Tanrý insaný yarattý, insan da sanat yapýtýný. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Bunun üzerine Polis þunlarý söyler: “Ama belki de aslýnda Sezgili’yi öldürdükten sonra köpeðine köpek mamasý veriþinizdir bu hayvanýn size sevgi gösterilerinde bulunmasýnýn sebebi. Buna ne diyeceksiniz?” Siz çýldýrmýþsýnýz memur bey. Tatil için bir programýnýz var mý?” Polis: “Olmasý mý lazým?” Polis komþunun masum olduðuna kâni olur ve onu serbest býrakýr. Ama komþu Polisin kendisinden özür dilmesi gerektiðinde ýsrar edince Polis tekrar þüphelenir ve komþuyu gene tutuklar. Komþu henüz yargýlanmamýþ olduðu halde gözyaþlarýna hakim olmaz, olamaz ve o kadar bir aðlar ki hapsolduðu hücrede kahkahalar ata ata gözyaþlarýnda boðulup ölür. Polis Recep Sezgili’nin yastýðýnýn altýnda bir yazý bulur. Bu yazý aslýnda Recep Sezgili’nin sevgilisine hitaben yazýlmýþ bir mektuptur. Hemen sevgiliyi olay yerine çaðýran polis ona mektubu okur: “Bilmediklerimle mukayese edilince bildiklerim bir hiçten ancak bir adým öteye gider. Zevk âleminde boðulduðum zamanlar olduðu bir gerçek. Ama her gerçek gibi bu gerçek de pek deðersiz gözümde. Acý çekmek insaný bönleþtirir. Kiþi ölü olmakla yaþýyor olmak arasýnda bir ayrým yapmaktan aciz kalýr. Ölmekle hiçbir þey kazanamaz ölen. Haz hayata dahildir, ölüm yaþanmaz. Pek gezmedim. Gezmeyi hiç sevmem. Ama baþka insanlarla mukayese edilince hiç yerinde durmamýþ bir insan izlenimi veririm. En büyük korkum bir gün bir daktilo þeridiyle boðulmuþ olarak ölü bulunmaktýr odamda. Aç kaldýðým zamanlar en üretken olduðum zamanlar oldu. Büyük evlerin küçük odalarýnda yaþadým, yüksek yerlerdeki alçak adamlarla tanýþtým. Çocukluðum can sýkýntýsýyla mücadele ederek geçti. Can sýkýntýmý yenmek için savaþ filmleri izlerdim. O dönemlerde Vietnam savaþý yeni bitmiþti ve Amerikanlar savaþ filminden baþka film çekmiyorlardý. Daha sonra savaþtan dönüp de topluma adaptasyon sorunu çeken travma kurbaný üzgün, gücünü yitirmiþ, haksýzlýða uðradýðýný düþünen bilge kurban-kahramanlar pek modaydý. Vietnam savaþýndan dönen bunalýmlý bir gazi olmadýðým halde gençliðimde kendimi o kurban-kahramanlardan biri olarak gördüm hep. O kadar çok savaþ filmi izlemiþtim ki bu savaþ filmlerinin travmatik bir etkisi oldu üzerimde ve kendimi toparlamak için yaþamý kolaylaþtýrýcý düþünceler üretmeye baþladým. Bu düþünceler beni topluma yabancýlaþtýrdý çünkü toplum bireye kýyýcý bir iliþkiler yumaðýndan baþka bir þey deðildi.” Recep Sezgili’nin yastýðýnýn altýnda bulunan bu yazýnýn ne zaman yazýldýðý bilinmiyordu. Polis Recep Sezgili’nin köpeðinin cinayetin tek sanýðý olduðunu düþünüyordu. Recep Sezgili’nin kendisine hitaben yazýlmýþ bu mektubun içinde bulunduðu zarfýn üstündeki adresten faydalanarak Recep Sezgili’nin sevgilisiyle irtibata geçer ve onu olay yerine çaðýrýr. Olay yerine gelen ve adýnýn açýklanmasýný istemeyen sevgili A.T. polise verdiði ifadede þunlarý söyler: “Onu çok seviyordum memur bey. Ýsterseniz sizi de an az onu sevdiðim kadar sevebilir kendisi aramýzdan ayrýldýðýna göre. Ölümüyle elbette ki sarsýlmakla kalmadým, yýkýldým da. Ama sanat kýsa, hayat uzun memur bey. Ona kendisinin topluma mal olmuþ bir yazar olduðunu, daktilosunun tuþlarýnýn toz tuttuðunu ve kirden görünmediðini, kendini toparlayýp yeniden yazý yazmaya baþlamasý gerektiðini aksi taktirde erken bir zamanda toplum tarafýndan daktilosunun þeridiyle boðularak öldürüleceðini kaç kere söyledim, tam sayýsýný hatýrlamýyorum þimdi, ama kýrkýn üstünde olsa gerek, zira üç aydýr hemen hemen iki günde bir tekrarlýyorum bu söylemi. Biliyorsunuz memur bey, bir insana kýrk kere öleceksin derseniz o insan öleceðine o kadar bir inanýr ki ölür. Bak sen toplumun malýsýn, yani topluma mal olmuþ bir yazarsýn, neden yazý yazmak yerine acýlarýný kâðýda döküp yaþama dönmüyorsun dedim ona. Ama dinletemedim hiç memur bey. Böyle olacaðý belliydi, hiç þaþýrmadým doðrusu. Velhasýl onlar vurdu biz büyüdük memur bey.” Recep Sezgili’nin katili asla bulunamaz. Polis turþucu olup turþularý poþetlere ellerliyle doldurmayý seçer. Komþunun akýbetini zaten belirtmiþtim ama yinelemekte fayda var ki dava neticelenmeden, daha gözaltýndayken, gülmekten ve gözyaþlarýnda boðulmaktan ölmektir bu akýbet. Sevgili A.T. ünlü bir þantöz haline gelir ve adýný deðiþtirerek Þantöz Ayten olur. Recep Sezgili ise topluma mal olmaya, toplumun malý olarak yok olmaya mezarýnda devam eder. Sezgili’nin cenazesine katýlan hasta bir ruh vardýr. Bu ruh kimin ruhudur? Sezgili’nin mi? Tüm insanlýðýn mý? Kimin ruhudur bu hasta ruh? Ve bu ruhu hasta kýlan nedir? Ýþte bu sorular týpký Kafka’nýn Dava romanýnýn sonundaki gibi yanýtsýz kalmaya mahkûmdur ey sevgili lanetlenmiþ okur!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cengiz Erdem, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |