..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü bir barýþ, iyi bir savaþtan daha iyidir. -Puþkin
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Abdullah Mehmed Özçam




6 Kasým 2009
Sultan ile Dilenci  
Abdullah Mehmed Özçam
"Seni seviyorum." dedi sultan. "Ben seni öyle çok seviyorum ki.." dedi fakir genç. "Biliyorum." dedi sultan. "Zaten bunca zaman bilmek için, senin beni gerçekten sevip sevmediðini bilmek için bekledim, öyle zordu ki seni beklemek, ama senin beni sevdiðinden emin olmalýydým."


:BAAF:
Kimsesiz, iþsiz, güçsüz, yersiz, yurtsuz, üzerine giyecek doðru düzgün bir elbisesi dahi olmayan, sürekli gezerek, yardým isteyecek birilerini arayarak yaþayan fakir genç, ormanýn içinden akan derenin kýyýsýnda yorgunluktan ve açlýktan bayýlýp kalmýþtý. Akþamüstü serinliðinde uyandýðýnda dereden su içip yüzünü yýkamakta olan güzel giyimli, çok güzel bir kýz gördü.Hafifçe doðrularak bu güzel kýzý seyretmeye baþladý. Rüzgar, kýzýn saçlarýný ve elbisesini dalgalandýrmakta ve çok hoþ bir kokuyu fakir gencin burnuna taþýmaktaydý. Az önce bitkin halde olan genç birden canlanmýþtý, sanki kuþtüyü bir yatakta yeterince uyuyarak dinlenmiþ ve karnýný canýnýn çektiði yiyeceklerle doyurmuþtu. Þu anda tek ihtiyacý olan þey, yaþadýðý þu güzel anýn hiç bitmemesiydi. Kýmýldamadan ve hiç sesini çýkarmadan öylece durup kýzý seyrediyor, bir taraftan da kýzýn kendisini görerek, korkup kaçmamasý için dua ediyordu.
Kýz dere baþýnda yeterince serinleyince ayaða kalkarak arkasýný döndü ve fakir genci gördü. Gencin taþ gibi donup kalmasýna karþýn genç kýz ne donup kaldý, ne korktu, nede kaçtý, merakla fakir gence yaklaþtý.
"Ne oldu sana böyle?" dedi þaþkýnlýkla.
"Birþey olmadý..." diyabildi ancak genç. Tam olarak ne demek istediðini anlayamamýþtý güzel kýzýn.
Genç kýz fakir gencin durumunu öðrenmek için sorularýna devam etti.
"Peki bu halin ne?"
"Bu benim her zamanki halim."
"Kimin-kimsen, yerin-yurdun yok mu senin?"
"Hayýr, ne annem- babam, ne kimim-kimsem, ne yerim-yurdum, ne evim-barkým var. Sürekli dolaþýr yiyecek ve giyecek bir þeyler, yatacak güvenli bir yer arar dururum."
Fakir genç bunlarý anlatýrken baþý öne eðikti. Yavaþ yavaþ baþýný kaldýrarak ürkek gözlerle kýza baktý.
"Peki sen kimsin?" dedi.
"Ben bu ülkenin padiþahýnýn kýzýyým" dedi genç kýz mahçup bir tavýrla. Sesinde ve tavrýnda en ufak bir kendini beðenmiþlik yoktu.
Fakir genç biraz daha uyandý, sýyrýldý mahmurluðundan.
"Herhalde sen benim arayýpta bulduðum en hayýrlý insansýn."
"Nasýl yani?" dedi padiþahýn kýzý.
"Ben hep bana yardým edecek zengin ve merhametli birilerini ararým. Senden zenginini ve senden merhametlisini ne þimdiye kadar bulduðumu, ne de bundan sonra bulacaðýmý tahmin ediyorum. Onun için sen benim arayýpta bulduklarýmýn en hayýrlýsýsýn dedim."
"Nerden biliyorsun sana yardým edeceðimi?"
"Çünkü sen çok merhametlisin, beni görünce korkup veye iðrenip kaçmak yerine, benim yanýma gelerek halimi hatýrýmý sordun ve derdimi dinledin. Ayrýca sen çok zenginsin, benim tüm ihtiyaçlarýmý karþýlamak, senin malýnda gözle görünür bir azalmaya sebep olmaz. Þu dereden bir testi su alsan derenin suyu ne kadar azalýr ki?"
"Benden yardým mý istiyorsun?"
"Ben yardýma muhtacým ve sen benim yardým için baþvurabileceðim en uygun kimsesin, senden yardým istemezsem kimden yardým isterim, sen de bana yardým etmezsen kime yardým edeceksin?"
Padiþahýn kýzý bir süre düþünceye daldý.
"Ama sana þu anda yardým edemem, çünkü üzerimde hiç altýn yok, üzerimde de sana elbise olabilecek birþey de yok. Eðer benden bir yardým bekliyorsan benimle beraber gelmen lazým."
Bu cevap fakir gencin en çok hoþuna gidecek cevaptý. Hem yardýma kavuþacak, hemde güzel kýzýn yanýndan ayrýlmamýþ olacaktý.
"Elbetteki seninle birlikte gelirim ve sen kovmadýkça da senin yanýndan ayrýlmam. Senin kapýn benim için en hayýrlý kapýdýr." diyerek memnuniyetini belli etti.
"Peki o zaman, takip et beni." dedi padiþahýn kýzý.
Padiþahýn kýzý önde fakir genç arkada ormanda, dere boyunca, derenin çýktýðý kaynaða doðru yokuþ yukarý yürümeye baþladýlar. Tepeyi aþtýktan sonra karþý tepenin üstündeki muhteþem sarayý gördüler. Hava kararmak üzereydi.
Gencin keyfine diyecek yoktu. Genç kýzýn güzelliðine dalýp gitmekten ve rüzgarla gelen harika kokusundan sarhoþ olmasýndan dolayý sýk sýk önünü göremeyip düþmesine raðmen bayrama ailesiyle beraber kavuþmuþ bir çocuk kadar mutluydu.
Nihayet saraya vardýlar. Fakir genç padiþahýn kýzýnýn daha yüzünü bile göremeden bir görevli tarafýndan alýnarak uzun, taþ bir koridora sürüklendi. Fakir genç olanlara oldukça fazla þaþýrmasýna karþýn itiraz etmedi. Çünkü sultana güveniyordu, o merhametli ve cömertti, kendisini sahipsizken bulmuþ ona sahip çýkmýþtý, ondan ona bir kötülük gelmez ve elbet onu sahipsiz býrakmazdý.
Fakir genci götüren görevli koridorun sonundaki kocaman kilitli kapýyý belindeki kocaman anahtarla açarak onu içeri itti ve arkasýndan kapýyý kapattý.
Burasý çok büyük bir zindandý. Büyük bir maðara gibiydi, ucu bucaðý belli deðildi ve içeride karýnca gibi insan kaynýyordu, belki de binlerce insan vardý. Hepsi de asýk suratlý, asabi, baðýrýp çaðýran, saða sola saldýran tiplerdi. Üstüne üstlük bir de içerde bir sürü yaralý ve ölü de vardý. Leþ gibi bir koku insanýn burnunun direðini kýrýyordu. Bunlar herhalde günde bir defa yukarlardan bir yerlerden atýlan kuru ekmekleri ve dökülen suyu kapabilmek için yaralanmýþlar ya da ölmüþlerdi. Herkes bir aðýzdan konuþup halinden þikayet ediyor, kimse kimseyi dinlemiyordu.
Fakir genç sakin bir köþe bularak oraya kývrýldý ve sultaný düþünmeye baþladý. Bir süre sonra rahat bir uykunun kollarýna düþtü.
Uyandýðýnda susamýþ ve karný iyice acýkmýþtý, ama yerinden kalkýpta bu acýmasýz insanlarýn arasýna karýþarak bir lokma ekmek, bir yudum su için kavgaya tutuþacak deðildi. sabretti ve sultanýn hayaliyle kendini avuttu.
Bir müddet sonra ister istemez diðer insanlarýn konuþmalarýna kulak misafiri oldu. Anladý ki oradaki herkes bu zindana sultanýn peþine takýlarak düþmüþtü. Kimi onun malýna, kimi de güzelliðine tav olmuþ ondan yarar saðlamak için ona yalvarmýþlar, sonunda dilekleri kabul olunarak sultanýn sarayýna getirilmiþler, sarayýn baþ köþesine kurulmayý umarken zindana düþmüþler, þimdi de isyan bayraðýný açarak buradan kurtulmak için planlar yapýyorlardý. Kaçmayý baþaranlar da vardý. Zindanýn aþaðýlarýnda bazý dehlizler vardý. Bunlarýn labirent gibi kollarýný takip ederek kaçmak mümkündü. Hatta bir de daha kolay bir yerde pencere vardý. Ama aþaðýsý uçurumdu. Ýyice sabýrsýz isyankarlar burada kalmaktansa, kurtulmak için bu pencereden atlayarak ölmeyi tercih ediyorlardý.
Fakir genç ise sabrederek günlerce birþey yemeden, içmeden ve konuþmadan oturduðu yerde sultaný düþünerek ve uyuyarak yaþadý. Birgün baþýndan aþaðý yaðan suyla uyandý, hemen aðzýný açarak sudan faydalandý. Kana kana su içtikten sonra yaný baþýndaki ekmeði gödü, hemen iþtahla yemeðe baþladý. Ekmek çok hoþuna gitti, þükretti. Sýrtüstü uzandý. Þimdi sultanýn zindanýn üstündeki sarayda olduðunu düþündü. Ona yakýn olduðu için kendini mutlu hissetti. Sahipsiz deðildi, yersiz yurtsuz deðildi.
Bundan sonraki günler daha da zordu. Zindana yeni bir sürü insan geldi. Fakir gence herbiri birþeyler anlatýyordu. Kimi birþeyler soruyor, kimi kandýrýldýðýndan þikayet ediyor, kimi burdan kurtulmak için yaptýðý planlarý anlatýyor, kimi artýk dayanamayacaðýný, intihar edeceðini söylüyordu. Fakir genç hiç istemesede bu anlatýlanlarý duymak zorunda kalýyor ve günlerce aç-susuz köþesinde kývrýlmýþ, kaderine razý olmuþ bir þekilde sonunu bekliyordu. Ama isyan etmiyor, sultana kýzmýyordu. Ýçinden, elbet bir bildiði var, bana sahip çýkýp beni buraya getiren o olduðuna göre elbette ki beni burada unutmayacaktýr diyordu. Açlýktan ve susuzluktan ölmek üzereydi, bayýldý.
Ayýldýðýnda geniþ yumuþacýk bir yataðýn içindeydi. Açýk pencelerden içeri dolan tatlý rüzgar perdeleri uçuruyordu. Yataðýn hemen yaný baþýndaki sehpada sürahiler içinde çeþit çeþit meþrubat, tabaklarda türlü türlü yiyecekler duruyordu.Sultan odadan içeri girdi, fakir gencin birþey yemediðini görünce çekindiði anladý, ona kendi elleriyle yemek yedirdi, meþrubatlardan içirdi. Öyle bir gülümseme vardý ki yüzünde, bir iyilik yapmaktan dolayý kendini beðenerek, karþýsýndakine acýma ve merhamet hissiyle edilen tebessüm deðil, beðendiði, takdir ettiði, hayran olduðu, sevdiði, aþýk olduðu insana bakan birinin duyduðu mutluluktan dolayý gülümsemesi gibi.
"Seni seviyorum." dedi sultan.
"Ben seni öyle çok seviyorum ki.." dedi fakir genç.
"Biliyorum." dedi sultan. "Zaten bunca zaman bilmek için, senin beni gerçekten sevip sevmediðini bilmek için bekledim, öyle zordu ki seni beklemek, ama senin beni sevdiðinden emin olmalýydým."



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ebru 2 - Hazineler Hep Viranelerde Saklýdýr
Kan Rengi Gül ile Ten Rengi Gül
Ebru (Mey'in Yolculuðu)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gözyaþýnýn Gücü
Cunda Adasý'nda Bir Kuþluk Vakti
Esaretten Özgürlüðe
Sahte Sevgili
Sen Kim Oluyorsun da Beni Terkediyorsun Lan

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bekliyorum [Þiir]
Ýþte Seni Bunun Ýçin Çok Seviyorum [Þiir]
Beni Baþkalarýyla Bir Tutma [Þiir]
Sevmek, Sevilmek [Þiir]
Ýçimdeki Seni Ararken [Þiir]
Sarýl Bana [Þiir]
Ben Seni Sultan Zannettim [Þiir]
Sarhoþ Eden Kadeh [Þiir]
Gidiyorum [Þiir]
Anlarsýn ki Herþey Rüya Ýmiþ [Þiir]


Abdullah Mehmed Özçam kimdir?

Doðum ile ölüm arasýna sýkýþmýþ kýsacýk bir hayat.

Etkilendiði Yazarlar:
klasikler


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Abdullah Mehmed Özçam, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.