Bugün birisinin yanýna hayýrlý olsuna gittim. Kendisi bir bakkal iþletiyordu. Dükkandan içeri girdiðimde beni soðuk bir edayla karþýladý. Zoraki konuþmalarýn ardýndan ben bir koltuða oturdum. Onun için oraya gitmiþtim ve çok yorgundum. Oturduðum yerden kalkmamý isteyip beni hýyarlarýn olduðu bir yerde oturtmak istedi. Ayakta kalakaldým. Sonra bir hýyarla ayný yerde olamayacaðýmý düþünerek oradan ayrýldým. Giderken kusura bakma burasý bakkal seninle ilgilenemedim dedi. Dedim ki senin gençliðini de bilirim canýný sýkma. Oradan uzaklaþýrken kendimi çok kötü hissettim.
Sonra bir arkadaþýn yanýna gittim. Bana çay içer misin dedi. Olur dedim. Bir masada oturuyordum. O arkadaþ ise iþletmenin sahibi olduðu için saðýyla soluyla ilgileniyordu. Az bekle yanýna geleceðim dedi. Beklerken oturduðum masaya bir bayan gelip oturdu. Lahmacun söyledi. Sipariþi gelince lahmacunu ikiye böldü. Yer misin dedi. Çok þaþýrdým. Þaþkýnlýðýmý söyleyip artýk bu gibi davranýþlarý kediden köpekten bekler olduk dedim. Ýnsanlýðýn artýk kalmadýðýný söyleyerek teþekkürümü ilettim. Ardýndan eve geldim. Kýzým benden kuruyemiþ ve meyve suyu istedi. Gidip mahalle bakkalýndan aldým. Sonra beraber yerken konu nereden açýldý bilmiyorum kýzým, baba beni birkaç yýl önce odaya kapatmýþtýn, niçin öyle yapmýþtýn ki dedi. Kýzým dedim hatýrlýyor musun, þu þu yanlýþý yapmýþtýn. Çocuk doktorlarý oðlunuz ya da kýzýnýz suç iþlerse onlarý beþ dakikalýðýna odasýna kapatýn diyorlar dedim. Baba beni yine odaya kapatacak mýsýn dedi. Niçin kapatayým ki dedim. Ama çocuk doktorlarý öyle söylüyor dedi. Ah kýzým hapishanelere kapatýlanlarý bir bilsen demek ne çok üzülürsün diye içimden geçirdim. Kýzým her þeyin bir karþýlýðý olmalý deðil mi, insanlar yaptýklarý kötülüklerle kalmamalý dedim. Yüreðim bunca yoðunluðu taþýyamadý, kafamý daðýtmak istedim. O an yazmak geldi içimden. Ve bu cümleler döküldü yüreðimden. Sonra düþündüm bunlarý yazýyorum ve insanlar okuyor. Ve söylendim kendi kendime: Hýyarla denk tutulan bir insanýn yazýlarýný kim niçin okurdu ki? Ya da bir bayanýn lahmacunun yarýsýný paylaþmak istediði bir adamda ne bulurdu ki? Çünkü o bayan hýyar gibi kendini hisseden bu adama insan olduðunu hissettirmiþti. Yani bu kadar gel git yaþayan bir adamdan- kendini sebze olarak hissederken bir anda adama dönüþenden- ne umardý ki? Kýzýnýn sorularý karþýsýnda çocuk doktorlarýna sýðýnan, aciz ve zavallý bir babadan ne gibi bir yardým beklerdi ki? Bilirsiniz kan abdest bozar. Bu kadar yüreði kanlý bir insan olarak camilerden yüz çevirmedim. Ýçeri girip yaralarýma dualarýmý sardým. Allah’tan yardým diledim. Acaba yazýlarýmý okuyanlar mýydý yaralarýma rahmet olan. Yoksa Allah beni insanlarýn beyninden mi süzüyordu. Beni insanlýk süzgecinden geçire geçire mi makamýna kabul ediyordu. Öyleyse Allah insanlarýn yüreðinde ve beynindeydi. Ýnsan bir baþkasýnýn düþüncesiyle ve duygusuyla yaradanýna demek ki ulaþabilirdi. Bu demek deðil ki baþkasýnýn aklýyla hareket edelim. Bu demek deðil ki aman ne düþünürler ne derler korkusuyla hep yaþayalým. Sadece herkesin bir düþünce kapasitesi vardýr. Herkes düþünce kapasitesi ölçüsünde bir baþkasýna yardým eder ve ya bir baþkasýný düþünür. Düþünce kapasitesini arttýrmak, insanlar hakkýnda iyi düþünmektir. Allah da bu beyinlerde bulunur. Yani Allah bir ada, iyi düþünce bir insan, hakkýnda iyi düþünülen kiþi bir kayýk ise, adaya ulaþmak, beynimizde insanlar hakkýnda ne kadar iyi düþünceler beslememizle orantýlýdýr. Bu hem kiþiyi hem de hakkýnda iyi düþünceler beslenilen insaný Allah’a ulaþtýrýr. Ey beyinler benim hakkýmda iyi þeyler düþünün ki düþünce kapasiteniz artsýn. Ben de kendimi hýyar olarak deðil insan olarak düþüneyim. Ey insanlar sizin düþünce ufkunuzla Allah’a ulaþayým.