, yeniden diriltmektir. AKP hükümeti içi dýþý belli olmayan ve bir türlü açýklama cesaretini gösteremediði hayali bir paketle gidebileceði yere kadar gitmeyi planlamýþtýr. Ama muhalefetin ve karþýt düþüncede olanlarýn bu derece ses vereceðini hesaba katmamýþtýr. Olmadý, oyunlarý diðer açýlýmlarda olduðu gibi yine bozuldu. Þimdi ya ülke gerçeklerini göz önüne alarak bir sekil vermek zorunda kalacaklar ya da yavaþ yavaþ siyasi bedel ödemeye baþlayacaklar. Asker düþüncesini çok net bir þekilde ortaya koymuþtur. Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð “Üniter yapý deðiþemez, tek resmi dil vardýr, Türkçe’dir. Anayasanýn deðiþmez maddeleri vardýr, deðiþemez.” Bu mesaj son derece net ve son derece açýk. TEK VATAN, TEK DÝL, TEK BAYRAK. Ýþte budur. Gördünüz mü sorumlu muhalefet ucu açýk ve nereye gideceði belli olmayan ama bölücübaþý ve DTP milletvekillerinin beyanatlarýna bakýlýrsa son derece rahatsýz edici, üniter yapýyý ve anayasanýn deðiþmez maddelerini tehdit edici noktaya kadar gidebilecekken, þimdi herkes uzlaþma olmadan olmaz demeye baþladý. Ýþte ülkenin istediði de budur. Bu konularda parti yoktur, çýkar yoktur. Burada ülkemizin dýþ güçlere karþý savunulan milli menfaatleri vardýr. Burada artýk oy, para ve güç önemli olamaz Üniter bir devlette iki ayrý resmi dil olmaz. Eski Yugoslavya’da Sýrpça, Hýrvatça, Slovence, Boþnakça, Karadaðca (MonteNegro veya Sirna Goraca), Makedonca ve Arnavutça resmi dillerdi. Baþta Almanya olmak üzere AB Yugoslavya’yý yedi ayrý Devlete bölmeyi baþardý. Bu arada þunu da belirtmek gerekir ki, eðer DTP gerçekten yöre halkýný düþünüyorsa baþta Ahmet Türk olmak üzere DTP’sindeki tüm toprak aðalarý ilk önce topraklarýnýn bir kýsmýný topraðý olmayan vatandaþlara daðýtarak toplumsal çözümü baþlatmalýdýr. Ardýndan da hükümet tarafýndan çok ciddi ve dürüst bir çalýþma yapýlarak toprak reformu gerçekleþtirilmeli. Toprak aðalýðý ve marabalýk düzenine son verilmelidir. Bir nevi kölelik düzeni olan marabalýðý, bir Ortaçað kalýntýsý olan bu feodaliteyi yýktýðýnýz takdirde bir çok þey normale dönecektir. “Kürtler duygusal insanlardýr. Durup dururken kýrdýnýz onlarý. Eliniz boþ gidip selam verseydiniz de yeterdi aslýnda. Size belki de evlerindeki son yumurtalarý kýrmadan-dökmeden ikram edeceklerdi.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ramazan Karalar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |