Türkiye ve Ýsrail arasýndaki iliþkilerde yaþanan gerilim, Ýsrail’in Gazze saldýrýlarýnýn hemen ardýndan baþlamýþ ve Erdoðan’ýn Davos’ta Ýsrail Cumhurbaþkaný Peres’e “ Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.” Sözleriyle iyice týrmanmýþtý. Asker sivil ayrýmý yapmadan karþýsýna çýkan her hedefi vuran Ýsrail kuvvetlerinin bu gözü dönmüþlüðünden duyulan gayet haklý ve insani gerekçelerin etkisiyle mi verilmiþti bu tepki yoksa iç gündeme yönelik siyasi mesajlar mý? Verilmeye çalýþýlýyordu. O günlerde ikiye bölünen medyamýz bununla neyin amaçlanmýþ olabileceðini uzun, uzun tartýþmýþlardý aralarýnda.
Aradan geçen sürede tam her þey unutuldu derken bu kez terörle mücadelede kullanýlacak olan insansýz hava aracý Heron’larýn Türkiye’ye teslim þartlarý ile ilgili yaþanan sýkýntýlar, ikili iliþkilerde erozyona uðrayan karþýlýklý güvenin aslýnda ne denli yýpranmýþ olduðunun bir göstergesi haline gelmiþti artýk. Ortadoðu’da güçlenen ve üstelik kendi amaçlarý doðrultusunda bölgede inisiyatif almaya baþlayan bir Türkiye ve üstelik, Irak’ta vakti zamanýnda yaþananlar nedeniyle Ýsrail’in bir düþmandan daha kurtulmuþ olmasýnýn sevinci henüz kursaðýnda iken nüfuz kazanmasý, Ýsrail tarafýndaki rahatsýzlýðýn nedeni olabilir. Bu rahatsýzlýk belki de Türkiye’nin verdiði mesajlardan çok, ona Ýsrail’in anlamakta zorlandýðý bu cür’eti veren dinamiklerle de ilgili olabilir. Öyle ya, komþularý ile barýþýk ve kendi sýnýrlarý içerisinde terör kaynaklý sorunlarýný önemli ölçüde çözmüþ, tarihin bugünlere miras býraktýðý sýnýr ötesi anlaþmazlýklarla uzlaþý zemini arayan bir Türkiye, nereye gitmekteydi böyle? Amerika eski müttefikinden vazgeçiyor olabilir miydi? Ýsrail’i bir þekilde içinde bulunduðu coðrafyada kendi kaderine terk edebilir miydi? Yâda bir hami olarak vereceði desteði sýnýrlama kararý mý almýþtý?
“Yurtta sulh dünya da sulh” ilkesini prensip edinmiþ bir Türkiye’nin elbette hiçbir komþusu ile bugüne dek herhangi bir alýp veremediði bulunmamaktadýr. Çepe çevre dört bir yanýmýzda nice zamandýr sýcak savaþlara kadar her tür problem yaþanmýþken dünya barýþýnýn tesis edilmesine verdiðimiz destek yeterince anlatýlamýyor olmalý ki bu tür kuruntu ve vesveseye dayalý ön yargýlý tepkilere maruz kalmaktayýz.
“ Ayrýlýk” dizisi Türkiye ve Ýsrail arasýndaki iliþkileri çýkmaza sokmamalý. Orada bir dram yaþanmýþtý ve birilerinin bunu anlatmasý kadar doðal bir þey olamaz. Biz doðruluðunu ya da yanlýþlýðýný sorgulamadan nasýl bir izleyici olarak Yahudi katliamýný konu edinen filmleri izliyor ve ardýndan orada kendilerine yapýlan zulmü þiddetle kýnýyor ve bu yapýlanlarý tüm insanlýða karþý iþlenen suçlar olarak kabul ediyorsak ayný þekilde Gazze’de yaþananlarý da insanlýðýn öðrenmeye hakký olmalý diye düþünüyorum.

Aydýn AKDENÝZ