Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Ýnsanoðlu çok çabuk aldanmaya, þartlanmaya, güdülenmeye, tepkiye o kadar açýktýr ki, çamur at izi kalsýn. Ýnsanýn içine bir kez olsun kuþku bir kere girmeye görsün; ne yaparsan yap, kolay kolay çýkaramazsýn. Türk insaný askerine her zaman güvenmiþtir, her zaman Türk askeri umudu ve kurtarýcýsý olmuþtur. Bu güveni veren Mustafa Kemal’in þu sözleri olmuþtur. "...Ulusumuzun ve onun yönetimini üstlenmiþ olan Büyük Millet Meclisi’nin, büyük savaþýmda kesinlikle baþarýlý olacaðýna inanýyorum. Bu hususlarýn saðlanmasý için etkin nedenler ve araçlar vardýr. Burada yalnýzca þunu belirtmek isterim; bu etmen ve nedenlerin baþýnda en etkilisi, Ordumuzdur. Ordumuz, yaþam ve onur savaþýnda, ulusun ve ulusun amaçlarýnýn tek dayanaðýdýr. Ordu kendisine düþen bu yüce görevinde, hakkýyla baþarýlý olabilmesi için, gereken niteliðin birincisi, demir gibi güvenliktir. Orduda güvenliðin tek oluþum aracý aydýn, kahraman, özverili subaylardýr. Bugün Ordumuzun subaylarý, saydýðým niteliklere tamamen sahiptir. Fakat buna bir þey eklemek gerekir ki, bu içinde bulunduðumuz olaðanüstü durumlar ve koþullarýn coþkularýyla, istekleriyle yetiþecek olan genç subaylarýmýz, bize, gelecek için daha güçlü umutlar vereceklerdir. (Vural Sözer, Atatürklü Günler, Barajans Yayýnlarý, Ýstanbul, 1998, s. 507) ..." Bilinen bir gerçek vardýr ki;"Þeytan detaylarda gizlidir." Deðerli kaleminizden, zehir gibi bir akýl ve mantýk ürünü akmýþ. Öyle ya, bir subay imza atýyor ve sicil numarasýný yazmýyor. Bu bir komplo olduðunu düþünüyor ve Türk insanýnýn en güvendiði ve sevgi ile baðrýna bastýðý "BÝR ASKERÝMÝZ VAR, BAÞKA GÜVENECEK DAL MI KALDI?" sözlerimizi hala söylemekteyiz. Çünkü güveniyoruz. Ülkemiz üzerinde sinsi emeller besleyenlerin faaliyetlerini bugüne kadar hep boþa çýkarmýþ olan Türk Silahlý Kuvvetleri, dün olduðu gibi bugün de pusuda bekleyen düþmanlarýný alt edecektir. Türk Silahlý Kuvvetleri gerek vatanseverliði ile gerek askeri dehasý ile tüm dünyanýn hayranlýðýný da kazanmaktadýr. Türk Ordusu ve Subaylarý her zaman Cumhuriyetimizin, laikliðin, hukukun ve demokrasinin savunucusu olmuþtur. Her türlü kirli siyasetten uzak kalmýþ, Türk Ulusunun üzerinde yaþadýðý topraklarý caný ile kaný ile müdafaa etmiþ, düþmanlardan korumuþtur. Siyasetçilerin yüce ve asil ordumuzu þimdi bu kirli siyasete sokmaya çalýþmalarý ve halka karþý soðutmaya çalýþmasý çirkindir. Bu gerçeði görmeyenler ne acizdirler. Tarih bunun hesabýný soracaktýr. Sonuna kadar askerimize güveniyor ve bu asýlsýz kara çalmalarýn da "bir siyasi komplo" ve "dýþ mihraklý emperyalist baskýlar" olduðunu beþikteki bebek bile anlamýþtýr artýk. AB ülkelerinin elinde SERV’in haritalarý 1970 yýlýndan beri dolaþýrken, bizim þimdi daha dikkatli olmamýz ve iyi bir iç ve dýþ siyasi strateji yol haritasýný çizmemiz gerekiyor. Aksi olursa tarih tekerrür edip, iþgal devletlerinin þimdiden "ver kurtul" yýldýrma siyaseti ile Türkiye’deki iç karýþýklýðý yaratýp BOP’A kavuþma hayalleri kuran devletlerin aðýz sularý akmaya baþladý bile... Kýssadan bir hikaye ile anlatacaðým. Aslýnda bu hikaye de Beydeba adlý bir Hint bilgesine ait, Fransýz La Fontaine, emek aþýrmasý yapmýþ. Matbaanýn keþfi ile de Avrupa’da FABL hikayeleriyle ün salmýþ. Hikayenin aslýný anýmsadýðým kadarýyla yazmaya çalýþacaðým: “…Kral Aslan ile çok iyi dost olan Vezir Kaplanýn arasýný bozamaya çalýþan kurnaz tilki; "Gel sana iþkembe yedireyim" demiþ. Kral aslan uykudaymýþ ve veziri olan kaplan, aç midesine yenik düþüp kurnaz ve kýskanç tilkinin ince hesaplarýndan habersiz teklifi kabul etmiþ. Lokantada iþkembe çorbasýna bolca sarýmsak döken tilkiye yakýnmýþ kaplan vezir: "Ya aðzým kokarsa, ya kral aslan rahatsýz olur da bana kýzarsa" diye... Kurnaz tilki; "…Aman caným sende, aðzýnýn tadýný bozma. Ýþkembe sarýmsaksýz yenmez. Kralýn yanýna varýnca elini aðzýna kapatýp, baþýný yan çevirirsin, olur biter.Kral da koku duymaz" demiþ, demiþ ama saraya da kaplan vezirden önce varmýþ ve kral aslana; "Vezirin hakkýnda saðda solda kötü konuþup duruyor.Hatta senden iðreniyor,” diye aslan kralýn sevdiði dost bildiði veziri bir güzel kötüler. Aslan Kral öfkelenir, inanmaz ve “bunu kanýtla, yoksa kellen gider” der. Kurnaz jurnalcý tilki; “Efendim, hiç dikkat etmediniz galiba, veziriniz sizle konuþurken baþýný sürekli yan çeviriyor.O sizin nefesinizden iðrenip aðzýný eliyle kapatýyor" demiþ. Bunu yapmaktaki maksadý ise, vezir kaplanýn yerine geçmekmiþ. Aslan bu iþin doðru olup olmadýðýný test etmek için, yýllardýr "en iyi dostum" dediði veziri yanýna çaðýrmýþ. Tilki de kapýda sotaya yatmýþ, olup bitenlerden anýnda haberdar olmak için, kapýda durmaktaymýþ. Az sonra kaplan vezir kapýda görününce tilki hemen atýlmýþ; “Aslan kral sana kýzdý mý, iþkembe yediðini fark etti mi?” diye, sormuþ. Kaplan Vezir gülümsemiþ, yüzünde rahatlamýþ gibi bir ifade varmýþ: “Hayýr, kýzmadý ve hiç de fark etmedi, cellâda acil vermem gereken bir zarfý elime tutuþturdu.” Demiþ. Tilki kurnaz aklýyla, ”Bu zarfýn içinde vezir kaplanýn ölüm fermaný var, bir an önce ben götürüp vereyim de, kaplan hemen ölsün, yerine ben geçeyim.” düþüncesi ile zarfý kaplandan almýþ. “Ver, ben götüreyim cellâda, sen burada bekle, belki kral aslanýn sana ihtiyacý olur” demiþ ve doðru cellâda koþturmuþ. Cellât zarfý açmýþ, okumuþ ve þu yazý yazýyormuþ. “Bu zarfý getirenin kellesi tez uçurula…” La Fontaine tuzaklarý, Türk Ordusuna ve Türk insanýna sökmez. Ýftira atanlar sonunda, kendi kazdýklarý kuyuya düþeceklerdir, elbet bir gün. Bütün bunlarý göz önünde bulundurarak, uyanma zamaný gelmiþtir. Gerçeði görelim artýk. Zira Seneca’nýn dediði gibi “Gerçekler gecikmeyi sevmezler. “ Ve gideceðimiz yön bellidir, o yol Atatürk’ün çizdiði Laik Türkiye Cumhuriyetidir. At gözlüklerini çýkartma zamaný gelmiþtir, gerçek yolumuzu görelim artýk. Aksi halde; Kör, körün ardýndan giderse, soluðu hendekte deðil "uçurumda" alacaktýr. Sevgi ve ýþýkla Emine Piþiren/Bursa 11.11.2009 Not: Yukarýda kaleme almýþ olduðum yazý deðerli yazar Av.Erdem Akyüz’ün son günlerde Türk Silahlý Kuvvetleri Mensubu Subaylarýndan birine yazmýþ olduðu duygu yüklü satýrlardan esinlenerek yazdým bir yazýmý, sizlerle paylaþmak istedim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |