Geçenlerde Milli takýmýmýzýn maçýný izledim. Her zamanki gibi milli takýmýmýz kendinden beklenenin çok çok altýnda futbol oynadý ve Belçika gibi bir ekibe 2-0 maðlup oldu.Tabîki Dünya kupasýna katýlma þansýmýzda suya düþtü. Açýkçasý ben Milli takýmdan daha iyi bir oyun beklerken, onlar sahada futboldan baþka herþeyi oynadýlar. Ne orta sahamýz orta sahaydý, ne forvetlerimiz forvetti. Bir tek savunmada Gökhan Gönül formasýnýn hakkýný sonuna kadar verdi.Geri kalaný sadece izledi maçý. Maçý izledikten sonra durup düþündüm bir ara. Biz bu kadar kolay bir gruptan nasýl çýkamadýk? Nasýl böylesine Dünya 3.sü olmuþ bir ekip bu kadar pespaye ve rezil futbol oynadý?

Düþündükçe aklýma tek þey gelir oldu. Futbolcularýn formasýnýn hakkýný vermemesi.Þýmarmasý, kendini dev aynasýnda görmesi. Bu aslýnda bizim insanýmýzýn birazda hastalýðý olsa gerek dedim. Ancak A Milli takýmda bu hastalýk herkesin genine, DNA'sýna kadar iþlemiþ. "Ders almam ders veririm" diyen bir teknik adamdan daha ne beklenir ki zaten? Onun öðrencilerinden ne beklenir?

Fatih Terim'in bilgisinden ve tecrübesinden zerre kadar þüphem yoktur. Her Türk vatandaþý da Fatih Terim'e saygýyla bakar. Kiþiliðine, karakterine saygýsý olmasa bile bilgisine ve bize yaþattýklarýna gerçekten sevgi ve saygý duyar. Ancak Fatih Terim bilmelidir ki "Okumanýn'da öðrenmeninde yaþý yoktur!".Kim ne olursa olsun, nereden geliyorsa gelsin, ne kadar okumuþ ve bilgili olursa olsun öðrenecek ve görecek mutlaka bir eksiði veya eksik olarak düþünüpte, baþkasýnýn aklýna gelen küçük küçük bilgi kýrýntýlarý vardýr. Fatih Terim bunu baþtan red etmiþtir. Baþtan beri "Ben her zaman çok iyi bilirim!" demiþtir. Halbuki hayatýmda gördüðüm en önemli ders herþeyi ben bilirim diyen insanlarýn kamikaze uçaklarý gibi yere çakýlmalarýdýr.

Þimdi gelelim futbolculara, icraatlarýna. Kardeþim size kimse bugüne kadar tek bir laf etmedi. Çünkü A Milli takým futbolcularý þunu çok çok iyi bilmelidirler ki,düþtükleri grup Dünya Kupasý elemelerine giden yolda düþüp düþebilecekleri en kolay gruplardan biriydi. Ýspanya'nýn güçlü bir ekip olduðunu varsayar isek geri kalan takýmlarla yaptýðýmýz maçlarda galip gelmemizin hiç þans ile alakasý yoktu. Grubumuzun farkýný anlamak için isterseniz geçmiþe ufak bir yolculuk yaparak 2010 Dünya Kupasý elemelerindeki gruplara þöyle bir bakalým;

1. GRUP: Portekiz , Ýsveç , Danimarka , Macaristan , Arnavutluk , Malta

2. GRUP: Yunanistan , Ýsrail , Ýsviçre , Moldova , Letonya , Lüksemburg

3. GRUP: Çek Cumhuriyeti , Polonya , Kuzey Ýrlanda , Slovakya , Slovenya , San Marino

4. GRUP: Almanya , Rusya , Finlandiya , Galler , Azerbaycan , Liechtenstein

5. GRUP: Ýspanya , TÜRKÝYE , Belçika , Bosna-Hersek , Ermenistan , Estonya

6. GRUP: Hýrvatistan , Ýngiltere , Ukrayna , Beyaz Rusya , Kazakistan , Andorra

7. GRUP: Fransa , Romanya , Sýrbistan , Litvanya , Avusturya , Faroe Adalarý

8. GRUP: Ýtalya , Bulgaristan , Ýrlanda Cum. , Güney Kýbrýs , Gürcistan , Karadað

9. GRUP: Hollanda , Ýskoçya , Norveç , Makedonya , Ýzlanda

Evet gruplara þöyle bir baktýnýz.Açýk konuþmak gerekirse en kolay üç gruptan biriyiz biz. Ýtalya ve Yunanistan'ýn bulunduðu gruplarla birlikte en kolay üçüncü grubuz.Yani böyle bir gruptan 3.olarak çýkmak hezimet deðil de,Maðlubiyet deðil de nedir? Karþýmýzda tek güçlü rakip Ýspanya var.Onlada iki maçta berabere kalsak yine gruptan çýkmayý garantilerdik.Kimse niye grupta 1.olamadýnýz demiyor zaten.Ama insanlarýn sorduðu soru þu: "Kardeþim böylesine kolay bir gruptan çýkmasýný nasýl beceremediniz?"

Emin olun bende anlamýyorum. Ama onlar bu soruyu kendilerine sormaktan vazgeçip, gurbetçilere ve onlarý eleþtirenlere saldýrýyorlar. Neymiþ efendim,"biz aðzýmýz ile kuþ tutsak bile onlara yaranamazmýþýz!" Milli maç sonrasý gurbetçiler haklý yere (bazen aþýrý tepki verilebilir, ama futbolcu olarak senin görevin bunu zorda olsa sindirmektir.Çünkü sen o adamlarýn verdiði paralar sayesinde,o gurbetçilerin desteði sayesinde ayaktasýn.!!) tepkilerini koymuþlar. Birazda aðýr konuþmuþlar. Evet burada bazen taraftarlar veya gurbetçiler aðýr ve gurur kýrýcý konuþabilirler. Ancak o formayý giyenler þunu çok çok iyi bilmeli.O taraftar oraya gidip maç izlemek için bilet parasý vermese,o koltuklara oturmasa,orada sana 90 dakika destek vermese sen nesin ki? Kocaman hiç!

Niye mi?
Çünkü senin maaþýn oradaki hasýlatlardan gelir, üzerine giydiðin reklamlý formalarda oradaki taraftarlar görsün diye gelir. Ne kadar çok taraftarýn var ise gelirlerinde, maaþýnda o kadar artar. Sen bugün altýna asgari ücretlinin rüyasýnda bile göremediði Ferrarileri, Porscheleri çekebiliyorsan, villalarda oturup keyif çatabiliyorsan, o taraftar sayesindedir. Onun özveri ile verdiði destek ve para sayesindedir. O taraftarlar oraya gelmese, seni izlemese, sen nasýl para kazanacaksýn? O formana aldýðýn reklamlarý nasýl alacaksýn? Alamazsýn bile. Hasýlatý sýfýr çeken bir klüp, reklam alamayan bir klüp ayakta kalabiyorsa, buyursun kalsýn. Ayakta kalýr evet. Ama futbolcularýna 5 kuruþ para vermez.Veremez.TV'lerin reklam gelirleri bile senin taraftar sayýn ile orantýlýdýr.Taraftarlarýn ne kadar fazla senin maçlarýný býrak stada gitmeyi,TV'lerden izlese bile sana tam tabiri ile söylemek istiyorum,o zaman cebine cukka girer.Yani sen her þekilde seni izleyen,destekleyen,arkanda duran, taraftarýn tiribüne gelip baðýrýp çaðýrmasýna muhtaçsýn.Sen o taraftar üzerinden ekmek yiyorsun.

Ama bizdeki futbolcular bunu anlamayý býrakýn ,taraftar ile her seferinde kavga ediyorlar.Taraftar en ufak eleþtiri getirse, allah allah. Kavganýn, gürültünün, tartýþmanýn bini bir para. Oysaki Avrupa'ya bakýyorum. Futbolculara neler söylüyorlar, ne hakaretler ediyorlar tek çýt yok.Bir yerde izlemiþtim.Sanýrým Fransýz ligiydi.Taraftlar futbolculara söylemedikleri laf,etmedikleri hakaret kalmýyor.O sýrada takýmdan bir futbolcunun yanýna muhabir geliyor ve soruyor:"Neden bu kadar hakareti sindiriyorsunuz? ". Futbolcu cevap veriyor: "Bu hakaret edenler olmasa biz bir hiçiz.!".Taraftar niye hakaret eder, niye küfür eder? Seni sevdiði için. Sana destek verdiði için. Senin arkanda durduðu için. Parasýyla, alýn teriyle senin ölümüne desteklediði için. Bizim taraftarýmýz vefalýdýr. Büyük klübe yenilsen emin ol tek laf etmezler."Adamlar bizden güçlüydü, yenemeyiz zaten" der. Ama Belçika ile Türkiye'yi kýyasladýðýn zaman arada daðlar kadar fark var. Sen böyle bir ekibe 2-0 maðlup oluyorsun, sonra utanmadan sana tepki veren taraftara birde hakaret, küfür, yumruk atýyorsun.

Afedersin de. Buna ekmek yediðin yere ihanet denir. Buna ihanetin her türlüsü denir. Ama ben daha ileri gitmek istemiyorum. Futbolcularýmýzdan kusura bakmasýn kimse hiçbirþey olmaz. Ne futbolcu, ne adam, nede baþka birþey. Onlar yesin, içsin, eðlensin milletin parasýyla. Sonra biri "Kardeþim bu kadar para alýyorsun da neden hakkýný vermiyorsun?" dediði zaman "Kes sesini, otur yerine, sus" gibi cevaplar verirler. Ýþte böyle futbolculardan Milli takým deðil köy takýmý bile olmaz.

Bundan 1 sene önce Romanya Milli takýmýndaki futbolcular "Biz bu maçlara para için deðil milli onurumuz için çýkýyoruz" diyerek federasyonlarýnýn onlara verdiði maaþ ve primi red ettiler. "Ýþte Milli Ruh" bu . Ama bir de bizimkilere bakýyorum. Aldýklarý paranýn tek kuruþunu hak etmiyorlar.Ve açýkça bizdekilerden futbolcu deðil adam bile olmaz.