2006 yýlýnýn 30 temmuz günü en büyük teyzemi kaybettim. Ertesi günü içinde annemin de bulunduðu mezarlýða defnedip döndük. Elli metre ya var ya yok annemle aralarý. Birbirlerini çok seven ,birbirlerine çok yakýn kardeþlerin son mekanlarý da birbirine yakýn. Ortak bir benzerlik ikisinin de yanlarýnda kayýnvaldelerinin mezarlarý. Annem babaannemi severdi, sayardý. Ayný þekilde teyzem de kendi kayýnvaldesini. Kendisine daima hakim olan, duygularýný daima gizleyen, otoriter, sert tabiatlý eniþtemin gözyaþlarý teyzemin son yolculuðunda azar azar, damla damla akmaya baþladý. Kendisini sýkmaya çalýþsa da gözyaþlarýnýn akmasýna engel olamadý. Kolay deðil altmýþ seneye yakýn bir birliktelik, paylaþým, kader birliði.
Eniþtem eve döndükten sonra aile albümlerini gösterdi bana. Bir resim ilgimi çekti. Teyzem ve annem beraberler. Ýkisinin de gözlerinde güneþ gözlüðü var, ikisi de pantolon giymiþ ve çok þýklar. Teyzemin boynundaki fular dikkat çekiyor. Genç kýzlýklarýndan kalma siyah beyaz bir fotoðraf. O zamanýn giyim tarzýný yansýtmayan modern bir görüntü. Muhafazakar bir aile ortamý içinde kendini yetiþtirmek isteyen, kabuklarýný kýrmaya çalýþan iki genç kýz. Ýdeallerine, hedeflerine belki de ulaþamadýlar fakat her ikisi de iyi bir eþ, iyi bir anne oldular. Ýkinizi de çok seviyorum, anneciðim, teyzeciðim. Umarým tekrar buluþur güzel sohbetlere devam ederiz.