..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herþeye imgelem karar verir. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > þenol durmuþ




29 Ekim 2009
Minibüs  
þenol durmuþ
Þoförün arka sýrsaýnda, cam kenarýnda oturan yaþlý bir yolcu þoförün isyan dolu cümlelerinden az da olsa korkuya kapýldý..Gözlüðü, takma diþleri titremiþti.."Ah be evladým biraz sakin olsana gençlik iþte sabýrsýzlar, hey gidi gençlik hey"


:BDEG:
Yaz mevsiminin dehþet sýcaðý ortalýðý kavuruyordu.. Akþam mesasi saatinin bitmesine raðmen boðucu sýcaklýk etkisini hala hissettirirken, minibüs duraðýnda az da olsa bir hareket göze çarpýyordu. Evlerine gitmek için, telaþ içersinde koþturanlarýn yolunu seyyar satýcýlar kesmiþti. Hýrpani kýlýklý, periþan yüzlü satýcýlar bir sanatçý titizliði ile müþterilerine sesleniyordu.

"Simit taze, lahmacuna geeel, buz gibi limonata buuzz, ablama bak, abime geeelll.."

Sýrasý gelen minibüs, koltuk sayýsýna göre yolcusunu alýr almaz adeta yangýndan kaçarcasýna caddeya çýkýyordu. Korna sesleri,egzoz gazý, yolcular, satýcýlar ile küçük bir panayýr görüntüsü vardý.. G.O.Paþa, Þehzadebaþý duraðýnda sýrasýný bekleyen bir þoförün suratý biraz asýktý. Kutuda duran bozuk paralara bakýyor, ofluyor, pufluyor, saatini de devamlý kontrol ediyordu. Cebindeki kaðýt paralarý belki de onlarca kez saymýþtý. Paralarý sayarken de homurdanýyordu:

"Ah ulan bu ne tersoluk, bugün de iþler bozuk, patron pezevengine ne yövmiye vereceðiz, Allah kahretsin!" diyordu.

Þoförün arka sýrasýnda ki bir koltukta cam kenarýnda oturan yaþlý bir yolcu þoförün isyan dolu cümlelerinden az da olsa korkuya kapýldý. Gözlüðü, takma diþleri titremiþti.

"Ah be evladým biraz sakin olsana gençlik iþte sabýrsýzlar, hey gidi gençlik hey" derken þoförü ürkek gözlerle izliyordu.

Sürekli dikiz aynasýna bakarken, arada bir arkasýný dönerek yolcular tamamlandý mý diye koltuklarý kontrol ediyordu, þoför. Sabýrsýzlanýyordu... Bu meslekte vakit nakitti. Devamlý ara gazý vererek sinirini belli ederken, sanki yolculara da için için öfkeleniyordu:

"Hadi ulan çabuk binin be, geç kaldýk, yandýk aga, anasýný satayým"diyordu.

Kirli sakallarýný karýþtýrýyor, býyýklarýný saðlý sollu çekiyor, vites kolundaki tesbihi de öfkeyle sýkýyordu. Bazý yolcularda þoförün davranýþlarýndan belki de sinirinden olacak biraz ürkmüþtü. Koltuklarýn tamamen dolduðunu zannederken, gözü arka dörtlüde ki tek kiþilik boþ koltuða takýldý. Can sýkýntýsý ile kasetlerini sýralarken, piyasaya yeni çýkan, adeta fýrtýnalar kopartan, arabeskin yeni kralý, yýldýz sanatçý Hamza Acýses’in, son çýkan albümü olan "Ben Acý Çeken, Onu Seven, Þerefsizin Biriyim" adlý kasetini teyipin aðzýna soktu. Kasetle uðraþýrken, bir ses duyunca arkasýný döndü:

"Þoför evladým þey yani hareket ne zaman þey onu soracaktým?" diye soruyordu.

Arkadaki koltuðun boþ olduðunu gördü. Üstelik bu yaþlý bunak adamýn ikazý da canýný iyice sýkmýþtý. Öfkeyle parladý:

"Bey amca zevkten durmuyoruz ya, hayret birþey yahu, görmüyor musun bir kiþilik yer daha var, tövbe tövbe..."

Yaþlý adam boþ yeri görünce susmak zorunda kaldý.Neden bu hatayý yapmýþtý acaba. Neden sormuþtu. Durup dururken þoför beyi niçin kýzdýrmýþtý. Ýhtiyar suçluluk duygusuna kapýldý. Diðer yolcularda bu tartýþma üzerine adeta içgüdüsel bir þekilde ayný anda bu boþ koltuða baktý. Daha sonra herkes hayretler içersinde birbirine baktý. Neler oluyordu?..Bu iþte bir tuhaflýk vardý. Beþ dakikadan fazla bir süre geçmesine raðmen, milyonu geçen nüfusu olan lanet olasý, Allahýn belasý G.O.Paþa minibüsüne niçin, neden bir kiþi binmiyordu?.. Bu durum gerçekten inanýlacak bir þey deðildi.

Bir kiþi minibüsün arkasýndan gözüktüðünde, yolcular heyecana kapýldý.Hemen hepsi ayný þeyi düþünüyordu:

"Ýþte biri geliyor, binecek galiba, þükür geldi, nihayet geldi, kurtulduk iþte"

Adam simit almak için minibüsün yanýndan geçmiþti. Yolcular da þoför de hayal bir anda kýrýklýðýna uðradý. Minibüsün içi daha þimdiden boðulmuþtu. Hemen herkes adeta kurtarýcý olacak olan bir kiþiyi bekliyordu. Bir mesih gibi. Þoför adeta hýrlýyordu:

"Gel be kardeþim, gel be, ne olursan ol yine gel be, senin de Allah belaný versin, bu mesleðin de, sizlerin de ulan"

Sabýrsýz þoför ikinci kez isyan ediyordu. Nihayet iki kiþi bindiðinde þoförler de yolcular da rahatladý.Yine aksilik oldu.

"Ýnelim arkadakine binelim görmüyor musun, tek kiþilik yer var" diyordu arkadaþý.

Arkadaþýnýn ikazý ile bindikleri gibi inmeleri bir kaç saniye sürdü. Minibüsü aniden ölüm sessizliði kapladý. Þoför de yolcular da karþýlýklý, çok anlamlý bir yüz ifadesiyle birbirlerine baktý. Kahýrlar, belalar, lanetler, bu inen iki kiþiye yöneldi. Orta yaþlý, orta göbekli, kravatlý bir adam ofluyordu;

"Ne olurdu sanki birisi ayakta gitseydi ölmezlerdi ya, nasýl genç bunlar?Biz de zamanýnda gençtik..Üstelik Kýbrýs harekatýnda bende vardým.."

Bir kadýn sinirinden aðlayacak gibiydi, hýrsýndan baðýrdý:

"Delikanlý olacaklar bir de caným, gelip benim yerime otursaydý..Allah cezalarýný verir inþallah"

Baþka birisi: "Utanma kalmamýþ kardeþim utanma, terbiyesizler.Aile terbiyesi almamýþ bunlar.."diyordu

Hamza Acýses’in son muhteþem þarkýsý duyuluyordu:

"Ben açý çeken...onu seven.. þerefsizin biriyim..."

Bir kiþi bindi. Yolcu kýsa boylu,temiz giyimli,gözlüklü, toparlak suratlý, besili bir adamdý. Bütün gözler bu adama bir anda saygý ve sevgiyle baktý. Herkes sevinmiþti. Boþ koltuða oturan yolcu da bu bakýþlardan þaþýrmýþtý. Yeni yolcu: "Birisine mi benzettiler yahu" diye düþündü. Kaptan þoför nihayet harekete geçmenin sevinciyle gaza basarken, yolculukta baþlamýþtý. Þoför beþ kilometrelik G.O.Paþa-Beyazýt hattý yolunu sanki Sivas-Ýstanbul yolculuðu gibi görüyordu. Ýnsanlar mutluydu. Ýhtiyar adam evdeki piþen yemeði düþünürken, son binen yolcu ise saatine bakarken düþünüyordu:

"Eve gitmeden kahveye uðrayayým bari, belki okeyde bizim enayilerden bugün de bir iki onluk koparýrým"

Bir sigara yaktý. Dumaný tavana doðru üfledi. Sonra baðýrdý:
"Evet abiler, ablalar, ücretler elden ele, elden ele, paralar bozuk olsun."

Þoför’ün talimatý ile yolcular elden ele paralarý aktarýrken, bozuk parasý biten þoför birden kýzdý..
"Tüh allah karhretin yine yirmi beþlik kalmamýþ"

"Bey amca yirmi beþliðin yok mu" diye sordu.

Ýhtiyar adam bu kez korkudan olacak ki titreyerek, yalvarýrcasýna konuþuyordu:
"Yok be evladým olsa zaten verecektim, vallahi billahi verecektim..Affet beni nur yüzlü evladým.."

Caný sýkýldý þoförün.Yapacak birþeyi yoktu. Ýster istemez þimdi zaman insanlýk zamanýydý. Biraz fedakarlýk, hoþgörü zamanýydý:
"Tamam dayý madem öyle o zaman kalsýn..Ýnsanlýk henüz ölmedi."

Sevgi dolu yumuþak ses tonu minübüsün içine bir bahar havasý yaydý. Ýhtiyar adam bir sevindi, bir sevindi ki içinde tatlý bir sevinç ve titreme dalgasý geçti. Sanki piyangodan küçük bir ikramiye çýkmýþtý. Alt tarafý bir sakýz parasý olan yirmi beþlik bu emekliyi zengin etmiþ gibiydi. Minibüs yolcularý bu sakýz parasý kadar miktardan çok memnun olurdu. Þoför de yolcularda bu dayanýþmanýn, fedakarlýðýn elbette farkýndaydý. Ýhtiyarýn haricinde bir kaç yolcu daha yirmi beþlik kazanmýþtý.

"Ne kadar ördek, o kadar çok para, Allah Allah" diyordu þoför.

Yolda duraklar da biriken yolcularýn hayali ile daha da mutluydu. Dikiz aynasýna öylesine bir baktý. Tipinden çok zevk aldýðý belliydi. Yarý Müslüm, yarý Ýbo tipini çok seviyordu þoför. Dikiz aynasýna tekrar baktýðýnda yolcular arasýndaki diþileri gözden geçirdi. Arka dörtlüde oturan genç bir kýzý gördüðünde ürperdi. "Ýþte ya liseli, ya da üniversiteli manita, tam kalemim aga, boyu kýsa ama idare eder" diye düþündü. Yolculuk boyunca aþýk olacaðý diþiyi de nihayet seçmiþti.

Sürekli yýllardýr bu þekilde hayaller kurar ve arabeskle de yaþardý. Her gün bir yolcuya aþýk olur, paydostan sonra da diðer þoför arkadaþlarýyla oturur, içki içer, aldýðý yevmiyeyi harcar ve günün aþkýný anlatýrdý. Ama þunu da iyi biliyordu ki kader onu bu hale getirmiþti. Onun hiç bir suçu günahý yoktu. Dün gece içki içerken arkadaþlarýna söyledikleri hafýzasýnda hala canlýydý:

"Bugün bir manita bindi felaketti, aga görücektiniz, ah ulan tam araklayacaktým ki, aklýma patron geldi. Minibüs’ü kime býrakacaktým ki, olmadý bir türlü anasýný satayým, ulan kader ben senin......."

Þoför düþüncelerinden bir anda sýyrýldý. Trafik durmuþtu. Trafik dehþeti yine sahneye çýkmýþtý. Yolcular neredeyse sýcaktan bayýlmak üzereydi. Üstelik bazý yolcularýn beygir gibi, keçi gibi kokmasý minibüsün havasýný iyice periþan ediyordu. Oflamalar, puflamalar, hýrlamalar, birbirine karýþtý. Þoför direksiyon simidini ýsýrmamak için kendisini zor tutuyordu. Kadýnýn biri baðýrdý:

"Ayol þu camlarý açýn lütfen, nefes alamýyorum."

Kaptan þoför kadýnýn isyanýna acý bir gülümsemeyle cevap verdi:

"Cereyan yapar sayýn ablacým, cereyan yapar, millet hasta olmasýn, üþütmesin anlayacaðýn sayýn ablacým"

Sürekli bu hatta yolculuk yapanlar bu zorlu yolculuða baðýþýklýk kazanmýþtý.Hatta bir çoðu umursamýyordu. Onlarýn pek sesi çýkmasa da, bazýlarý yeni olacak ki düþünüyor, soruyordu:

"Bu yollar niçin, neden böyleydi?.."

"Yollar mý dar, yoksa araçlar mý fazlaydý?.."

"Trafik polisi neredeydi..?"

"Bu kadar araba olursa böyle olurdu."

"Araba olmazsa biz nasýl gideriz"

"Kabahat hangi hükümette, hangi parti de?.."

"Bu iþler nasýl iþler..?"

Çok geçmeden trafik açýldýðýnda yolcularýn vücudunu sevinç dalgasý kaplarken, insanlar tekrar mutlu oldu. Yolcular kurduðu hayallerine kavuþurken, þoförün hayali ise ördekler de odaklanmýþtý. Ortalýk gerçekten ördek kaynýyordu. Edirnekapý duraðýnda da fazlasýyla toplanmýþtý. Þoför yaðýz delikanlýydý. Sert bir frenle durunca ördekler de minibüse hücum etti. Ýnsanlar tavuk misali yýðýlýrken, kafalar, kollar, bacaklar birbirine girdi. Minibüs týka basa dolarken þoför durmadan baðýrýyordu:

"Abiler, ablalar, sýkýþalým daha yer var, sýkýþalým, arka dörtlüyü isterseniz beþleyelim."

Yeniden hareket ettiðinde çok mutluydu. Dikiz aynasýndan yolcularý kontrol ettiðinde o suratý görünce birazcýk korktu. Tilki yüzlü, kara suratlý adamý gördü. Yankesici yine iþ baþýndaydý. Ýþte yine gelmiþti allahýn belasý... Bir fordçu ise iri bir kadýna yaslanmýþtý. Paralarý toplayan þoför bunlarý görmemezlikten geldi. Ýsterse görsün?.. Baþýna bir iþ, bir bela alacaðýný çok iyi biliyordu.

Yankesicinin iþi bugün gerçekten zordu. Kaç kiþiyi yoklamýþsa da demir paradan baþka bir þey hissetmiyordu. Þoför ördeklerden topladýðý parayla hasýlatýný doðrulttuðundan olacak ki, gaza basýyor, sonra ani frenlerle duruyor, kalkýyor, minibüsü adeta dans ettiriyordu. Bu esnada arka sýralardan bir ses duyuldu.

"Kardeþim yeter artýk be, bu kadar yolcu alýnýr mý? Görmüyor musun millet nerdeyse sýcaktan geberecek, sen hala yolcu alýyorsun, yer mi kaldý minibüste?" diyordu öfkeli bir yolcu.

Genç bir adam artýk dayanamamýþtý. Aniden çýkan bu isyan sesi minibüsün içinde patlayan bir bomba etkisi yarattý. Herkes þaþýrmýþtý. Sesin sahibine baktý bütün gözler. Kimdi bu kahraman?.. Kimdi bu sessizliðin sesi olan cesur adam?.. Kimdi bu halkýn hakkýný arayan adam?.. Bütün yolcular bu adama hayranlýk ve sevgiyle baktý. Bir Kara Murat, bir Malkoçoðlu gibi cesurdu bu adam. Yolcular bu kahramana hayranlýkla bakarken yine sessizce düþünüyordu:

"Helal olsun aslan gibi delikanlý, memleketin böyle insanlara zaten ihtiyacý vardý. "

Tam bir vatan evladý. Zaten Çanakkale’yi kurtaran kahramanlar da böyle insanlardan çýkmýþtý ya."

Genç bir kýzýn hayranlýðý daha da artmýþtý:

"Ne yakýþýklý çocuk, arkadaþlýk teklif etsem kabul edermi acaba?."

Ýhtiyar adam ise daha çok mutlu olmuþtu.Düþünceleri onu ulaþýlmasý güç bir hayale sevk etti:

"Aslan oðlum benim. Ayný benim gençliðim gibi. Küçük kýzý o hýyara vereceðime keþke böyle bir delikanlýya verseydim. Nerede bizde o þans"

Þoför de bu sesi duyunca þok geçirdi. Gözlerine, kulaklarýna inanamamýþtý. Birden ne karþýlýk vereceðine þaþýrdý. Kendisini toparlamaya çalýþýyordu ama yine de ne cevap vereceðini bilmiyordu. Titremeye baþladý þoför, eli, ayaðý, hatta aleti bile titriyordu. Sinirleri alt üst, tepe taklak olmuþtu. Uzun zamandýr böyle aykýrý bir sesi duymamýþtý. Fakat hemen karþýlýk vermesi gerekiyordu. Kontrolü elden býrakmamalýydý. Bu çöplüðün öten horozu þofördü. Ancak o öterdi. Üstelik ona devlet yetki vermiþti. Halk taþýmacýlýðý gibi kutsal bir vazife, kamusal bir hizmet veriyordu. Þoför üstünlüðünün ve konumunun farkýndaydý. Sesin sahibini görmek için aynaya baktý. Fakat nereye baksa tilki suratlý yankesicinin yüzünü görüyordu. Yankesici fýrsat bu fýrsat diyerek kalabalýðýn içinde dört dönüyordu. Þoför bu isyan sesinden ürkmüþtü. Ancak karþýlýk vermesi zorundaydý. Aðýr argo ses tonu ile ona cevap verirken ayaklarý titriyordu:

"Kardeþ çok zoruna gidiyorsa taksiye binseydin he, zorla mý bindirdik seni kardeþim.Ayakta yolcu almazsam bu vatandaþ evine nasýl gidecek?.. Yazýk günah deðil mi bu insanlara, herkes yolda periþan halde bekliyor."

Bu çok anlamlý, felsefi cevaba öncelikle þoförün kendisi þaþýrdý. "Ulan bu kafadan bu cevap nasýl çýktý be, helal olsun bana" diye böbürlendi. Ýsyan eden genç adam tam karþýlýk verecekti ki:

"Þoför haklý birader, millet evine yetiþmeye çalýþýyor onun ne kabahati var?" diyen bir ses þoföre destek verdi.

Bu kez bütün gözler sesin sahibine döndü. Bu ses yankesicinin sesiydi. Hemen arkasýndan bu kez umulmayacak yerden þoföre destek geldi. Fordçu ile yaslandýðý iri kadýn ayný anda konuþtu:

Fordçu : "Þoför haklý arkadaþlar, ne yapsýn vatandaþ için çalýþýyor, fedakarlýk yapýyor, O olmazsa biz ne yaparýz." diyordu.

Fordçunun dayandýðý iri kadýn da yarý Ýstanbul, yarý kendi þivesiyle cevap verdi:

"Hee kardeþ, þoför doðruyu söyledi. Taksiye binseydin ya, allah ondan razý olsun"

Genç adam þaþkýnlýkla susmak zorunda kaldý. Yolculardan kendisine destek geleceðine adeta köstek gelmiþti. Þoför çok mutluydu. Ýsyan kýsa sürede sað duyulu vatandaþlar tarafýndan bastýrýlmýþtý. Diðer yolcular ise iki fikir tartýþmasýnda bu kez þaþkýna dönmüþtü. Hepsi düþünüyordu. Þoför mü haklýydý acaba, yoksa genç adam mý haklýydý?.. Fakat karar vermekte herkes zorlanýyordu. Çoðunluk orta yolu tercih etti. Evet ikisi de haklý olabilirdi.

Aniden Mahsun Kýrmýzýgül’ün þarkýsý da devreye girince iyice sustular. Düþünme sessizliðine girdiler. Hiç kimse artýk düþünmüyordu. Doðunun haso delikanlýsý bütün içtenliði ile sesleniyordu.

"Hepimiz kardeþiz, bu öfke ne diye, daðlar oy oy, daðlar oy oy, yollar oy oy....."

Þoför tam zamanýnda kaseti yerleþtirmiþti. Keyfine diyecek yoktu. Yýlanýn baþýný ezmiþti. Gaza bastýkça basýyordu, erkekliði, üstünlüðü gittikçe kabarýyordu. Düþünüyordu:

"Seni namussuz seni. Senden baþka açýk göz yok mu, aldýn mý aðzýnýn payýný, koduðumun hergelesi. Bu komünistlerde hep beni mi bulur yahu"

Torpido gözündeki zulada olan levyeye de büyük bir güvenceyle baktý. Komünistin kabadayýlýðý devam etseydi eðer, en yakýn dostu güvenilir arkadaþý levyeyle bu haine haddini bildirecekti. Bir güvencesi de aynanýn önünde asýlý duran üç hilal ve bozkurt resimleri de zaten vatandaþa gereken cevabý veriyordu:

"Ben tehlikeli biriyim, arkam saðlam, bana bulaþmayýn, yoksa yanarsýnýz"

Psikolojik destek ve güven saðlýyordu bu görüntü. Þoför çok vatansever gibi gözüküyordu. Polisler bile çevirmelerde ona hoþgörü gösteriyordu. Yankesicinin sesini duyunca irkildi þoför:

"Saðda inecek var hemþerim."

Fren yapýp durduðunda, yankesici lanetler okuyarak indi..Son hýzla baþka bir minibüse bindi. Þoför de bu heriften kurtulduðuna sevindi.Yankesiciye küfürleri saydýrýyordu..

"Ýtoðlu it, senin ben ecdadýný..."

Minibüs dört kilometrelik bir mesafeyi ancak bir saatlik sürede alabilmiþti. Trafik yeniden kilitlendiðinde insanlar artýk iyice hayatýndan bezmiþti.Sakallý bir yolcu daha baðýrdý:

"Ýndir beni kardeþim, indir ulan allahýný seversen indir, inmek istiyorum ulan, tutmayýn benii"

Þoför yeniden panikle durdu. Ne olmuþtu bu adama, delirdi mi yahu diye soranlar hayretle adamýn arkasýndan bakýyordu. Adam kalabalýðý yararak dýþarý fýrladý. Ýnen yolcu anlamsýz bir þekilde minübüse doðru el kol hareketleri yaparken küfürleri saydýrýyordu..

Yolcular inen adamýn boþ koltuðuna heyecanla baktý. Birbirlerinin suratýna da anlamlý bir þekilde bakmayý ihmal etmediler. Boþ yere kim oturmalýydý?.. Kimin hakkýydý bu boþ yer?.. Teamüllere göre iri kadýn ve bir sevimli bir ihtiyar vardý sýrada. Toplum olarak saygý ve hoþgörü toplumu olduðumuzdan dolayý olacak ki kimse harekete geçmedi.

Ýri kadýn ve sevimli ihtiyar. Acaba hangisi oturmalýydý?.. Fordçuyu hüzün dalgasý kaplamýþtý.

"Bayan buyrun oturun " diyordu ihtiyar.

Kadýn duygusal bir fedakarlýk yaptý:

"Yok yok amca yaþlýsýn, sen otur, biz çok þükür iyiyiz, rahatýz"

Sevimli ihtiyar çok sevindi:

"Allah razý olsun evladým. Allah seni sahibine baðýþlasýn"

Kadýn, arkasýnda ki fordçu çok mutlu oldu. Diðer yolcularda bu saygý sevgi iliþkisini hayranlýkla izliyordu.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Emret Baþkaným
Bekçibaþý Kemal
Acýlar Meyhanesi
Çürük Elma
Hýrsýz Kenan
Hýrsýz
Bana Yardým Edin
Eþekler Köyü
Moruk
Emret Kumandaným

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Hýrsýzlar Kralý
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


þenol durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © þenol durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.