..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > ayþe baþak




6 Kasým 2009
Kaptan Memo  
ayþe baþak
Eðer savaþta doðmuþ bir çocuksanýz acý ve gözyaþý kardeþinizdir. Doðarken attýðýnýz çýðlýk, sizinle beraber büyür. Çýðlýk büyüdükçe siz daha fazla saðýrlaþmaya çalýþýrsýnýz, ne zaman ki attýðýnýz çýðlýklarý duymazsýnýz o zaman kazanýrsýnýz.


:AGAD:
Kaptan Memo

Eðer savaþta doðmuþ bir çocuksanýz acý ve gözyaþý kardeþinizdir. Doðarken attýðýnýz çýðlýk, sizinle beraber büyür. Çýðlýk büyüdükçe siz daha fazla saðýrlaþmaya çalýþýrsýnýz, ne zaman ki attýðýnýz çýðlýklarý duymazsýnýz o zaman kazanýrsýnýz. Ama bir çocuksanýz çocuksunuzdur. Ve büyüklerin endiþesini çok fazla taþýmaz küçük yürekler. Ayný yeryüzünde ve ayný zamanda sadece farklý ülkelerde mutlu yaþayan diðer yaþýtlarýndan tek farký, baþka bir dünyayý bilemiyor olmalarýdýr.


Bir savaþ çocuðu için dünya kan ve barut kokusundan ibarettir.. Hayat böyle bir þeydir.. Barut kokusu, haykýrýþlar, silah sesleri, kan, kopan organlar, ölüler, ölüler için açýlan çukurlar, yýkanmadan gömülen ölüler. Yakýlan köyler, tecavüz edilen kadýnlar, tecavüz edildiði için utancýndan intihar eden anneler. Ve açlýk... Bir savaþ çocuðu için en zorudur açlýk. Yardým kamyonlarýný beklersiniz saatlerce. Açlýktan týkanýp kalýr küçük nefesiniz. Köyün giriþindeki tepelik alanda diðer çocuklarla beklersiniz kamyonlarý. Uzaktan görününce koþarsýnýz var gücünüzle. Bir kap yemek. Bir bayat ekmek. Bir kutu süt. Suyla karýþýnca bereketleþen bir kutu mama. Þansýnýza ne düþerse. Ganimetinizi alýr, yýkýk duvarlardan birinin önüne çömelir ve kimseyle paylaþmamak için hýzlý hýzlý yersiniz. Doymaz karnýnýz ama açlýk bir kez daha yenilmiþtir. Zafer þimdilik sizindir.

Uçaklarýn keskin sesleri duyulduðunda annem beni kucaklayýp bodruma fýrlattý. Küçük karanlýk ve içinde böceklerin olduðu rutubetli, havasýz bir yerdeyim þimdi. Dýþarý çýkmam için binlerce kez öðüt dinlemiþtim. Burayý babam hazýrladý. Ve defalarca anlattý. Elimi uzattýðýmda bulabileceðim bir poþet var. Az ileride. Ýþte burada. "Acýkmadan, gerçekten çok acýkmadan ve susuzluktan öleceðini hissetmeden asla. Asla yemeyeceksin. Ýçmeyeceksin". Poþette iki konserve ve iki þiþe su var. Barýþ Gücü'nün getirdiði erzaklardan biriktirilenlerden. Karanlýk. Böcekler ayaklarýmýn üzerinde dolaþýyor. Korkmuyorum. Korkmamam söylendi. "Uyu" dedi annem. "Uyursan çabuk geçer". Uyuyorum. Uyuyorum.

Uyanýnca susuyorum. Veya susayýnca uyanýyorum ama babamýn sözleri kulaklarýmda. Bekliyorum. Susuzluðumu düþünmemeye çalýþýyorum. Olmuyor. Ýçiyorum. Sýkýlýyorum. Ninemin öðrettiði dualarý okuyorum. Annemin anlattýðý masallarý anlatýyorum yeniden kendime. Babamdan öðrendiðim baþka ülkeleri hayal ediyorum. Denizi olan ülkeleri. Dilediðin her þeyi hatta þekerleri bile sonsuza kadar sýnýrsýzca yiyebildiðin ülkeleri. Aðaçlarýnda kuþlarýn olduðu, hiç savaþýn olmadýðý ve çarþaflý yataklarda uyunan ve sadece uykunu aldýðýn için uyandýðýn uzak ülkeleri...Denizi merak etmiþtim en çok. Babam hep cebinde sakladýðý o kartpostalý ilk o zaman gösterdi. Bizim bu yolun altýndaki vadi kadar büyük bir yer. Tek farký içi su dolu. Temiz ve mavi bir su. Güneþle cilveleþen bir su. Su. Yine susuyorum. Ýlk þiþeyi bitirmeme az kaldý ama ikincisi var. Ýçiyorum.

Gürültüyle uyanýyorum. Tepemde bir þeyler oluyor. Ýlk kez korkuyorum. Beni buldular diye korkuyorum. Ahþap kapý açýlýyor. Iþýk küçük sýðýnaðýma doluyor. Bir el uzanýp omuzlarýmdan tutuyor. Çýkýyorum yeniden gün ýþýðýna. Amcam. Sarýlýyor sýmsýký. Aðlýyor. Elimden tutup tümseðe götürüyor. Henüz yedi yaþýndayým. Babam en fazla otuz olmalý. Otuz yaþýnda genç bir ölü artýk. Elbiseleri mezarýn baþýnda. Pantolonuna sarýlýyorum. Bezlere sarmýþlar cansýz bedenini. Ayaklarýna tutunuyorum küçük ellerimle, kucaðýmda pantolonu. Onunla birlikte mezara girmek istediðimi söylüyorum. "Poþeti getirin" diyorum aðlayarak. Ýki konservem ve bir þiþe daha suyum var. Babamýn yanýnda gidebilirim. Mezarýn içinde yaþayabilirim.

Annem yok. Ölmemiþ ama götürmüþler. Nereye gittiði bilinmiyor. Dönüp dönemeyeceði de. Annem. Annem yok. Babam öldü. Ben yedi yaþýnda kimsesiz bir savaþ çocuðuyum. Tek varlýðým babamýn pantolonu. Pantolonun cebinde cüzdaný, cüzdanýn içinde o kartpostal. Denizin gülümsediði kartpostal. Denize bakýyorum. Güzel görünüyor. Kartpostalýn arkasýnda okuyamadýðým yazýlar. Amcam geliyor yanýma baþýmý okþuyor önce. Kucaðýna alýp, çocuklarýnýn yanýna yatýrýyor. Sýra sýra uzanmýþ çocuklar. Savaþýn içindeki en özgür olduklarý yerdeler þimdi. Uykuda. Kartpostal elimde. Deniz kucaðýmda uyuyoruz.

Uyandýðýmda kartpostal yok. Amcam yok. Çýplak ayaklarýmla arýyorum onlarý. Amcam ileride uzun boylu ve iyi giyimli bir adamla konuþuyor. Adamý biliyorum. Arada bir gelir, yanýna bir iki kiþiyi alýr ve gider. Uzun aralardan sonra yeniden gelir. Amcam kartpostalý gösteriyor adama. Yanýna sokuluyorum. Adam göz ucuyla bana bakýyor. Olmaz der gibi kafasýný sallýyor. Gözlerimi kaldýrýp adamýn yüzüne bakýyorum. Adam gözlerimin içine bakýyor. Kafasýný kaþýyor. Adamýn saçlarý kývýrcýk. Omuzlarýna dökülüyor. Sað eliyle arada bir alnýna düþen perçemleri geriye atýyor. Saðlýklý bir görünümü var. Amcama bir paket sigara veriyor. Ýçinden bir tanesini kendisi yakýyor. Yanýmýzdan uzaklaþýyor. Amcam elimi tutuyor. Hafifçe sýkýyor parmaklarýmý. Adam geri dönüyor. Amcamýn kulaðýna eðilip aðzýný yaklaþtýrýyor. Fýsýltýyla konuþuyor. Amcam adamýn ellerine doðru eðiliyor. Öpmek istiyor. Adam geri çekiyor. Dostça amcamýn omuzlarýna dokunuyor. Benim baþýmý okþuyor.

Amcam o akþam beni koynunda yatýrýyor. Sarýlýyor. Amcam babam gibi konuþuyor. Sesi babamýn sesine benziyor. Bana yapacaðým yolculuðu anlatýyor. Uzun, yorucu ve biraz can sýkýcý bir yolculuk bu. Ama bu yola çýkmalýyým. Anne ve babamýn amcama vasiyetleri bu. Eðer bu yolu baþarýyla tamamlar ve hedefe ulaþabilirsen belki günün birinde kendisinin veya kuzenlerimin de yanýma gelebileceðini anlatýyor. "Korkma" diyor. "Tanrý bu sefer yanýnda olacak. Annen ve baban dualarý ile sana yol gösterecek. "

Henüz güneþ doðmadan etraf çok karanlýk ve sesiz iken uyandýrýlýyorum. Hava soðuk. Amcam babamýn ceketini giydiriyor bana. Babamýn kokusu ceketin üzerine sinmiþ. Kollarýný kývýrýyor. Annemin yemenisini ceketin cebine yerleþtiriyor. Kartpostalý uzatýyor. "Bunu kaybetme" diyor. Bu babanýn çok eski bir arkadaþýndan. Bununla O'nu bul. "Elimden tutup alt yola iniyoruz. Adam az ileride motorunun yanýnda sigara içiyor. Beni görünce gülümsüyor. Saçlarýný geriye attýktan sonra amcamýn elini sýkýyor. Amcam beni havaya kaldýrýp sarýlýyor. Sarýlýyor ve aðlýyor. Aðlýyor.

Adamýn beline sarýlýyorum. Motor gürültüsüz çalýþýyor. Kafamý çevirip amcama bakýyorum. Gözlerimdeki yaþý rüzgar siliyor. Amcam el sallýyor. El sallýyor ve küçülüyor. Giderek daha da küçülüyor. Küçülüyor. Motorun üzerinde oturmaktan popom acýsa da ses çýkarmýyorum. Adam hiç durmadan ilerliyor. Tozlu ve kimsenin olmadýðý yollarda gidiyoruz. Yakýlmýþ, yýkýlmýþ köyler býrakýyoruz arkamýzda. Harabelerin arasýnda kimi zaman cýlýz dumanlar görüyorum. Görünce orada bizim gibi, benim gibi birilerinin yaþadýðýný düþünüyorum. Babalarý ölen çocuklarý, çocuklarý ölen anneleri. Sararmýþ otlar ve bir daha asla meyve veremeyecek kurumuþ aðaçlar geçiyor gözümün önünden. Uzun bir süre sonra o aðaçlardan birinin altýnda oturuyoruz. Adam su þiþesini uzatýyor bana. Parmaklarý ince ve uzun. Annemin ellerini hatýrlatýyor bana. Suyu azar azar içiyorum. Adam sigara yakýyor. Bana ekmek uzatýyor. Acýkmýþým. Karným doyuyor. Karným doyunca uykum geliyor. Gözlerim kapanýyor. Uyuyorum.

Uyandýðýmda, etraf kalabalýk. Bir kamyon ve bir sürü insan. Erkekler, kadýnlar, kundakta bebekler ve benim yaþlarýmda iki çocuk. Adam yanýma gelip elimden tutuyor. Kamyonun yanýna gidiyoruz. Ýri gövdeli, uzun sakallý adama beni gösterip bir þeyler anlatýyor. Adam sýkýntýlý sakalýný kaþýyor. Kalýn gür sesiyle homurdanýyor. Adam cebinden çýkardýðý zarfý iri adamýn cebine sokuyor. Ýri ve uzun sakallý adam bana bakýyor memnuniyetsiz bir þekilde. Ötekilerle birlikte kamyonun kasasýna bindiriliyorum. Kasanýn kapaðý kapanýyor. Kasanýn üzerine branda örtülüyor. Çok kalabalýðýz ve yerimiz çok dar. Yanýmda annem yaþlarýnda bir kadýn. Kucaðýnda çok küçük bir bebek. Bebek çýplak. Anne bebeði çarþafýyla örtüyor. Arada bir yanýndaki adamlardan korunmak için bana dönerek memesini çýkarýyor, bebeði besliyor. Diðer tarafým kamyonun kasasý. Arada küçük bir boþluk keþfediyorum, boþluktan tek gözümle etrafý görebiliyorum. Kamyon ilerliyor. Uzun aralýklarla birkaç kez duruyoruz. Her durduðumuzda kasanýn içindekiler birbirini uyarýyor. "hýþþþt. susun. " Susunca sadece nefesler duyuluyor. Sesiz nefesler. Karanlýkta gözlerin aký belli oluyor. Zifiri karanlýkta onlarca göz aký parlýyor. Kamyon yeniden hareket edince fýsýltýlý sohbetler yeniden baþlýyor. Gündüz oluyor. Küçük delikten geçtiðimiz yerler görünüyor. Köylerden geçiyoruz. Yeþil köyler görüyorum. Koyunlarý ve inekleri olan köyler. Tarlalarda çalýþan adamlar. Ot toplayan kadýnlar görüyorum. Ve bir kýrmýzý uçurtma. Çocuklarýn olduðu ve çocuklarýn oyun oynadýðý köyler.

Kamyon kasasýnda çok insan var. Yol çok uzun. Tuvaleti gelen olduðu yere yapýyor. Ýçerisi dayanýlmaz bir kokuyla kaplý. Nefes almak imkansýz ama yaþamak için katlanmamýz gerek. Katlanýyoruz. Ve bir zaman sonra o kokuya alýþarak yolculuða devam ediyoruz. Bebek bazen çok aðlýyor. Bebek aðlayýnca diðerleri söyleniyor. Annesi bebeðe ninni söylüyor. Bebek uyuyor. Kadýnýn sesi bana annemi hatýrlatýyor. Gözlerimi kapýyorum, baþým öne düþüyor, kulaðýmda annemin ninnileri kamyon hep gidiyor. Gece oluyor. Annem ninni söylüyor. Gündüz oluyor. Gece oluyor. Annem ninni söylüyor.

Kaç gece ve kaç gün geçiyor aradan bilmiyorum. Kamyon sonunda oflayarak duruyor. Sesizlik. Gözler endiþeli. Büyük adamlarýn küçük gözleri ürkek bakýyor. Açlýk hepimizin gücünü tüketmiþ. Ayaklarýmýz uzun süre hareketsiz kalmaktan tutulmuþ. Ve su. Bir yudum su kurtarýcýmýz olabilir. Takatimiz kalmamýþ. Öyle býraksalar, ayný pozisyonda ölüm meleðini kucaklayabiliriz. Ama öyle olmuyor kasanýn kapaðý açýlýnca, gün ýþýðý içeriye doluyor. Güneþ kýsa süreliðine kör ediyor hepimizi ve rüzgar yalayarak ayýltýyor bizi. Ýkiþer, üçer atlýyoruz kasadan. En son anne ile bebeði iniyor.

Kamyon þoförü bir tarafta bazý adamlarla konuþuyor. Ýleride iki minibüs bekliyor. Kadýnlarýn hepsi yan yana durmuþ, sessizce bekliyor. Çocuklarýn birisi aðlýyor. Az ileride birkaç koyun bizi umursamadan otluyor. Ben bir kenarda tek baþýma duruyorum. Sýrtýmda babamýn ceketi. Ceketin cebinde kartpostal. Yavaþ bir hareketlenme oluyor. Kendi aralarýnda konuþuyorlar. Ýkiye bölünüp iki minibüsü dolduruyorlar. Ben tek baþýma duruyorum. Kýpýrdamadan yalnýz bekliyorum. Kamyon þoförü yanýma geliyor. Eðiliyor ve benim burada kalacaðýmý söylüyor. Eliyle ileride duran çobaný iþaret ediyor. " O seni götürecek. "


Onlar gidiyor. Onlar gidince genç çoban uzaktan gel iþareti yapýyor. Hýzlý adýmlarla yanýna gidiyorum. Yüzüme bakýyor. Uzun bir süre beni inceliyor. Suratý ifadesiz. En sonunda gülümsemeye karar veriyor. O gülümseyince bende O'na gülümsüyorum. Çantasýndan çýkardýðý þiþeyi uzatýyor. Su. Çekingen gözlerle bakýyorum. "Ýç " diyor. Ýçiyorum. Duruyorum. Ýçmeye devam edebileceðimi anlatan hareketleri görünce þiþeyi kafama dikiyorum. Ýçiyorum. Ýçiyorum. Ýçtikçe canlanýyorum. Tüm umutlarý son raunda kalmýþ bir boksör gibi hissediyorum kendimi.

Genç çoban þarký söyleyerek önden yürüyor. Babamýn ceketi aðýr geliyor ama çýkarmýyorum. Ayaklarým çok acýyor ama yürüyorum. Bir süre sonra büyük ve yeþil bir aðacýn altýna oturuyoruz. Ekmeðini bölüp yarýsýný bana uzatýyor. Ayraný da birlikte içiyoruz. Ekmeðin arasýnda peynir ve domates var. Peynir ve domates. Ve ekmek çok taze. Taze ekmek ve peynir. Taze ekmek ve domates. Sonunda O'na güvenebileceðime inanarak kartpostalý çýkarýyorum. O'na uzatýyorum. Kafasýný sallýyor gülümseyerek. Gülünce bembeyaz diþleri ortaya çýkýyor. Öndeki diþleri diðerlerinden daha büyük. Büyük kara bir tavþana benziyor. Elimde olmadan gülüyorum. Ben gülünce O da gülmeye devam ediyor. Anlamadýðým bir dille bana bir þeyler anlatýyor. Elleriyle ilerideki tümseði gösteriyor.

Yürümeye devam ediyoruz. O þarký söylemeye devam ediyor. Çok yorgunum, çok uykum var ama peynir, domates ve ekmeðin hatýrýna son gücümü kullanmaya kararlýyým. Tümseði týrmandýk. Biraz daha týrmandýk. Þimdi en yukardayýz. O bana dönüyor ve iþaret ediyor. Elinin gösterdiði yere bakýyorum. Deniz. O kadar mavi ki...Sanki gökyüzü inmiþ, yerlere serilmiþ. Deniz orada az ötede. Kartpostal cebimde. Deniz ileride. Koþmaya baþlýyorum tümsekten aþaðýya denize koþuyorum. Koþuyorum. Koþuyorum. Düzlüðe inince duruyorum. Deniz orada. Ama öylesine büyük ki yanýna kadar sokulmaya cesaret edemiyorum. Orada çobanýn gelmesini bekliyorum. Geliyor. Omzumu tutarak kafasýyla 'hadi' diyor. Peþi sýra gidiyorum. Þimdi aramýzda birkaç adým var. Çoban ayakkabýsýný çýkarýp suya giriyor. Bana bakýyor. Ürküyorum. Ama bende sokuyorum ayaklarýmý. " Oh " diyorum. "Oh" günlerdir ve belki aylardýr vücudum suya deðmemiþ. Deniz usulca sokuluyor bana. Ayaklarýmýn altýnda kýpýr kýpýr kumlar. Ýncecik kum. Ninemin entarileri gibi. Deniz bana dostluðunu sunuyor. Bende büyük bir keyifle bunu kabul ediyorum.

Akþam olmak üzere. Güneþ o zamana kadar görmediðim en büyük ve en kýrmýzý haliyle denizin kýyýsýnda oturuyor. Karþý kýyýda. Gözlerimi güneþten ve denizden alamýyorum. Güneþin giderek küçülmesini ve küçüldükçe denize sarýlmasýný sarýldýkça içine girmesini büyük bir hayranlýk ve þaþkýnlýkla izliyorum. Güneþ gidiyor. Biz bir evin önünde duruyoruz. Evin önünde iki köpek çobana dostça kuyruk sallýyor. Ben uzakta duruyorum. Evin kapýsý açýlmýyor. Ama evin arkasýndan bir ses geliyor. Çoban beni orada býrakýp arkaya geçiyor. Köpekler küçük adýmlarla yanýma geliyor. Korkuyorum. Kýpýrdayamýyorum. Köpekler burunlarýný uzatýp kokluyorlar. Ardýndan geldikleri gibi küçük adýmlarla ve popolarýný kývýrarak uzaklaþýyorlar. Az sonra çoban arkasýnda kocaman dev gibi bir adamla geliyor. Adam çok uzun. Çok iri. Beyaz saçlarý ve sakallarý daðýnýk. Üzerinde bir gömlek. Altýnda paçalarýný dizlerine kadar kývýrdýðý bir pantolon.

Çoban ceketimin cebinden kartpostalý çýkarýp, adama uzatýyor. Adam dikkatle bakýyor. Bir daha bakýyor. Yanýma geliyor. Dizlerinin üzerine çökerek bana sarýlýyor. Adam deniz kokuyor. Adam babam gibi sýmsýký sarýlýyor. Gözleri gözlerimi buluyor. "Ali ?" Bu benim adým. Þaþýrýyorum. Kafamý sallýyorum. Elimle kendimi iþaret ederek "ALÝ" diyorum. "Ali" diyor yeniden. Ve tekrar sarýlýyor. Kendi göðsüne vurarak "Memo" diyor. "Me-mo"...



Memo iri bir adam. En azýndan bana göre oldukça büyük. Bu büyük adamýn elbette kocaman elleri var. Memo elimden tutuyor. Çobanýn arkasýndan el sallýyoruz beraber. Eve giriyoruz. Ev çok büyük deðil. Giriþte bir hol. Hole açýlan iki kapý. Köþede mutfak. Mutfakta;buzdolabý, ocak. Ocakta kaynayan bir tencere. Gayri ihtiyari tencereye gidiyor gözlerim. Memo anlýyor aç olduðumu. Bir kaç dakikada sofrayý hazýrlýyor. Tabakta yemek. Adýný bilmiyorum ama sýcak ve lezzetli bir yemek. Taze ekmek. Ekmeði, yemeðin suyuna bana bana yiyorum. Hýzlý hýzlý yiyorum. Su dolduruyor bardaða içiyorum. Bir daha dolduruyor bir daha içiyorum. Tabak boþalýyor. Yeniden dolduruyor. Yeniden boþalýyor. Karným, göðüslerim ve hatta yemek borum bile yemekle doluyor. O kadar hýzlý ve o kadar çok yiyorum ki yerimden kalkmaya halim kalmýyor. Memo gülümsüyor. Memo gülünce gözleri kýsýlýyor. Gözleri bir çizgiye dönüyor. Baþým düþüyor. Memo düþen baþýmý yastýða yerleþtiriyor. Ben uyuyorum. Yatakta uyuyorum. Uzaktan ninni sesi geliyor. Annem ninni söylüyor.

Uyandýðýmda etrafta kimse yok. Bana bakan bir çift gözle karþýlaþýyorum. Meraklý kedi gözleri. Kara bir kedi karþý sedirin üzerinde, ayaklarýný altýna almýþ beni izliyor. O bana bakýyor. O bana baktýðý için kalkamýyorum bir türlü. Sonunda cesareti topluyorum, yavaþ hareketlerle doðruluyorum yataktan. Kapý açýk. Dýþarýdan köpeklerin sesi geliyor. Memo nerede, gitmiþ olabilir mi, götürmüþ olabilirler mi, ölmüþ olabilir mi, burada savaþ var mý?Memo'nun da gidebileceði düþüncesi korkutuyor beni. Kedinin varlýðýndan daha fazla korkutuyor. Yalýn ayak çýkýyorum dýþarýya, elimde babamýn ceketi. "Memo" diye baðýrýyorum. "Memoo"

Denizin ortasýnda Memo. Kayýðýnýn içinde. Denize doðru koþuyorum. Ayaklarým su ile buluþuyor. Çakýl taþlarý ayaklarýma batýyor. Düþüyorum. Deniz bütün vücudumu sarýyor. SU genzime kaçýyor. Öksürüyorum. Bir an durup avucuma suyu alýp aðzýma götürüyorum. Tuzlu su. Denizin suyu tuzlu. Bu hoþuma gidiyor. Tuzlu suyu kimse içemez diyorum kendime. Ýçemezse deniz bitmez diye düþünüyorum. Bu düþünce beni mutlu ediyor. Toparlanýyorum. Memo'nun kayýðýna doðru koþuyorum. Koþtukça deniz vücuduma sarýlýyor. Sarýldýkça biraz korkuyorum. Var gücümle baðýrýyorum. "Memo".

Benim koþtuðumu görünce, Memo denize atlýyor. Yüzerek bir çýrpýda yanýma geliyor. Kucaklayýp havaya kaldýrýyor beni. Sýkýyor küçük vücudumu. Ben, deniz ve Memo. Tüm korkularým geçiyor. Ellerim saçlarýnda dolaþýyor. Yumuþak saçlarý. Ninemin saçlarý gibi. Ve deniz gibi kokuyor Memo. "Beni býrakma Memo " diyorum O'na. Anlamadýðýný bile bile. Anlamadýðým bir dille bir þeyler söylüyor. Ýyi bir þeyler söylediðini anlýyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Benim Adým Mücella

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çýrak

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yerde Yatan Ölü Kadýnlar [Deneme]
Aþk Duygusal Felç Halidir [Deneme]


ayþe baþak kimdir?

Yazmak. . Beþ duyu gibi. . . O eksikse, ben eksiðim. . .


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ayþe baþak , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.