"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
TR’nin bölge politikasýna etki eden þeyleri saymak gerekirse; 1- Arap Ýsrail çekiþmesi 2- Irak’ýn Kuveyt’e saldýrmasý 3- Irak’ýn giderek üniter yapýsýný bozacak hale gelen müdahale giriþimleri 4- Kuzey Irak’ta þiddet ve terör içeren uzantýlar 5- Kitle imha silahlarýnýn bölgede yayýlmasý 6- TR açýsýndan ele alýnabilecek olan terör ve su sorunu Ýran-Irak Savaþý Eylül 1980’de baþlayan savaþta TR tarafsýzlýk politikasý izlemiþtir. Bölge ülkeleri bu savaþýn çýkýþ sürecinde, Irak’ýn kuzeyindeki Kürtleri, Irak yönetimine karþý ayrýlýkçý olmalarý açýsýndan kýþkýrtmýþtýr. Savaþtan galip çýkmamýþtýr; fakat bu eþitlik durumunu her iki ülke de kendi lehine gibi görmüþ ve galip gibi davranmýþtýr. Savaþta Irak’a hem bölge ülkeleri hem de batý destek vermiþtir. Irak’ýn savaþ sonrasýndaki tutumu ve yayýlmacý zihniyeti tüm ülkeler için bir tehdit haline gelmiþtir. TR’nin buradaki temel kaygýsý ise, savaþýn topraklarýmýza sýçramasýný önlemek. Irak’ýn kuzeyinde yaratýlan boþluk, PKK terörünün yayýlmasý için müsait ortam oluþturmuþtur. Boþluðu 90 sonrasýnda PKK’nýn doldurduðu söylenebilir. TR burada Irak’ýn toprak bütünlüðünü savunmaktadýr; çünkü Irak’ýn yürüteceði bir yayýlmacý politika, herkese kötü etki edecektir. Güç kullanarak sýnýr deðiþtirilmesine karþý çýkýlmýþtýr. TR’nin burada temel endiþelerine göz atmak gerekirse; 1- Irak’ýn geleceði ve terör 2- Kuzey Irak’taki güç boþluðu 3- Bölge ülkelerinin kitle imha silahlarý edinmeleri 4- Su sorunu 90 sonrasýnda Ýran-Irak Savaþý bitince, Arap radikalizminin yerini bir Ýslam radikalizmi almýþtýr. Bu da batýyý kuþkuya sürüklemiþtir. Bu noktada, ABD destekli bir çifte çevreleme politikasý ortaya atýlmýþtýr. Buna göre; Ýran da Irak da bölgesel istikrar açýsýndan birer tehdit öðesidir ve izole edilmeleri gerekmektedir. Burada amaç bu ülkeleri yok etmek deðil, izole etmektir. ABD burada Ýran’ý ve Irak’ý birbirine karþý kullanma politikasýndan vazgeçtiðini göstermiþtir. Halbuki savaþ döneminde-bu karardan önce- ABD, Ýran tehdidine karþý Saddam’ý ve Irak’ý açýk bir þekilde desteklemiþtir. 88’de Ýran-Irak Savaþý’nýn bitmesinin ardýndan, Saddam kuzeye yönelmiþ ve kendisine isyan eden Kürtlere katliam yapmaya baþlamýþtýr. Halepçe katliamý olarak bilinen bi katliamýn ardýndan Kürtler TR sýnýrlarýna yýðýlmýþlardýr. TR burada sýnýrlarý açarsa PKK’lýlarýn sýzacaðýndan endiþelidir. Açmazsa da AT üyeliðine baþvurmuþ batýlý bir ülke olarak insan haklarýný korur bir tavýr sergilememiþ olacaktýr. Zaman zaman sýnýrlarýn açýlmasý yöntemi de Irak’ý kýzdýrmýþtýr. Bu dönemde Ýran ile iliþkiler de incelenmeye deðerdir. TR, Ýran’ý karþýsýna almak istememiþtir, çünkü böyle bir durumda Ýran’ýn SSCB ile yakýnlaþma ihtimali vardýr. Savaþ sonrasý Ýran ile iliþkiler genel olarak ticaret üzerinden yürümüþ, siyasi sorunlar yaþanmamýþtýr. Suriye ile yaþanan sorunlara da bakmak gerekirse, 87’de Özal’ýn Suriye gezisinde TR için öncelikli konu Suriye’nin PKK’ya destek vermesi olacakken, Suriye su sorununu gündeme getirmiþtir. Su Sorunu Su konusundaki ilk kriz, 80’de GAP’a iliþkin olarak TR’nin DB’den kazandýðý kaynaðýn Suriye ve Irak’ýn itirazlarý üzerine kesilmesiyle baþlamýþtýr. Böylece TR kendi imkanlarýyla baraj yapma yolunu seçmiþtir. 87’de Özal’ýn Suriye gezisinde imzalanan Ekonomik Ýþbirliði Protokolü de önemlidir, zira bu protokolle birlikte TR Suriye’ye yýllýk ortalama en az 500 metreküp su býrakmayý taahhüt etmiþtir. Özal’ýn yine ayný gezide ileri sürdüðü Barýþ Suyu Projesi de ilgili ülkelerce reddedilmiþtir. 90’da Atatürk Barajý için TR su tutmaya baþlayýnca bölgede ilk ciddi gerginlik yaþanmýþtýr. Burada su tutma iþlemi öncesi TR, bölge ülkelerine fazla su býrakmýþ olsa da eleþtirilerden kurtulamamýþtýr. Ýran ile savaþýný bitiren ve Suriye ile iliþkilerini düzelten Irak, burada TR’ye karþý sert bir tutum takýnmýþtýr. 90’da bir ziyaret sýrasýnda Irak Devlet Baþkan Yardýmcýsý, su sorunu çözülmeden, taraf ülkelere terörü önleme çalýþmalarýnda sýnýrda 5 km ilerleme -sýcak takip- imkaný tanýyan 1984 Güvenlik Protokolü’nü uzatmayacaklarýný belirtmiþtir. Irak’ta olduðu gibi Suriye’de de iliþkiler günümüze kadar su-terör ikileminde ilerlemiþtir. GAP’ta Irak’ý ve Suriye’yi etkileyen kýsým enerji üretimi deðil, sulama kýsmýdýr. Buna göre, bu ülkeler sulama baþladýðýndan TR’den kendilerine daha az su býrakýlacaðýný düþünmüþlerdir. 95-96 yýllarýndan Þam’da toplanan Ortadoðu ülkeleri, yeni yapýlacak Birecik Barajý’ný eleþtirmiþlerdir. Halbuki bu barajla birlikte TR, mevsimsel etkilemeler olmadan Suriye’ye ve Irak’a sürekli olarak 500 metreküp su býrakmayý garantilemiþ olacaktý. 98’de PKK sorunu ciddi biçimde ortaya çýkmýþ ve Suriye bu konuyu su sorunu ile birlikte görüþmek istemiþ; fakat baþarýlý olamamýþtýr. Bu yýllarda yine tartýþýlan baþka bir konu da Dicle üzerindeki Ilýsu Barajý olmuþtur. *TR’nin Tezleri 1) Fýrat ve Dicle’nin yukarý havza ülkesi olan TR, bu sularla ilgili kararlarý kendi egemenlik hakký içerisinde görmektedir. Ayrýca yapýlacak barajlarla da Suriye ve Irak’a düzenli su verilmesi garanti edilecektir. 2) Fýrat ve Dicle sýnýraþan sulardýr ve uluslararasý hukukta bu sular için neler yapýlacaðý net deðildir; dolayýsýyla TR de kendisini aþaðý havza ülkeleriyle anlaþmaya varma mecburiyetinde hissetmemektedir. 3) TR’ye göre, Amik Ovasý’ný sulayan Asi nehri de Suriye’nin yoðun kullanýmý nedeniyle yaz aylarýnda kurumaktadýr. Dolayýsýyla su sorunu konuþulacaksa sadece Fýrat deðil Asi de konuþulmalýdýr. TR konunun çözümüne yönelik 3 Aþamalý Plan’ý önermektedir. Buna göre; ilk önce her üç ülkenin de toprak ve su kaynaklarý envanteri çýkarýlacaktýr. Sonra su kayýplarýný en aza indirecek önlemler geliþtirilecektir ve son olarak da; mevcut projelerin modernizasyonuna çalýþýlacaktýr. *Suriye ve Irak’ýn Tezleri 1) Bu ülkelere göre Fýrat ve Dicle uluslararasý nehirlerdir ve Irak Dicle’nin Suriye de Asi’nin TR ile aralarýnda bir sorun olarak deðerlendirilmesine karþý çýkmaktadýr. 2) Aþaðý havza ülkesi olan Suriye su politikasýnýn temelini doðal durumun bütünlüðü ve adil kullaným görüþlerine dayandýrmaktadýr. Birinci görüþe göre, yukarý havza ülkesi suyun normal akýþýna müdahale etmemeli; ikinci görüþe göre ise, nehrin aktýðý ülkeler onun suyundan eþit miktarda yararlanmalýdýr. 3) Irak da sular konusunda tarihsel kullaným hakkýna atýfta bulunmaktadýr. Buna göre; bölgede eskiden beri kullandýðý su miktarýnda bir azalma olmamasý gerektiði görüþünü savunmaktadýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nazlý Usta, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |