"Ýnsanlarýn bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Anne ve babam Erzurum merkezinde Cedit (Türkçe anlamý, yeni) Mahallesi’nde doðmuþlar. Aileleri birbirinin komþusu. Geçen gün annem ve babamýn doðduklarý, çocukluk ve gençlik günlerini geçirdikleri, birbirlerini tanýdýklarý, düðünlerini yaptýklarý mahallelerine gittim. Ne yazýk ki ne annemin ne de babamýn doðduðu evi bulabildim. Mahallenin yarýsý üzerine silgi çekilmiþ gibi. Belediye, annemin doðduðu ev de dahil mahallenin bir bölümünü yýkýp yerine araba parký yapmýþtý. Babamýn evi ise bir toprak parçasý olarak kalmýþtý. Çocukluðumu yaþadýðým bu mahallede eskiyi hatýrlatan çok az iþaret, iz bulabildim. Mahallenin camisi ve karþýsýndaki çeþmeye dokunmamýþlar, onlar duruyor. Annemlerin evinin bir tek duvarý ayakta kalmýþtý. Bu ev daha önce oldukça kalabalýkmýþ. Dedem, anneannem,annem, üç dayým, üç teyzem, iki yengem bu üç odalý bir sekili(salon)taþ binaya sýðmýþ ve huzur içinde yaþamýþlardý. Evden arta kalan kirli,hisli, üzeri çocuklar tarafýndan yazý,resimle kaplý duvara bakarken kafam baþka bir yerdeydi o anda. Hayalime çocukluðum gelmiþti. Dayýmýn çocuklarýyla damda bilye oynarken gördüm kendimi bir an. Biz bilye oynarken büyük yengem bir yandan sekinin altýndaki sahanlýkta, gri renkli teþtte çamaþýrlarý yýkýyor, bir yandan da “-Dikkatli olun yere düþersiz ! “diye bizi uyarýyordu. Daha sonra baþka sahneler canlandý kafamýn içinde. Mevsim kýþ.(-10) oC ‘de ellerimizde tahta küreklerle, damda biriken karlarý dayýmýn oðullarýyla kürüyorduk. Bir buçuk metreyi bulmuþ karý kan ter içinde sokaða atýyorduk. Dayýmýn küçük oðlu canlandý kafamda birden. Avazý çýktýðý kadar baðýrýyordu. Sekide korkuluðun üzerine çýkmýþ oyun oynarken aþaðýya, kafasýný üzerine düþmüþtü. Kafasý adeta ikiye ayrýlmýþtý küçücük çocuðun. Annem yeðeninin kafasýna tam otuz iki dikiþ atýldýðýný söylemiþti o zamanlar. On,on bir kiþiye yuva olan bu evde on dört on beþ sene kadar önce sadece iki kiþi kalmýþtý. Anneannem ve teyzem. Yýllarca anne kýz hayatýn güçlüklerine, sýkýntýlarýna karþý birlikte mücadele ettiler. Yeri geldi üþüdüler, yeri geldi damlarý aktý, yeri geldi farelerin tacizine uðradýlar. Anneannemin de ölmesiyle teyzem bu eski evde tek kalmýþtý artýk. Bazen dayýmýn oðlu yatýya kalýyor, bazen de teyzem bize veya küçük teyzemin evine geliyordu. Teyzemin evde olmadýðý zamanlarda hýrsýzlar evi mesken tutuyor, her tarafý birbirine katýyorlardý. Genelde deðerli bir þey bulamýyorlar, evin ortasýna pisleyerek terk ediyorlardý. Teyzem annesinden kendisine kalan fazla pahalý olmayan takýlarý ve kendi bir iki mücevherini evin çok gizli bir yerinde saklýyordu. Bunun yerini de kendinden baþka bir annem bir de diðer teyzelerim biliyordu. Teyzemin evinden ayrýlmalarý çok uzun sürmüyordu. Kendini baþkasýnýn evinde rahat hissetmiyor,”-Benim yerim kendi evim “ diyerek yine eski ama kendisi için çok deðerli olan yuvasýna koþuyordu. Ben iþim gereði ancak hafta sonlarý teyzemi görüyordum.(Hafta içi Erzurum’a yakýn komþu bir ilde çalýþýyordum).Mahalleye girerken bazen yabancý gözlerce izlendiðimi görürdüm. Teyzeme:”- Teyze, yabancý yüzler gördüm, mahalleye yeni taþýnanlar mý oldu ?” dediðimde; “-Hiç bahsetme onlardan, onlar kötü kadýn, mahalle bozuldu yavrum” diyor, yüzü hüzünle kaplanýyordu yaþlý kadýnýn. Teyzemin en çekindiði þey akþamlarý tuvalete gitmekti. Çünkü tuvalet evin dýþýnda, avludaydý. Bir kaç kere evine giren hýrsýzlardan korkuyordu. Buna da bir çare bulmuþtu. Tuvaletini büyük bir lazýmlýða yapýyor, sabah olunca onu tuvalete döküyordu. Teyzemi rahatsýz eden bir diðer konu da abdest almaktý. Yaþlý, aðrýlý bacaklarýný yüksek evyeye taþýmak, ayak parmaklarýný kýþýn buz gibi soðuk suyla yýkamak bayaðý zor geliyordu artýk. Teyzemin bu çektiði sýkýntýlar beni de üzüyordu. Keþke imkaným olsa da onu kaloriferli bir eve yerleþtirsem, rahat ettirsem diye düþünüyordum. Ýkinci bir annemdi sanki benim. Abimi, beni ,iki kýz kardeþimi annemle beraber o beslemiþ, giydirmiþ, yýkamýþ,büyütmüþtü. Teyzem, evini amansýz hastalýðýnýn (kanser) ilerlemesiyle terk etmiþ, en küçük teyzemin evine yerleþmiþti. Hastalýðýn verdiði acýlar raðmen evini düþünüyor, acaba yine eve hýrsýz girmiþ midir diye merek ediyordu. Kendisini ziyarete gittiðimde, evin anahtarýný verir: “-Erhan evi bi kolaçan etsen, hýrsýz mýrsýz girmiþ mi, bi baksan!” derdi. Ben de eve gider, içeriyi kontrol eder, çiçeklerini sular, dönerdim. Teyzem amansýz hastalýða bir yýl kadar dayanabildi. Küçük teyzem, teyzemin son nefesini verdiði an tebessüm ederek kendisine baktýðýný, gülümseyerek bu dünyadan ayrýldýðýný söyledi. Hayatý sýkýntýlarla geçmiþti ama yüzünden gülücük hiçbir zaman eksik olmamýþ, neþesini kaybetmemiþti. Teyzemin mezarý da kader arkadaþý, çile yoldaþý annesine yakýndý. Arada daha önce vefat eden en büyük dayýmýn mezarý vardý. Anneannemin yanýnda da dedem yatýyordu. Hepsini de amansýz hastalýk aramýzdan ayýrmýþtý. Ailenin alýn yazýsý deðiþmeyecek, altý yýl sonra annem de ayný amansýz hastalýktan aramýzdan ayrýlacaktý. Dedeciðim, nineciðim, dayýcýðým, teyzeciðim ve anacýðým hepinizi çok seviyorum. Makamýnýz cennet olsun.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © erhan bayraktutan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |