Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides |
|
||||||||||
|
Türkiye’de yaþayan insanlarýmýzýn bir çoðunun yada yakýn akrabasýnýn akrabasý Gurbettedir. Yýllardýr gurbetten vataný özlemiþlerdir. Özleyerek bir nebze olsa da Hasretliklerini, özlemlerini, yýlýn bir ayýnda kullanarak izinlerini geçirmektelerdir. Kimisi anasýyla, babasýyla, çocuklarýyla, eþiyle hasretlerini giderirken, kimileri de izin parasý biriktiremeden izinlerini ertelemiþlerdir. Zor þartlar altýnda çalýþarak aldýklarý maaþ geliri, gideri bellidir. Birde aileden tek kiþiyse çalýþan hayat, daha da zordur. Bu zorluk karþýsýnda izin yapamaz hale gelir. 3-5 yýlda bir memlekete gider, o þartlarda birikimi olursa, kültüründen komþuluk iliþkisi, köy kasabadaki yaþamýn farklýlýðýný yaþayarak, çocuklara saðlayamadýðýmýz yurdumuzun yaþantýsýndan kopuk yaþatarak saat gibi çalýþarak, yýllarý gerilerde býrakýlýyor. Babadan oðula, oðuldan oðula geçerek ömür geçiyor, makine gibi dünyada dengeler deðiþirken, deðiþen düzende vatanýn özlemi kor gibi yanýyor, alev alev ki sönmüyor. Albümlere bakarak anýlar tazeleniyor, Bir gün geliyor hayattan çok sevdiðimiz birini kayýp edebiliyoruz. Memlekette yol parasý bulamayýp gidemeyenler oluyor yada o zaman uçak bulamýyor, ertesi güne erteleniyor yolculuk. Cenaze varmýþ uzaktan yakýný gelecekmiþ. Kiminin umurunda 24 saat içinde Yakýný, akrabasý gelmeden defnediliyor. Bu ne acele? Bir yere mi yetiþilecek? Bekletilmeden, soðuk; yüzünü gösterilmeden gömülüyor. Morg denen bir soðutucu var. Üç gün bekletilse ne olacak? Cenaze günah mý? Günah olduðuna dair bir yazý var mý? Yakýnlarý gelmeden gömün diyemi emredilmiþ? Bu ne cahillik? Bu ne sorumsuzluk? Gurbette yaþýyor, zor koþular altýnda birde o cenazeye kavuþamama var. Karþýlaþtýklarý Sorunlar, bürokratik iþler ve sýkýntýlar… Hamit; Ýþte çalýþýyordu öðrenciydi iþe baþlayalý birkaç saat olmuþtu Çiðdem, babasýnýn çalýþtýðý iþ yerini aradý. Telefona çýkan sekretere acilen babasýnýn çalýþtýðý kýsýma baðlamasýný istedi. Bir kaç dakika sonra babasý telefona geldi. Çiðdem; Alo alo! ! ! Baba! ! ! Ben çiðdem. Hamit; Ne var kýzým? Çiðdem; Baba Hamit; Buyur kýzým Çiðdem; Þey baba Hamit; Ne oldu kýzým söyle Çiðdem; Baba, köyden halam aradý. Babaannem hastalanmýþ. Senin Türkiye’ye gelmeni söylememi istedi. Hamit; Evet babaannene bir þey mi olmuþ kýzým? Çiðdem; Hastalandýðýný söyledi. Hastaneye kaldýrmýþlar. Seni istediler baba. Hamit telefonu kapatýr yüreðine bir acý korku düþer, gözleri doludur ama beli etmemeye çalýþýr. Mazlum; Almancasý çok iyidir Hamit; mazluma seslenir, yanýna çaðýrýr. Telefonda konuþtuklarýný anlatýr. Birlikte kýsým þefinin yanýna gitmeyi teklif eder. Hamit’in yeterli kadar Almancasý yoktur. Çat pat bilmektedir. Almanca’yý uzun zaman Almanya’da yaþamasýna raðmen, yinede yetersizdir. Öðrenmeme nedeni de, Almanca’yý Türkçe dilini ve kültürünü unutacaðýný Zanneder. Bunu yýllar geçtikçe farkýna varýr. Bilseydim daha önce öðrenirdim der. Her bir iþine eþi, dostu tanýdýklarý koþmuþtur… Mazlum; durumu kýsým þefine anlatýr. Hamit arkadaþýn acilen Türkiye’ye gitmesini anlatýr. Þef Hans: Bay Mazlum; Ben üste bildirmem gerek. Bu yýl bay Hamit izini kullanmýþtýr. Memleketinden geleli de bir kaç ay olmuþtur. Söz konusu annesi ki, o zaman bir beþ dakika bekleyiniz. Mazlum; Hamit abi, bir kaç dakika bekleyeceðiz der. Þefin söylediklerini aktarýr. Aradan bir beþ on Dakka geçer þef gelir. Bay Hamit’e izin veriyoruz. Yalnýzca bir haftayý geçirmesin. Söz konusu annesi… Geç geldiðiniz taktirde iþten atýlma riskiniz var.Çalýþtýðýnýz makineyi yalnýzca siz ve izinde olan arkadaþýnýz biliyor. Ben bir hafta idare ederim. Geliþmelerden bizim firmayý arayýp haberdar ederseniz. Memnun oluruz Hamit bey…. Mazlum: Þefin söylediklerini Türkçe’ye çevirerek bir bir anlatýr. Hayýrlý yolculuklar diler… Hamit; sað ol der ve firmadan koþar adýmlarla çýkar… Hamit; Eve gelir, bir telaþ içinde evdekilerin yüzleri ve gözleri endiþeli bakýþlarla baktýðýný görür. Hemen uçak þirketini arar. Akþama uçak olup olmadýðýný sorar. Hasan: Hamit bey þu an uçaðýmýzda hiç boþ yer yok. Gece geç saatte var bir de, sabah erken uçaðýmýz var. Ýsterseniz yerinizi ayýrtayým. Hamit; Tamam Hasan bey. Bize iki kiþilik yer ayýrtýnýz. Hasan; Tamam Hamit bey. Yeriniz ayýrtýlmýþtýr. Hamit; Telefonu kapatýr, köyünü arar. Uzun uzun çalmaya baþlar. Kaldýran olmaz telefonu ikinci kez yeniden numarayý çevirir. Köyü düþer. Zarife; Alô alô buyurun. Hamit; Kýzým ben Hamit dayýn. Babanlara söyle, akþam uçaða biniyoruz. Öðlene kalmaz köyde oluruz. Annem nasýl? Nerede þu an? Zarife; Hamit dayý. Anneannem ahýrda süt saðýyormuþ. Ýnek tekmelemiþ, baþýna vurmuþ. Babamlar hastaneye götürdüler. Þuan hastanedeler. Bir haber gelmedi. Annemde hastanede. Gelince babama söylerim dayý. Hamit; Kýzým Çiðdem. Kardeþin Ömer ile kalacaksýn burada. Bir haftalýðýna gidip geleceðiz. Babaanneni ziyaret edeceðiz. Bir þey olursa komþularýmýz ilgilenir. Çiðdem 17 yeni basmýþ genç kýzdýr. Ömer; 13 yaþýndadýr. Hamit; Annesini düþünür. Yol boyu otobüste bu yýlda hep iznini köyde geçirmiþtir. Tatille bile gitmemiþtir. Annesine çok düþkündü ve yangýndý hayli yaþlýydý. Hesap yapýyordu kafasýndan 80 küsür var diyordu. Yaþý içinden yollar uzadýkça uzuyordu. 5-6 saatleri kalmýþtý köyüne. Yanýnda oturan koltuktaki eþi Sunaya döndü. Suna uyuyordu. Baþýnda omzuna koymuþtu. Eþine uzun uzun bakmaya baþladý gözleriyle. Olduðu yerden bir irkildi, kalktý, oturdu. Otobüs yan yatmýþtý ama sürükleniyordu. Uçuruma doðru baðrýk çýðlýklar, otobüsün içinde kýyamet kopmuþtu. Uzun bir müddet kendine gelemedi. Kendine geldiðinde kendini derenin yamacýnda buldu. Eli yüzü kan içinde kalmýþtý. Camdan dýþarý uçmuþtu. Eþi Sunaya bakýnmaya baþladý. Elleriyle dokunuyordu çevresindeki yerlere… Mahþer, kýyamet yeriydi. Gözlerini araladýkça çocuk sesleri, yerde yatanlarý görmüþtü. 5-10 kiþi koþuþturuyordu. Yakýnlarýný arýyordu. Otobüse baktý. Otobüsün yarýsý suyun içine gömülmüþtü. Yarýsý da dýþýnda kalmýþtý. Dere akýyordu. Yolun kenarýna birikmiþ insanlar maç seyreder gibi olaný biteni seyrediyordu. Ýçlerinden yardým edenlerde vardý. Sunayý arýyordu gözleri… Cesetleri çýkarýyorlardý otobüsten. Vatandaþlar ölüleri sayýyordu. Biri oradan ölü 18 diye baðýrýyordu. Üstü örtülmüþ, gazete kaðýtlarýyla gözü ona takýldý. Yaklaþtýkça rüzgarýn gazeteleri hafif hafif kaldýrmasýyla eþin giysilerini üzerinde gördü. Koþar adýmlarla Sunaya sarýldý kollarýna aldý. Aðlayarak daðlar yýkýlýyordu. Sunasýný kaybetmiþti annesinin yanýna giderken… Haber köye tez ulaþmýþtý. Köylüler yakýn akrabalarý yola düþmüþtü. Ambulanslar výzýr výzýr öterek, hastaneye cesetleri, yaralýlarý taþýyordu. Eþinden ayrýlamadý. Býrakmak istemedi eþini.. Morga kaldýrmýþlardý Sunasýný. Köyde kalanlar da Hamit’in gelmesini beklemeden annesini topraða vermiþlerdi bile. Ramazan; Hamit dedi. Hamit; yanýndakinin eniþtesi Ramazan olduðunu anladý. Sarýlarak aðlamaya baþladýlar. Hamit annesini bile soramadý Ramazana. Ramazan sessiz bir þekilde aðlayarak; Ýçi içini yiyordur. Nasýl söyleyebilirdi kaynanasýný gömdüklerini. Sunanýn acýsý vardý. Bir günde böyle geçiyordu eþinin cenazesini aldý. Akþama doðru köye yaklaþtýlar. Aðýt sesi geliyordu. Hamit sandý ki Suna için yakýlýyordu bu aðýtlar. Nerden bilsin annesi ve Suna için yakýldýðýný… Sesler çoðaldýkça, aðýtlarda anlaþýlýyordu. AÐIT Bak kimler geldi yanýna Oðlun sunayý getirdi Suna gelin suna gelin ……..Uyan suna gelin uyan ……Þekibe gel buna dayan Þekibemiz oldu toprak Gayri daldan düþtü yaprak Gelin kaynana bir yatak Yatsýnlar suna gelin …………Uyan suna gelin uyan …………Þekibe gel buna dayan Hamit düþermiþ yollara Haylý sitemli yýllara Þekibe yetmedi onlara Öksüz koydu suna gelin ………Uyan suna gelin uyan ……..Þekibe gel buna dayan Hamittin babasý da kalp krizinden ölmüþtü. Babasýnýn babasý da kalpten gitmiþti. Öldükleri yaþlarý 40 ile 50 arasýndaydý. Hamit o yaþlardaydý. Kapýnýn eþiðine iyice yaklaþtý. Çýðlýk sesi koptu. Kýz kardeþi de Sunanýn öldüðünü bilmiyordu. Hamitin boynuna sarýldý. Anamýzý kaybettik demeye kalmadý, Hamit olduðu yere yýðýldý. Dýþarýda da Sunanýn cesedi vardý. Metropol þehirlerde görüyoruz. 5 gün cenazeyi geç gömüyorlar. Bu uygulama neden köylerde Türkiye’nin bölgelerinde uygulanmýyor. Birde morgsuz o kadar köy hatta kasaba bile var. Diyanet devletin bu iþten sorumlu bir bakaný neden ilgilenmiyor? Gurbetten vatana özlemimiz büyük. Bir de cenazemize yetiþemeden gömülüyor. O daha büyük hasretlik acýsý. Gurbetçiler bunu hak etmiyor. Kimsede hak etmez bu durumu. Yönetim eksikliðini bu eksiklik karþýsýnda, zararý yitirmeyi neden gurbetçiler görür? Yusuf Ter 19.02.07 Saat 02.05 Ýsviçre
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yusuf Ter, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |