Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Þu açýk seçik görülen bir gerçektir ki, Türkiye son 80 senedir yapay bir dil ile konuþuyor. Osmanlýca’ dan “Arý Türkçe” ye geçme adýna yapýlan dil devriminin, olumlu bir takým kazançlarýnýn ötesinde, oldukça olumsuz kayýplarý da beraberinde getirdiðini görüyoruz. 600 yýllýk bir dil birikimin bir çýrpýda terkedilmesinin beraberinde deprem etkisi yaratan sonuçlarý, o toplumun bütün faaliyetlerinde de kendini gösterecekti. Çünkü dil ile müzik arasýnda ortak bir çok özellik ve benzeþimler olduðu bir gerçektir. Þöyle ki : “ … Dil ve müzik arasýnda ortaklýk gösteren noktalardan birkaçý þu þekilde sýralanabilir: Her ikisinin de yapýtaþý sestir. Her iki etkinlikte de iþitme sistemi etkin durumdadýr. Her iki etkinlikte de kýsa ve uzun süreli bellekler etkin durumdadýr. Her ikisi de kendi belirli kurallara göre iþleyen birer sistemdir. Dilde dilbilgisi kurallarý, müzikte ise estetik kurallar geçerlidir. Her ikisinde de belirli bir ritmik ve tonal yapý gözlenebilir. Her ikisi de toplumlarýn kültür ve yaþayýþlarýndan etkilenir. Her iki sistemin iþleyiþ kural ve prensipleri, toplumdan topluma farklýlýk gösterir. Hemen her toplumun kendine has anadili olduðu gibi, müzikal ana dili de vardýr. Her ikisi de insanýn iletiþim ihtiyacýnýn karþýlanmasýnda araçtýr. Dil aracýlýðýyla sözel iletiþim, müzik aracýlýðýyla müziksel iletiþim gerçekleþir. Dildeki konuþma, müzikteki doðaçlamayla benzerlik gösterir…” Öz Türkçeciliðin ilk olumsuz belirtileri müziðimizde görüldü. Geleneksel müziðimizin önemli bir alt yapýsýný teþkil eden þiir ve þiirin dilindeki bozulmalar, ortaya eften püften güfteler çýkarýr. Çünkü þiirimizdeki aruz vezni ile musýkimizdeki usul kalýplarý sadece cinsiyetleri farklý ikiz kardeþ gibidirler. Öz Türkçeci’ lik adýna, hiçbir etimolojik deðerleri olmayan “tilcik” ler, yerleþik “kelimeler” in yerini alýr. Önceleri aruz’ un yerine konulan hece, sonralarý heceden de vazgeçilip serbest vezin olarak adlandýrýlan sýnýr tanýmaz ifade, müziðimize yeni bir katký saðlamadýðý gibi, müzikte yeni üretimin önünde en büyük engel olarak ortaya çýkar. Dil, eðer bireylerin birbiriyle olan iletiþim ve etkileþimlerinde, “ en önemli simgeler sistemi “ ise, toplumsal bir kabul olmaksýzýn zorlama bir önerme ile bu sistem deðiþtirilirse, beraberinde aynen dilde olduðu gibi ortaya anlamsýz bir söz ve ses kaosu olarak geri dönecektir. Ýlginç olan durum þudur ki Türkiye’ de harf ve dil inkýlâbýnýn baþladýðý günün akþamý müzik inkýlâbýna da ilk adým atýlacaktýr. 1940’ lý yýllar, özellikle Hasan Ali Yücel’ in Millî Eðitim Bakanlýðý döneminde dil ile oynamalar en uç noktalarýnda gezinir. Özellikle Nurullah Ataç’ ýn bayraktarlýðýný yaptýðý bu hareket, bugünkü konuþtuðumuz yetersiz dilin yol haritasýný çizer. Sevindirici olan taraf þudur ki, bu hatadan 1950 yýlýndan itibaren dönülmüþtür. Ancak yapýlan müdahaleler dili o kadar etkilemiþ ve fakirleþtirmiþir ki, artýk dilimiz geçmiþteki zengin kültür birikimimizi ifade edemeyecek kadar ilkelleþmþtir. Bugün Türkiye’ de vasat bir birey azami 200 kelime ile konuþuyor. Adeta bütün iliþkilerinde insanlar üç beþ kelimelik sloganlarý kopyalaya kopyalaya kullanýyorlar. Eski dilimizde aþk, sevgi, sevda v.b. kelimelerin artýk gündelik hayatýmýzda pek yeri yok. Bu kelimeler belki bir avuç insan için bir þeyler ifade ediyor ancak. Toplumumuzda artýk varsa yoksa artýk“iliþki” diye bir acaip tanýmlama geçer akçe. Bir erkek ile bir kadýn arasýndaki meþru, gayrimeþru her türlü yakýnlaþma bu kelime ile ifade ediliyor. Yani teþbihte hata olmaz , at izi it izine karýþmýþ vaziyette. Son 30 yýldýr þarký sözlerinde büyük bir bayaðýlaþmanýn olduðu ortamda güzel þiir yazýlýr mý. Yazýlsa bile kim okur, kim dinler? Özellikle pop ve arabesk müzikte varsa yoksa, anlamsýz beþ on kelimenin etrafýnda, sözüm ona výcýk výcýk cinsellik, bayaðýlýk ve hakaret yüklü sözler üretiliyor. Mesela : ‘Allah belaný versin’' “yurtta aþk cihan da aþk”, “Kaldýramazsan kaldýrýrlar”, “ Kýz Hepsi Senin mi?”, “ Ellere var bize yok mu*”, “ Neremi neremi?”, “Komple komple komple bitiðiz Komple komple komple kritiðiz ,Komple komple komple tikiyiz'” ''Kýrcan mý belimi, ayaðýný yerden kescem senin, sen beni öldürcen mi, çýldýrtcan mý caným,bitanem'', “ Bir kereden bir þey olmaz”, “ Yakalarsam..” gibi.. “ ... Her þarkýda defalarca yinelenen sözler, her radyoda, her televizyonda defalarca çalýnan parçalar öylece esip geçmiþ olamaz insanlarýn kulaklarýnýn üzerinden. Ýlk duyuþta anlamý üzerinde düþünülmese bile, günlerce duyulduktan, dinlendikten sonra, bu parçalarýn anlamý üzerinde hâlâ ve hiç düþünülmemiþ olduðunu varsayamayýz. Eðer gençlerimizin, dinlediði, eþliðinde dansettiði, göbek attýðý, gerektiðinde birlikte söylediði bu þarkýlarýn sözlerinin ilettiði anlam üzerinde düþünmemiþ olabileceklerini varsayarsak bu baþka bir incelemenin konusu olmak zorunda. Kimse sürekli duyduðu sözlerin anlamýný algýlamýyor olamaz. Söze dökülen herþey, gerçeklik kazanýr. Bir kavram söylenmediði sürece yok sayýlabilir; ama söylendiði anda, artýk anlamlar dünyasýnda kendi yerini açmýþtýr. Ayrýca þunu da biliyoruz: Herhangi bir söze bir iletinin ( mesaj ) özel olarak yerleþtirilmesine gerek yoktur; söylenmiþ her söz bir iletidir zaten. Öyleyse þarký sözleri için de ayný ilke geçerlidir. Pop müzik parçalarýnýn sözleri, ayný zamanda topluma, özellikle de gençlere sunulmuþ bir iletidir. Bu iletide neler dendiði de ortada…” Oysa, repertuvarýnda “ Sarahaten acaba söylesem inanmazmý?”, “ Bir bahar akþamý rastladým size”, gibi incelik, zerafet ve saygý taþýyan þarkýlar bulunan Türk müziðinin bu içler acýsý durumu, toplumsal yapýmýzdaki düþüþün belirgin bir göstergesidir. Bu durum bir sebep te, bir sonuç ta olsa yeniden yapýlandýrlmasý gereken bir sorundur. Bir þekilde çözümlenmesi, kültürel yapýmýzýn tekrar olumlu bir kanala yönelmesinin de habercisi olacaktýr. KAYNAKÇA : 1 Fatih Bingöl , Müzik ve Dil ArasýndakiBenzerlikler Ekseninde Müzik Eðitimi, www.muzikegitimcileri.net 2 Feyza HEPÇÝLÝNGÝRLER, “ Her Söz Bir Þey Söyler”, Bilim ve Aklýn Aydýnlýðýnda Eðitim Dergisi, Kasým/2004,sayý:57 http://ferahnak.wordpress.com/2009/11/05/bir-toplumun-muzigi-konustugu-dilin-aynasidir/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |