Güzellik her yerde karþýlaþýlan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Hayat bazý bazý vuruyor suratýmýza görmek istemediðimiz görülmesi gerekenleri. Siyasi görüþler, ideolojiler, dünya görüþleri, vs… aramýza ne kadar da çok mesafe koymuþuz meðer! Meðer biz bizi bulmaya çalýþtýkça uzaklaþmýþýz bizden, atmýþýz bir kenara ne varsa kendimizden. Hayatýn etrafýmýzda döndüðünü düþünüyorken, hayat geriye býraktýklarýmýzýn etrafýnda dönüyor; hayatý kendimizin kendiliðine ulaþmýþ, kendimizden kopardýklarýmýz döndürüyor. Her zaman olduðu gibi yine ayný gaflete düþtük; hayatýn anlamýný aramaya çýktýðýmýz bu yolculukta uzaklara gitmemiz beyhudeymiþ, anlam hayatýmýzýn hemen yaný baþýndaymýþ meðer. Anlam basit gördüðümüz hayatlarýn umut yüklü bekleyiþlerindeymiþ. O küçücük tek odalý evlerinde, daracýk çadýrlarýndaymýþ… Endiþe ve stres dolu çýktýðým bir yolcuktayým. Özümün ait olduðu özlem hülyalarýnýn pembe olmaktan çok uzak bilakis kýpkýrmýzý bir gerçeklikle tüm ruhumu sardýðý bir yolculukta. Yollar böyle bir þey iþte. Ve eðer kaybolursak bir gün yapýlmasý gereken en güzel þey; tüm çýlgýnlýðýyla bilmezliðe doðru yönünü çevirmiþ, delidolu ve girdikten sonra çýkmasý mümkün olmayan bir yola girmek. Ya bizi kaybedecek; ya da bizi bize götürecek. Ya kendimizi bulacaðýmýz, ya da kendimizden geçeceðimiz bu yollarda. Yol; o kadar duygusuz, o kadar taþ kalpli ki: bunca kahrýma raðmen hiç tereddüt etmedi ve ilerledikçe ilerledi. O kadar sivri dilli, o kadar patavatsýz ki; aniden çýkarýverdi karþýma beni çýkmazlara sürükleyecek olan gerçekleri. Çocukluðumu, küçüklüðümü, önümü kestiðinden dolayý kendisinden öte baþka bir hayalim olmayan daðlarý ve daha nice küçüklüðümün büyük küçüklerini, haykýrmaktan hiç çekinmeden, utanmadan çarptý yüzüme. Büyüdükçe hayaller de küçülüyormuþ meðer. Her þey düþlerle baþlýyor ama hüsranlarla devam ediyormuþ meðer. Meðer hazan en çok hüzne deðil; insana yakýþýyormuþ ve en çok ümitlerin seyrekleþtiði yerde seyir ediyormuþ. Yollar o kadar alýþýk ki kendisinden bir þey istenmeye; artýk duyarlýlýklarýný yitirmiþler yollar. Her isteyene tamam diyip geçmeye… Beklentilerini yollardan ümit eden benim gibi umut fakirlerinin hüsran tarlasý yollar. Bazen hazin hazin söylenen bir türkünün yanýk dizelerinde, bazen acý acý feryat eden bir bebenin annesinden iþittiði þefkat kokan ninnilerinde ve bazen de buram buram hasret kokan bir sevgilinin umut dolu gözlerinde baþlar yollar. Buna mukabil bazen de tam bu noktalarda son bulur. Bazen bir otobüs biletinin arka yüzünde, bazen bir telefonun karþý avizesinde ve bazen de bir evladýn serzeniþlerinde baþlar yollar. Ve yine bazen de tam bu baþlangýçlarda tükenir yollar. Çoðu zaman bir çizgi gibi net bir baþlangýcý olsa da, ne baþý bellidir ne de sonu. Bazen tam bir muammadýr yollar. Ve bazen gurbetin diðer adýdýr yollar. Yollar; en çok da yalnýzlara yoldaþlýk yaparlar. Bazen hem bir izdir, bazen de bir arkadaþtýr yollar. Kimine göre ‘ince, uzun ’, kimine göre ‘ömürden daha uzun’. Ama bana göre hem ince, hem uzun, hem de ömürden daha uzun. Bazen de göz kapayýp açmaktan daha kýsa daha yakýn. Görmek istediklerimizle aramýzda ince bir kýl olur. Yürünmeyecek kadar ince ve uzun. Görmek istemediklerimizle; ölümlerle, ayrýlýklarla ise aramýzda bir þimþek olur. Çakýp söner; bir ayaðýmýz uzaklardadýr, bir ayaðýmýz da acýlarýmýzýn yaný baþýnda. Ýþte bu kadar çok þeydir yollar. Ýþte hayat denen bu çizgi, yollarýn bir parçasý, birgçlgesi. Belki de yollarýn ta kendisi. Yürüyoruz, yürüyoruz… Ama ne yol bitiyor ne gidilecek yer çýkýyor karþýmýza. Bazen patikalarda, vazen geniz otobanlarda, bazen dað sýrtlarýnda, bazen dik yokuþlarda, bazen sarp iniþlerd ilerlemek , ilerlemek… Senin gibi, benim gibi, çiçek gibi, çocuk gibi sonunu göremediðimiz ama sonunu hissettiðimiz bu yol da bitiyor iþte. Zaman bir yol, hayat bir yol, gençlik bir yol, düþünclerin bile bir yolun bir parasý olduðu; hatta o da hayat gibi yollarýn kendisi olduðu bi dipsiz kuyular, bu keskin kýlýçlar, bu zor imtihanlar bitiyor iþe. Ve hepsi yanyana geliyor yavaþ yavaþ. Ve hepsi birleþiyor yavaþ yavaþ. Ve hepsi bir yere ; ‘O’na çýkýyor. ‘O’na giden yollarda sürünerek gitsek de, yerlerde gitsek de, çarparak gitsek de ‘O’ na gitmek, ve yollarýn en büyük hasleti; ‘O’na götürmek bizi… Mevlüt KARAKAPLAN
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © mevlüt karakaplan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |