..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Þule Sencer Töreci




3 Ocak 2010
Benim Ankara'm +  
Þule Sencer Töreci
Ýçme suyumuzu Sucu Emir getiriyor. Cam damacasýnýn kurþun mühürünü özenle söküyor, sonra da Kavacýk Menba Suyunu boca ediyor topraktan yapýlmýþ, toprak renkli küpümüzün içine. Ancak gün gelecek, genel naylonlaþmadan Sucu Emir'in damacanalarý da paylarýný alacak ve yerlerini bu günkü plastik su bidonlarýna býrakacaklar, ama daha o zamanlar biz bunu bilmiyoruz.


:CJBI:



Bahar Pastanesi, Meþrutiyet Caddesi ile Karanfil Sokaðýn kesiþtiði köþedeydi. Hasan Usta'nýn dükkaný ise Meþrutiyet Caddesi ile Konur Sokaðýn köþesinde. Hasan Usta, Neþe teyzelerin kiracýsý. Her yemeði bir trajediye dönüþtüren kardeþimin ise korkulu rüyasý. Hasan Usta ne zaman bir onarým için bize uðrasa, annem hemen o anda yazdýðý oyunu sahneye koyar ve 'Yok Hasan Ustasý yok, kýzým çoook güzel yiyor yemeklerini artýk' derdi. Hasan Usta da bu oyunda bir rol kapmanýn heyecaný içinde hemen kendi repliðine atlar, 'Hýmmm Aferin ona." derdi. "Etlerini de bitiriyor deðil mi?' Bana kalýrsa Hasan Usta çok sevimli bir adamdý. Hele kaþlarýný çatýp sesini kalýnlaþtýrmaya çalýþtýkca çok da komik oluyordu. Çiðdem ondan neden korkardý hiç anlamazdým. O zamanlar Çiðdem 3 ben ise 9 yaþlarýndaydým.

Konur Sokak 8 numara iki katlý þipþirin bir apartman o zamanlar. 12 28 24 telefonlu. Hayatýmda gördüðüm en güzel siyahi kadýn Suat Teyze hemen karþýmýzdaki dairede oturuyor, Hava Kuvvetleri'nde görevli. Asuman Teyze'nin ise iki oðlu var Erhan ile Korhan. Onlar küçük daha. Semahat Teyze'nin de iki oðlu var Tanýl Aðabey ile Tarýk Aðabey. Tanýl Aðabey atom mühendisi, Tarýk Aðabey ise henüz týpda öðrenci. Saadet Teyze, emekli diplomat eþi Þahap Amca ile Suat Teyze'nin hemen altýndaki katta yaþýyor. Apartmanýmýzýn küçük bir ön bahçesi ancak kocamaaan bir arka bahçesi var. Her kýþ orada kardeþim ile kardan kadýn yapýyoruz.

Ýçme suyumuzu Sucu Emir getiriyor. Cam damacasýnýn kurþun mühürünü özenle söküyor, sonra da Kavacýk Menba Suyunu boca ediyor topraktan yapýlmýþ, toprak renkli küpümüzün içine. Ancak gün gelecek, genel naylonlaþmadan Sucu Emir'in damacanalarý da paylarýný alacak ve yerlerini bu günkü plastik su bidonlarýna býrakacaklar, ama daha o zamanlar biz bunu bilmiyoruz.

Bu arada ben Halk Evleri'nin açtýðý tiyatro kurslarýna devam ediyorum hafta sonlarý. Ýlk oyunumuz "Mösyö Topaz" benim oyundaki görevim sýnýfýn en yaramaz öðrencisini oynamak. Hiç de zorlanmýyorum yaramaz çocuðu oynamakta nedense. Yönetmenimiz Sönmez Atasoy. Bu günün usta oyuncusu Fadik Sevin Atasoy'un babasý. Ama o zamanlar onun da Fadik'den haberi yok tabii.

Ýlkokulda 'Party' lerimiz deðil, "okul çaylarýmýz" olmakta. Ýþte o günler en güzel tafta elbisemin içine en kabarýk jiponumu giyip, en kolalý kurdelelerimi takarak arz-ý endam ediyorum okul çaylarýnda. Çaylar okulumuzun konferans salonunda veriliyor ve müzikle birlikte baþlýyoruz twist yapmaya. Hem de hiç durmamacasýna. Kulaklarýmýz giderek hýzlanan 'Abidik Gubidik tüvist'le doluyor hatta nefes nefese þarkýya eþlik bile ediyoruz;

Taksim'de var bir durak
Durak da bir kadillak
Kadillak da bir manyak
Tüvist yap abi dalgana baaaaak
Tüviste gel
Abidik gubidik tüvist tüvist
Lap lap lubalaba tüvist tüvist...

Nur orta okuldan arkadaþým. Su gibi güzel bir kýz. Upuzun kumral saçlar, selvi gibi bir boy, muhteþem bir yüz. Sýnýfýmýzda erkek arkadaþý olan tek kýz arkadaþýmýz da o zaten. Erkek arkadaþýný, her okul çýkýþý mutlaka kapýda Nur'u bekler buluyoruz. Laf aramýzda nasýl özeniyoruz Nur'a çýktýðý çocuk gitar çalýyor diye. O zamanlar Kayahan Dedeman Oteli'nin Roof'unda program yapýyor. Sonra evlendiler. Bir de kýzlarý oldu. Gerisini biliyorsunuz zaten. Kayahan þimdi bir baþkasý ile evli. Yine bir kýzý oldu.

Aþaðý yukarý ayný yýllarda, okulumuza gösteri için bir pandomim sanatçýsý geliyor ve ben gördüklerimden o kadar etkileniyorum ki, 2001 yýlýnda Sydney'e tek bir gösteri için gelen Marcel Morceau'yu paramýn yettiði en ön sýradan neredeyse trans halinde izliyorum.

Mamak Belediyesi neredeydi? Hatta öyle bir belediye de var mýydý bilemiyeceðim ama kesinlikle bugün iþgal ettiði Cebeci Dört Yol'daki o caným Konservatuvar binasýnda deðildi. Ama ben oradaydým. Mr ve Mrs Kemp'in ondan önce de Angela Baiyle'nin öðrencisi olarak.

Ritmik öðretmenim Greta Gelmartick, Solfej öðretmenlerim ise Muzaffer Arkan ve Ýlhan Baran. Piyanoya da Tülin Abla gelirdi. Ha bir de Remziye Haným vardý, tercümanýmýz. Mrs Kemp bize kýzdýkça çaðýrýrdý Remziye Haným'ý ve "Remziye darling..." diye diye Türkçeye çevirtirdi öfkesini. Sanýrým bütünüyle bu yüzden seçtim Fransýzcayý. Konservatuardaki ilk Fransýzca öðretmenim sevgili Nermin Güneþ, sevgili Turan Güneþ'in sevgili eþi. Þu bir zamanlar tatile çýkan Ayþe'nin annesi hani.

Burada kocaman bir parantez açýyorum. Bu gün o inanýlmaz tarihi binanýn muhteþem döner sahnesinde nikahlar kýyýlýyor. Piyano odalarýna da zabýtalarý oturtmuþlardýr garanti. Hayýr zabýtalara elbette karþý deðilim, gelinlerle damatlara da, ama bu iþler için en uygun bina konservatuar mýydý? Bence bu olay cumhuriyet devrimlerine ihanetin en önemli köþe taþlarýndan birini belki de birincisini oluþturmuþtur. O gün buna karþý çýkmýþ, en azýndan Ankara'lýlar olarak bir ciddi duruþ sergilemiþ olsa idik; bu gün, bu iktidarýn bir önceki Milli Eðitim Bakaný da Konservatuarlarý kapatma gibi dahiyane (!) bir fikri akýl edemiyebilirdi. Parantezi kapatýyorum.

Ýstemi Betil, Tiyatro Bölümü öðrencisi o zamanlar. Týpký siyah beyaz televizyonun ilk "Yaþar Yaþamaz" ý Mehmet Keskinoðlu gibi. Ya da Arsen Göze, Can Gürzap ve Rüþtü Asyalý gibi. Ancak Ýstemi aðabeyin bir özelliði var, o ayni zamanda okul takýmýmýz Mamacýlar'ýn da en gözde santraforu. Orhan Sezener'in kýzý Þule Sezener, Mithat Akaltan ýn oðlu Murat Akaltan, Semih Sergen'in yeðeni Ümit Karabel hep okuldan arkadaþlarým. En samimi arkadaþým ise Hayriye Öznur Kutkan. Hayriye Adana'lý. Çok ama çok güzel bir kýz. Babasýný kaybetmiþ, bir yoksul anacaðý var. Ebe. Murat hariç hepimiz bale bölümündeyiz. Bu arada yatýlý bir konservatuvar öðrencisi olarak adýma baðlanan bir maaþým bile var. Ayda 10 Lira. Nereden baksanýz 50 kuruþtan tam 20 gofret parasý.

Gofretlerin yaldýzlý kaðýtlarý olmazdý, ben de ne zaman yaldýz kaðýtlý bir parmak çukulata alsam, ki hiç sevmezdim, yemezdim daha doðrusu. Onun o yaldýzdan kaðýdýný inanýlmaz bir dikkatle açar týrnaðýmla buruþuklarýný düzeltir, bir defterin sayfalarý arasýnda özenle saklardým. Kardeþim de aynen öyle yapardý. Yalnýz çukulatanýn deðil hiç bir þeyin yaldýzýný ziyan etmezdik, atýlmýþ az sigara paketi toplamadýk yerlerden yaldýzlý kaðýtlarýný almak için. Bunlarý biriktirir yeterli sayýya ulaþtýðýnda da doðru Sedat Amcam'a götürürdük. Sedat Amcam, bir dünya tatlýsý adam. Karayollarý Genel Müdürlüðü'nün Trafik Fen Heyeti Müdürü. Bizden aldýðý bu kaðýtlarý o da iþ yerine götürürdü. Orada bir koca sandýk vardý, içinde de çoðalmak için bekleyen bir dolu kalaylý yani yaldýzlý kaðýt. O koca sandýk dolduðunda o kaðýtlarý kilo hesabý ile sanýrým kalaycýlara satarlar, gelen para ile de yoksul çocuklarý okuturlardý Karayolcular.

Büklüm Sokak da bana her yýl birbirinden güzel at çizmeleri yapan 'Altýn Çekiç'. Büklüm'ün sonunda Mrs Fenmen'in Bale Okulu, "Kýrmýzý Pabuçlar" Demirtepe'de bu sefer. Maltepe'de Yükseliþ Koleji. Sahibi Süleyman Demirel'in hacý olan kardeþi, hani þu ünlü Yahya'nýn babasý.70'lerin ilk yarýsý, Yükseliþ'in tavan yaptýðý yýllar . Doðan Canku'nun müzik, Cahit Külebi ve Ümit Yaþar'ýn edebiyat derslerimize konuk olduðu günler. Okulun içinde Ýnci Öðretmenim, dýþýnda 'Kuðu Pastanesi', karþýsýnda 'Þölen',arkasýnda un fabrikalarý. Týpký Nokta Duraðýndaki havagazý deposu gibi bir gün teker teker hepsi uçup gittiler.

Ulus Rüzgarlý Sokak da Doðuþ Matbaasý var. Sahibi ressam Ferit Apa. O da babamýn eski arkadaþlarýndan. Oðlu Sinan çocukluk arkadaþým. Kendi deyimiyle ancak atlarý ile itleri ile yaþayabilen bir arkadaþ. Sinan'ýn muhteþem bir Dobermaný var, adý Fanor.

O dönemler Turan Emeksiz Sokak'da "Çýnar Apartmaný"nda oturuyoruz. Apartmanýmýzýn mimarý Ankara'nýn efsanevi Belediye Baþkaný Vedat Dalokay. Hemen iki bina altýmýzda Reþat ve Vedat kardeþlerin ünlü restoraný "RV". En üst kat komþumuz Türkkaya Ataöv. Ataöv'ün yýllar sonra Datça'dan Symi (Sönbeki) adasýna birlikte yüzeceðim kýzý ise o zamanlar henüz 3-5 yaþlarýnda. Hemen üstümüzdeki katta ise, ayni zamanda sýnýf arkadaþlarým da olan Tomris ve Tolunay yani ikizler. Tomris'ler beþ kýz kardeþ. Filiz Abla en büyükleri. Evli , iki de kýzý var Ayþen ile Almula. Nur Abla ise daha çok Amerika'da yaþýyor. Aliye ya da namý diðer Aliþ Ankara Koleji son sýnýf öðrencisi. Sevgilisinin adý Tolga. Babalarý Adalet Partisi'nin Samsun Senatörü Dr. Fethi Tevetoðlu. Çok sert görünüþlü bir adam, kýzlarýn hepsi de ondan çok çekiniyorlar. Oysa anneleri Gülcan Teyze nasýl þeker gibi bir kadýn. Nasýl güzel, nasýl duru anlatýlýr gibi deðil. Babaanneme göre ise ideal baba tipi Fethi Bey, hep babama onu örnek gösteriyor. Bizim evde demokrasi fazla ya.

Babamýn kýzlarla aramýzdaki adý "Roger". O zamanlar Demirtepe'de, Gazi Mustafa Kemal Bulvarý üstünde hala ayný yerde durmakta olan "Uður Apartmaný"nda "Kur Film" adýnda bir þirketi var babamýn. Reklam filmleri ve belgeseller çekiyor büyük bankalar için. Bu "Roger" de Roger Vadime'den geliyor zaten.

Tarkan ünlü deðil daha o zamanlar. O Dünyanýn en güzel gözlü en güzel yüzlü 5 yaþýndaki bebeði henüz. Türkiye'ye tatile geldiklerinde kapanýn elinde kalýyor. Tarkan, kýzlarýn amcalarýnýn torunu.

Tarkan dedim de, o günlerin Tarkan'ý Erol Büyükburç. Büyük Sinemadaki konserleri hiç kaçýrýlmýyor. Devir, Erol Büyükburç'un 'Kulun olayým ben/Kölen olayým ben...' diye yýrtýnýrken, Ajda'nýn yalnýzca üç kelime ile onu yanýtlama devri 'Palavra Palavra Palaaavra...'

"Orhan Boran ve Yuki" radyoda dinleyici rekorlarý kýrmakta. Orhan Boran'ýn bir çocuðu Yuki ise, diðeri Arzu. Yükseliþ'den arkadaþýmýz.

Her cumartesi sabahý Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý'nýn konseri var Opera binasýnda. Ve biz her cumartesi sabahý saat 10 da oradayýz. Okula devamsýzlýk var, Senfoni'ye yok. Dönem, insanlarýn senfoni dinlemek için koltuk bulamayýp, koridorlarda yerlere yayýldýðý yýllar.

Ankara'nýn iki de güzel yüzme havuzu var yine o yýllarda. "Marmara" ve "Karadeniz". Onlar da týpký, bu gün Çiftlikteki Gazi Ordu Evi'ne dönüþen, mezuniyet balolarýmýzýn vazgeçilmezi Marmara Oteli gibi gerçekten de dönemlerini tamamladýklarý için mi yok oldular dersiniz? Acaba mý? Bence de.

Bu gün inanmasý güç de olsa, o günlerin Ankara'sýný sonlandýrmak olasý deðil. Ama bir yerde de noktayý koymak gerekiyor. Oldu ben noktayý burada koyayým o zaman. Ancak yine de hiç belli olmaz, birgün o noktayý, noktalý virgüle çevirmiþ ve yine kendimi sizlere Ankara'yý anlatýrken de bulabilirim. Kim bilir?

Þule Sencer Töreci
Hobart, Aðustos 2009









Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Benim Ankaram


Þule Sencer Töreci kimdir?

Hayvanlarý, doðayý ve çocuklarý çok seven bir kiþiliðim var kendimi bildim bileli. En büyük düþüm aðaçlar, ýrmaklar ve denizlerle çevrili bir adada bu çok sevdiðim þeylerle birlikte yaþamak. Her ne kadar düþüme yakýn bir adada yaþýyor olsam da böyle bir ortamý ülkemde bulmak, ülkem insanlarý ile paylaþmak isterim.

Etkilendiði Yazarlar:
Baþta iyi bir oyun yazarý olan babam Ahmet Þalih Sencer, Nazlý Eray, beni yazmam icin neredeyse sýrtýmdan ittiren, Baþkent Yayýnevi'nin sahibi, þu anda rahmetli olan güzel insan Hakký Bigeç.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þule Sencer Töreci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.