..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüðüm þeyi Montaigne'de deðil, kendimde buluyorum. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Söyleþi > Ömer Faruk Hüsmüllü




31 Ocak 2010
Atatürk'ün Söz ve Demeçleri (Konularýna Göre Düzenlenmiþ)  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Atatürkümüzün sözlerini bilmeye her zamankinden daha çok ihtiyacýmýzýn olduðu günleri yaþýyoruz.Lütfen kopyalayýp tanýdýklarýmýza iletelim.


:CCID:
ATAMIZIN SÖZ VE DEMEÇLERÝ Ý

ADALET- ADLÝYE-ADLÝYE POLÝTÝKASI
•     Adalet gücü baðýmsýz olmayan bir ulusun devlet halinde varlýðý kabul edilemez. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.58)
•     En yeni kanunlarla donanmýþ olan adliyemizin basireti ve adaleti uygulamak için gösterdiði dikkat ulusun huzur ve düzenini korumaða yeterli ve gücü yeter. (1929, TBMM)
•     Adliyemizin emin olduðumuz yüksek gücü sayesindedir ki, Cumhuriyet, kaçýnýlmaz geliþimi izleyebilecek ve türlü þekil ve türdeki saldýrýsýna karþý vatandaþýn hukukunu ve ülkenin düzenini koruyabilecektir. (1930, TBMM)
•     Adliye politikamýzda izlenecek gaye, önce halký yormaksýzýn hýzla, yerinde, güvenle adaleti daðýtmaktýr. Ýkinci olarak toplumumuzun bütün dünya ile temasý doðal ve zorunludur; bunun için adaletimizin düzeyini bütün uygar toplumlarýn derecesinde bulundurmak zorundayýz. Bu özellikleri saðlamak için mevcut yasa ve usullerimizi bu bakýþ açýlarýna göre yenilemekteyiz ve yenileyeceðiz. (1922, TBMM.)
•     Zamanýn deðiþmesiyle kararlarýn deðiþmesi yadsýnamaz, kuralý adlî politikamýzýn temelidir. (1922)

AHLAK-ULUSAL AHLAK

•     Korkutma esasýna dayanan davranýþ kurallarý (etik), bir erdem olmadýktan baþka güvene de uygun deðildir. (1924, Muallimler Birliði Kongresi Üyelerine)
•     Hiçbir ulus yoktur ki etik esaslarýna dayanmadan yükselebilsin. (24.12.1919, Kýrþehir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 4)
•     Etik kutsaldýr; çünkü ayný kýymette eþi yoktur ve baþka hiç bir çeþit kýymetle ölçülemez. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, s.218)
•     Ulusal davranýþ kurallarý (etik), ulusal esaslarla ve özgür düþüncelerle beslenmeli ve destek olunmalýdýr. (25.08.1924, Muallimler Birliði Kongresi Üyelerine)
AÝLE YAÞAMI

•     Uygarlýðýn esasý, geliþme ve gücün temeli aile yaþamýdýr. Bu yaþamda kötülük, kesinlikle sosyal, ekonomik, politik güçsüzlüðe neden olur. Aileyi oluþturan kadýn ve erkek unsurlarýn doðal haklarýna sahip olmalarý, aile görevlerini baþaracak güçte olmalarý gereklidir. (30. 08. 1924, Dumlupýnar)
•     Efendiler, sosyal yaþamýn kökeni, aile yaþamýdýr. Aile, açýklamaya gerek yoktur ki, kadýn ve erkekten oluþur. (28. 08. 1925, Ýnebolu)
•     Uygarlýðýn, ilerlemenin ve güçlülüðün temeli, aile yaþamýdýr. (1924, Dumlupýnar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 187)
ALLAH-TANRI

•     Tanrý birdir, büyüktür. 1922, T.B.M.M.
•     Biliriz ki, Tanrý dünya üzerinde yarattýðý bu kadar iyilikleri, bu kadar güzellikleri insanlar yararlansýn, varlýk içinde yaþasýnlar diye yaratmýþtýr. Ve en fazla derecede yararlanabilmek için de, bugün evrenden esirgediði algýlamayý, aklý insanlara vermiþtir. (17. 02. 1923, Ýzmir Ýktisat Kongresini Açýþ Söylevi)

ANAYASA

•     Anayasa, ulusun bütün arzularýný ve meclisin içeriðini ve gerçek þeklini gösterir bir yasadýr. (21. 02. 1921, T.B.M.M.)
•     Anayasa da, Osmanlý Ýmparatorluðunun, Osmanlý Devletinin öldüðünü algý ve deyiþ ve onun yerine yeni Türkiye Devleti’nin geçtiðini duyuran ve bu devletin yaþamýnýn da kayýtsýz koþulsuz egemenliðin ulusun elinde kalmasýyla mümkün olduðunu anlatan bir yasadýr. (17. 02. 1923, Ýzmir Ýktisat Kongresi Açýþ Söylevi.)
•     Anayasanýn asýl ruhu ise kitaplara geçmesinden evvel ulusun dimaðýnda ve vicdanýnda toplanmýþ olmasýyla ve ancak bunun anlatýmý olmak üzere kurduðu meclise verdiði gerçek görev ile yýllardan beri kararlarýný eylemsel uyguluyor olmasýyla ve en sonunda yasa þeklinde dünyanýn gözleri önüne konmasýyla gerçekleþmiþtir. (16. 01. 1923, Ýstanbul Gazetesi Temsilcilerine.)

ANNE-ANA-ATA

•     Büyük baþarýlar, deðerli analarýn yetiþtirdikleri seçkin çocuklarýn yardýmýyla meydana gelir. 1923.
•     Kadýnýn en büyük vazifesi analýktýr. Ýlk terbiye verilen yer ana kucaðý olduðu düþünülürse bu görevin önemi gerektiði gibi anlaþýlýr. 31. 01. 1923, Ýzmir’de Halk ile Konuþma
•     Analarýn, bugünkü çocuklarýna vereceði eðitim, eski devirlerdeki gibi basit deðildir. Bugünün analarý için, gerekli özellikleri taþýyan çocuk yetiþtirmek, çocuklarýný bugünkü yaþam için aktif bir organ haline koymak, pek çok yüksek özellikler taþýmalarýna baðlýdýr. Eðer kadýnlarýmýz gerçekten ulusun anasý olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden daha çok aydýn, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar.
•     Kadýnýn en büyük görevi analýktýr. Ýlk eðitim verilen yerin ana kucaðý olduðu düþünülürse bu görevin önemi daha iyi anlaþýlýr. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 89)
•     Büyük atalarýmýz ve onlarýn analarý tarihin yaþanmýþlýðýyla sabittir ki cidden büyük erdemler göstermiþlerdir. Burada birçok noktadan sayabileceðimiz o faziletlerin en büyüðü ve en önemlisi kýymetli evlatlar yetiþtirmeleriydi. (AKDTYK.Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.155-156)
•     Asýl uðraþmaya zorunlu olduðumuz þey, analarýmýzýn ve atalarýmýzýn olduklarý gibi yüksek kültürde ve yüksek onurda dünya birinciliðini tutmaktýr. (AKDTYK, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt III, s.133)
ASKER–ASKERLÝK-TÜRK ORDUSU

•     Ben askerliðin her þeyden çok sanatçýlýðýný severim. (1912)
•     Kahraman Türk askeri Anadolu savaþlarýnýn manasýný anlamýþ, yeni bir ülkü ile savaþmýþtýr. (1921)
•     Hiçbir zaman saldýrgan olmayý düþünmemiþ olan ve fakat daima haksýz saldýrýya uðrayacaðýný hesap eden bir ulusun ordusu olarak, ordumuz uzun bir seferden sonra hemen diðer bir sefere baþlayacakmýþ gibi maddi ve manevi yönden hazýr bulunmalýdýr. (1924, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C. I, s. 351)
•     Ülkemiz þu iki þeyin ülkesidir: Biri çiftçi diðeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve asker yetiþtiren bir ulusuz. Ýyi çiftçi yetiþtirdik, çünkü topraklarýmýz çoktur. Ýyi asker yetiþtirdik, çünkü o topraklarý isteyen düþmanlar çoktur...bundan sonra da daha iyi çiftçi ve asker olacaðýz. Ancak bundan sonra asker oluþumuz artýk eskisi gibi baþkalarýnýn hýrsý, þaný, þöhreti ve keyfi için deðil; yalnýz ve yalnýz bu aziz topraklarýmýzý korumak içindir. (1923,Tarsus)Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C.II, s. 135
•     Türkiye Cumhuriyeti sadece iki þeye güvenir: Biri ulus kararý, diðeri en elim ve güç koþullar içinde dünyanýn övgüsüne hakkýyla yaraþma niteliðini kazanan ordumuzun kahramanlýðý. bu iki þeye güvenir.
•     Ülkenin genel yaþamýnda, orduyu politikanýn dýþýnda tutmak ilkesi, Cumhuriyetin sürekli dikkat ettiði önemli bir noktadýr. Þimdiye kadar takip edilen bu yolda; Cumhuriyet ordularý vatanýn güvenilir ve saðlam koruyucusu olarak saygýnlýðýný korumuþtur. (1924, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 348)
•     Ordumuz yaþam ve onur savaþýmýnda ulusun amaçlarýnýn tek dayanak noktasýdýr. (1920, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 16)
•     Cumhuriyet Ordularý; Cumhuriyeti ve kutsal topraklarýný güvenle koruma ve savunma gücündedir ve hazýrdýr. (1925, Ýzmir)-Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C. II, s. 240)
•     Askeri eylemler, siyasi eylemlerin ümitsiz olduðu noktada baþlar. Ümidin güvenli bir surette geri dönüþü, ordularýn hareketinden daha hýzlý hedeflere ulaþmayý temin edebilir. (1922, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. III, s. 61- 62
•     Ben size saldýrý emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman süresinde yerimize baþka kuvvetler gelir baþka komutanlar egemen olabilir. (1915, Anafartalar) (Atatürk, Anafartalar Muharebatýna Ait Tarihçe, Derleyen:Uluð ÝÐDEMÝR, s., XV-XVII)
•     Ordumuz, Türk birliðinin, Türk kudret ve yeteneðinin, Türk vatanseverliðinin çelikleþmiþ bir ifadesidir.
•     Ordumuz; Türk topraklarýnýn ve Türkiye ülküsünü gerçekleþtirmek için sarf etmekte olduðumuz sistemli çalýþmalarýn yenilmesi olanaksýz güvencesidir.
•     Büyük ulusal disiplin okulu olan Ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaþlarýmýzda bize ayný zamanda en gerekli elemanlarý da yetiþtiren büyük bir okul haline getirilmesine ayrýca özen ve dikkat edileceðine, þüphem yoktur. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 420)
•     ...benim için ordumuzun deðerini ifade de tek karþýlaþtýrma þudur: Türk ordusunun bir birliði, dengini mutlaka yener, iki katýný durdurur. Þimdilik bundan fazlasýný istemiyorum. Çünkü fazlasýný ulusumuzun yaratýlýþtan sahip olduðu cengaverlik zaten saðlamaktadýr. Fakat bu deðeri mutlaka korumak lazýmdýr. Bunu, askeri bir esas, bir kural olarak göz önünde tutmalýdýr... Bu deðer korundukça, örgütümüzü, eðitim ve öðretimimizi bu hedef ve amaca yönelttikçe, Türkiye’nin her türlü saldýrýdan, taarruzdan korunmuþ olacaðýna ve korunacaðýna kimsenin þüphesi kalmaz.

AÞAR VERGÝSÝ

•     Ülkenin baþýnda ortaçaðýn en insafsýz belâsý olarak hâlâ musallat duran aþarýn kaldýrýlmasýný yüce meclise önerebilecek bir ekonomik düzeye Cumhuriyet idaresinin bir senede ulaþmýþ olmasý, cidden memnuniyet vericidir. 01. 11. 1924, T.B.M.M. Açýlýþý.
•     Köylümüz ve tarýmýmýz üzerindeki aþar kâbusunun ortadan kaldýrýlmasý ile meydana gelen rahatlýk, ulusun daha çok üretmek, daha rahat olmak için çalýþmak arzularýný teþekkür edilecek bir derecede arttýrmýþtýr. 01. 11. 1925, T.B.M.M. Açýlýþý.

AÞILAMA

•     Yayýlan ve bulaþýcý hastalýklara karþý insanlarý koruma konusunda hizmetleri görülen aþýlarý hazýrlamakla meþgul Hýfzýsýhha (saðlýkla ilgili) kurumlarýmýz tam bir baþarýyla çalýþmasýna devam ve savaþýma yararlý görevler gerçekleþtirmektedir. 1921 yýlý içerisinde üç milyon kiþilik çiçek aþýsý yapabilen Sivas müessesesi geçen sene içinde beþ milyon kiþilik çiçek aþýsý, beþ yüz otuz yedi kilogram kolera, dört yüz yedi kilogram tifo aþýlarý üretmiþ ve bunlar halka yeter derecede uygulanmýþtýr. 01.03.1923, T.B.M.M Açýlýþý.

AYDINLARIMIZ

•     Aydýn sýnýfý ile halkýn anlayýþ ve hedefi arasýnda doðal bir uygunluk olmasý lazýmdýr. Yani aydýn sýnýfýn halka telkin edeceði düþünceler, halkýn ruh ve vicdanýndan alýnmýþ olmalýdýr. (20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuþma)
•     Aydýnlarýmýz, “ulusumu en mutlu yapayým” der. “Baþka uluslar nasýl olmuþsa onu da aynen öyle yapalým” der. Ama düþünmeliyiz ki, böyle bir teori hiç bir devirde baþarýlý olmuþ deðildir. Bir ulus için mutluluk olan bir þey, diðer bir ulus için yýkým olabilir. Ayný neden ve koþullar birini mutlu ettiði halde, diðerlerini mutsuz edebilir. Onun için ulusa gideceði yolu gösterirken dünyanýn her türlü biliminden, buluþlarýndan, geliþmelerinden yararlanalým, ama unutmayalým ki, asýl temeli, kendi içimizden çýkarmak zorundayýz. 20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuþma.
•     Aydýnlarýmýz içinde çok iyi düþünenler vardýr. Fakat genellikle þu yanlýþýmýz vardýr ki, araþtýrma ve çalýþmamýza zemin olarak çok zaman kendi ülkemizi, kendi tarihimizi, kendi geleneklerimizi, kendi özelliklerimizi ve gereksinimlerimizi almalýyýz. Aydýnlarýmýz belki bütün dünyayý, bütün diðer uluslarý tanýr, ama kendimizi bilmeyiz. ( 20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuþma)

BAÐIMSIZLIK, TAM BAÐIMSIZLIK, EKONOMÝK BAÐIMSIZLIK-ULUSAL BAÐIMSIZLIK

•     Tam baðýmsýzlýk, ancak ekonomik baðýmsýzlýkla mümkündür. (1922)
•     Biz baðýmsýzlýk istiyoruz dediðimiz zaman, tam baðýmsýzlýk istediðimizi herkesin anlamasý gerekir. (1923)
•     Bu günkü çabamýzýn amacý, tam baðýmsýzlýktýr. Baðýmsýzlýðýn tamamý ise ancak ekonomik baðýmsýzlýk ile mümkündür. Bir devletin maliyesi baðýmsýz olmayýnca, o devletin bütün yaþamsal kuruluþlarýnda baðýmsýzlýk felç olmuþtur. Çünkü devletin her organý, ancak parasal (mali) kuvvet ile yaþar. Mart 1922 TBMM.
•     Özgürlük ve baðýmsýzlýk benim karakterimdir.
•     Ben yapabilmek için mutlaka özgür bir ulusun çocuðu kalmalýyým. O halde, ya özgürlük ya ölüm!
•     Ne kadar zengin ve geliþmiþ olursa olsun, baðýmsýzlýktan yoksun bir ulus, uygar insanlýk karþýsýnda uþak olmak katýndan yüksek bir iþleme uygun sayýlamaz.
•     Türkiye halký asýrlardan beri hür ve baðýmsýz yaþamýþ ve baðýmsýzlýðý hayatýn þartý kabul etmiþ bir ulusun kahraman çocuklarýdýr. Bu ulus baðýmlý yaþamamýþtýr, yaþayamaz ve yaþamayacaktýr. ( 1922, Ýzmit) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 38) 18.02.1922 Claude Farrere ile Çay Ziyafetinde.
•     Tam baðýmsýzlýk ancak ekonomik baðýmsýzlýk ile mümkündür. (1922, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 243)
•     Bu millet, ekonomik baðýmsýzlýðýný elde ederse o kadar kuvvetli temel üzerinde yerleþmiþ ve ilerlemeye baþlamýþ olacaktýr ve artýk bunu yerinden kýmýldatmak mümkün olmayacaktýr. Ýþte düþmanlarýmýzýn, hakiki düþmanlarýmýzýn bir türlü rýza göstermedikleri budur. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 114)
•     Ulusumun baðýmsýzlýðý yolunda canýmý vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun(1923) (Mustafa Kemal’den Atatürk’e, Kültür Bakanlýðý Yayýný Cilt I, s. 158)
•     Temel ilke, Türk ulusunun haysiyetli ve onurlu bir ulus olarak yaþamasýdýr. Bu ilke, ancak tam baðýmsýzlýða sahip olmakla gerçekleþtirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, baðýmsýzlýktan yoksun bir ulus, uygar insanlýk dünyasý karþýsýnda uþak olmak katýndan yüksek bir iþleme yaraþmaz...
BAKIR MADENÝ

•     Artvin civarýnda bakýr madenlerinden birinin iþletmeye baþlamasýndan memnun olduk. Ergani bakýr madeninin iþletmeye baþlatmasýný, ülke için önemli bir yarar olarak görüyoruz. 1936, TBMM

BALKAN ANTLAÞMASI

•     Balkan Antlaþmasý, Balkan devletlerinin, birbirlerinin varlýklarýna özel saygý beslenilmesini göz önünde tutan mutlu bir belgedir. 01.11.1934, T.B.M.M.
•     Önemli bir olay da Balkan Paktý’dýr. Dört devlet; kendi güvenleri için ve Balkanlarýn, karýþma ve karýþtýrma konusu olmaktan çýkmasý için içten bir düþünceyle birbirlerine baðlanmýþlardýr. Balkanlý baðlaþýklarýmýzla gittikçe artan bir beraberlik ve dayanýþma politikasý güdüyoruz. 09.05.1935, C.H.P. Kurultayýný Açarken

BARIÞ

•     Türk Barýþ koþullarý, “Ulusal Yemin”in ilân edildiði gün olan 28 Ocak 1920 tarihinden beri bütün Dünyaca bilinmektedir. Bu þartlar þu suretle özetlenebilir: Türkiye’nin ulusal sýnýrlarý içinde politik ve ekonomik tam baðýmsýzlýðýnýn onayý Fransa ile imzalanan 20 Aralýk anlaþmasý, Türkiye’nin, baðýmsýzlýðýna saygý duyuldukça barýþsever ve uyuþmacý olduðunu belgeler. (11.01.1922, Entransigeant Muhabirine Demeç)
•     Ülkemizin haksýzca uðradýðý yýkýmlarý imar ve senelerden beri çeþit çeþit engeller altýnda baský uygulanan ekonomi yaþamýmýzýn yasal geliþimini saðlayan ve bilim ve düþünce içinde çalýþkan bir yaþama kavuþturmak barýþ þartlarýmýzdýr. (24.10.1922, United Press Muhabiri ile Demeç)
•     Büyük Millet Meclisi samimi olarak barýþ istiyor. Gerçekten barýþ istediðimizi herkes anlayabilir. Çünkü memleketimizi imar edebilmek için barýþa muhtacýz. 22.12.1922, Morning Post Muhabirine Demeç.
•     Barýþý kanla deðil, mürekkeple imza etmek istiyorduk. (23.01.1923, Morning Post Yazarý Grace Ellison’a Demeç)
•     Önce, barýþsever olduðumuz için barýþý arzu ediyoruz. Ýkinci olarak, devamlý savaþlar dolayýsýyla ülke barýþa, düzene ve imara çok gereksinim duyar. Fakat barýþ olmayacak olursa yine mücadeleye devam edecek ve mutlaka ülke için gerekli olan sonucu elde edeceðiz. (16.01.1923, Arifiye’de Konuþma.)
•     Gerçekte barýþ bizim için ne kadar faydalý ise, muhataplarýmýz için de o kadar faydalý ve lazýmdýr. Çünkü bundan sonra ülkemizin imar ve geliþmesi için çalýþmak istiyoruz. Onlarýn da bu gereði idrak etmemelerine olanak yoktur…(22.01.1923, Bursa Þark Sinemasýnda Halka Konuþma.)
•     Yurtta barýþ, dünyada barýþ için çalýþýyoruz. (1931, Ankara) (Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK. Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1991, s. 608)
BASIN-TÜRK BASINI-TÜRKÝYE BASINI

•     Basýn, ulusun ortak sesidir. Bir ulusu aydýnlatma ve uyarmada, bir ulusu muhtaç olduðu düþünsel gýdayý vermekte, özet olarak bir ulusun mutluluk hedefi olan ortak yönde yürümesini saðlamada baþlý baþýna bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir. (1922)
•     Türkiye basýný milletin gerçek ses ve iradesinin doðduðu yer olan cumhuriyetin etrafýnda çelikten bir kale oluþturacaktýr. Bir düþünce kalesi, düþünce yolu kalesi. Basýn görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkýdýr. (05.02.1924, Ýzmir’de Gazetecilerle)
•     Cumhuriyet devrinin kendi anlayýþ ve ahlâkýný taþýyan basýnýný yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiþtirir. Bir taraftan geçmiþ devir gazetelerinin ve adamlarýnýn düzeltilmesi mümkün olmayanlarý ulusun gözünde belirlenirken, öte taraftan Cumhuriyet basýnýnýn temiz ve feyizli sahasý geniþleyip yükselmektedir. Büyük ve soylu ulusumuzun yeni çalýþma ve uygarlýk yaþamýný kolaylaþtýrýp özendirecek iþte ancak bu anlayýþtaki basýn olacaktýr. 1.Kasým.1925.TBMM
•     Türkiye basýný, Cumhuriyetin etrafýnda çelikten bir kale vücuda getirecektir. Bir düþünce kalesi, zihniyet kalesi. Basýn mensuplarýndan bunu istemek, Cumhuriyetin hakkýdýr... (1924, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 171)
•     Basýn milletin ortak sesidir. (1922, TBMM.) (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 246)
BAÞARI

•     Milletimiz, tek bir vücut gibi gösterdiði birlik ve gayret sayesinde baþarýya ulaþmýþtýr. (Büyük Zafer Hakkýnda, 4 Ekim 1922)
•     Bilelim ki, kazandýðýmýz baþarý ulusun kuvvetlerini birleþtirmesinden ileri gelmiþtir. Ayný baþarýlarý ileride de kazanmak istiyorsak, ayný temele dayanalým ve ayný yolda yürüyelim. (1923)
•     Zafer «Zafer benimdir» diyebilenindir; baþarý «baþarýlý olacaðým» diye baþlayanýn ve «baþarýlý oldum» diyebilenindir. (Konya, 1925)
•     Baþarý, tüm ulusun azim ve inancýyla çabasýný birleþtirmesi sonucu kazanýlabilir. (1921, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C.II, Ankara,1997, s.80-81)
•     Dünya bir sýnav alanýdýr. Sýnavda baþarýlý olmadan iyiliksever davranýþlar beklemek boþunadýr. (ÂFET ÝNAN, A., Atatürk Hakkýnda Hatýralar ve Belgeler, Ýþ Bankasý Yayýnlarý, s.3)
BAÞKAN

•     Baþkan olan kimsenin ulusun ülküsüne göre yürümesi ve ulusun ruhiyatýna vakýf olduktan sonra, o ulusun isteðine göre yürümesi gerekir. 30. 11. 1929, Vossiche Zeitung Muhabirine Demeç.

BAÞKENT

•     Yeni Türkiye’nin baþkenti sorununa gelince bunun yanýtý kendiliðinden belli olur: Ankara Türkiye Cumhuriyetinin baþkentidir. 27.09.1923, Neue Freie Preese Muhabirine Demeç.

BATILILAÞMAK

•     Türklerin asýrlardan beri izlediði hareket, devamlý bir yönü korudu. Biz daima doðudan batýya doðru yürüdük. Eðer bu son yýllarda yolumuzu deðiþtirdikse, kabul etmelisiniz ki, bu bizim yanlýþýmýz deðildir. Bizi siz zorladýnýz. Bu deðiþiklik gelip geçici ve istemeksizin oldu. Takdir etmelisiniz ki, doðuda yerleþim seçimine zorlandýðýmýz için, ýrkýmýzýn beþiði ile ilgili olmasý nedeniyle, olabildiðince yakýn batýda bir yerleþim seçtik. Ama bedenimiz doðuda ise, düþüncelerimiz batýya doðru yönelik kalmýþtýr. (29.10.1923, Fransýz Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.)
•     Ülkemizi çaðdaþlaþtýrmak istiyoruz. Bütün çalýþmamýz Türkiye’de çaðdaþ, dolayýsýyla batýlý bir iktidar oluþturmaktýr. Uygarlýða girmeyi arzulayýp da, batýya yönelmemiþ ulus hangisidir? (29.10.1923, Fransýz Muhabiri Pernot’ya Demeç.)

BAYINDIR

•     Her Türk çiftçi ailesinin geçineceði ve çalýþacaðý topraða sahip olmasý mutlaka gereklidir. Vatanýn saðlam temeli ve bayýndýr hale getirilmesi bu esastadýr. TBMM, 01. 11. 1936

BAYRAK

•     Bayrak bir ulusun baðýmsýzlýk sembolüdür. Düþmanýn da olsa, saygý duymak gerekir. (1922)

BEDEN EÐÝTÝMÝ

•     Esas olan, bütün her yaþtaki Türkler için beden eðitimi saðlamaktýr Saðlam kafa saðlam vücutta bulunur sözünü atalarýmýz boþuna söylememiþlerdir. (1937)
•     Pozitif bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatlarý seven, düþünce eðitiminde olduðu kadar beden eðitiminde de yeteneði artmýþ ve yükselmiþ olan erdemli, kudretli bir kuþak yetiþtirmek ana politikamýzýn açýk dileðidir.
BÝLÝM VE FEN
•     Bilim ve fen nerede ise oradan alacaðýz ve her ulus kiþisinin kafasýna koyacaðýz. Bilim ve fen için kayýt ve þart yoktur. 27.10.1922, Bursa Öðretmenlerine.
•     Ülkemizin en ileri, en hoþ, en güzel yerlerini üç buçuk sene kirli ayaklarýyla çiðneyen düþmaný yenen baþarýnýn gizemi nerededir bilir misiniz? Ordularýn yönetiminde bilim ve fen esaslarýný yol gösterici almaktýr. Ulusumuzu yetiþtirmek için asýl olan okullarýmýzýn, üniversitelerimizin kuruluþunda ayný yolu izleyeceðiz. Evet ulusumuzun, siyasi, sosyal yaþamýnda, ulusumuzun düþünce. eðitiminde de yol göstericimiz bilim ve fen olacaktýr. 1922, Bursa Öðretmenlere.
•     Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandýðýmýz askeri baþarýlardan sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarýnda da baþarýlar kazanmaya devam edeceðiz. Bundan sonra pek önemli baþarýlara kavuþacaðýz. Ama bu süngü baþarýsý deðil, ekonomi, bilim ve kültür baþarýlarý olacaktýr. 25/26.01.1923, Alaþehir.
•     Dünyada her þey için, uygarlýk için, yaþam için, baþarý için, en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dýþýnda yol gösterici aramak aymazlýktýr, cahilliktir, kýlavuzluktur. 22.09.1924, Samsun Öðretmenlere.
•     Türk milletinin yürümekte olduðu ilerleme ve uygarlýk yolunda elinde ve kafasýnda tuttuðu meþale, pozitif bilimdir. 29.10.1933, Onuncu Yýl Nutku.
•     Dünya’da her þey için, medeniyet için, hayat için, baþarý için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. Ýlmin ve fennin dýþýnda yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, doðru yoldan sapmaktýr. Yalnýz; ilmin ve fennin yaþadýðýmýz her dakikadaki safhalarýnýn sonuçlarýný idrak etmek ve geliþmesini zamanýnda takip etmek þarttýr. Binlerce yýl önceki kurallarý, bugün aynen uygulamaya kalkýþmak elbette ilmin ve fennin içinde olmak deðildir. En önemli, en esaslý nokta eðitim meselesidir.
•     Düþünceler anlamsýz, mantýksýz, boþ sözlerle dolu olursa, o düþünceler hastalýklýdýr. Ayný þekilde sosyal hayat akýl ve mantýktan uzak, faydasýz, zararlý ve birtakým inançlar ve geleneklerle dolu olursa felce uðrar. Memleketi, ulusu kurtarmak isteyenler için, çalýþkanlýk, iyi niyet, özveri gerekli olan niteliklerdir. Fakat bir toplumdaki hastalýðý görmek, onu tedavi etmek, toplumsal yaþamý çaðýn gereklerine göre geliþtirmek için bu nitelikler yeterli gelmez; bu niteliklerin yanýnda bilim ve fen lazýmdýr.
•     Gözlerimizi kapayýp tek baþýmýza yaþadýðýmýzý düþünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alýp dünya ile olan baðlarýmýzý kopartamayýz. Aksine yükselmiþ, ilerlemiþ, çaðdaþ bir millet olarak medeniyet düzeyinin de üzerinde yaþayacaðýz. Bu hayat ancak bilim ve fen ile olur. Bilim ve fen nerede ise oradan alacaðýz ve her ulus ferdinin kafasýna koyacaðýz. Bilim ve fen için kayýt ve koþul yoktur.
BOÐAZLAR SORUNU

•     Tarihte birçok defa tartýþma ve tutku nedeni olmuþ olan Boðazlar, artýk tümüyle Türk egemenliði yönetiminde, yalnýz ticaret ve dostluk iliþkilerinin gerçekleþme yolu durumuna girmiþtir. Bundan böyle savaþan her hangi bir devletin savaþ gemilerinin, Boðazlardan geçmesi yasaktýr. 01.11.1936,T.B.M.M. Açýlýþý.

BOLÞEVIK

•     Biz onlarla bir dostluk anlaþmasý imzaladýk Propaganda ve kýþkýrtmalar yapamayacaklar, çünkü Sovyet örgütüyle bizim örgütümüz arasýnda esaslý farklýlýklar vardýr. (Aðustos 1921, AP’ e Demeç)
•     Türkiye’de Bolþeviklik olmayacaktýr. Çünkü Türk iktidarýnýn ilk gayesi, halka özgürlük ve mutluluk vermek, askerlerimize olduðu kadar, sivil halkýmýza da iyi bakmaktýr. (21.06.1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç)

BULAÞICI HASTALILIKLAR

•     Saðlýk konusundaki çalýþmalarýmýzýn mühim bir kýsmý bulaþýcý hastalýklarýn önlenmesine ve yayýlmasýnýn durdurulmasýna sarf edildi. Bu türlü hastalýklardan yalnýz çiçek ve lekeli humma bazý bölgelerde sýnýrlý bir þekilde yayýlma eðilimi göstermiþ ise de vaktiyle alýnmýþ olan ve devam edilen önleyici ve koruyucu tedbirlerle önlerine geçilmiþtir. 01. 03. 1923, TBMM.

BURSA

•     Efendiler: Bursa tarým ilidir, ticaret ilidir, sanat ilidir, saðlýk ilidir. Bursa, sahip olduðu doðal güzellikleriyle bolluk ve mutluluk ilidir. 11. 09. 1924 Bursa

CAMÝ

•     Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksýzýn yatýp kalkmak için yapýlmamýþtýr. Camiler uyma ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapýlmak lazým geldiðini düþünmek yani meþveret için yapýlmýþtýr. 07. 02. 1923, Balýkesir


CAHÝLLÝK-CEHALET

•     Ulusu kendi benliðine sahip yapmayan, ulusu asýrlarca kendi hakkýnda gafil bulunduran hep bu cehalettir. Hükümdarlarýn, þunun, bunun, ulusu köle gibi kullanmalarý, bütün vataný kendi özel mülkleri gibi düþünmeleri, hep ulusun bu bilgisizliðinden istifade edilmek sayesinde idi. Gerçek kurtuluþu istiyorsak, her þeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün süratimizle bu cehaleti ortadan kaldýrmaya zorunluyuz. (21. 03. 1923, Konya, Lise Öðretmen ve Öðrencileri ile Konuþma)
•     Biz kültürsüz dediðimiz zaman, mutlaka okulda okumamýþ olanlarý kastetmiyoruz. Kastettiðim bilim, gerçeði bilmektir. Yoksa okumuþ olanlardan en büyük kültürsüzler çýktýðý gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de gerçeði gören gerçek bilginler çýkar. 18. 03. 1923, Tarsus’ta Çiftçilerle.

CEZAEVLERÝ

•     Cezaevleri sorunu çok önemlidir. Durumlarýnýn iyileþtirilmesi için kiþisel özgürlüðü kaldýrýlan vatan çocuklarý ceza sürelerinin sonunda, topluma faydalý olacak bir üye olarak yetiþtirme vasýtalarýný temin için Ýçiþleri Bakanlýðý uzun uzadýya araþtýrma ve istatistikler yaptý. Mevcut hapishanelerden uygun olanlarýn bilimsel usullere uygun bir surette onarýmýna ve yeniden ceza evleri yapýmýna giriþmek için bir inþaat programý düzenlendi. 01. 03. 1923, TBMM.
•     Cezaevlerinin eðitim, iyileþtirme ve iþ esaslarýna göre düzeltilmesi yolundaki hayýrlý faaliyetlerin geniþletilmesi cemiyete; doðru yoldan saparak hürriyetini kaybetmiþ olan binlerce vatandaþý yararlý birer uzuv olarak kazandýrmaktadýr. 01. 11. 1938, T.B.M.M. Açýlýþý. Atatürk adýna Baþbakan Celâl Bayar Tarafýndan Okunan Söylev.

CUMHURÝYET

•     Yeni Türkiye Anayasasýnýn ilk maddelerini size tekrar edeceðim: Egemenlik kayýtsýz þartsýz ulusundur.
•     Yürütme kudreti, yasama yetkisi ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmýþtýr. Bu iki kelimeyi bir kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet. ( 27.09.1923, Neue Freie Preese Muhabirine Verdiði Demeç)
•     Cumhuriyet, fikir hürriyeti taraftarýdýr. Samimi ve yasal olmak þartý ile her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnýz muhaliflerimizin insaflý olmasý lazýmdýr. (04. 12. 1923, Tercüman-ý Hakikat Baþyazarýna Demeç)
•     Bütün dünya bilsin ki, benim için yandaþlýk vardýr; Cumhuriyet yandaþlýðý, düþünsel ve toplumsal devrim yandaþlýðý. Bu noktada yeni Türkiye topluluðunda, bir bireyi bunun dýþýnda düþünmek istemiyorum. (1924)
•     Cumhuriyet, ahlâki erdeme dayalý bir idaredir. Cumhuriyet erdemdir. Sultanlýk korku ve tehdide dayalý bir idaredir. Cumhuriyet erdemli ve namuslu insanlar yetiþtirir. Sultanlýk korkuya, tehdide dayalý olduðu için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiþtirir. Aralarýndaki fark bundan ibarettir. 14. 10. 1925, Ýzmir Kýz Öðretmen Okulunda Bir Konuþma.
•     Temeli büyük Tük milletinin ve onun kahraman evlatlardan meydana gelen büyük ordumuzun vicdanýnda akýl ve þuurunda kurulmuþ olan cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun izalesi ile helaldar olabileceði zehabýnda bulunanlar, çok zayýf dimaðlý mutsuzlardýr. (19.06.1926, Anadolu Ajansýna Demeç)
•     Demokrasi ilkesinin en çaðdaþ ve en akýlcý uygulamasýný saðlayan yönetim þekli Cumhuriyettir. (1930)
•     Cumhuriyet, yeni ve saðlam esaslarýyla, Türk Milletini emin ve saðlam istikbâl yoluna koyduðu kadar, asýl fikirlerde ve ruhlarda yarattýðý güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatýn müjdeleyicisi olmuþtur. (01. 11. 1936,TBMM Açýlýþý)
•     Türk milletinin yapýsýna ve ilkelerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt III, s.106)
•     Cumhuriyet yüksek ahlaki deðer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiþtirir. (1925, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 242)
•     Ey yükselen yeni nesil ! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz. (1924, Dumlupýnar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 179-188)
•     Cumhuriyet, yeni ve saðlam esaslarýyla, Türk milletini emin ve metin bir baðýmsýzlýk yoluna doðru koyduðu kadar, asýl fikirlerde ve ruhlarda yarattýðý güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatýn müjdecisi olmuþtur.
•     Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüþüne dayalý olduðu hiçbir zaman unutulmamalý ve bu gerçek gözden kaçmamalýdýr. Zira Türk halký teokratik yönetimden çok acý çekmiþtir. Geri kalýþýnýn nedenleri arasýnda bunun önemli bir yeri vardýr. (1930, Kýrklareli) (Utkan Kocatürk, Doðumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalý Atatürk Günlüðü, AKDTYK. Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1999, s. 437)
CUMHURÝYET HALK PARTÝSÝ

•     Halk Partisi, halkýmýza politik eðitim vermek için bir okul olacaktýr. 07. 02. 1923, Balýkesir
•     Halk Partisi, ülke ve ulus her türlü dayanaktan yoksun býrakýlarak yýkýma atýldýðý uðursuz kargaþada bütün ulusu kadrosu içine alarak kuvvet ve kudret yapan, dýþ düþmanlarýný kovan, iç düþmanlarýný yok eden, halka özgürlük ve egemenlik saðlayan kutsal bir dernektir.
•     Halk Partisi, hiçbir safsataya iltifat etmeyerek Türk Cumhuriyetini kuran devrimci bir ruhun bütün memleketlerde ortaya çýkmasý ve gerçekleþmesidir. Halk Fýrkasý Türkiye’yi medeni âleme sokan ve orada yükseltmeyi taahhüt eden azimkâr bir partidir.16. 09. 1924, Trabzon’da Halk Partililerle
•     Bugün ülke yönetimi sorumluluðunu taþýyan kurul, bence ülkü ve amaç itibariyle, bütün ulusu kapsayan ve unvaný Halk Partisi olan Cumhuriyet Partisidir. Bu Partinin esas ilkesi, ülke ve ulusun gerçek kurtuluþ ve mutluluðunu saðlamaya çalýþmaktýr ve amaca ulaþtýran yol bence budur ve kararlaþtýrýlmýþtýr. O da Cumhuriyeti destek ve saðlamlaþtýrma ile beraber düþünce ve sosyal devrimde ve uygarlýk ve aydýnlanma yolunda ulusun gayretli ve baþarýlý yürümesini saðlamaya yöneliktir. 20. 09. 1924, Samsun.
•     Baþkanlýðýný taþýmakla gurur duyduðum Cumhuriyet Halk Partisi, diðer ülkelerde olduðu gibi basit sokak politikasý yapan bir Parti deðildir. Saygýyla tekrar edeceðim ki Halk Partisi, Müdafa-yi Hukuk Cemiyeti gibi bütün milleti aydýnlatma ve bütün ulusa kýlavuzluk göreviyle sorumludur. Partimize basit politikacýlýk yükleyenler nankör insanlardýr. 10. 10. 1925, Akhisar.
•     Parti, ulusa eðiticilik yapacak, bilim, iktisat, siyaset ve güzel sanatlar gibi bütün kültür sahalarýnda vatandaþlarý yetiþtirmek için önderlik edecektir.1931, Aydýn Türk Ocaðý.
ÇALIÞMAK
•     Ýlk iþimiz ulusu çalýþkan yapmaktýr. (Ocak 1923, Gazetecilere Yaptýðý Konuþma.)
•     Hiçbir þeye ihtiyacýmýz yok, yalnýz bir þeye ihtiyacýmýz vardýr: çalýþkan olmak. Sosyal hastalýklarýmýzý araþtýrýrsak asýl olarak bundan baþka, bundan mühim bir hastalýk keþfedemeyiz. O halde ilk iþimiz bu hastalýðý esaslý surette tedavi etmektir. Milleti çalýþkan yapmaktýr. Servet ve onun doðal sonucu olan refah ve saadet yalnýz ve ancak çalýþkan insanlarýn hakkýdýr. 16. 01. 1923 , Ýstanbul Gazetecilerine.
•     Çalýþmak vakti gelmiþ, artýk çalýþmak gerek. Özellikle gençler çalýþmalýdýr. (11. 04. 1923, Vatan Muhabirine Verilen Demeç.)
•     Çalýþmak demek, boþuna yorulmak, terlemek deðildir. Zamanýn gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluþlardan azamî derecede istifade etmek zorunludur. (1923)
•     Gece gündüz zaten çalýþýyorsunuz; çalýþýnýz, gerçeði bütün Dünyaya tanýtalým. (Daday,1925)
•     Kendiniz için deðil ulus için elbirliðiyle çalýþýnýz. Çalýþmalarýn en yükseði budur.(1935)
•     Ulusumuz her güçlük ve zorluk karþýsýnda, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Ulusunun bu yoldaki hýzýný, her vasýtayla artýrmaya çalýþmak, bizim hepimizin en kutlu görevimizdir.
•     Yaþamak demek, çalýþmak demektir. Bir toplumun bir bölümü çalýþýrken diðer bölümü oturursa, o toplum felce uðrar. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 89)
•     Denilebilir ki hiçbir þeye muhtaç deðiliz, yalnýz tek bir þeye çok ihtiyacýmýz vardýr; çalýþkan olmak. (1923, Ýzmit) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 63)
•     Geçen zamana oranla, daha çok çalýþacaðýz. Daha az zamanda daha büyük iþler baþaracaðýz. (1933, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 318)
•     ...Türkiye’nin adýna çalýþkanlar diyarý denilsin...En büyük makam, en büyük hak, çalýþanlarýn olacaktýr. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s.112)
•     Bütün insanlýðýn varlýðýný kendi þahýslarýnda gören adamlar mutsuzdurlar. Besbelli ki o adam kiþi sýfatýyla mahvolacaktýr. Herhangi bir þahsýn, yaþadýkça memnun ve mutlu olmasý için gereken þey, kendisi için deðil, kendisinden sonra gelecekler için çalýþmaktýr. Makul bir adam, ancak bu þekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin þerefi, varlýðý, mutluluðu için çalýþmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken, “Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalýþtýðýmý fark edecekler mi?“ diye bile düþünmemelidir.
ÇÝFTÇÝ
•     Arkadaþlar, dünyada zaferlerin iki vasýtasý vardýr. Biri kýlýç, diðeri sapan.Hakiki zafer kýlýçla deðil, sapanla yapýlandýr. Milletleri vatanlarýnda yerleþtirmenin, millete istikrar vermenin aracý sapandýr, sapan, kýlýç gibi deðildir. O kullanýldýkça kuvvetlenir… Türk çiftçisi bir eliyle kýlýcýný kullanýrken, diðer elindeki sapaný topraktan ayrýlmadý. Eðer milletimizin çoðunluðu çiftçi olmasaydý, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktýk. (16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuþma.)
•     Çiftçi ve çoban bu millet için temel unsurdur. Gerçi, diðer unsurlar bu temel unsur için lâzým ve faydalýdýr. Fakat hiçbir kuruntuya kapýlmadan bilmeliyiz ki o temel unsur olmazsa diðer unsurlar da yoktur. (16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuþma.)
•     Memleketimiz þu iki þeyin memleketidir : biri çiftçi, diðeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiþtiren bir milletiz. Ýyi çiftçi yetiþtirdik : çünkü topraklarýmýz çoktur, iyi asker yetiþtirdik : Çünkü o topraklara kasteden düþmanlar fazladýr. O topraklarý sürenler, o topraklarý koruyanlar hep sizlersiniz. (18. 03. 1923, Tarsus’ta Çiftçilerle Konuþma)
•     Memleketimizde yapýlmasý lâzým devletin, esas konusu çiftçiliktir. Tüketici yaþamak iyi deðildir, üretici olalým ! 24. 08. 1925 ,Kastamonu’da Bir Konuþma.
•     Bir defa, memlekette topraksýz çiftçi býrakýlmamalýdýr. Bundan daha önemli olaný ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen topraðýn, hiçbir sebep ve suretle, bölünemez bir mahiyet almasý. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin iþletebilecekleri arazi geniþliði, arazinin bulunduðu memleket bölgelerinin nüfus yoðunluðuna ve toprak verim derecesine göre sýnýrlandýrmak lâzýmdýr. 1937,T.B.M.M.
ÇOCUK-TÜRK ÇOCUÐU
•     Küçük hanýmlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceðin bir gülü, yýldýzý, bir bahtýnýn aydýnlýðýsýnýz. Memleketi asýl aydýnlýða gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kýymetli olduðunuzu düþünerek ona göre çalýþýnýz. Sizlerden çok þeyler bekliyoruz ; kýzlar, çocuklar! 1922, Bursa,
•     Türk çocuðu atalarýný tanýdýkça daha büyük iþler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktýr. (A. ÂFETÝNAN, Atatürk Hakkýnda Hatýralar ve Belgeler, TTK. Yay. Ankara, 1959, s. 297)
DEMÝRYOLLARI
•     Türkiye hükümetinin belirlediði projeler uyarýnca belirli zamanlar içinde vatanýn bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine baðlanacaktýr. Demiryollarý memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir emniyet silâhýdýr. Demiryollarýný kullanacak olan Türk milleti, kaynaðýndaki ilk sanatkârlýðýnýn, demirciliðin eserini tekrar göstermiþ olmakla gurur duyacaktýr. Demiryollarý Türk ulusunun refah ve uygarlýk yollarýdýr. 13. 02. 1931, Malatya.
•     Demiryolu yapmakta ilk ulusal giriþimin uygulamasýna baþlandýðýný bizzat görmek fýrsatý, benim için cidden mesut bir rastlantýdýr. Memleketimizin asýrlardan beri yolsuz býrakýldýðý ve bir demiryoluna olan ihtiyacýn þiddeti düþünülürse, bu hususta giriþimci olanlarý ne kadar takdir etmek ve onlara ne derece yardýmcý olmak gerekeceði pek güzel anlaþýlýr. 21. 09. 1924, Özel Giriþimle Yapýlan Samsun-Çarþamba Demiryolunun Temel Atma Töreni.
•     Medeniyetin bugünkü araçlarýný hattâ bugünkü fikriyatýný demiryolu haricinde yaygýnlaþtýrabilmek zordur. Demiryolu refah ve uygarlýk yoludur. 01. 11. 1924, T.B.M.M.
•     Demiryollarý bir ülkeyi uygarlýk ve refah ýþýklarýyla aydýnlatan kutsal bir meþaledir. Cumhuriyetin ilk senelerinden beri, dikkatle, ýsrarla üzerinde durduðumuz demiryollarý inþaatý siyaseti, hedeflerine ulaþmak için durmadan baþarý ile tatbik olunmaktadýr. 01. 11. 1937, T.B.M.M. Açarken.
DEMOKRASÝ
•     Artýk bugün, demokrasi düþüncesi, daima yükselen bir denizi andýrmaktadýr. 20. yüzyýl, birçok baskýcý hükümetlerin, bu denizde boðulduðunu görmüþtür. (1930)
•     Dünya üzerinde yaþamýþ ve yaþayan uluslar arasýnda ruhen demokrat doðan tek millet Türklerdir. (Ord. Prof. KARAL Enver Ziya, Atatürk’ten Düþünceler, MEGSB.lýðý, Bilim ve Kültür Dizisi, s.148)
•     Demokrasi ülke aþkýdýr. (ÂFET-ÝNAN, A., Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk’ün El Yazýlarý, AKDTYK., Ankara, 1969, s.43)
•     Türkler demokrat, hür ve sorumluluk sahibi vatandaþlardýr. (ÂFETÝNAN, A., Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk’ün El Yazýlarý, AKDTYK., Ankara, 1969, Giriþ Bölümünde)
DENÝZCÝ-DENÝZCÝLÝK-DONANMA
•     Deniz silâhlarýna önem veriyoruz. Denizcilerimizin iyi silahlý ve iyi talimli olarak hazýrlanmalarý büyük emelimizdir. 01. 11. 1936, T.B.M.M.
•     En güzel coðrafî vaziyette ve üç tarafý denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet yetiþtirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliði, Türkün büyük millî ülküsü olarak düþünmeli ve onu az zamanda baþarmalýyýz. 01. 11. 1937,T.B.M.M.
•     Sýnýrlarýnýn önemli ve büyük kýsýmlarý deniz olan Türk devletinin donanmasý da önemli ve büyük olmasý gerekir. O zaman Türk Cumhuriyeti daha gönlü rahat ve emin olacaktýr. (1924)
DEVLET-DEVLETÇÝLÝK
•     Ekonomik siyasetimizin önemli amaçlarýndan biri de genel çýkarlarýmýzý doðrudan doðruya ilgilendirecek kurumlar ve ekonomik giriþimleri malî ve ilmî gücümüzün elverdiði ölçüde devletleþtirmektir. Bu cümleden olarak, topraklarýmýzýn altýnda terk edilmiþ halde duran maden hazinelerini az zamanda iþleterek, milletimizin yararýna açýk bulundurabilmek de bu yöntem ile gerçekleþir. 01. 03. 1922, T.B.M.M. 3. Açarken.
•     Partimizin takip ettiði program, bir yönden tamamýyla demokratik, halkçý bir program olmakla beraber iktisadî açýdan devletçidir. Bu itibarla partimize dayanmakta olan cumhuriyet hükümetinin bütün açýlardan vatandaþlarýn hayatýyla, istikbâliyle ve refahýyla ilgilenmesi doðaldýr. Halkýmýz huy olarak devletçidir ki, her türlü ihtiyacý devletten istemeyi kendisinde bir hak görüyor. 27. 01. 1931, Ýzmir’de Fýrka Kongresinde Konuþma.
DEVRÝM-DEVRÝMCÝLÝK-KARÞI DEVRÝMCÝLER
•     Kan ile yapýlan inkýlâplar daha saðlam olur, kansýz inkýlâplar ebedileþtirilemez. Fakat biz inkýlâba ulaþmak için lüzumu kadar kan döktük. Bu kanlarýmýz, yalnýz muhabere meydanlarýnda deðil, ayný zamanda memleketin dahilinde de döküldü. Biliyorsunuz ki Hendek’te, Bolu’da, Konya’da, Yozgat’ta vesair memleketlerimizde bir çok isyanlar meydana geldi. Ve bunlarýn hepsi bastýrýldý. Temenni ederim ki, bu dökülen kanlar yeterli olsun ve bundan fazla kan dökülmesin…22.01.1923, Bursa Þark Sinemasýnda Halkla Konuþma.
•     Arkadaþlar; inkýlâbýmýz Türkiye’nin asýrlar için saadetini garanti etmiþtir. Bize düþen onu idrak ve takdir ederek çalýþmaktýr.11.09.1924, Bursalýlarla Konuþma.
•     Efendiler, vatanýn birliðini, hürriyet ve istiklâlini temin eden milletimizi Cumhuriyet idaresine kavuþturan inkýlâbýmýz; iktisadi refah ve saadetimizi, medeniyet aleminde lâyýk olduðumuz yeri de temin edecektir. 16.09.1924, Trabzonlularla Konuþma.
•     Bu inkýlâp, kelimenin ilk anda ima ettiði ihtilâl anlamýndan baþka, ondan daha geniþ bir deðiþimi ifade etmektedir. Bugünkü devletimizin þekli, asýrlardan beri gelen eski þekilleri bertaraf eden, en geliþmiþ tarz olmuþtur. 05.11.1925, Ankara Hukuk Fakültesinin Açýlýþýnda.
•     Türk ulusu çok büyük olaylarla isbat etti ki, yenilikçi ve devrimci bir ulustur. Son senelerden önceki devirlerde de ulusumuz yenileþme yollarý üzerinde yürümeye, sosyal devrime giriþmemiþ deðildir. Ama gerçek yararlar görülemedi. Bunun sebebini araþtýrdýnýz mý? Bu sebep iþe esasýndan, temelinden baþlanmamýþ olmasýdýr. 30.08.1925, Kastamonu.
•     Yaptýðýmýz ve yapmakta olduðumuz devrimlerin amacý, Türkiye Cumhuriyeti halkýný tamamen çaðdaþ ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin asýl gayesi budur. 30.08.1925, Kastamonu
•     Büyük olaylar; düþüncelerde büyük devrimler yapar. (AKDTYK, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.31)
•     Biz, büyük bir devrim yaptýk. Ülkeyi bir çaðdan alýp yeni bir çaða götürdük. Birçok eski kurumu yýktýk. Bunlarýn binlerce taraftarý vardýr. Fýrsat beklediklerini unutmamak gerekir. Ulusun ve devrimin içeriden ve dýþarýdan gelebilecek tehlikelere karþý korunmasý için, bütün ulusalcý ve cumhuriyetçi güçlerin bir yerde toplanmasý gerekir.
DEVRÝM YASASI
•     Devrim kanunu, mevcut kanunlarýn üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarýmýzdaki akýmý boðmadýkça, baþladýðýmýz devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktýr. Bizden sonraki dönemlerde de böyle olacaktýr. (1923)
•     Uçurumun kenarýnda yýkýk bir ülke… Türlü düþmanlarla kanlý boðuþmalar… Yýllarca süren savaþ... Ondan sonra, içeride ve dýþarýda saygý ile tanýnan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunlarý baþarmak için arasýz devrimler. Ýþte Türk genel devriminin bir kýsa deyimi. (1935)
DIÞ BORÇLAR
•     Hükümetimizin her medenî devlet gibi dýþ borçlanmalar yapmasý gereði vardýr. Þu kadar ki, ödünç alýnan yabancý paralarýný þimdiye kadar Babýâli’nin yaptýðý gibi ödemeye mecbur deðilmiþiz gibi, maksatsýz israf ve kullanma ile borçlarýmýzýn yükünü artýrarak mali baðýmsýzlýðýmýzý tehlikeye atmaya kesinlikle karþýyýz. Biz memlekette, ilerlemeyi, üretimi ve halkýn refahýný temin edecek, zenginlik kaynaklarýmýzý geliþtirecek faydalý borçlanmalara taraftarýz. 01. 03. 1922, T.B.M.M.
DIÞ POLITIKA
•     Dýþ politika, iç teþkilât ve iç politikaya, dayandýrýlmak mecburiyetindedir, yani iç teþkilâtýn tahammül edemeyeceði geniþlikte olmamalýdýr. Yoksa hayâlî dýþ politikalar peþinde dolaþanlar, dayanak noktalarýný kaybederler. 17. 02. 1923, Ýzmir Ýktisat Kongresinde.
•     Dýþ politika bir toplumun içyapýsý ile sýký sýkýya ilgilidir. Çünkü iç yapýsýna dayanmayan dýþ siyasetler daima mahkûm kalýrlar. Afyon, 23. 03. 1923
•     Dýþiþlerinde dürüst ve açýk olan politikamýz barýþ fikrine dayanýr. Milletlerarasý herhangi bir sorunumuzu barýþ yoluyla çözümünü aramak bizim çýkar ve anlayýþýmýza uyan bir yoldur. (1929)
DÝKTATÖRLÜK
•     Ben diktatör deðilim. Benim kuvvetim olduðunu söylüyorlar ; evet bu doðrudur. Benim arzu edip de yapamayacaðým hiçbir þey yoktur. Çünkü, ben zoraki ve insafsýzca hareket etmek bilmem. Bence diktatör, diðerlerini iradesine boyun eðdirendir. Ben, kalpleri kýrarak deðil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim.21. 06. 1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.
•     Bütün insanlýðýn varlýðýný kendi þahýslarýnda gören adamlar mutsuzdurlar.
•     Esas kýymeti kendine veren ve mensup olduðu ulus ve memleketi ancak kiþiliði ile özdeþ gören adamlar, uluslarýnýn mutluluðuna hizmet etmiþ sayýlmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düþünebilenler, uluslarýný yaþamak ve ilerlemek olanaklarýna kavuþtururlar. Kendi gidince geliþme ve hareket durur sanmak bir dalgýnlýk, bir dikkatsizliktir.
DÝN
•     Bizim dinimiz hiçbir vakit kadýnlarýn erkeklerden geri kalmasýný talep etmemiþtir. Allah’ýn emrettiði þey, Müslüman erkeðin ve Müslüman kadýnýn beraber olarak bilim ve bilgi kazanmasýdýr. 31. 01. 1923, Ýzmir
•     Bizim dinimiz en makul ve tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayýdýr ki son din olmuþtur. Bir dinin tabiî olabilmesi için akla, fenne, ilme ve mantýða uymasý lazýmdýr. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. 31. 1. 1923 Ýzmir
•     Ýnsanlara feyz ruhu vermiþ olan dinimiz son dindir. Eksiksiz dindir. Çünkü dinimiz akla mantýða, gerçeðe tamamen uyuyor ve uygun düþüyor. 07. 02. 1923, Balýkesir
•     Bizim dinimiz, milletimize deðersiz, miskin ve aþaðý olmayý tavsiye etmez. Aksine Allah da Peygamber de insanlarýn ve milletlerin deðer ve þerefini korumalarýný emrediyor. 5. Þubat 1923 Akhisar
•     Türk milleti daha dindar olmalýdýr, yani bütün sadeliði ile dindar olmalýdýr demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeðe nasýl inanýyorsam öyle inanýyorum. 29. 10. 1923, Fransýz Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
•     Dini fikir ve inançlara saygýlý olmak, öteden beri tabiî ve genel bir anlayýþtýr. Bunun aksini düþünmek için sebep yoktur. 11. 12. 1924, Times Muhabirine Cevap.
•     Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanýnýn emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygý gösteririz. Düþünüþe ve düþünceye muhalif deðiliz. Biz sadece din iþlerini, millet ve devlet iþleriyle karýþtýrmamaya çalýþýyor, kasýt ve fiile dayanan baðnaz hareketlerden sakýnýyoruz. (1925)
•     Büyük dinimiz çalýþmayanýn insanlýkla ilgisi olmadýðýný bildiriyor. Bazý kimseler çaðdaþ olmayý dinsiz olmak sayýyorlar. Asýl dinsizlik, onlarýn bu düþüncesidir. Bu yanlýþ yorumu yapanlarýn gayesi, müslümanýn dinsizlere esir olmasýný istemek deðil de nedir?
•     Arkadaþlar, efendiler ve ey millet! Ýyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti þeyhler, derviþler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doðru, en gerçek tarikat uygarlýk tarikatýdýr.
•     Bizim devlet idaresinde takip ettiðimiz prensipleri, gökten indiði sanýlan kitaplarýn dogmalarýyla asla bir tutmamalýdýr. Biz ilhamlarýmýzý, gökten ve gaipten deðil, doðrudan doðruya yaþamdan almýþ bulunuyoruz.
•     Türk milleti daha dindar olmalýdýr. Yani, bütün sadeliði ile dindar olmalýdýr demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeðe nasýl inanýyorsam öyle inanýyorum. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt III, s.93)
•     Hangi þey ki akla, mantýða, kamu çýkarýna uygundur, biliniz ki o, bizim dinimize de uygundur. Bir þey akýl ve mantýða, ulusun çýkarýna, Ýslam’ýn çýkarýna uygunsa, kimseye sormayýn, o þey dinîdir. Eðer bizim dinimiz aklýn, mantýðýn uyduðu bir din olmasaydý en mükemmel olmazdý, son din olmazdý. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.131).
•     Bizim dinimiz en makul ve doðal bir dindir ve ancak bundan dolayýdýr ki son din olmuþtur. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 94)
•     Bir dinin doðal olmasý için akla fenne, ilme ve mantýða uygun olmasý lazýmdýr. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 94)
•     Büyük dinimiz çalýþmayanýn insanlýkla ilgisi olmadýðýný bildiriyor. Bazý kimseler çaðdaþ olmayý dinsiz olmak sanýyorlar. Asýl dinsizlik onlarýn bu düþüncesidir. Bu yanlýþ yorumu yapanlarýn amacý, Müslümanlarýn dinsizlere esir olmasýný istemek deðil de nedir? Her sarýklýyý hoca sanmayýn, hoca olmak sarýkla deðil, akýlladýr. (1923, Adana) (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1997, Cilt II, s. 132)
•     Bizi yanlýþ yola sevk eden habisler, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüþlerdir. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 131)
•     Evet, din gerekli bir kurumdur. Dinsiz uluslarýn sürekliliðine olanak yoktur. Yalnýz þurasý vardýr ki din, Tanrý ile kul arasýnda baðlýlýktýr. Softa sýnýfýn din simsarlýðýna izin verilmemelidir. Dinden maddi çýkar saðlayanlar iðrenç kimselerdir. Ýþte biz bu duruma karþýyýz ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkýmýzý aldatmýþlardýr. Bizim ve sizlerin asýl mücadele ettiðimiz ve edeceðimiz bu kimselerdir.(Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arýburnu, T.Ýþ Bankasý Yayýnlarý Sh.134-135)
DÝNSÝZLÝK
•     Bence, dinsizim diyen mutlaka dindardýr. Ýnsanýn dinsiz olmasýnýn imkâný yoktur. Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde þu din veya bu din demek deðildir. Tabiatýyla biz, içine girdiðimiz dinin en çok isabetli ve çok olgun olduðunu biliyoruz ve imanýmýz da vardýr. 1923, Ýzmir
DOÐA VE ÝNSAN
•     Doðanýn her þeyden büyük ve her þey olduðu anlaþýldýkça, doðanýn çocuðu olan insan kendinin de büyüklüðünü ve saygýnlýðýný anlamaya baþladý. (AFETÝNAN, A., Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk’ün El Yazýlarý, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara 2000, s., 66)
DÜÞMAN
•     Memleketimizde meydana gelen yeni durumun sonuçlarýndan yabancýlarý ürküterek Avrupa’da karþýmýza bir fikir akýmý ortaya çýkarmak isteyenler bizim düþmanlarýmýzdýr. 02.11. 1922, Le Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç .
•     Benim ulusumu tutsak etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansýz düþmanýyým. (23 Nisan 1921) ( Ankara Gazetesi)
•     Düþmana merhamet acz ve zaaftýr. 16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuþma.
•     Biz kimsenin düþmaný deðiliz. Yalnýz insanlýðýn düþmaný olanlarýn düþmanýyýz.(1936)
DÜÞÜNCE ÖZGÜRLÜÐÜ
•     Her kiþi istediðini düþünmek, istediðine inanmak, kendine has politik bir düþünceye sahip olmak, seçtiði bir dinin gereklerini yapmak veya yapmamak hak ve özgürlüðüne sahiptir. Kimsenin düþüncesine ve vicdanýna hakim olunamaz.
•     Cumhuriyet, düþünce özgürlüðünden yanadýr. Samimi ve yasal olmak koþuluyla her düþünceye saygý duyarýz. (AKDTYK, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, , Cilt III, s. 94)
•     Düþünceler; zorla, þiddetle, topla ve tüfekle kesinlikle öldürülemez. (Ý.Arý, Düþünceleriyle ATATÜRK, AKDTYK., s.324)
•     Gerçeði konuþmaktan korkmayýnýz. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1999, s.265)
•     Bir ulusun kültürü yükseldikçe kiþisel özgürlüðün uygulama alanlarý geniþler ve çoðalýr. (ÂFETÝNAN, A, Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk’ün El Yazýlarý, AKDTYK., Araþtýrma Merkezi Yayýný, Ankara, 2000, s.550)
EGEMENLÝK-ULUSAL EGEMENLÝK
•     Korku üzerine egemenlik kurulamaz. Toplara dayanan egemenlik sürekli olmaz. Böyle bir egemenlik ve hatta diktatörlük, ancak ihtilal ortamýnda geçici bir zaman için gerekir.
30. 11. 1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç
•     Egemenlik kayýtsýz þartsýz ulusundur. (1923, Ýzmit) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 62)
•     Egemenlik verilmez, alýnýr.
•     Egemenlik hiçbir sebep ve þekilde terk ve iade edilemez, emanet edilemez! (Atatürkçülük, Atatürk’ün Görüþ ve Direktifleri, Birinci Kitap, s.5)
•     Kesinlikle tekrar ederim ki ulusun egemenliði sonsuzdur. 19.01.1923, Anadolu Ajansý.
•     Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, þerefidir. 7.02.1923, Ýkdam.
•     Uluslarýn tutsaklýðý üzerine kurulmuþ kurumlar her tarafta yýkýlmaya mahkûmdurlar. 30.08.1924, Dumlupýnar’da Konuþma.
•     Özgürlüðün de, eþitliðin de, adaletin de dayanak noktasý, ulusal egemenliktir. (Atatürkçülük, Atatürk’ün Görüþ ve Direktifleri, Birinci Kitap, s.17)
•     Bir ülkeyi zorla ele geçirmek ve elde tutmak, o ülkenin sahiplerine egemen olmak için yeterli deðildir. (1924, Dumlupýnar) (AKDTYK. Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1997, Cilt II, s. 184)
•     Ulusal egemenliðimizin bir çok küçük parçasýný dahi vermeye yeltenenlerin kafalarýný koparacaðýnýzdan eminim. (1923, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri c.2, s.71-72
•     Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur. Yeni Türkiye Devletinin öz cevheri ulusal egemenliktir. Ulusun kayýtsýz ve koþulsuz egemenliðidir. (Arý Ýnan, Düþünceleriyle Atatürk, Türk Tarih Kurumu, 1999, s.63)
•     Cumhuriyet, ulusal egemenlik temeline dayanan halk hükümetidir. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK. Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Ankara, 2000, s.300)
EÐÝTÝM-ULUSAL EÐÝTÝM
•     Ýyileþtirilecek þeyler ekonomi ve eðitimdir. Bu sayede memleket imar edilecek millet refah sahibi olacaktýr. Ocak 1922, Vakit Gazetesi Baþyazarý Ahmet Emin’e Demeç.
•     Eðitim ve öðretimde tatbik edilecek usul, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir baský (hükmetme) vasýtasý yahut medeni bir zevkten çok, maddi hayatta muvaffak olmayý temin eden pratik ve kullanýþlý bir cihaz haline getirmektir.(1923)
•     Hükümetin en verimli ve en önemli görevi, ulusal eðitimle ilgili iþlerdir. Bu iþlerde baþarýlý olabilmek için öyle bir program izlemeye zorunluyuz ki, o program ulusumuzun bugünkü haliyle, sosyal, yaþamsal gereksinimiyle çevrenin koþullarý ve çaðýn gerekleriyle tamamen orantýlý ve uygun olsun. Bunun için büyük fakat hayali ve çapraþýk düþüncelerden tamamen vazgeçerek, gerçeðe kuvvetle bakmak ve elle temas etmek gerekir. (1922)
•     Eðitimde süratle yüksek bir seviyeye çýkacak bir milletin hayat mücadelesinde maddi manevi bütün kudretlerinin artacaðý muhakkaktýr. 01. 11. 1928. TBMM Açýlýþý.
•     Eðitimdir ki, bir ulusu ya hür, baðýmsýz, þanlý, yüksek bir toplum halinde yaþatýr, ya da bir ulusu esaret ve sefalete terk eder.
•     Ulusal eðitimin ne demek olduðunu bilmekte artýk bir karýþýklýk ve yanlýþ anlama olmamalýdýr. Bir de milli eðitim esas olduktan sonra onun dilini, usulünü, vasýtalarýný da ulusal yapmak zorunluluðunu tartýþmak gereksizdir. Milli eðitim ile geliþtirilmek ve yükseltilmek istenen genç beyinleri bir taraftan da paslandýrýcý, uyuþturucu, hayali fazlalýklarla doldurmaktan dikkatle kaçýnmak gerekir. (1924, Samsun) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997,s. 202-206)
•     Ulusal Eðitim iþlerinde kesinlikle zafere ulaþmak lazýmdýr. Bir milletin gerçek kurtuluþu ancak bu þekilde olur. Bu zafere ulaþýlmasý için hepimizin tek vücut ve tek düþünce olarak esaslý bir program üzerinde çalýþmasý lazýmdýr. Bence bu programýn iki önemli noktasý vardýr: Sosyal hayatýmýzýn ihtiyaçlarýna uyumlu olmasý, çaðýn gereklerine uygun olmasýdýr.
•     Türkiye’nin eðitim ve öðretim tutumunu her katýnda, tam bir açýklýkla hiç bir kararsýzlýða yer vermeden saptamak ve uygulamak gerekir; bu tutum, her anlamýyla ulusal bir nitelikte olacaktýr. (1924, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, s. 347)
•     Eðitim ve öðretimde uygulanacak yol, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir zorbalýk vasýtasý yahut uygar bir zevkten daha fazla, maddî yaþamda baþarýlý olmayý saðlayan, pratik ve kullanýlmasý mümkün bir alet haline getirmektir. Milli Eðitim Bakanlýðý bu esasa önem vermelidir. (1923) (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, s. 130)
•     Devlet bünyesinde yüzyýllar boyu derin idari ihmallerin neden olduðu yaralarý iyileþtirmede verilecek emeklerin en büyüðünü hiç kuþku yok ki irfan yolunda göstermemiz lazýmdýr. Þimdiye kadar uygulanan eðitim ve öðretim yöntemlerinin milletimizin geri kalmasýnda en önemli etken olduðu kanýsýndayým. Onun için bir milli eðitim programýndan söz ederken, eski devrin boþ inançlarýndan ve yaratýlýþýmýzla hiç ilgisi olmayan yabancý fikirlerden, doðudan ve batýdan gelebilen bütün etkilerden tamamen uzak, milli karakterimiz ve milli tarihimizle uyumlu bir kültür kastediyorum. Çünkü milli dehamýzýn geliþmesi ancak böyle bir kültür ile saðlanabilir. Herhangi bir yabancý kültür, þimdiye kadar izlenen yabancý kültürlerin yýkýcý sonuçlarýný tekrar ettirebilir. Kültür ortamla uyumludur. O ortam milletin karakteridir. Çocuklarýmýz ve gençlerimiz yetiþtirilirken onlara özellikle varlýðý ile, hakký ile, birliði ile ters düþen bütün yabancý unsurlarla mücadele etme gereði; milli düþünceleri büyük bir olgunlukla her karþýt düþünceye karþý þiddetle ve fedakarlýkla savunma zorunluluðu öðretilmelidir. Yeni neslin milli ruhuna bu özellik ve yeteneklerin aþýlanmasý çok önemlidir. Sürekli ve müthiþ bir mücadeleden ibaret olan hayat, baðýmsýz ve mutlu olmak isteyen her milletten bu özellikleri þiddetle istemektedir... Gelecek için hazýrlanan vatan çocuklarýna, hiçbir güçlük karþýsýnda baþ eðmemelerini; sabýr ve metanet ile çalýþmalarýný; çocuklarýmýzýn anne ve babalarýna da yavrularýnýn öðrenimlerini tamamlamalarý için her fedakarlýðý göze almalarýný tavsiye ederim. Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar sebatkar olduklarýný tarih doðrulamaktadýr. Silahýyla olduðu gibi aklýyla da mücadele etmek zorunda olan milletimizin birincisinde gösterdiði kudreti ikincisinde de göstereceðine asla þüphem yoktur. (1921, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 19-21)
•     Ulusal Eðitim programýmýzýn, Milli Eðitim siyasetimizin temel taþý, cahilliðin yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz... yerinde duran bir þey ise geriye gidiyor, demektir. Bir taraftan genel olan cahilliði yok etmeye çalýþmakla beraber, diðer taraftan toplumsal hayatta faal ve faydalý, verimli elemanlar yetiþtirmek lazýmdýr. Bu da ilk ve orta öðretimin uygulamalý bir þekilde olmasýyla mümkündür. Ancak bu sayede toplumlar iþ adamlarýna, sanatkarlara sahip olur. Elbette milli dehamýzý geliþtirmek, hislerimizi layýk olduðu dereceye çýkarmak için yüksek meslek sahiplerini de yetiþtireceðiz. Çocuklarýmýzý da ayný öðretim derecelerinden geçirerek yetiþtireceðiz.
•     Hanýmlar, Beyler! (Öðretmenler) Ordularýmýzýn kazandýðý zafer, sizin ve sizin ordularýnýzýn zaferi için yalnýz zemin hazýrladý. Hakiki zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve mutlaka kazanacaksýnýz. (1922, Bursa) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 47-49)
•     Hayatýn her çalýþma safhasýnda olduðu gibi, özellikle öðretim hayatýnda disiplin, baþarýnýn esasýdýr. Müdürler ve öðretim heyetleri, disiplini saðlamaya ve öðrenciler disipline uymaya mecburdurlar. (1925, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 359)
EKONOMÝ-EKONOMÝK KALKINMA
•     Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandýðýmýz askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarýnda da zaferler kazanmaya devam edeceðiz.
•     Ekonomik kalkýnma, Türkiye’nin özgür, baðýmsýz, daima daha kuvvetli, daima daha gönençli Türkiye ülküsünün belkemiðidir. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt I, s.416)
•     Ulusal ekonominin temeli, tarýmdýr. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt I, s.412)
•     Bir devletin maliyesi baðýmsýzlýktan yoksun olunca, o devletin bütün hayatî kýsýmlarýnda baðýmsýzlýk felç olmuþtur. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt I, s.243)
•     Ekonomik hayatýn etkinlik ve canlýlýðý ancak ulaþtýrma vasýtalarýnýn, yollarýn, demiryollarýnýn, limanlarýn durumu ve derecesiyle orantýlýdýr. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt I, s.242)
•     Siyasi, askeri zaferlerle ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandýrýlmazsa kazanýlan zaferler kalýcý olmaz, az zamanda kaybedilir. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 111)
•     
GENÇLER-GENÇLÝK
•     Gençler cesaretimizi takviye ve idame ettiren sizlersiniz. Siz, almakta olduðunuz eðitim ve bilgi ile insanlýk ve medeniyetin, vatan sevgisinin, düþünce özgürlüðünün en kýymetli örneði olacaksýnýz. Yükselen yeni kuþak, gelecek sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaþatacak sizsiniz.
•     Yorulmadan beni takip edeceðinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaþlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksýnýz. Benim sizden istediðim þey yorulmamak deðil, yorulduðunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduðunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her yaratýk için tabii bir durumdur, fakat insanda yorgunluðu yenebilecek manevi bir güç vardýr ki, iþte bu güç yorulanlarý dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani yeni Türkiye’nin gençleri, yorulsanýz dahi beni izleyeceksiniz.
•     Sizler, yeni Türkiye’nin genç çocuklarý! Yorulsanýz dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliði gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
•     Muhterem Gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayý hayatta yalnýz iki þey vardýr. Kazanmak, yenilmek. Size, Türk Gençliði’ne terk edip býraktýðýmýz vicdani emanet, yalnýz ve daima kazanmaktýr ve eminim daima kazanacaksýnýz. Milleti yükseltmek için yapýlacak þeylerde, atýlacak adýmlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Milleti yükseltmek için dikilecek engellere hep birlikte engel olacaðýz. Bunun için beyinlerinize, irfanlarýnýza, bilgilerinize, gerekirse bileklerinize, pazularýnýza, bacaklarýnýza baþvuracak, fakat sonuçta mutlaka ve mutlaka o amaca varacaðýz... Bu millet, sizin gibi evlatlarýyla layýk olduðu olgunluk derecesini bulacaktýr. (1923,Tarsus) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 137)
•     Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliðine ve yetiþmekte olan çocuklarýna hitap ediyorum: Batý senden, Türk’ten çok geriydi. Mânada, fikirde, tarihte bu, böyleydi. Eðer bugün, Batý nihayet teknikte bir yükselme gösteriyorsa, ey Türk çocuðu, o kabahat senin deðil, senden evvelkilerin affolunmaz ihmalinin bir neticesidir. Þunu da söyleyeyim ki, çok zekisin, bu belli! Fakat zekâný unut, daima çalýþkan ol! (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1999, s.213)
•     Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleþtirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamýþ bir gençliðe býrakacaðýmdan dolayý çok memnun ve mutluyum. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, AKDTYK, Atatürk Araþtýrma Merkezi, s.195)
•     Gençler! Cesaretimizi artýran ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduðunuz eðitim ve kültür ile, insanlýk özelliðinin, vatan sevgisinin, düþünce özgürlüðünün en kýymetli sembolü olacaksýnýz.
•     ... Sizin gibi gençlere sahip bulundukça, bu yurt ve ulusun, þimdiye kadar elde ettiði baþardýðý zaferlerin üstüne çok daha büyük zaferler koyabileceðine þüphe etmiyorum. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 117)
•     Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek deðildir. Benim fikirlerimi, benim duygularýmý anlýyorsanýz ve hissediyorsanýz bu yeterlidir. (1929, Ýstanbul) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 279)
•     Siz genç arkadaþlar, yorulmadan beni takip etmeye söz vermiþsiniz. Ýþte ben özellikle bu sözden çok duygulandým.Yorulmadan beni takip edeceðinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaþlar yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu ? Elbette yorulacaksýnýz. Benim sizden istediðim þey yorulmamak deðil, yorulduðunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her canlý için doðal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluðu yenebilecek manevi bir kuvvet vardýr ki, iþte bu kuvvet yorulanlarý dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani, yeni Türkiye’nin genç evlatlarý, yorulsanýz dahi beni takip edeceksiniz... dinlenmemek üzere yürümeðe karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliði gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997,s. 327-328)
•     Birbirimize vereceðimiz iþaret ileri! Ýleri daima ileridir. (1925, Konya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 245)
GERÇEK
•     Sorunlarý olaylara göre deðil, aslýnda olduðu gibi ele almak gerekir. (1924)
•     Doðruyu konuþmaktan korkmayýnýz (1926)
•     Durumu tartýþýrken ve önlem düþünürken acý olsa da, gerçeði görmekten bir an geri kalmamak gerekir. Kendimizi ve birbirimizi aldatmak için gerek ve zorunluluk yoktur. (1927)
•     Çok söz, uzun söz bir þey için söylenir: Gerçeði anlamayanlarý gerçeði getirmek için…
9/10. 08. 1928, Ýstanbul Sarayburnu Parký, Türk Yazý Devrimi Hakkýnda Konuþma.
GERÝCÝLÝK (ÝRTÝCA)
•     Hayat felsefesinin garip bir tecellisidir ki, her faydalý ve her yeni þeye karþý mutlaka bir kuvvet çýkar. Buna bizim dilimizde gericilik (Ýrtica) derler. Ýþte bu gericiliðin yok edilmesi için gerekli önlemleri önceden almýþ olmak gerekir. 18.01.1923, Ýzmit
•     Unutmamalýdýr ki, ulusun egemenliði bir þahýsta yahut belirli þahýslarýn elinde bulundurmakta çýkar bekleyen cahil ve gafil insanlar vardýr. Hükümdarlar, kendilerini aslý olmayan bir kuvvetin temsilcisi tanýrlar ve bundan zevk alýrlar. Fakat onlarýn etrafýndaki çýkarcýlar, bunu din kisvesine büründürerek ulusu kandýrmaya, küçük görmeye çalýþýrlar. Nitekim þimdiye kadar çalýþmýþlardýr. Nihayet ulusun kulaðý bu söylentilerle dolar ve o telkinleri dinin gereði ve gerçeklerin anlatýmý olarak kabul ederler. Bu gibilere gerici ve hareketlerine gericilik (irtica) derler.31.01.1923, Ýzmir.
HAK VE GÖREV (ÖDEV)
•     Bir insanýn hakký, diðer bir insan için görevi olur ve yine bir insanýn görevi de diðer insanýn hakký demektir. Hak, yetki dediðimiz zaman hemen ayný þeyleri anladýðýmýz gibi görev, zorunluluk, yükümlülük, ödev, borç da birbirinden ayrýlmayan þeylerdir. Anlýyoruz ki, hakkýn bulunduðu yerde görev ve görevin bulunduðu yerde hak vardýr. Yani her insan ayný zamanda hem kendine ait birtakým haklara sahiptir, hem de baþkalarýna ait haklarýn kendine yüklediði birtakým görevlere sahiptir. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1999, s.242
HALK ve HALKÇILIK
•     Bizim görüþümüz-ki halkçýlýktýr– kuvvetin, kudretin, egemenliðin, yönetimin doðrudan doðruya halka verilmesidir, halkýn elinde bulundurulmasýdýr. 17. 07. 1920, T.B.M.M.
•     Zannederim bugün ki varlýðýmýzýn asýl niteliði, milletin genel eðilimlerini ispat etmiþtir, o da halkçýlýktýr ve halk hükümetidir. Hükümetlerin halkýn eline geçmesidir. 1920,T.B.M.M.
•     Halkçýlýk, toplumsal düzenin çalýþmasýna, hukukuna dayandýrmak isteyen bir sosyal sistemdir. Efendiler biz bu hakkýmýzý korumak, istiklâlimizi emin bulundurabilmek için genel kurulumuzca, milli kurulumuzca bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karþý ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karþý milletçe savaþmayý gerekli gören bir yolu takip eden insanlarýz. (1921)
•     Ýç siyasetimiz de ilkemiz olan halkçýlýk, yani milletin bizzat kendi geleceðine sahip olmasý esasý anayasamýz ile tespit edilmiþtir. (1921)
•     Halkçýlýk teþkilâtý en ufak daireye kadar yaygýnlaþtýrýldýðý takdirde sonucun daha büyük ve verimli olacaðýna þüphe yoktur. Memleket ve milletin içinde bulunduðu zorluklarý ve harp halini de düþünürsek meclisin çalýþmalarýnýn sonucu ve oradaki baþarýsýný takdir etmemek mümkün deðildir. 1922, Vakit Baþyazarý Ahmet Emin Ýle Görüþme.
HALK DEVLETÝ
•     Türkiye devleti bir halk devletidir, halkýn devletidir. Geçmiþteki kuruluþlar ise bir þahýs devleti idi, þahýslarýn devleti idi. 13. 08. 1923, T.B.M.M.
HÜKÜMET-HALK HÜKÜMETÝ
•     Bizim hükümetimiz demokratik bir hükümet deðildir, sosyalist bir hükümet deðildir ve hakikaten kitaplarda mevcut olan hükümetlerin, bilimsel yapýlarý itibarýyla hiçbirine benzemeyen bir hükümettir. Fakat ulusal egemenliði, ulusal iradeyi tecellî ettiren tek hükümettir, bu mahiyette bir hükümettir!
•     Sosyoloji noktasýndan bizim hükümetimizi, ifade etmek gerekirse, halk hükümeti deriz. 1921, T.B.M.M.
•     Þurasý unutulmamalý ki, bu yönetim tarzý, bir bolþevik sistemi deðildir. Çünkü, biz ne Bolþevikiz, ne de Komünist; ne biri, ne diðeri olamayýz. Çünkü, biz ulusalcý ve dinimize saygýlýyýz. Özetle, bizim hükümet þeklimiz, tam bir demokrat hükûmettir. Ve dilimizde bu hükümet, « halk hükûmeti » diye anýlýr. 02. 11. 1922, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.
•     Cumhuriyet ulusal egemenlik temeline dayanan halk hükümetidir. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, Ankara, 2000, s.300)
•     Hükümetin iki amacý vardýr: Biri milletin korunmasý, ikincisi milletin refahýný saðlamaktýr. Bu iki þeyi saðlayan hükümet iyi, saðlamayan kötüdür. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 125)
•     
HALK YÖNETÝMÝ
•     Ulusumuzun bu günkü yönetimi, gerçek anlamý ile bir halk yönetimidir. Ve bu yönetim tarzý, esasý danýþma olan Þûra yönetiminden baþka bir þey deðildir. 03. 01. 1922, General Frunse’nin Ziyafetinde.
•     Herhalde halkýmýzý idare ile yakýndan ilgilendirmek, yani idareyi doðrudan doðruya halkýn eline verebilecek bir idare þeklini tesis etmek hem ulusal egemenliðin gerçek olarak temsili ve hem de bu sayede halkýn benliðini anlamasý itibarýyla gerekli idi. Ýþte bu düþüncelerin, bu araþtýrmalardan esinlenerek olarak proje yapýlmýþtý. 10. 01. 1922, Vakit Baþyazarý Ahmet Emin Ýle Mülâkat
HALK ÖRGÜTÜ
•     Örgüt, baþtan sona kadar halk örgütü olacaktýr. Genel idareyi halkýn eline vereceðiz. Bu toplumda hak sahibi olmak, herkesin gayretli olmasý esasýna dayanacaktýr. Ulus hak sahibi olmak için çalýþacaktýr. 10. 01. 1922, Vakit Baþyazarý Ahmet Emin Ýle Görüþme.
HARP
•     Her zamandan daha fazla inanýyorum ki, harp pahalý bir iþtir. Harbin sürüklediði facialar ve dehþetten üzgünüm. Fakat harp etmeden elimizdeki silahlarý býraktýðýmýz zaman tamamen harap olacaðýmýzý da biliyorum. Aðustos 1921, Associated Muhabirine Demeç.
•     Derhal þu veya bu sebepler için ulusu harbe sürüklemek taraftarý deðilim. Harp zorunlu ve hayati olmalý. Hakiki kanaatim þudur: milleti harbe götürünce vicdanýmda azap duyamamalýyým. Öldüreceðiz diyenlere karþý ölmeyeceðiz diye harbe girebiliriz. Ama ulus yaþamý tehlikeye düþmedikçe, harp bir cinayettir. 16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuþma.
•     Bir harp oyunu yapmak suretiyle, vatanýn ve milletin yüksek menfaatlerinin müdafaasýný beraber göz önünde bulunduracaðýz. Bu çalýþmamýzda son senelerin baþarýlarla dolu muharebelerinin, meydan muharebelerinin, cumhuriyet ordusuna ve onun kýymetli komuta heyetine kazandýrdýðý tecrübelerin sonucunu inceleyeceðiz. Dünyanýn fen ve sanatta en son geliþmelerini göz önünde bulunduracaðýz. 15. 02. 1924, Ýzmir, Ordu Ýleri Gelenleri Ýle.
•     Harp, muharebe, nihayet meydan muharebesi yalnýz karþý karþýya gelen iki ordunun çarpýþmasý deðildir. Milletlerin çarpýþmasýdýr. Meydan muharebesi milletlerin bütün mevcudiyetleriyle, ilim ve fen sahasýndaki seviyeleriyle, ahlaklarýyla, harslarýyla, hulâsa bütün maddi ve mânevi kudret ve faziletleri ve her türlü vasýtalarýyla çarpýþtýðý bir imtihan sahasýdýr. Bu sahada, çarpýþan milletlerin hakiki kuvvet ve kýymetleri ölçülür. 30. 08. 1924, Dumlupýnar’da Konuþma.
•     Eðer harp bir bomba patlamasý gibi birdenbire çýkarsa milletler, harbe engel olmak için, silâhlý mukavemetlerini ve mâlî kuvvetlerini saldýrgana karþý birleþtirmekte tereddüt etmemelidirler. En hýzlý ve en etkili tedbir, muhtemel bir saldýrgana, saldýrýnýn yanýna kâr kalmayacaðýný açýkça anlatacak uluslararasý teþkilatýn kurulmasýdýr. 21. 06. 1935, Gladys Baker’a Demeç
•     Sizlere saldýrmanýzý deðil, ölmenizi emrediyorum!
•     Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir.Ýleri!
HARP SANAYÝÝ
•     Bilhassa harp sanayii ve fabrikalarýnýn çalýþmasýný özel bir takdir ile anmayý bir borç bilirim. Bu son sene içinde bu fabrikalarýn eksikleri kademe kademe tamamlanmýþtýr. Bugün her türlü ihtiyacýn üretimi mümkün hale gelmiþtir. Yeni kurulan mermi ve fiþek fabrikalarýnda bol miktarda topçu ve piyade cephanesinin ve bombasýnýn hazýrlanmasý ve üretiminde baþarý saðlanmýþtýr. 1922, T.B.M.M.
•     Azim ve imanýmýz önünde yýkýlarak silâh, mühimmat ve araçlarýný savaþ meydanýnda terke mecbur olan Yunan ordusunun býraktýklarýndan istifade olunarak deðiþik merkezlerde yeni ve yedek silâh ve cephane depolarýmýz ve fabrikalarýmýz kurulmuþtur. Bu geniþlikte kurulan ve gün geçtikçe daha çok geniþleyen ve mükemmelleþen askerî kurumlara lâzým olan fenni beyinler yetiþtirilmesi için de hazýrlýklarda bulunulmaktadýr. 01. 03. 1923, T.B.M.M.
•     Harp sanayii tesisatýmýzý, daha ziyade geliþmesi ve geniþlemesi için alýnan önlemlere devam edilmeli ve endüstrileþme mesaimizde de ordu ihtiyacý ayrýca göz önünde tutulmalýdýr. 1937, T.B.M.M.
•     Bundan sonrasý için, bütün uçaklarýmýzýn ve motorlarýnýn memleketimizde yapýlmasý ve hava harp sanayimizin de, bu esasa göre geliþtirilmesi gerekir. Hava kuvvetlerinin kazandýðý önemi göz önünde tutarak, bu çalýþmayý plânlaþtýrmak ve bu konuyu lâyýk olduðu önemle milletin nazarýnda canlý tutmak gerekir. 1937, T.B.M.M.
HARF DEVRÝMÝ
•     Çok iþler yapýlmýþtýr, ama bugün yapmaya mecbur olduðumuz son deðil, ancak çok lüzumlu bir iþ daha vardýr. Yeni Türk harflerini çabuk öðrenmelidir. Vatandaþa kadýna, erkeðe, hamala, sandalcýya öðretiniz. Bunu vatanseverlik ve milliyetseverlik vazifesi biliniz. 9/10. 08.1928, Yeni Yazý Ýnkýlabý Hakkýnda.
•     Bizim uyumlu, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir; Asýrlardan beri kafalarýmýzý demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaþýlmayan ve anlayamadýðýmýz iþaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak mecburiyetindesiniz 9 ve 10. 08. 1928, Ýstanbul Sarayburnu Parký, Türk Yazý Devrimi Hakkýnda Konuþma.
•     Az zaman sonra, yeni Türk harfleriyle, gözler kamaþtýrýcý Türk manevî ilerlemesinin ulaþabileceði güç ve saygýnýn uluslararasý düzeyini gözlerimi kapayarak þimdiden o kadar parlak görüyorum ki, bu manzara beni kendimden geçiriyor. 23. 08. 1928,Anadolu Ajansý Muhabirine Demeç.
•     Büyük milletimizin bir kat daha geliþmesini ve yükselmesini temin edecek olan yazý devrimi... 16. 09. 1928,Ýstanbul, Belediye Baþkanýna Demeç.
•     Meclisinizin en büyük eseri olan Türk harfleri, ülkenin genel hayatýna tamamen uygulanmýþtýr. Ýlk zorluklar, ulusun fikir kuvveti ve medeniyete olan sevgisi sayesinde kolaylýkla yenilmiþtir. 1929, T.B.M.M
HARÝTA DAÝRESÝ
•     Milli Savunma Bakanlýðý’nda faaliyete baþlayan harita dairesi ordunum bütün harita ihtiyacýný karþýlamaya muvaffak olmuþtur. Bundan sonraki çalýþma ile memleketin daha mükemmel haritalarýný hazýrlayacaktýr. 1922, T.B.M.M
HATÝP-SÖZ SÖYLEYEN
•     Hutbeyi îrat eden hatiptir. Yani söz söyleyen demektir. 07. 02. 1923, Balýkesir.
HAVACI-HAVACILIK
•     Havacýlarýmýz, bütün ordu ve donanmamýz gibi vataný korumaya yetenekli kahramanlardýr. Büyük millet, bu soylu evlâtlarýyla kendini mutlu sayabilir. 1935, T.B.M.M.
•     Bizim dünyamýz - bilirsiniz - topraktan, sudan ve havadan unulmuþtur. Hayatýn da, esas unsurlarý, bunlar deðil midir? Bu unsurlardan birinin eksikliði, yalnýz eksikliði deðil, sadece bozukluðu, hayatý imkansýz kýlar. Hayatý, hele ulusal hayatý seven, onu korumak isteyen; yurdunun topraklarýna, denizlerine olduðu gibi, havasýna da ilgisini, her gün biraz daha çoðaltýlmalýdýr. 03. 05. 1935, Havacýlýk Hakkýnda Konuþma.
•     Türk çocuðu; Her iþte olduðu gibi, havacýlýkta da, en yüksek düzeyde, gökte, seni bekleyen yerini, az zamanda, dolduracaksýn. Bundan, gerçek dostlarýmýz sevinecek, Türk ulusu mutlu olacaktýr. 03. 05. 1935, Havacýlýk Hakkýnda Konuþma.
•     Gelecek göklerdedir.
HÝLAFET (HALÝFELÝK)
•     Bütün Ýslâm uluslarý üzerinde yüce ruhsal görevini yapan halife düþüncesi, gerçeklerden deðil, kitaplardan çýkmýþ bir düþüncedir. 29. 10. 1923,Fransýz Gazeteci Maurice Pernot’ya Demeç.
•     Ýþin garibi bazý arkadaþlardan, özellikle dýþarýdan bana halifelik önerileri olmuþtur. “Siz Halife Olunuz” demiþlerdir. Ben, bu önerileri daima gülerek yanýtladým. Halifelik, gereksiz hatta zararlý bir kurum haline gelmiþtir. Bundan beklenen amaç gerçekleþmemiþtir. Dünya Savaþý’nda gördük: Müslümanlar, Halife ordularýna karþý savaþtýlar. Halife ordularýný Suriye’de arkadan vuranlar olmuþtur. Bunlar ayný Halife’ye yýllarca baþkaldýrmýþ ve bunlarý ortadan kaldýrmak için gönderilen Türk askerlerini þehit etmiþlerdir. Halifelik yararlý durumunu korusaydý Müslüman dünyasýnýn buna sahip çýkmalarý gerekirdi. Halifeliði ortadan kaldýrdýðýmýz günden bugüne kadar kimsenin bunu üstlenmemesi, Müslüman dünyasýnýn halifesiz de yürüyeceðine ve yürümekte olduðuna en güzel örnek deðil midir?” (Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arýburnu, T.Ýþ Bankasý Kültür Yayýný, Sh.135)
•     Tarihimizin en mesut devresi hükümdarlarýmýzýn halife olmadýklarý zamandýr. Bir Türk padiþahý, her nasýlsa hilafeti kendine mal etmek için nüfuzunu, itiyadýný, servetini kullandý. Bu sýrf bir tesadüf eseridir. Peygamberimiz öðrencilerine dünya milletlerine Müslümanlýðý kabul ettirmelerini emretti, Bu uluslarýn hükümeti baþýna geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiþtir. Halifelik demek, idare, hükümet demektir. Gerçekte görevini yapmak, bütün Müslüman milletlerini idare etmek isteyen bir halife, buna nasýl muvaffak olur? Ýtiraf ederim ki, bu koþullar içinde beni halife tayin etseler, derhal istifamý verirdim. 29. 10. 1923, Fransýz Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
•     Hilafetle beraber Türkiye’de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri, patrikhaneleri ve Musevi hahamhanelerinin ortadan kaldýrýlmasý lazýmdýr. Hilafet ve bu muhtelif patrikhaneler asýrlardan beri ruhani yetkilerinin sýnýrlarý dýþýnda çok büyük ayrýcalýklar aldýlar. Halkýn anlayýþýna dayanarak bahþedilen hukuk dýþý ayrýcalýklar ile cumhuriyet idaresinin uygulanmasý mümkün deðildir…04. 05. 1924, New York Herald Tribune Muhabirine Demeç.
•     Hilâfet, geçmiþin bir rüyasý olup, zamanýmýz da varlýk nedeni yoktu. 25. 11. 1924, Matin Gazetesi Yazarý Madam Titania’ya Demeç.
•     Ýstanbul’da saltanat ve zevklerinin, çýkarlarýnýn devam ettirilmesini düþmanlarýn anavatanýmýzý istila etmek emellerine uydurmakta, onlarla iþbirliði yapmakta, düþman devletlerin her isteðine boyun eðmekte asla tereddüt göstermeyen, vicdanlarý sýzlamayan, milletimizin hür ve müstakil yaþama azmini kýrma için haince giriþimlerden çekinmeyen sultan ve halifelerin artýk bu vatanda asla yeri yoktur ve olamaz. 26. 08. 1925, Ýnebolu’da Bir Konuþma.
HOCA
•     Her sarýklýyý hoca sanmayýn, hoca olmak sarýkla deðil, dimaðladýr. 16. 03. 1923, Adana.
ÝSTÝKLÂL MAHKEMELERÝ
•     Yüce Meclisin kurduðu Ýstiklâl Mahkemeleri sayesinde çabuk ve adaletli surette birçok fenalýklara son verilmiþtir. Bugün memleket medenî kanunlar ve sürekli yargý dereceleri ile güvenliði saðlamaya yeterli bir hale getirilmiþtir.1921, T.B.M.M.
ÝÞ BANKASI
•     Ýþ Bankasý kurumu, Cumhuriyet tarihinde ekonomi bakýmýndan baþlý baþýna yer alacaktýr. Bu kurum kýymetsiz bir servetin bile ekonomik hayatta fert menfaatlerine kullanýlmayýp ulus menfaatine kullanýlmasýndan çýkabilecek olan büyük neticeleri, az bir zamanda ve özellikle yepyeni bir devlet kuruluþunun türlü inkýlâp güçlükleri içinde evrensel bir surette fiilen göstermiþtir. 26.08.1936, Ýþ Bankasý’nýn 10. Kuruluþ yýldönümünde.
ÝZMÝR
•     Ýzmir her yönden Türk memleketidir, Anadolu’nun ayrýlmaz bir parçasýdýr. Yunanlýlar Ýzmir’de hiçbir tarihî ve ýrkî hakka sahip deðillerdir. 17.01.1921, United Telgraph Habercisine Demeç.
•     Ýzmir kýrk asýrlýk bir ata yurdudur. Ýzmir bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coðrafî konumu dolayýsýyla ekonomik ve siyasî çok büyük bir öneme sahiptir. Ýþte bundan dolayýdýr ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düþmanlarýn her þeyden evvel bakýþlarý bu tarihî, bu mühim beldeye döner. Nitekim düþmanlarýmýz en evvel burasýný iþgal etmiþler, ondan sonra daha doðuya ilerlemiþlerdir. 31.01.1923, Ýzmir’de Halkla.
ÝSTANBUL
•     Ýstanbul bizimdir. Bununla birlikte boðazlar ve Marmara denizi için baþkentin emniyeti temin edilmek þartýyla bir hal tarzýný kabul etmeye hazýr bulunmaktayýz. Aðustos 1921, AP Habercisine Demeç.
•     Ýstanbul þehri, milletimizin sonsuz çalýþma ve fedakarlýðýnýn ürün verdiði yerdir. Gerçekten; milletimizin maddî ve manevî varlýðýný yücelten anýtlar, kurumlar ve medeniyet eserleri Ýstanbul’da yoðunlaþtýrýlmýþtýr. 01.03.1922, TBMM.
•     Ýki büyük dünyanýn buluþma noktasýnda, Türk vatanýnýn süsü, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeði Ýstanbul, bütün vatandaþlarýn kalbinde yeri olan bir þehirdir. 01.07.1927, Ýstanbul Halk Temsilcilerine Dolmabahçe Sarayýnda.
IRK
•     Efendiler, bir ülkenin, bir ülke halkýnýn düþmandan zarar görmesi acýdýr. Fakat, kendi ýrkýndan büyük tanýdýðý ve baþlarýnda taþýdýðý insanlardan vefasýzlýk, felaket görmesi ondan daha acýdýr. Bu kalp ve vicdanlar için unutulmaz bir yaradýr. 11.09.1924, Bursalýlarla Konuþma.
•     Diyarbakýrlý, Vanlý, Erzurumlu, Trabzonlu, Ýstanbullu, Trakyalý ve Makedonyalý hep bir ýrkýn evlatlarý, hep ayný cevherin damarlarýdýr. 04.10.1932, Dolmabahçe Sarayý, Diyarbakýr Gazetesinin Sahibine Demeç.
ÝKTÝSAT
•     Ekonomisi zayýf bir millet fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz; toplumsal ve siyasi felâketlerden yakasýný kurtaramaz. (1924)
ÝLERLEME
•     Bir ulus ki resim yapmaz, bir ulus ki heykel yapmaz, bir ulus ki, bilimin gerektirdiði þeyleri yapmaz, gerçeði açýklamalý ki o ulusun ilerleme yolunda yeri yoktur. (1923)
ÝLK ÖÐRENÝM
•     Ýlköðrenimin yayýlmasý için, sade ve pratik önlemler almak yolundayýz. Ýlk öðrenimde hedefimiz, bunun genel olmasýný bir an evvel gerçekleþtirmektir. Bu sonuca varmak, ancak, sürekli önlem almakla ve onu metodik olarak uygulamakla mümkün olabilir. Ulusun baþlýca bir iþi olarak, bu konuda ýsrar etmeyi gerekli görüyorum. 01.11.1936, T.B.M.M.
ÝNSAN VE ÝNSANLIK
•     Ýnsanlar; âdetlerini, ahlâklarýný, hislerini, eðilimlerini, hattâ fikirlerini geliþtirme ve terbiyede, içinde yetiþtiði toplumun genel eðiliminden kurtulamazlar.18.06.1922, Ýzmit. Claude Farrere’in Mustafa Kemal’i Ziyareti.
•     Ýnsanlar daima yüksek, soylu ve kutsal hedeflere yürümelidirler. 27.06.1926, Gazetecilere Verdiði Demeç.
•     Ýnsanlýðýn hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organý saymak gerekir. Bir vücudun parmaðýnýn ucundaki acýdan diðer bütün organlar etkilenir.(1937)
•     Ýnsanlarý mesut edeceðim diye onlarý birbirine boðazlatmak insanlýktan uzak ve son derece üzülecek bir sistemdir.(1937)
•     Biz kimsenin düþmaný deðiliz. Yalnýz, insanlýðýn düþmaný olanlarýn düþmanýyýz.
ÝSTÝBDAT (DESPOTLUK-DESPOTÝZM)
•     Bir despotizmin varlýðý ile ilgili iþaretlerin açýklamasý, bence mümkün deðildir. Cumhuriyet Halk Partisi ve onun bütün liderleri ve mensuplarý Türkiye’de her türlü despotizmi kökünden yýkmak için ve ülke ve ulusa tam bir özgürlük kazandýrmak için bugüne kadar ulusla beraber yaþamlarýný ortaya koymaktan çekinmemiþ ve hiçbir vakit çekinmeyecek insanlar olduðuna göre, iþaret olunan despotizm herhalde mevcut deðildir… 11.12.1924, Times Muhabirine Demeç.
•     Geleceðini, kendisini zincire vuran þahýslara terk eden milletler, o þahýslarýn keyif ve isteklerine oyuncak olmaya karar vermiþ, rýza göstermiþ kabul edilirler. Bu türlü milletler, talihini ellerine teslim ettiði insanlar baþarýlý oldukça, o insanlarýn daha kuvvetli baskýsý altýnda kalýrlar. Baþarýlý olmazlarsa felâket, yok olma yalnýz o insanlarý deðil, onlara baðlý olan bütün toplumu kapsar.03.01.1922, General Frunse’nin Ziyafetinde.
ÝÞBÝRLÝÐÝ-BÝRLÝKTE ÇALIÞMA
•     Büyük iþler, önemli giriþimler, ancak birlikte çalýþma ile elde edilebilir. (1925, Bursa) (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1997, Cilt II, s. 231)
JANDARMA OKULLARI
•     Ýç güvenliðin saðlanmasýnda en mühim ve maddî vasýta olan jandarma teþkilâtý, önemli birlikler ilâvesi ile güçlendirilmiþ ve çeþitli jandarma okullarý açýlmýþtýr. 01.03.1922, TBMM.
KABOTAJ
•     Kabotajýn, bu sene içinde, sadece ve tamamen Türk sancaðýna dönmesi fiilen gerçekleþmiþtir. Bu olayý övünçle anmak isterim. TBMM, 1.11.1926.
KADIN-KÖYLÜ KADINI
•     Bizim toplumumuzun baþarý gösterememesinin sebebi, kadýnlarýmýza karþý gösterdiðimiz ihmal ve kusurdan doðmaktadýr. (1923)
•     Ey kahraman Türk kadýný, sen yerde sürünmeye deðil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye deðersin.
•     Kadýnlarýmýz hatta erkeklerden daha çok aydýn, daha çok feyizli ve daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. (1923)
•     Þuna inanmak lâzýmdýr ki, dünya yüzünde gördüðümüz her þey kadýnýn eseridir. (1923)
•     Bilinmektedir ki, her safhada olduðu gibi toplum hayatýnda dahi görev bölümü vardýr. bu genel görev bölümü arasýnda kadýnlar kendilerine ait olan görevleri yapacaklarý gibi ayný zamanda toplumun refahý, saadeti için gerekli olan genel konulara dahi dahil olacaklardýr. 31. 01. 1923, Ýzmir’de Halk Ýle Konuþma.
•     Ýnsanlar dünyaya mukadder olduklarý kadar yaþamak için gelmiþlerdir. Yaþamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayý bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken diðer uzvu atalette olursa, o toplum felç olmuþtur. Bir toplumun hayatta çalýþmasý ve muvaffak olmasý için çalýþmanýn ve baþarýlý olabilmenin baðlý olduðu bütün sebep ve þartlarý kabul etmesi gerekir. Bundan dolayý bizim toplumumuz için ilim ve fen lâzým ise bunlarý ayný derecede hem erkek ve hem de kadýnlarýmýzýn kazanmalarý gerekir. 31. 01. 1923, Ýzmir’de Halk Ýle Konuþma.
•     Ýnsan topluluðu, bir ulus erkek ve kadýn denilen iki cins insanlardan oluþmaktadýr. Olabilir mi ki, bir kitlenin bir parçasýný ilerletelim. Diðerini göz ardý edelim de, kitlenin tamamý ilerlemiþ olabilsin? Mümkün müdür ki bir toplumun yarýsý topraklara zincirlerle baðlý kaldýkça diðer kýsmý göklere yükselebilsin? Þüphe yok, ilerleme adýmlarý, dediðim gibi iki cins tarafýndan beraber, arkadaþça atýlmak ve geliþme sahalarýnda ve yenilikle birlikte mesafe almak gereklidir. Kastamonu,1925.
•     Bir toplum ayný amaca bütün kadýnlarý ve erkekleri ile beraber yürümez ise ilerlemesine teknik olarak imkan ve bilimsel olarak ihtimal yoktur. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.153)
•     ...Kadýnlarýmýzýn genel görevlerde paylarýna düþenlerden ayrý olarak kendileri için en önemli, en hayýrlý, en erdemli bir vazifeleri de iyi ana olmaktýr. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.156)
•     Þuna kani olmak lazýmdýr ki dünya yüzünde gördüðümüz her þey kadýnýn eseridir. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.89)
•     Kadýnlarýmýz erkeklerden daha çok aydýn, daha çok verimli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.156)
•     Bir toplum, bir millet erkek ve kadýn denilen iki cins insandan oluþmaktadýr. Mümkün müdür ki bir toplumun yarýsý topraklara zincirlerle baðlý kaldýkça diðer kýsmý göklere yükselebilsin? Þüphe yok ilerleme adýmlarý dediðim gibi iki cins tarafýndan beraber, arkadaþça atýlmak ve geliþme sahalarýnda ve yenilikte birlikte mesafe almalarý lazýmdýr... (1925, Kastamonu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 226-227)
•     Dünyanýn hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadýnýnýn üstünde kadýn mesaisi zikretmek olanaðý yoktur. (1923)
•     Dünyanýn hiçbir yerinde, hiçbir Ulusunda, Anadolu köylü kadýnýnýn üstünde emek vermiþ bir baþka kadýn topluluðu gösterilemez. Dünyada hiçbir Ulusun kadýný “Ben Anadolu kadýnýndan daha fazla çalýþtým, Ulusumu kurtuluþa ve zafere götürmekte Anadolu kadýný kadar gayret gösterdim” diyemez.” (21.03.1923, Konya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 152)
•     Büyük Türk kadýnýný çalýþmalarýmýza ortak yapmak, hayatýmýzý onunla birlikte yürütmek, Türk kadýnýný bilimsel, ahlaki, sosyal ve ekonomik hayatta erkeðin ortaðý, arkadaþý, yardýmcýsý ve destekçisi yapmak yoludur. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.154-155)
KALÝTELÝ VE SAÐLIKLI GIDA
•     Bütün gýda ihtiyaçlarýmýzýn kalitesini yükseltmek hastalýk ve zararlýlarý ile uðraþmak için gereken teknik ve yasal her önlem zaman geçirilmeden alýnmalýdýr. (1937, TBMM.) (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1997, Cilt I, s. 413)
KANUN
•     Yasa koyan insanlar birtakým seçkin özelliklere sahip olmak zorundadýr. O özelliklerden birincisi þudur efendiler: Yasa öneren, yasa yapan, yasa koyan bir insan, insanlýðýn bütün hislerini bütün ihtiraslarýný herkesten daha çok sezer ve bilir. Fakat nefsini herkesten çok va tamamen bütünüyle bunlardan ayýrt etmek kudret ve yeteneðine sahip olmalýdýr. Bu seçkin özelliklere sahip olmayan, insanlar insan topluluðu için yasa yapmak hak ve yetkisinden men edilmiþtir. Efendiler yasalar duygulara dayanarak ve uyularak yapýlmaz. 1. 12. 1921, TBMM.
•     Günün ihtiyaçlarýna uygun yasa yapmak ve onu iyi uygulamak zenginlik (gönenç) ve ilerleme araçlarýnýn en önemlilerindendir. (1925)
KAPÝTÜLÂSYON (YABANCILARIN AYRICALIKLARI)
•     Kapitülâsyonlarýn hiçbir kýsmýnda istisnayý kabul etmiyoruz. Adlî, malî veya askerî kapitülâsyonlarýn hiçbirini tanýmýyoruz. 26. 09. 1922, Chicago Tribun’un Ýzmir’e Gönderdiði Muhabirine Verilen Demeç.
•     Bana Avrupalýlarýn ve bilhassa Fransýzlarýn doðudaki yararlarýndan bahsediyorsunuz. Her þeyden evvel þurasý bilinmek lâzýmdýr ki, Büyük Millet Meclisi hükümeti kapitülâsyonlarýn devamýný asla kabul etmeyecektir. Þayet yabancý uyruklular eskiden olduðu gibi, bundan sonra da kapitülâsyonlardan istifade etmeyi düþünüyorlarsa, aldanýyorlar. Kapitülâsyonlar bizim için mevcut deðildir ve asla mevcut olmayacaktýr. Türkiye’nin istiklâli her sahada tamamen ve eksiksiz onaylanmak þartýyla kapýlarýmýz bütün yabancýlara açýk kalacaktýr. 2.11.1922, Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç.
•     Ulusal hudutlarýmýz içinde bulunan topraklarýn bize verilmesinde ýsrar edeceðiz. Ondan sonra, bu topraklar üzerinde tamamýyla, baðýmsýz, yani kapitülâsyonsuz bir Türkiye yaþamasýný istiyoruz. Ýþte bütün istediklerimiz budur. 2.11.1922, Petit Parisien haberçisine Bursa’da Verilen Demeç.
•     Kapitülâsyonlarýn Türk ulusu için ne derece nefret edilen bir þey olduðunu size tanýmlayamam. Bunlarý diðer þekil ve isimler altýnda gizleyerek bize kabul ettirmeye baþaracaklarýný planlayan ve hayal edenler bu konuda pek çok aldanýyorlar. Çünkü Türkler kapitülâsyonlarýn devamýnýn kendilerini çok az zamanda ölüme götüreceðini çok iyi anlamýþlardýr. 25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’a Çankaya’da Verilen Demeç.
KIYAFET (GÝYÝM)-KILIK
•     Her ulusun olduðu gibi bizim de ulusal bir giyimimiz varmýþ. Fakat yadsýnamaz ki, taþýdýðýmýz giyim o deðildir. Hatta ulusal giyimimizin ne olduðunu bilenler içimizde azdýr bile. Uygar bir insan bu garip giyime girip dünyayý kendine güldürür mü? Kastamonu,1925.
•     Devlet memurlarý bütün ulusun giyimini düzeltecektir. Fen, saðlýk açýsýndan pratik olmak itibariyle, her görüþ noktasýndan denenmiþ uygar giyim giyilecektir. Bunda kararsýzlýða yer yoktur. Kastamonu, 1925.
•     Deyimimi mazur görünüz: Altý kaval üstü þiþhane diye deyim olunabilecek bir giyim, ne ulusaldýr ve ne de uluslararasýdýr. O halde giyimsiz bir ulus olur mu arkadaþlar?
•     Uygar ve uluslararasý giyim bizim için çok cevherli ulusumuz için yaraþýr bir giyimdir. Onu giyeceðiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta pantolon, yelek, gömlek, kravat, yakalýk, ceket ve doðal olarak bunlarýn tamamlayaný olmak üzere güneþten koruyan baþlýk. Ýnebolu, 1925.
•     Giyim þeklimizi aþýrýya vardýranlar, giyimlerinde aynen Avrupa kadýnýný benzemeye çalýþanlar düþünmelidir ki, her ulusun kendine özgü gelenek, görenekleri ve kendisine özgü ulusal özellikleri vardýr. Hiçbir ulus aynen diðer bir ulusun benzeri olmamalýdýr. Çünkü böyle bir ulus ne benzemeye çalýþtýðý ulusun ayný olabilir, ne kendi ulusal sýnýrlarýnda kalabilir. Bunun sonucu þüphesiz ki acýdýr. (1923, Konya) (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1997, Cilt II, s. 154)
KOMUTAN-KOLORDU KUMANDANI-ORDUMUZ
•     Kolordu kumandaný demek Efendiler, dünyanýn her yerinde, her millete, en büyük kumandan demektir. Kolordu kumandanýndan sonra baþka büyük kumandan yoktur. 14.08.1920, TBMM.
•     Askeri hareketler, siyasi faaliyetlerin ümitsiz olduðu noktada baþlar. Ümidin güvenli bir surette geri dönüþü, ordularýn hareketinden daha seri hedeflere ulaþmayý temin edebilir. (1922, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. III, s. 61-62)
•     Ben size saldýrý emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfýnda yerimize baþka kuvvetler gelir baþka komutanlar egemen olabilir. (1915, Anafartalar) (Atatürk, Anafartalar Muharebatýna Ait Tarihçe, Derleyen: U.ÝÐDEMÝR, 1990, s., XV-XVII)
•     Ordumuz, Türk birliðinin, Türk kudret ve yeteneðinin, Türk vatanseverliðinin çelikleþmiþ bir ifadesidir.
•     Ordumuz; Türk topraklarýnýn ve Türkiye idealini gerçekleþtirmek için sarf etmekte olduðumuz sistemli çalýþmalarýn yenilmesi imkansýz güvencesidir.
•     Büyük milli disiplin okulu olan Ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaþlarýmýzda bize ayný zamanda en lüzumlu elemanlarý da yetiþtiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayrýca itina ve dikkat edileceðine, þüphem yoktur. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 420)
•     ...benim için ordumuzun deðerini ifade de tek karþýlaþtýrma þudur :Türk ordusunun bir birliði, dengini mutlaka yener, iki katýný durdurur. Þimdilik bundan fazlasýný istemiyorum. Çünkü fazlasýný milletimizin yaratýlýþtan sahip olduðu cengaverlik zaten saðlamaktadýr. Fakat bu deðeri mutlaka korumak lazýmdýr. Bunu, askeri bir esas, bir kural olarak göz önünde tutmalýdýr... Bu deðer korundukça, teþkilatýmýzý, eðitim ve öðretimimizi bu hedef ve amaca yönelttikçe, Türkiye’nin her türlü saldýrýdan, taarruzdan korunmuþ olacaðýna ve korunacaðýna kimsenin þüphesi kalmaz.
•     Bir Türk komutanýnýn, ordusunu kullanmaksýzýn, herhangi bir kötü rastlantý ve kötü þans eseri bile olsa, düþmana esir düþmesini biz mazur görsek de, tarih, bunu asla affetmez ve affetmemelidir. Türk Devrim Tarihinin, gelecek nesillere hitap ve uyarýsý iþte budur. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.336)
•     Kaleyi içinden ele geçirmek dýþýndan zorlamaktan çok kolaydýr. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.433)
•     Komutanlar, emir vermiþ olmak için emir vermezler. Gerekli, uygulanabilir olan hususlarý emrederler. Emir verirken, kendini, o, emri yerine getirecek olanlarýn yerine koymak ve emrin nasýl yerine getirilip uygulanacaðýný düþünmek ve bilmek gerekir. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.502)
•     En büyük askerlik; çeþitli varsayýmlarý çok iyi hesap ederek en iyi görüleni gecikmeden uygulamaktýr. (Atatürkçülük, Atatürk’ün Görüþ ve Direktifleri, Birinci Kitap, s.241)
•     Yarým hazýrlýkla yarým tedbirle yapýlacak taarruz, hiç taarruz etmemekten daha kötüdür. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.431)
•     Bir orduyu oluþturan her rütbe sahibi, genel olarak her þahýs, yaþayan bir makinenin canlý organlarý, parçalarýdýr. (Zabit ve Kumandan Ýle Hasbihal, Genelkurmay ATASE Baþkanlýðý, s.26)
•      ... Türk esaret kabul etmeyen bir ulustur. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, Cilt II, s.241)
•     Hiçbir medeni devlet yoktur ki, ordu ve donanmadan evvel ekonomisini düþünmüþ olmasýn. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.188)
•     Maddi ve özellikle manevî çöküþ, korku ile... güçsüzlükle baþlar. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.432)
•     Baþarýlarda gururu yenmek, felaketlerde ümitsizliðe karþý koymak gereklidir. (AFET ÝNAN, Atatürk Hakkýnda Hatýralar ve Belgeler, Ýþ Bankasý Yayýnlarý, s.94)
•     Büyük kararlar vermek kâfi deðildir. Bu kararlarý cesaret ve kesinlikle tatbik etmek lâzýmdýr. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1999, s.396)
•     Muharebede kuvvetten ziyade, kuvveti maksada uygun sevk ve idare etmek önemlidir. (ÝÐDEMÝR Uluð, AKDTYK., Anafartalar Muharebatýna Ait Tarihçe, Türk Tarih Kurumu Basýmevi, s.23)
KONUK
•     Bizzat Anadolu içerlerinde yaptýðým yolculuklarýmda gördüm ki, biz Türkler konuklarýmýzý aðýrlama ve ikram için onlara verdikleri ziyafetlerde çok miktarda yemek yapýyoruz. Bu ekonomiye aykýrý olduðu gibi, takdir buyurunuz ki saðlýða da zararlýdýr. Ulusumuzun konuk severlikteki bu geleneðini akla uygun bir sýnýra çekmeyi hepimiz görev saymalýyýz.3.10.1925, Bursa.
KOMÜNÝZM
•     Komünizm toplumsal bir sorundur. Ülkemizin durumu, ülkemizin toplumsal koþullarý, dinî ve ulusal geleneklerinin gücü, Rusya’daki komünizmin bizce uygulamasýna uygun olmadýðý izlenimini doðrular bir kapsamdadýr. 6.02.1921, Hâkimiyet-î Milliye (Ulusal Egemenlik Gazetesi).
KÖYLÜ
•     Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi (beyi), gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok bolluk, mutluluk ve zenginliðe hak kazanmýþ olan köylüdür. (Ankara,1922) Köylü hepimizin velinimetidir. Bu soylu unsurun zenginliðini düþüneceðiz. 20.07.1931. Eskiþehir’den geçerken. « Zahire ticaretinde ziyan ettiðini » söyleyen Uluçayýrlý Hasan Efendi’ye hitaben söylenmiþtir. Ankara, 1922. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, s. 240
KURAN-I KERÝM
•     Sonra Kuran’ýn çevirisini emrettim. Bu da, ilk defa olarak Türkçe’ye çevriliyor. 30.11.1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç.
KURTULUÞ
•     Türk Ulusunun kalbinden, vicdanýndan sanih ve mülhem olan en esaslý, en bariz arzu ve iman malum olmuþtu : Kurtuluþ. (1927)
KÜLTÜR-KÜLTÜR ORDUSU
•     Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür... Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiðinden anlam çýkarmak, uyanýk davranmak düþünmek ve zekâyý eðitmektir. (1936)
•     Kültür zeminle orantýlýdýr. O zemin, ulusun sicilidir. 16.07.1921, Ankara, Maarif Kongresi.
•     Asýl uðraþmaya mecbur olduðumuz þey yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliðini tutmaktýr.(1932)
•     Kültür, tabiatýn yüksek verimleriyle mesut olmaktýr. Bu ifade içinde çok þey saklýdýr. Temizlik, saflýk, yükseklik, insanlýk vb. bunlarýn hepsi insanlýk niteliklerindendir.
•     Ülkemizi, toplumumuzu gerçek hedefine, mutluluða eriþtirmek için iki orduya gereksinme vardýr. Biri vatanýn hayatýný kurtaran asker ordusu, diðeri ulusun geleceðini yoðuran düþünce ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kýymetlidir, yücedir, verimlidir, saygýndýr. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kýymetlidir, hangisi diðerine gereksinim duyar. Þüphesiz böyle bir tercih yapýlamaz, bu iki ordunun ikisi de yaþamsaldýr. Yalnýz siz, kültür ordusu mensuplarý, sizlere mensup olduðunuz ordunun kýymet ve kutsallýðýný anlatmak için þunu söyleyeyim ki, sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldürüp niçin öldüðünü öðreten bir orduya aitsiniz.
•     Bir ulus, kültür ordusuna sahip olmadýkça savaþ meydanlarýnda ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin köklü sonuçlar vermesi, ancak kültür ordusuyla olasýdýr. Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun elde ettiði kazançlar sönük kalýr. Ulusumuzu gerçek kurtuluþa ulaþtýrmak istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve yaþama götüren bugünkü idare þeklimizin sonsuzluðunu istiyorsak, bir an önce, büyük, kusursuz, nurlu bir kültür ordusuna sahip olmak zorunluluðunda bulunduðumuzu yadsýyamayýz. (1923, Kütahya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 167-168)
LAÝKLÝK
•     Laiklik, yalnýz din ve dünya iþlerinin ayrýlmasý demek deðildir. Bütün yurttaþlarýn vicdan, tapýnma ve din özgürlüðü de demektir. (1930)
•     Laiklik, asla dinsizlik olmadýðý gibi, sahte dindarlýk ve büyücülükle mücadele kapýsýný açtýðý için, gerçek dindarlýðýn geliþmesi olanaðýný saðlamýþtýr. (1930)
•     Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüþüne dayalý olduðu hiçbir zaman unutulmamalý ve bu gerçek gözden kaçmamalýdýr. Zira Türk halký teokratik yönetimden çok acý çekmiþtir. Geri kalýþýnýn nedenleri arasýnda bunun önemli bir yeri vardýr. (1930, Kýrklareli) (U. Kocatürk, Doðumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalý Atatürk Günlüðü, Atatürk Araþtýrma Merkezi, s. 437)
LATÝN HARFLERÝ
•     Basit bir tecrübe Lâtin esasýndan Türk harflerinin, Türk diline ne kadar uygun olduðunu þehirde ve köyde yaþý ilerlemiþ Türk çocuklarýnýn ne kadar kolay okuyup yazdýklarýný güneþ gibi meydana çýkarmýþtýr. TBMM, 1.11.1928.
LOZAN BARIÞI
•     Lozan antlaþmasý, Türk Ulusuna karþý, asýrlardan beri hazýrlanmýþ ve Sevr antlaþmasýyla tamamlandýðý sanýlmýþ, büyük bir cana kýymanýn yýkýlýþýný anlatan bir belgedir. Osmanlý devrine ait tarihe eþi geçmemiþ bir politik zafer yapýtýdýr.24.07.1933,Ulusal Egemenlik Gazetesi.
•     Lozan barýþý Türk tarihinde bir dönüm noktasýdýr. Türk Ulusu için politik bir baþarý (utku) teþkil eden bu antlaþmanýn Osmanlý Tarihinde benzeri yoktur. Ulusumuz bununla haklý olarak gururlanabilir ve Türk ulusunun yüksek bir yapýtý olan bu antlaþmanýn yüksek kýymetini beðenmesi gereken gençliðin bunu geçmiþte yapýlmýþ antlaþmalarla kýyaslanmasý gerekir. 26.07.1927, Dolmabahçe Sarayý, Lozan Barýþ Antlaþmasý Hakkýnda.
MALÝYE MEMURU
•     Maliye memurlarý da iç iþleri memurlarý gibi halkla daimî temasý olan teþkilâttýr. Bunlarýn da, halk ile temaslarýnda, halk için çalýþan bir halk hükümetin tabii niteliði olan azami dikkat ve ihtimam göstermek ve âzami emniyet ve inan vermek özelliklerinin ortaya çýkmasýna bilhassa özen göstermeleri lâzýmdýr. 1.11.1937, TBMM,
MECELLE
•     Efendiler ! Bizim elyevm mevcut olan kanunu medenimiz mecelledir. Bu kanunu medenî takriben yarým asýr evvel Cevdet Paþa merhumun taktý riyasetinde bir heyet-î ilmiye marifetiyle tertip olunmuþtur…1.03.1922, TBMM.
MÝMBER
•     Mimberler halkýn dimaðlarý, vicdanlarý için bir feyiz kaynaðý, bir nur kaynaðý olmuþtur. 7.02.1923, Balýkesir’de Halka Konuþma.
MÝLLETVEKÝLÝ (ULUS TEMSÝLCÝSÝ)
•     Sayýn milletvekilleri; Aðýr ve önemli iþleriniz, size, ulus yolunda, esaslý hizmetler hazýrlamaktadýr. Milletin sevgileri hayýrlý ve faydalý çalýþmalarýnýzda sizinle beraberdir.
1.11.1936, TBMM Açýlýþý.
MONDROS ATEÞKESÝ
•     Ahmet Ýzzet Paþa Hükümeti uluslar esasýna dayanan adil bir barýþa kavuþmak emeliyle ateþkesi istedi. Baðýmsýzlýk uðrunda namus ve yiðitlikle dövüþen ulusumuz 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan ateþkes ile silahýný býraktý. 24.04.1920, TBMM.
•     Ýtilâf donanmalarý Ýstanbul’a girdikten sonra ateþkes hükümleri bir tarafa býrakýldý. Gün geçtikçe artan bir þiddetle, sultanlarýn haklarý, iktidar saygýnlýðý, ulusal onurumuz saldýrýlara uðradý.
MUHALEFET (AYKIRILIK)
•     Bence muhalefet hürmete deðerdir. Çünkü o da bir araþtýrma, bir görüþ bileþkesidir. Fakat edilecek itirazlar makul ve anlayýþlý ve meþru sebeplere dayanmazsa muhalefet deðersiz olur.24/25.10.1919, Amasya, Tasvir-i Efkâr habercisi Ruþen Eþref ile Görüþme.
MUSÝKÝ (MÜZÝK)
•     Bir milletin yeni deðiþikliðinde ölçü, musikide deðiþikliði alabilmeli, kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmeye yeltenilen musiki, yüz aðartacak deðerde olmaktan uzaktýr. Bunu açýkça bilmeliyiz. Millî ince duygularý, düþünceleri anlatan, yüksek deyiþleri, söyleyiþleri toplamak, onlarý bir gün önce, genel son musiki kurallarýna göre iþlemek gerekir. Ancak bu sayede, Türk millî musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir.(1934)
•     Millî müzik, modern teknik içinde yükseltme çalýþmalarýna, bu yýl daha çok emek verilecektir. (1935)
•     Hayatta musiki lâzým deðildir. Çünkü hayat musikidir. Musiki ile ilgisi olmayan mahlûkat insan deðildir. Eðer mevzubahis olan hayat insan hayatý ise musiki mutlaka vardýr. Musikisiz hayat zaten mevcut olamaz. Musiki hayatýn neþesi, ruhu, sevinci ve her þeyidir. Yalnýz musikinin uygun türü yorumdur. 14.10.1925, Ýzmir Kýz Öðretmen Okulunda Bir Konuþma.
•     Bugün dinletmeðe yeltenilen musiki yüz aðartacak deðerde olmaktan uzaktýr. Bunu açýkça bilmeliyiz. Ulusal; ince duygularý, düþünceleri anlatan; yüksek deyiþleri, söyleyiþleri toplamak, onlarý bir gün önce , genel son musiki kurallarýna göre iþlemek gerektir. Ancak; bu düzeyde, Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir. 01. 11. 1934, TBMM.
•     Müzik yaþamýn neþesi, ruhu, sevinci ve her þeyidir. (1925, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 243)
•     Bir ulusun yeni deðiþikliðinde ölçü, musikide deðiþikliði alabilmesi, kavrayabilmesidir. (1934, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 396)
MUSTAFA KEMAL
•     Ýki Mustafa Kemal vardýr: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… Ýkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o ben deðil, bizdir! O, ülkenin her köþesinde yeni düþünce, yeni yaþam ve büyük ülkü için uðraþan aydýn ve savaþçý topluluktur. Ben onlarýn rüyasýný temsil ediyorum. Benim giriþimlerim, onlarýn özlemini çektikleri þeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaþamasý ve baþarýlý olmasý gereken Mustafa Kemal odur!
•     Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek deðildir. Benim fikirlerimi, benim duygularýmý anlýyorsanýz ve hissediyorsanýz bu yeterlidir.
MUSUL
•     Musul vilâyeti, Türkiye Devletinin millî sýnýrlarý içindedir, buralarýný anavatandan koparýp þuna buna hediye etmek hakký kimseye ait olmaz. 30.01.1923, Ýzmir, Gazetecilere.
NAMAZ
•     Masum halka beþ vakit namazdan baþka geceleri de fazla namaz kýlmayý vaaz etmek ve öðütlemek, belki ömründe hiç namaz kýlmamýþ olan bir politikacý tarafýndan vaki olursa, bu hareketin hedefi anlaþýlmaz olur mu?15/20.10.1927, Nutuk.
NAPOLYON
•     Ben, Napolyon’u hiç sevmiyorum. Çükü Napolyon her þeye kendi þahsýný sokardý. Mücadelesi belli bir dava için deðildi; kendi þahsý içindi. Ýþte bu bakýmdan bu gibi adamlar için kaçýnýlmasý imkansýz olan felâkete uðradý…23.01.1923, Morning Post Yazarý Grace Ellison’a Demeç.
•     Napolyon, beni baþka askerlerden baþka ilgilendirmez. 23.01.1923, Morning Post yazarý Grce Ellison’a demeç.
•     Napolyon esaslý bir fikre dayanmadan iþe baþlamýþ ve kendine bir fýrsat yaratacaðýný zannetiði olaylarýn gidiþine uymuþtur. Onun bu þekilde hareketi, demokrasiciliðin vücudunun altmýþ senelik gecikmesine sebebiyet vermiþtir ; diyebiliriz… 30.11.1929, Vossishe Zeitung Muhabirine Demeç.
NÜFUS YASASI
•     Büyük millet meclisinin tasvibine arz edilmiþ olan yeni Nüfus Kanununun kabul ve uygulanmasý nüfus iþlerinin daha modern ve muntazam bir þekilde yürütülmesini temine hizmet edecektir. 01.11.1938, TBMM, Atatürk adýna Baþvekil Celal Bayar Tarafýndan okunan söylev.
NÜFUS SAYIMI
•     Efendiler, nüfus meselesi bir memleketin en önemli hayati meselelerindendir. Ýdarî, askerî, malî ve iktisadi meselelerde memleket nüfusunun gerçek sayýsýný bilmek ne kadar gerekli ise her sene yapýlacak istatistiklerle nüfusun artýþ veya azalýþ miktarý anlaþýlmadan artýþ nedenlerinin devam ettirilmesi ve azalýþ nedenlerinin yok edilmesi için tedbir almanýn mümkün olmayacaðý bellidir. Bundan dolayý yeniden nüfus sayýmý yapýlmasýna pek acil ve kesin bir lüzum muhakkaktýr. 01.03.1923, TBMM.
OKUL
•     Mektep sayesinde, Mektebin vereceði ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatý, Türk ekonomisi, Türk þiir ve edebiyatý bütün güzelliði ile geliþir. 27.10.1922, Bursa, Öðretmenlere.
•     Mektep genç dimaðlara, insanlýða hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, þerefi ve baðýmsýzlýðý öðretir. Baðýmsýzlýk tehlikeye düþtüðü zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doðru yolu belletir… Memleket ve milleti kurtarmaya çalýþanlarýn ayný zamanda mesleklerinde birer namuskâr ve birer âlim olmalarý lâzýmdýr. Bunu temin eden mekteptir. 27.10.1922, Bursa, Öðretmenlere.
•     Her fert dinini, diyanetini, imanýný öðrenmek için bir yere muhtaçtýr. Orasý da mekteptir. 31.01.1923, Ýzmir’de Halk Ýle Konuþma.
•     Okullar öðretim ve eðitim kadar, okul dýþýndaki neslin sürekli bir aydýnlýk demeti altýnda tutulmasý gereklidir. 07.07.1927, Dolmabahçe, Ýstanbul Öðretmenler Heyetine söylenmiþtir.
•     Bilim ve fen çalýþmalarýnýn merkezi okuldur. Bundan dolayý okul lazýmdýr. Okul adýný hep beraber hürmetle, saygýyla analým.
•     Okul genç beyinlere; insanlýða hürmeti, millet ve memleket sevgisini, þerefi, baðýmsýzlýðý öðretir. Baðýmsýzlýk tehlikeye düþtüðü zaman onu kurtarmak için takip edilecek en uygun, en güvenli yolu öðretir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalýþanlarýn ayný zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmalarý lazýmdýr. Bunu saðlayan okuldur. Ancak bu þekilde her türlü giriþimin mantýklý sonuçlara ulaþmasý mümkün olur.
ORDU (TÜRK ORDUSU)
•     Dünyanýn hiçbir ordusunda yüreði seninkinden daha temiz ve daha saðlam bir askere rast gelinmemiþtir.(1921)
•     Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin ordusu, istilalar yapmak veya saltanatlar yýkmak veya saltanatlar kurmak için þunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan uzaktýr
18.04.1922, TBMM, Ordu Hakkýnda.
•     Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularýnýn vazifesi, « Misak-ý Millî » hükümlerini temin etmektir. 2.09.1922, Ýzmir’de Ýkdam Muhabiri Yakup Kadri’ye Verilen Demeç.
•     Ordumuz, Türk topraklarýnýn ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduðumuz sistemli çalýþmalarýn yenilmesi imkânsýz teminatýdýr. 01.11.1937, TBMM.
•     Ordumuz, Türk birliðinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliðinin çelikleþmiþ bir ifadesidir. 01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yýlýný
•     Büyük millî disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaþlarýmýzda bize ayný zamanda en lüzumlu elemanlarý da yetiþtiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayrýca itina ve himmet edileceðine, þüphem yoktur.01.11.1937, TBMM.
•     Zaferleri ve mazisi insanlýk tarihi ile baþlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet ýþýklarýný taþýyan kahraman Türk ordusu !
•     Memleketini en buhranlý ve müþkül anlarda zulümden, felâket ve musibetlerden ve düþman istilâsýndan nasýl korumuþ ve kurtarmýþ isen Cumhuriyetin bugünkü verimli devrinde de askerlik tekniðinin bütün modern silah ve vasýtalarý ile donanmýþ olduðun halde vazifeni ayný baðlýlýkla yapacaðýna hiç þüphem yoktur 9.10.1938, T.C. Ordularýna Mesaj, Ankara Hipodrumunda yapýlan geçit resminden önce Baþbakan Celâl Bayar tarafýndan okunmuþtur.
ORMAN
•     Orman servetimizin korunmasý lüzumuna ayrýca iþaret etmek isterim. Ancak, bunda mühim olan, korunma esaslarýný; memleketin türlü aðaç ihtiyaçlarýný devamlý olarak karþýlamasý icap eden ormanlarýmýzý dengeli ve teknik bir þekilde iþleterek istifade etmek esasiyle makul bir þekilde uzlaþtýrmak mecburiyeti vardýr. 01.11.1937, TBMM.
ORTA ÖÐRENÝM
•     Bu ilk ve son iki tahsil kademesi arasýnda orta tahsilin de gerekliliði tabiîdir. Orta tahsilin gayesi memleketin muhtaç olduðu muhtelif hizmet ve sanat erbabýný yetiþtirmek ve yüksek tahsile aday hazýrlamaktýr.
•     Orta tahsilde dahi terbiye ve talim usulünün pratik ve uygulamalý olmasý esasýna uymak þarttýr. Kadýnlarýmýzýn da ayný tahsil derecelerinden geçerek yetiþmelerine önem verilecektir. 01.03.1922, TBMM.
OSMANLI DEVLETÝ
•     Osmanlý devleti, ne yazýk ki ölmüþtür. Babýâli iktidarý ne yazýk ki ölmüþtür; affedersiniz, yanlýþ yaptým! Ne yazýk ki demeyecektim, iyi ki ölmüþtür. Çünkü onlar ölmeseydi ulusu öldüreceklerdi…31.01.1923, Ýzmir’de Halk ile Konuþma.
OSMANLI TARÝHÝ
•     Osmanlý tarihi baþtan sonuna kadar hakanlarýn, padiþahlarýn, þahýslarýn, en nihayet zümrelerin hal ve hareketlerini kaydeden bir destandan baþka bir þey deðildir..."17.02.1923, Ýzmir Ýktisat Kongresinin Açýþ Söylevi.
ÖÐRENCÝ
•     Küçük hanýmlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceðin bir gülü, yýldýzý, ikbal nurusunuz. Yurdu asýl nura gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim ve kýymetli olduðunuzu düþünerek ona göre çalýþýnýz. Sizlerden çok þeyler bekliyoruz.(1922, Bursa) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, s. 45 -46)
ÖÐRETMEN
•     Dünyanýn her tarafýnda öðretmenler insan topluluðunun en özverili ve saygýdeðer unsurlarýdýr.01. 03. 1923.
•     Yeni kuþak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öðretmenler topluluðundan ve onlarýn yetiþtirecekleri öðretmenlerden alacaktýr.(1924)
•     Öðretmenler!... Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafýzlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiþtirmek sizin elinizdedir. 25.08.1924, Öðretmenler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Öðretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öðretmen ve eðitimcilerini, sizler yetiþtireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktýr…25.08.1924, Öðretmenler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Öðretmenler! Erkek ve kýz çocuklarýmýzýn, ayný suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olmasý mühimdir. Memleket evlâdý, her öðrenim aþamasýnda ekonomik hayatta verimli, etkili ve baþarýlý olacak surette donatýlmalýdýr. 25.08.1924, Öðretmenler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdaný hür, irfaný hür" nesiller ister. 25.081924, Öðretmenler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Sizin baþarýnýz, Cumhuriyetin baþarýsý olacaktýr.
•     Milletleri kurtaranlar yalnýz ve ancak öðretmenlerdir. Öðretmenden, eðiticiden mahrum bir millet henüz millet namýný almak yeteneðini elde edememiþtir. Ona basit bir kütle denir, millet denmez. 14.10.1925, Ýzmir Erkek Öðretmen Okulunda.
•     Öðretmenler her fýrsattan istifade ederek halka koþmalý, halk ile beraber olmalý ve halk, öðretmenin çocuða yalnýz alfabe okutur bir varlýktan ibaret olmayacaðýný anlamalýdýr. 07.071927, Dolmabahçe Sarayý, Ýstanbul Öðretmenler Heyetine Demeç.
•     Öðretmenler; yeni nesli Cumhuriyetin fedakar öðretmen ve eðitimcileri sizler yetiþtireceksiniz, yeni nesil, sizin eseriniz olacaktýr. Eserin kýymeti, sizin becerinizin ve fedakarlýðýnýzýn derecesiyle orantýlý olacaktýr. Cumhuriyet: fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli muhafýzlar ister. Yeni nesli, bu özellik ve yetenekte yetiþtirmek sizin elinizdedir.
•     Öðretmenler! Erkek ve kýz çocuklarýmýzýn, ayný þekilde bütün öðretim basamaklarýndaki eðitimleri uygulamalý olmalýdýr. Yurt evladý, her öðrenim basamaðýnda, ekonomik hayatta baþarýlý, iz býrakan, eser sahibi olacak þekilde bilgilerle donatýlmalýdýr. Ulusal ahlâkýmýz, çaðdaþ esaslarla ve hür fikirlerle artýrýlmalý ve takviye olunmalýdýr. Bu çok mühimdir, bilhassa nazarý dikkatinizi çekerim....Sizin baþarýnýz Cumhuriyetin baþarýsý olacaktýr.
•     Arkadaþlar! yeni Türkiye’nin birkaç yýla sýðdýrdýðý askeri, siyasi, idari inkýlâplar sizin, sayýn öðretmenler, sizin sosyal ve fikri inkýlâptaki baþarýnýzla pekiþtirilecektir. Hiçbir zaman hatýrlarýnýzdan çýkmasýn ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdaný hür, irfaný hür “nesiller ister. (1924, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 178 -179)
•     Okullarda öðretim vazifesinin güvenilebilir ellere teslimini, ülke çocuðunun, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygý deðer öðretmenler tarafýndan yetiþtirilmesini saðlamak için öðretmenlik, diðer serbest ve yüksek meslekler gibi, aþama aþama ilerlemeye ve her halde zenginlik saðlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir. Dünyanýn her tarafýnda öðretmenler, insan toplumunun en öz verili ve saygý deðer unsurlarýdýr. (1923, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, s. 317)
•     Ulusa gideceði yolu gösterirken dünyanýn her türlü ilminden, keþiflerinden, geliþmelerinden yararlanalým, ama unutmayalým ki, asýl temeli kendi içimizden çýkarmak zorundayýz. (1923, Konya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 145)
•     Uluslarý kurtaranlar yalnýz ve ancak öðretmenlerdir. Öðretmenden, eðiticiden yoksun bir ulus henüz ulus adýný almak yeteneðini kazanmamýþtýr. Ona basit bir kitle denir, ulus denemez. Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eðiticilere, öðretmenlere gereksinim duyar. (1925, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, s. 243)
•     Öðrenci ne yaþta ve sýnýfta olursa olsun, onlara geleceðin büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksýn.(1930)
•     Uydurma öyküler ve boþ düþünceler kafalardan tamamen çýkarýlacaktýr. Onlar çýkarýlmadýkça beyinlere gerçeðin nurlarýný sokmak olanaksýzdýr. (1925, Kastamonu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 224)
•     Eski hocalar nasýl dini esastan egemen olmuþlarsa öðretmenler de bilim esasýndan kazanmaya baþladýklarý egemenliði sonuçlandýrsýnlar. Bununla öðretmenlik mesleði gerçek yücelme devrine dahil olacaktýr.
•     Öðretmenler her fýrsattan istifade ederek halka koþmalý, halk ile beraber olmalý ve halk, öðretmenin çocuða yalnýz alfabe okutur bir varlýktan ibaret olmayacaðýný anlamalýdýr. (1927, Ýstanbul) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, 1997, s. 266)
•     Bahçesinde çiçek yetiþtiren adam çiçekten bir þey bekler mi? Adam yetiþtiren adam da, çiçek yetiþtirendeki hislerle hareket edebilmelidir. Ancak bu þekilde düþünen ve çalýþan adamlardýr ki memleketlerine ve milletlerine ve bunlarýn geleceklerine faydalý olabilirler. Bir adam ki, memleketin ve milletin saadetini düþünmekten daha fazla kendini düþünür, o adamýn deðeri ikinci derecededir.
•     En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasýný tercih edecek karakterde bulunanlardýr. Herkesin kendine göre bir zevki vardýr. Kimi bahçe ile meþgul olmak, güzel çiçekler yetiþtirmek ister. Bazý insanlar da adam yetiþtirmekten hoþlanýr.
•     Öðretmenler! Cumhuriyet, fikren, bilimsel, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek sicilli korucular ister. Yeni kuþaðý bu nitelik ve yetenekte yetiþtirmek sizin elinizdedir. 25.08.1924, Öðretmenler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Öðretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öðretmen ve eðitimcilerini, sizler yetiþtireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktýr… 25.08.1924, Öðretmenler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Öðretmenler! Erkek ve kýz çocuklarýmýzýn, ayný suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olmasý mühimdir. Ülke çocuðu, her öðrenim aþamasýnda ekonomik yaþamda verimli, etkili ve baþarýlý olacak surette donatýlmalýdýr. 25.08.1924, Öðretmenler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdaný hür, irfaný hür" nesiller ister. 25.081924, Muallimler Birliði Kongresi Üyelerine.
•     Sizin baþarýnýz, Cumhuriyetin baþarýsý olacaktýr. 25.08.1924, Öðretmenler Birliði Üyelerine.
•     Uluslarý kurtaranlar yalnýz ve ancak öðretmenlerdir. Öðretmenden, eðiticiden mahrum bir Öðrenci her ne yaþta ve sýnýfta olursa olsun, onlara geleceðin büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksýn. (1930)
•     Dünyanýn her tarafýnda öðretmenler insan topluluðunun en fedakar ve saygýdeðer unsurlarýdýr. 01. 03. 1923.
•     Yeni kuþak; en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öðretmenler topluluðundan ve onlarýn yetiþtirecekleri öðretmenlerden alacaktýr. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, s.129)
•     Öðretmenler her fýrsattan istifade ederek halka koþmalý, halk ile beraber olmalý ve halk, öðretmenin çocuða yalnýz alfabe okutur bir varlýktan ibaret olmayacaðýný anlamalýdýr. 07.071927, Dolmabahçe Sarayý, Öðretmenler Heyetine Demeç.
•     
ÖLÜM
•     Ölüm doðanýn en doðal yasasýdýr. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hâzin tecelliler arz eder. 27.01.1923, Ýzmir Karþýyaka’da Annesinin Mezarýnda.
PANÝSLAMÝZM (ÝSLAM BÝRLÝÐÝ)
•     Efendiler, Panislâmizmi ben þöyle anlýyorum: Bizim milletimiz ve onu temsil eden hükümetimiz tabii olarak dünya yüzünde mevcut bütün dindaþlarýmýzýn mesut ve müreffeh olmasýný isteriz. Dindaþlarýmýzýn deðiþik çevrelerde vücuda getirmiþ olduklarý toplumlarýn baðýmsýz olarak yaþamalarýný isteriz. Bununla yüksek bir zevk ve mutluluk duyarýz. Bütün Müslümanlarýn, Ýslam dünyasýnýn refah ve mutluluðu kendi refah ve mutluluðumuz gibi kýymetlidir! Ve bununla çok ilgiliyiz. Ve bütün onlarýn dahi ayný þekilde bizim mutluluðumuzla ilgili olduklarýna þahidiz. Ve bu her gün meydandadýr. Fakat Efendiler ! Bu toplumlarýn büyük bir imparatorluk halinde bir noktadan sevk ve idaresini düþünmek istiyorsak bu bir hayaldir ! Ýlme, mantýða, fenne aykýrý bir þeydir! 01.12.1921, TBMM.
•     Panislamizm, panturanizm siyasetinin baþarý kazandýðýna ve dünyayý uygulama alaný yapabildiðine tarihte rastlanmamaktadýr. Irk farký gözetmeksizin bütün insanlýðý kapsayan cihangirane devlet oluþturulmasý hýrslarýnýn sonuçlarý da, tarihte kaydedilmiþtir. Ýstilacý olmak hevesleri, konumuzun dýþýndadýr. Ýnsanlara her türlü özel duygularýný ve baðlantýlarýný unutturup onlarý, kardeþlik ve tam eþitlik çerçevesinde birleþtirerek, insancý bir devlet kurmak teorisi de, kendine özgü koþullara sahiptir. 15/20.10.1927, Nutuk – Söylev, c. II. s. 587.
PARA-ULUSAL PARA
•     Ulusal paramýzýn fiilen müstakar olan kýymeti muhafaza olunacaktýr. 01.11.1936, TBMM.
•     Ýçtenlikli bir bütçeye ve gerçek bir ödeme dengesine dayanan paramýzýn fiilî denge durumunu kesin surette koruyacaðýz. 01.11.1937, TBMM.
PEYGAMBER
•     Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayýlamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiþtir. Fakat Peygamberimiz vasýtasýyla en son dini ve medeni hakikatleri verdikten sonra artýk insanlýkla aracý kullanarak temasta bulunmaða lüzum görmemiþtir.
•     O, Allah’ýn birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adýn silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926)
POLÝS
•     Herkesin polisi kendi vicdanýdýr, fakat polis vicdaný olmayanlarýn karþýsýndadýr. (1929)
Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamý, bir anne kadar þefkatli olmalýdýr.(1934)
•     Polis, kanun adamýdýr. Ona her zaman saygý göstermeli ve itaat edilmelidir. (1937)
RADYO
•     Ulusal kültür için pek lüzumlu olduðu gibi, uluslar arasý ilgiler bakýmýndan da yüksek deðeri belli olan radyo iþine önem vermeniz çok yerinde olur. 01.11.1935, TBMM. Açýlýþý.
RUM PATRÝKHANESÝ
•     Lâkin bir fesat ve hiyanet ocaðý bulunan memlekette nifak tohumlarý ve uyuþmazlýk saçan, hýristiyan hemþehrilerimizin huzur ve refahý için de uðursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artýk topraklarýmýz üzerinde býrakamayýz. Bu tehlikeli teþkilâtý memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? 25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Verilen Demeç.
RUS DEVRÝMÝ
•     Genel Harbin son yýllarýnda Rusya içinde patlayan eden devrim, insanlarýn çoðunluðunu teþkil eden fakir halk içinde, bilhassa bu halkýn en çok sýkýntý, eziyet ve ýstýraba uðramýþ olan iþçi sýnýfý içinde, eskiden beri mevcut olan sosyalistliðin gerçek maksadýný ve gayelerini ilân etti… 14.08.1920, TBMM.
OKUL
•     Yolu belletir… Vatan ve ulusu kurtarmaya çalýþanlarýn ayný zamanda mesleklerinde birer namuslu ve birer bilgin olmalarý gerekir. Bunu saðlayan okuldur. 27.10.1922, Bursa.
•     Her kiþi dinini, diyanetini, imanýný öðrenmek için bir yere muhtaçtýr. Orasý da okuldur. 31.01.1923, Ýzmir’de Halk Ýle Konuþma.
•     Okullar öðretim ve eðitim kadar, okul dýþýndaki neslin sürekli bir aydýnlýk demeti altýnda tutulmasý gereklidir. 07.07.1927, Dolmabahçe, Öðretmenlere.
ORMAN
•     Orman servetimizin korunmasý gereðine ayrýca iþaret etmek isterim. Ancak, bunda mühim olan, korunma esaslarýný; memleketin türlü aðaç ihtiyaçlarýný devamlý olarak karþýlamasý gereken ormanlarýmýzý dengeli ve teknik bir þekilde iþleterek istifade etmek esasiyle makul bir þekilde uzlaþtýrmak mecburiyeti vardýr. 01.11.1937, TBMM.
ORTA TAHSÝL
•     Bu ilk ve son iki tahsil kademesi arasýnda orta tahsilin de gerekliliði tabiîdir. Orta tahsilin gayesi memleketin muhtaç olduðu muhtelif hizmet ve sanat erbabýný yetiþtirmek ve yüksek tahsile aday hazýrlamaktýr. Orta tahsilde dahi terbiye ve talim usulünün pratik ve uygulamalý olmasý esasýna uymak þarttýr. Kadýnlarýmýzýn da ayný tahsil derecelerinden geçerek yetiþmelerine önem verilecektir. 01.03.1922, TBMM.
OSMANLI TARÝHÝ
•     Osmanlý tarihi baþtan nihayetine kadar hakanlarýn, padiþahlarýn, þahýslarýn, en nihayet zümrelerin hal ve hareketlerini kaydeden bir destandan baþka bir þey deðildir..." 17.02.1923, Ýzmir Ýktisat Kongresinin Açýþ Söylevi.
ÖLÜM
•     Ölüm doðanýn en doðal bir yasasýdýr. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hâzin tecelliler arz eder. 27.01.1923, Ýzmir’de Karþýyaka’da Annesinin Mezarýnda.
ÖZGÜRLÜK
•     Özgürlük olmayan bir ülkede ölüm ve çöküþ vardýr. Her ilerlemenin ve kurtuluþun anasý özgürlüktür. 1906, Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin Selanik Þubesini Kurarken.
•     Özgürlük ve baðýmsýzlýk benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük atalarým en kýymetli mirasýndan olan baðýmsýzlýk aþký ile yaratýlmýþ bir adamým. Çocukluðumdan bugüne kadar ailevi, özel ve resmi hayatýmýn her safhasýný tanýyanlarca bu aþkým bilinmektedir. Bence bir millette þerefin, haysiyetin, namusun ve insanlýðýn var olmasý ve devam etmesi, mutlak o milletin özgürlük ve baðýmsýzlýðýna sahip olmasýyla mümkündür. Ben þahsen bu saydýðým niteliklere çok önem veririm ve bu niteliklerin kendimde varlýðýný iddia edebilmek için, milletimin de ayný nitelikler ile donanmýþ olmasýný þart ve esas bilirim…22.04.1921,Hakimiyet-i Milliye Gazetesi.
•     Eðer bazen ihtiyatkar hareket ediyorsak, aþýrý ölçüde þüpheli davranýyorsak, bize çok pahalýya mal olan hürriyetimizi kaybetmek hususundaki korkumuzdandýr. Bu hürriyetin bir küçük kýsmýný sakatlamaktansa, hepsini birden kaybetmeyi yeðlerim. 29.10.1923, Fransýz Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
•     Biz Türkler tarih boyunca özgürlük ve baðýmsýzlýða örnek olmuþ bir ulusuz.
•     Özgürlük ve baðýmsýzlýk benim karakterimdir. (1921, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. III, s. 31)
•     Bence bir ulusta þerefin, onurun, namusun ve insanlýðýn varolmasý ve devam etmesi, mutlak o ulusun özgürlük ve baðýmsýzlýðýna sahip olmasýyla mümkündür. (1921, Ankara) (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 31)
•     Özgürlük ve baðýmsýzlýk benim karakterimdir. (1921, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. III, Ankara, 1997, s. 31)
•     Bence bir ulusta þerefin, onurun, namusun ve insanlýðýn var olmasý ve devam etmesi, mutlak o ulusun özgürlük ve baðýmsýzlýðýna sahip olmasýyla mümkündür. (1921, Ankara) (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 31)
•     
OSMANLI DEVLETÝ
•     Osmanlý devleti ne yazýk ki ölmüþtür. Babýâli hükümeti ne yazýk ki ölmüþtür; affedersiniz, hata ettim! Ne yazýk ki demeyecektim, iyi ki ölmüþtür. Çünkü onlar ölmeseydi ulusu öldüreceklerdi.
ÖNDER
•     Önderlerin görevi, yaþamý sevinç ve istekle karþýlamak yönünde uluslarýna yol göstermektir. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþt. Merkezi, C. II, s. 324)
PARA
•     Ulusal paramýzýn fiilen müstakar olan kýymeti muhafaza olunacaktýr. 01.11.1936, TBMM.
•     Ýçten bir bütçeye ve gerçek bir ödeme dengesine dayanan paramýzýn fiilî istikrar vaziyetini kesin surette muhafaza edeceðiz. 01.11.1937, TBMM.
PEYGAMBER
•     Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayýlamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiþtir. Fakat Peygamberimiz vasýtasýyla en son dini ve uygarlýk gerçekleri verdikten sonra artýk insanlýkla aracý kullanarak temasta bulunmaða gerek görmemiþtir. 01.11.1922, TBMM.
•     Peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenabý hak tarafýndan insanlara dini hakikatleri tebliðe memur ve resul olmuþtur. 07.02.1923, Balýkesir’de Halka Konuþma.
•     O, Allah’ýn birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adýn silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926)
POLÝS
•     Herkesin polisi kendi vicdanýdýr, fakat polis vicdaný olmayanlarýn karþýsýndadýr. (1929)
•     Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamý, bir anne kadar þefkatli olmalýdýr. (1934)
•     Polis, kanun adamýdýr. Ona her zaman saygý göstermeli ve itaat edilmelidir. (1937)
RADYO
•     Ulusal kültür için pek lüzumlu olduðu gibi, arsýulusal ilgiler bakýmýndan da yüksek deðeri belli olan radyo iþine önem vermeniz çok yerinde olur. 01.11.1935, TBMM.
RUM PATRÝKHANESÝ
•     Ahcam bir fesat ve hainlik ocaðý bulunan memlekette nifak tohumlarý ve uyuþmazlýk saçan, hýristiyan hem þehrilerimizin huzur ve refahý için de uðursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artýk topraklarýmýz üzerinde býrakamayýz. Bu tehlikeli teþkilâtý memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? 25.12.1922,Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Verilen Beyanat.
RUS DEVRÝMÝ
•     Genel Harbin son yýllarýnda Rusya içinde patlayan eden devrim, insanlarýn çoðunluðunu teþkil eden fakir halk içinde, bilhassa bu halkýn en çok sýkýntý, eziyet ve ýstýraba uðramýþ olan iþçi sýnýfý içinde, eskiden beri mevcut olan sosyalistliðin gerçek maksadýný ve gayelerini ilân etti… 14.08.1920, TBMM.
SANAT-SANATÇI- GÜZEL SANATLAR
•     Sanata önem vermeyen bir millet büyük felakete mahkumdur. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 130)
•     Sanatsýz kalan bir milletin hayat damarlarýndan biri kopmuþ demektir(1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 129)
•     Hepiniz mebus olabilirsiniz... Vekil olabilirsiniz hatta Cumhur Reisi olabilirsiniz... Fakat sanatkar olamazsýnýz. Hayatlarýný büyük bir sanata vakfeden bu çocuklarý sevelim. (1927, Ankara) (Sümerbank Dergisi, Cilt 3, Sayý. 29, 1963, s. 149)
•     Bir ulus sanattan ve sanatçýdan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz. (1921, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 129)
SAVUNMA
•     Hattý müdafaa yoktur, sathý müdafaa vardýr. Bu satýh bütün vatandýr. 26 Aðustos 1921. Sakarya meydan savaþý emrinden.
SAVAÞ-MEYDAN SAVAÞI
•     Mutlaka þu veya bu sebepler için milleti savaþa sürüklemek taraftarý deðilim. Savaþ zorunlu ve hayati olmalýdýr. Hakiki düþüncem þudur: Ulusu savaþa götürünce vicdan azabý duymamalýyým. Öldüreceðiz diyenlere karþý, “ölmeyeceðiz” diye savaþa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatý tehlikeye girmedikçe, savaþ bir cinayettir. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 128)
•     Savaþ, nihayet meydan savaþý sadece karþý karþýya gelen iki ordunun çarpýþmasý deðildir. Milletlerin çarpýþmasýdýr. Meydan savaþý milletlerin bütün varlýklarýyla, bilim ve teknik alanýndaki seviyeleriyle, ahlaklarýyla, kültürleriyle kýsacasý bütün maddi ve manevi güç ve nitelikleriyle ve her türlü vasýtalarýyla çarpýþtýðý bir sýnav alanýdýr. Bu alanda, milletlerin gerçek güç ve kýymetleri ölçülür. Sonuçta yalnýz maddi güçlerin deðil, bütün güçlerin özellikle ahlaki ve kültürel gücün üstünlüðü kesinlikle ortaya çýkar. Bu sebeple meydan savaþýnda yenilen taraf milletçe ve memleketçe, bütün maddi ve manevi varlýðýyla yenilmiþ sayýlýr. Böyle bir sonucun ne kadar feci olabileceðini tahmin edersiniz. Yok oluþ sadece savaþ alanýndaki orduya ait olamaz. Aslýnda, ordunun mensup olduðu millet feci sonuçlara uðrar. Tarih, birtakým boþ hayallerle, baþlarýndaki hükümdarlarýn, hýrslý politikacýlarýn oyuncaðý durumuna düþen istilacý ordularýn, istilacý milletlerin uðradýðý bu çeþit feci sonuçlarla doludur.
SORUMLULUK
•     Sorumluluk yükü her þeyden, ölümden de aðýrdýr. 1919, Belleten, C. VIII, s. 28.
SPOR
•     Ben sporcunun zeki, çevik ve ayný zamanda ahlaklýsýný severim. (Yücel Dergisi Cilt X, Sayý 57, 1939, s. 130)
TEKEL
•     Tekelcilik konusunda özen gösterilmesi gereken esas, bu kurumlarýn mali monopol, ticari teþekkül ve millî valörizasyon kurumu karakterinin dikkatle telifidir.1937, T.B.M.M.
TARÝH
•     Tarih yazmak tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadýk kalmazsa deðiþmeyen gerçek insanlýðý þaþýrtacak bir mahiyet alýr. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, AKDTYK. Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1999, s. 163)
•     Tarih, bir milletin kanýný, hakkýný, varlýðýný hiçbir zaman inkar edemez. (1927, Ankara) (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri AKDTYK. Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1999, s. 165)
TÜRK-TÜRK ULUSU
•     Yüksek Türk, senin için yüksekliðin hududu yoktur. Ýþte parola budur. (ATATÜRK’ÜN Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Cilt IV, s.652)
•     Ne mutlu “Türk’üm” diyene. (1933, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 319)
•     Diyarbakýrlý, Vanlý, Erzurumlu, Trabzonlu, Ýstanbullu, Trakyalý ve Makedonyalý hep bir ýrkýn evlatlarý, hep ayný cevherin damarlarýdýr. (1932, Ýstanbul) (Cumhuriyet Gazetesi, 05.10. 1932)
•     "Efendiler, bu insanlýk dünyasýnda en az yüz milyonu aþkýn nüfustan oluþan büyük bir Türk milleti vardýr ve bu milletin yeryüzündeki geniþliði oranýnda tarih alanýnda da bir derinliði vardýr. Türk milletinin kökünün dayandýðý Türk adýndaki insan, insanlýðýn ikinci babasý Nuh Aleyhisselamýn oðlu Yasef'in oðlu olan kiþidir." Atatürk 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 130. toplantýsýnýn birinci oturumunda yaptýðý konuþmada Türkler 'in kökeni hakkýnda böyle diyordu.
•     Bu ülke dünyanýn beklemediði, asla ümit etmediði bir ayrýcalýklý oluþumun olaðanüstü çýkýþýna sahne oldu. Bu sahne yedi bin yýllýk en aþaðý bir Türk beþiðidir. Beþik tabiatýn rüzgarlarý ile sallandý; beþiðin içindeki çocuk tabiatýn yaðmurlarý ile yýkandý, O çocuk tabiatýn yýldýrýmlarýndan, þimþeklerinden, kasýrgalarýndan evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alýþtý; onlarý tabiatýn babasý tanýdý, onlarýn oðlu oldu. Bir gün o tabiat çocuðu oldu; þimþek, yýldýrým, güneþ oldu; Türk oldu. Türk budur. Yýldýrýmdýr, kasýrgadýr, dünyayý aydýnlatan güneþtir. (Vecize, Millet Dergisi, Sayý : 16, 1948, s., 10-11 ve Türk Kültürü, 1969, s:85, Fethi TEVETOÐLU “Atatürk’ün Türk’ü ve Türkiye Cumhuriyetinin Tarifi” isimli makalesinde yer almaktadýr. Ayrýca adý geçen vecizenin Atatürk’ün el yazýsý ile bizzat yazdýðý orijinal metninin tarihçi Cemal KUTAY’ýn özel arþivinde bulunduðu belirtilmektedir.)
•     Türk; öðün, çalýþ, güven. (ÂFET ÝNAN, Atatürk Hakkýnda Hatýralar ve Belgeler, TTK. Yay. s. 304)
•     Türk’ün onuru, gururu ve yeteneði çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaþamaktansa yok olsun daha iyidir. O halde; Ya baðýmsýzlýk, ya ölüm! (1919, Ankara) (ATATÜRK, Nutuk, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, s. 9-10)
•     Bu memleket tarihte Türk’tü, þimdi de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaþayacaktýr. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 130)
•     Ben gerektiði zaman, en büyük hediyem olmak üzere Türk Ulusuna canýmý vereceðim. (14 Haziran 1937) (Cumhuriyet Gazetesi)
TÜRKÝYE CUMHURÝYETÝ
•     Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.
•     Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktýr, fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaþayacaktýr. (1926, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. III, Ankara, s. 119)
•     Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktýr, ancak Türkiye Cumhuriyeti sonsuza deðin yaþayacaktýr.
•     Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktýr.
•     Az zamanda çok ve büyük iþler yaptýk. Bu iþlerin en büyüðü, temeli Türk kahramanlýðý ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.318)
•     Türkiye Cumhuriyeti þeyhler, derviþler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doðru ve en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin emir ve isteðini yapmak, insan olmak için yeter. (1925, Kastamonu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 225)
TURK DÝLÝ
•     Ulusal duygu ile dil arasýnda bað çok güçlüdür. Dilin ulusal ve zengin olmasý, ulusal duygunun geliþmesinde baþlýca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindedir. Yeter ki, bu dil bilinçle iþlensin. Ülkesini, yüksek baðýmsýzlýðýný korumasýný bilen Türk Ulusu, diline de yabancý boyunduruðundan kurtarmalýdýr.
•     Milliyetin çok açýk niteliklerinden biri dil’dir. Türk Milletindenim diyen insan, her þeyden önce ve mutlaka Türkçe konuþmalýdýr. Türkçe konuþmayan bir insan Türk düþüncesine baðlý olduðunu iddia ederse, buna inanmak doðru olmaz. (Önder Mehmet, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Türkiye Ýþ Bankasý Kültür yayýnlarý, Ankara, 1998, s.8)
TÜRK ULUSU-TÜRK YURDU-YURT SEVGÝSÝ
•     Bugün vatanýmýzla bir millî kudret varsa o cereyan, felâketlerden ders alan milletin kalb ve dimaðýndan doðmuþtur. (1919)
•     Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardýr. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur.(1921)
•     Milleti millet yapan, ilerleten ve yükselten kuvvetler vardýr: fikir kuvvetleri ve sosyal kuvvetler. 27.10.1922, Bursa, Öðretmenlere.
•     Bilelim ki kazandýðýmýz baþarý, milletin kuvvetlerini birleþtirmesinden ileri gelmiþtir. Eðer ayný baþarýlarý, zaferleri ileride de kazanmak istiyorsak, ayni esasa dayanalým, ayný yolda yürüyelim. (1923)
•     Milletlerin siyasetinde ancak menfaatleri vardýr. Kimsenin kimseye dost olmayacaðýný bilelim. (1933)
•     Millet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur. (1935)
•     Kuvvet birdir ve o milletindir…1.11.1937, TBMM Açýlýþý.
•     Ulusal varlýðýný devam ettirmek için, kiþileri arasýnda düþündüðü ortak bað, asýrlardan beri gelen þekil ve mahiyetini deðiþtirmiþ, yani ulus, dini ve mezhebî baðlar yerine, Türk milliyeti baðý ile kiþilerini toplamýþtýr. 1925, Ankara Hukuk Okulu Açýlýþý.
•     Biz doðrudan doðruya milliyetçi ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanaðý Türk topluluðudur. Bu topluluðun kiþileri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluluða dayanan cumhuriyet de kuvvetli olur. 26.04.1926, Türk Ocaklarý Delegelerine.
•     Türk Vataný’ný ele geçirmek fikrini, Türkü esir etmek hayalini genel, büyük bir ideal haline getirmeye çalýþanlarýn layýk olduklarý kötü sondan kurtulamadýklarýný gözlerimizle gördük... Kendilerine bir milletin geleceði emanet edilen adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnýz ve ancak yine milletin gerçek ve ulaþýlabilir çýkarlarý yolunda kullanmakla yükümlü olduklarýný bir an hatýrlarýndan çýkarmamalýdýrlar. Bu adamlar düþünmelidirler ki, bir memleketi ele geçirmek; o memleketin sahiplerine egemen olmak için yeterli deðildir. Bir milletin ruhu ele geçirilmedikçe, bir milletin azmi ve iradesi kýrýlmadýkça, o millete egemen olmanýn imkaný yoktur. (1924, Dumlupýnar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 184)
•     Türk ulusu güçlükleri; ulusal birlik ve beraberlikle yenmesini bilmiþtir. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.318
•     Aklý eren, yurdunu seven, gerçekleri gören kimselerden düþman çýkmaz. (1923, Tarsus) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 136)
•     Geldikleri gibi giderler.
•     Ulus sevgisi kadar büyük sevgi yoktur ve kiþiliðimiz için deðil, fakat mensup olduðumuz ulus için elbirliði ile çalýþalým. (ÂFET ÝNAN, M.K. Atatürk’ten Yazdýklarým, Kültür Bakanlýðý Yayýnlarý, s.58)
•     Kuvvet birdir ve o milletindir. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.423)
•     Ýnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk ulusu, Türkiye’nin gelecekteki çocuklarý, bunu bir an akýllarýndan çýkarmamalýdýrlar! (ATATÜRK, Nutuk, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Yay. Haz. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, s.243)
•     Türk Ulusunun yeteneði ve kesin kararý, cumhuriyet, uygarlýk ve geliþme yolunda durmadan, yýlmadan ilerlemektir. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1989, Cilt I, s.351)
•     Büyük þeyleri yalnýz büyük uluslar yapar. (AFETÝNAN, Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazýlarý, Atatürk Araþtýrma Merkezi, s. 27)
TÜRK ULUSUNA ÖÐÜT

•     Bir ulusun siyasi kaderinde makam sahibi olabilmek için onun ihtiyacýný görmede ve onun gücünü takdirde ehliyet sahibi olmak birinci þarttýr.
•     Saygýdeðer ulusuma þunu öneririm ki: sinesinde yetiþtirerek baþýnýn üstüne kadar çýkaracaðý adamlarýn kanýndaki ve vicdanýndaki öz cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an vazgeçmesin.
•     Kesinlikle bilmeliyiz ki, iki parça halinde yaþayan uluslar zayýftýr, hastadýr. Çocuklarýmýzý ayný eðitimden geçirerek yetiþtireceðiz. Çocuklarýmýza ve gençlerimize vereceðimiz öðrenimin sýnýrý ne olursa olsun, onlara esaslý olarak þunlarý öðreteceðiz: Ulusuna, Türkiye Devleti’ne, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düþman olanlarla mücadele sebep ve vasýtalarý ile donatýlmayan uluslar için yaþama hakký yoktur.
ULUSAL BÝRLÝK-ULUSAL BÝLÝNÇ
•     Ulusumuz davranýþlarýnda ve gayretlerinde sarsýlmaz bir bütünlük gösterdiði için baþarýlý olmuþtur.
•     Yýllar geçtikçe, ulusal ülkü verimleri, güvenle çalýþmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade þeklinde, daha iyi gözlere çarpmaktadýr. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü, biz, esasen ulusal varlýðýmýzýn temelini, ulusal bilinçte ve ulusal birlikte görmekteyiz. (01 Kasým 1936) (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.404-405)
•     Bir yurdun en deðerli varlýðý, yurttaþlar arasýnda milli birlik, iyi geçinme ve çalýþkanlýk duygu ve yeteneklerinin olgunluðudur. (4 Þubat 1935) (ATATÜRK’ÜN Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Ankara, 1991, Cilt IV, s.643)
ULUSAL DERNEKLER
•     Esasen Doðuda ve Batýda, hemen memleketimizin her tarafýnda müdafaa ve milletin ve memleketin haklarýný korumak için cemiyetler kurulmuþtur. Bu cemiyetler düþmanlarýn esaret boyunduruðuna girmemek amacýyla millî vicdanýn azim ve iradesinden doðmuþ tek teþkilât idi. (24.04.1920, TBMM.)
ULUSAL ÖRGÜT
•     Teþkilâtý milliye ne zaman baþladý? sorusuna cevabý: Mütarekeden hemen sonra ve vatanýn her tarafýnda hemen ayný zamanda 13.10.1919, Tasvir-î Efkâr Gazetesi Baþmuhabiri Velit Ebüzziya’nýn Telgrafýna Cevap)
•     Asýl amacý nedir? sorusuna cevabý: Asýl amaç vatanýn bütünlüðünü ve milletin baðýmsýzlýðýný saðlamaktýr. 13.10.1919, Tasvir-î Efkâr Gazetesi Baþmuhabiri Velit
Ebüzziya’nýn Telgrafýna Cevap.
ULUSAL ÜLKÜ
•     Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalýþkanlýðýný, fýtri zekasýný, ilme baðlýlýðýný, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü vasýta ve tedbirlerle besleyerek geliþtirmek millî ülkümüzdür. 29.10.1933, Ankara, 10. Yýl Nutku
•     Ulusal ülküye tam bir iman ve onun gereklerini tereddütsüz yerine getirmenin neticesi elbette baþarýdýr. (1931)
ULUSCULUK
•     Gerçi bize milliyetçi derler. Fakat biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle birlikte çalýþan bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onlarýn bütün milliyetlerinin gereklerini tanýrýz.
•     Bizim milliyetçiliðimiz herhalde bencil ve maðrurane bir milliyetçilik deðildir… 15.08.1920, TBMM.
•     Bilelim ki millî benliðini bulmayan milletler baþka milletlerin avýdýr. (1923)
ULUSAL HAREKET
•     Bu hareket milletin bir arzusudur. Hattâ bir ihtiyacýdýr. Bu arzu ve ihtiyacý doðuran þey de þahýslar deðil, bizzat olaylardýr. Devletin birlik ve baðýmsýzlýðýný tehdit eden meþru olmayan bir takým ihtirasat, topraklarýmýza, hiçbir hakka dayanmaksýzýn gerçekleþen saldýrýlar, tehlike karþýsýnda millete birleþmek gereðini duyurmuþtur. Böyle bir harekete macera demek, bu hareketi takdir edenleri maceracýlýkla adlandýrmak gafillik, garazlýk deðil midir? 24/25.10.1919, Amasya, Tasvir-î Efkâr Muhabiri Ruþen Eþref ile Mülâkat.
•     Bizim yolumuzu çizen; içinde yaþadýðýmýz yurt, baðrýndan çýktýðýmýz Türk Ulusu ve bir de uluslar tarihinin bin bir facia ve ýstýrap kaydeden yapraklarýndan çýkardýðýmýz sonuçlardýr. (Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.423)
ULUSAL KÜLTÜR
•     Milli kültürün her çýðýrda açýlarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin temel dileði olarak temin edeceðiz. 1.11.1932, TBMM.
•     Yurdumuzu dünyanýn en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çýkaracaðýz. Milletimizi en geniþ refah, vasýta ve kaynaklarýna sahip kýlacaðýz. Millî kültürümüzü çaðdaþ medeniyet seviyesinin üstüne çýkaracaðýz. 29.10.1933, Ankara, 10. Yýl Söylevi.
•     Bir milletin kültür seviyesi, üç sahada; devlet, fikir ve ekonomi sahalarýndaki faaliyet ve baþarý neticelerinin kazancýyla ölçülür. 01.11.1937,T.B.M.M. Açýlýþý.
•     Ulusal kültürün her çýðýrda açýlarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin temel dileði olarak saðlayacaðýz. (1932, Ankara, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 390)
ULUSAL MÜCADELE
•     Ulusal savaþýmý yapan doðrudan doðruya ulusun kendisidir, ulusun evlâtlarýdýr. Ulus analarýyla, babalarýyla, bacýlarýyla mücadeleyi kendisine ülkü edindi.
•     Ulusal savaþýmda kiþisel hýrs deðil, ulusal ülkü, ulusal onur gerçek sebep olmuþtur. 14.101925, Ýzmir Kýz Öðretmen Okulunda Bir Konuþma.
•     Bir ulusun ruhu esir alýnmadýkça, bir ulusun azim ve iradesi kýrýlmadýkça o ulusa hâkim olmanýn olanaðý yoktur. Oysa, asýrlarýn yarattýðý ulusal bir ruha, kuvvetli ve daimî bir ulusal iradeye hiçbir kuvvet karþý koyamaz. 01.09.1924.
•     Ulusal varlýðýný devam ettirmek için, kiþileri arasýnda düþündüðü ortak bað, asýrlardan beri gelen þekil ve mahiyetini deðiþtirmiþ, yani ulus, dini ve mezhebî baðlar yerine, Türk milliyeti baðý ile kiþilerini toplamýþtýr. 1925, Ankara Hukuk Okulu Açýlýþý.
•     Biz doðrudan doðruya milliyetçi ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanaðý Türk topluluðudur. Bu topluluðun kiþileri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluluða dayanan cumhuriyet de kuvvetli olur. 26.04.1926, Türk Ocaklarý Delegelerine.
•     Milli ülküye tam bir iman ve onun gereklerini tereddütsüz yerine getirmenin neticesi elbette baþarýdýr. (1931)
•     Seneler geçtikçe, millî ideal verimleri, güvenle çalýþmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade þeklinde, daha iyi gözlere çarpmaktadýr. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü biz, esasen millî varlýðýmýzýn temelini, millî þuurda ve millî birlikte görmekteyiz. (1936)
•     Geldikleri gibi giderler!
ULUSAL ONUR
•     Yalnýz þunu bir gerçek olarak biliniz ki onur, hiçbir zaman bir adamýn deðil, tüm ulusundur. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 127)
ULUSAL YEMÝN
•     Ulusal yemin, barýþ yapmak için makul ve asgarî koþullarýmýzý içeren bir programdýr. Barýþa ulaþmak için bir araya getireceðimiz esaslarý içine alýr. Ocak 1922, Vakit Baþyazarý Ahmet Emin’e Verdiði Mülâkat.
•     Barýþtan sonraki çalýþmada baþarýlý olabilmek milletin istiklalinin korunmuþ olmasýna baðlýdýr.
•     Ulusal Yeminin hedefi, onu temindir. Ocak 1922, Vakit Baþyazarý Ahmet Emin’e Verdiði Mülâkat.
•     Ulusal Yemin dairesinde varlýðýný temin ettikten sonra gürültü çýkarýp fesatçýlýk edecek ve araziyi geniþletme fikrinde bulunacak adamlar ortaya çýkmaz. Bence buna imkân yoktur.
•     Ocak 1922, Vakit Baþyazarý Ahmet Emin’e Verdiði Mülâkat.
ULUSLAR ARASI DÜÞÜNCE-ULUSLAR CEMÝYETÝ
•     Milletler Cemiyeti, henüz kesin ve etkili bir vasýta olduðunu ispat etmemiþtir. Diðer taraftan, Milletler Cemiyeti bugün, bütün milletlerin, ortak amaçlarýnýn gerçekleþebilmesi için çalýþabilecekleri tek teþkilattýr. 21.06.1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.
•     Bugün bütün dünya uluslarý aþaðý yukarý akraba olmuþlardýr ve olmakla meþguldürler. Bu nedenle insan mensup olduðu milletin varlýðýný ve saadetini düþündüðü kadar, bütün dünya milletlerinin huzur ve refahýný düþünmeli ve kendi milletinin saadetine ne kadar önem veriyorsa bütün dünya milletlerinin saadetine katkýda bulunmak için elinden geldiði kadar çalýþmalýdýr. Bütün akýllý adamlar takdir ederler ki, bu yolda çalýþmakla hiçbir þey kaybedilmez. Çünkü dünya milletlerinin mutluluðuna çalýþmak, diðer bir yoldan kendi huzur ve mutluluðumuzu temine çalýþmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasýnda barýþ, dayanýþma ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsýn huzurdan mahrumdur. Onun için ben sevdiklerime þunu tavsiye ederim: Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii önce kendi milletinin varlýðýný ve mutluluðunu saðlamak isterler. Fakat ayný zamanda bütün milletler için ayný þeyi istemek lazýmdýr. Bütün dünya olaylarý bize bunu açýktan açýða ispat eder. En uzakta zannettiðimiz bir olayýn bir gün bizi bir gün etkilemeyeceðini bilemeyiz. Bunun için insanlýðýn hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu kabul etmek gerekir. Bir vücudun parmaðýnýn ucundaki acýdan diðer bütün organlar müteessir olur.
•     “Dünyanýn filan yerinde bir rahatsýzlýk varsa bana ne “ dememeliyiz. Böyle bir rahatsýzlýk varsa týpký kendi aramýzda olmuþ gibi onunla ilgilenmeliyiz. Olay ne kadar uzak olursa olsun bu esastan þaþmamak lazýmdýr. Ýþte bu düþünüþ, insanlarý, milletleri ve hükümetleri bencillikten kurtarýr. Bencillik kiþisel olsun, ulusal olsun daima fena kabul edilmelidir. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, s. 324-327)
UYGARLIK-UYGARLIK ESERÝ (YAPITI)
•     Memleketler çeþitlidir, fakat medeniyet birdir, ve bir milletin geliþmesi için bu tek medeniyete katýlmasý lazýmdýr. 29.10.1923, Fransýz Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
•     Uygarlýk yolunda yürümek baþarýlý olmak yaþamýn þartýdýr. Bu yol üzerinde bekleyenler veyahut bu yol üzerinde ileri deðil geriye bakmak bilgisizlik ve gafletinde bulunanlar, genel uygarlýðýn coþkun seli altýnda boðulmaya mahkumdurlar.30.081924, Dumlupýnar.
•     Efendiler, uygarlýk yolunda baþarý yenileþmeye baðlýdýr. Sosyal yaþamda, ekonomik yaþamda bilim ve fen alanýnda baþarýlý olmak için tek olgunlaþma ve ilerleme yolu budur. 30.081924, Dumlupýnar.
•     Türk ulusunun yaradýlýþ yeteneði ve kesin kararý uygarlýk yolunda durmadan ilerlemektir. (1924)
•     Düþüncemiz, düþünce yolumuz uygar olacaktýr. Þunun bunun sözüne önem vermeyeceðiz. Uygar olacaðýz. Bununla gururlanacaðýz. Bütün Türk ve Ýslâm âlemine bakýnýz. Zihinleri medeniyetin emrettiði þümul ve yükselmeye uyamadýklarýndan ne büyük yýkýmlar, ne acýlar içindedirler. Bizim de þimdiye kadar geri kalmamýz ve sonuç olarak son yýkým çamuruna batýþýmýz bundandýr. 24.08.1925, Kastamonu.
•     Uygarlýk, öyle bir kuvvetli ateþtir ki ona ilgisiz olanlarý yakar ve yok eder.1925, Kastamonu
•     Ulusumuzu en kýsa yoldan uygarlýðýn nimetlerine kavuþturmaya, mesut ve varlýk içinde kýlmaya çalýþacaðýz ve bunu yapmaya mecburuz. 26.08.1925, Ýnebolu.
•     Efendiler, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halký uygardýr. Tarihte uygardýr, gerçekte uygardýr. Fakat ben sizin öz kardeþiniz, arkadaþýnýz, babanýz gibi uygarým diyen Türkiye Cumhuriyeti halký, düþüncesiyle, zihniyetiyle uygar olduðunu ispat ve göstermek mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halký, aile hayatýyla, yaþayýþ tarzýyla medeni olduðunu göstermek zorundadýr. Sonuç olarak uygarým diyen, Türkiye’nin gerçekten uygar olan halký baþýndan aþaðýya dýþ görünüþüyle dahi uygar ve geliþmiþ insanlar olduðunu göstermeye zorundadýr. 28.08.1925, Ýnebolu’da Bir Konuþma.
•     Medenî olmayan insanlar, medenî olanlarýn ayaklarý altýnda kalýrlar. (1925, Akhisar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 234)
•     Uygar olmayan insanlar, uygar olanlarýn ayaklarý altýnda kalmaya maruzdurlar.
10.10.1925, Akhisar.
•     Düþüncemiz, düþünce yolumuz uygar olacaktýr. 24.08.1925, Kastamonu
•     Arkadaþlar, efendiler ve ey ulus! Ýyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti þeyhler, derviþler, tarikatçýlar, sapýklar ülkesi olamaz. En doðru, en gerçek tarikat uygarlýk tarikatýdýr.
•     Yaptýðýmýz ve yapmakta olduðumuz devrimlerin gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkýný tamamen çaðdaþ ve bütün mana ve þekliyle uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin ana ilkesi budur. Bu gerçeði kabul edemeyen zihniyetleri darmadaðýn etmek zorunludur. Þimdiye kadar milletin, beyinlerini paslandýran, uyuþturan bu zihniyette bulunanlar olmuþtur.
•     Dünyada her ulusun varlýðý, kýymeti, özgürlük ve baðýmsýzlýk hakký, sahip olduðu ve yapacaðý uygar eserlerle orantýlýdýr. Uygar eser meydana getirmek yeteneðinden yoksun olan uluslar, özgürlük ve baðýmsýzlýklarýndan soyutlanmaya mecburdurlar. Dumlupýnar, 30.08.1924.
•     Milletimizin hedefi, milletimizin ideali bütün dünyada tam anlamý ile medeni bir sosyal toplum olmaktýr. Bilirsiniz ki, dünyada her kavmin varlýðý, kýymeti, hürriyet ve baðýmsýzlýk hakký, sahip olduðu ve yapacaðý medeni eserlerle uyumludur. Medeni eser meydana getirmek yeteneðinden yoksun olan kavimler, hürriyet ve baðýmsýzlýklarýný kaybetmeye mahkumdurlar. Ýnsanlýk tarihi baþtan baþa bu dediðimi doðrulamaktadýr. Medeniyet yolunda yürümek ve baþarýlý olmak, hayatýn þartýdýr. Bu yol üzerinde duraksayanlar veya bu yol üzerinde ileri deðil geriye bakmak cahilliðinde ve gafletinde bulunanlar, medeniyetin coþkun seli altýnda boðulmaya mahkumdurlar. Medeniyet yolunda baþarý yenileþmeye baðlýdýr. Sosyal hayatta, ekonomik hayatta, ilim ve fen sahasýnda baþarýlý olmak için tek geliþme ve ilerleme yolu budur. Hayata egemen olan kurallarýn zamanla deðiþmesi, geliþmesi ve yenilenmesi zorunludur. Medeniyetin buluþlarýnýn, tekniðin harikalarýnýn, dünyayý deðiþiklikten deðiþikliðe uðrattýðý bir çaðda, asýrlýk köhne zihniyetlerle, geçmiþe baðlýlýkla varlýðýn korunmasý mümkün deðildir.
•     Ülkeler çeþitlidir, fakat uygarlýk birdir ve bir ulusun ilerlemesi için de bu tek uygarlýða katýlmasý gerekir. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt III, s.91)
•     Dünyada her topluluðun varlýðý ve deðeri, özgürlük ve baðýmsýzlýk hakký, sahip olduðu ve yapacaðý uygar yapýtlarla orantýlýdýr. (1924, Dumlupýnar) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 187)
•     Asla þüphem yoktur ki, Türklüðün unutulmuþ büyük uygar özelliði, büyük uygarlýk yeteneði, bundan sonraki geliþimi ile geleceðin yüksek uygarlýk ufkunda yeni bir güneþ gibi doðacaktýr. (1933, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 319)
•     Ýnsanlar olgunlaþmak için bazý þeylere gereksinim vardýr: Bir ulus ki resim yapmaz, bir ulus ki heykel yapmaz, bir ulus ki tekniðin gerektirdiði þeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o ulusun ilerleme yolunda yeri yoktur. Oysaki bizim ulusumuz, gerçek nitelikleriyle uygar ve ileri olmaya layýktýr ve olacaktýr. (1923, Bursa) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 71)
•     Türkiye Cumhuriyeti þeyhler, derviþler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doðru ve en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin emir ve isteðini yapmak, insan olmak için yeter. (1925, Kastomunu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 225)
ÜLKE
•     Ülke mutlaka modern, uygar ve yepyeni olacaktýr. Bizim için bu, yaþam davasýdýr.1923
YAÞAM
•     Yaþam savaþýmdan ibarettir. Bundan dolayý yaþamda yalnýz iki þey vardýr. Yenmek ve yenilmek.18. 03. 1923, Tarsus
•     Bizim dünyamýz - bilirsiniz - topraktan, sudan ve havadan unutulmuþtur. Yaþamýn da, esas unsurlarý, bunlar deðil midir? 03. 05. 1935, Havacýlýk Hakkýnda Konuþma.
•     Yaþamda tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek kuþaklarýn onuru, varlýðý, mutluluðu için çalýþmakta bulunabilir.17. 03. 1937, Ankara Palas. Romanya Dýþiþleri Bakaný Antonescu Ýle Konuþma
•     Biz, ilhamlarýmýzý, gökten ve bilinmeyenden deðil, doðrudan doðruya yaþamdan almýþ bulunuyoruz. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 423)
•     Hiçbir tutarlý kanýta dayanmayan birtakým geleneklerin, boþ inançlarýn korunmasýnda ýsrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. Geleneklerin kayýt ve þartlarýný aþamayan uluslar, yaþamý, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Böyle uluslar, yaþama geniþ açýdan bakan uluslarýn egemenliði ve boyunduruðu altýna girmeye mahkumdur.
•     Ýnsanlarýn yaþamýna, çabalarýna egemen olan güç; yaratma, yeni bir þey bulma yeteneðidir. (ÂFETÝNAN, A., Atatürk Hakkýnda Hatýralar ve Belgeler, Ýþ Bankasý Yayýnlarý, s.272)
ZAFER-BUYÜK ZAFER
•     Dünyada zaferlerin iki vasýtasý vardýr biri kýlýç diðeri saban. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 120)
•     30 Aðustosta yönettiðim savaþ, Türk Ulusunun yanýmda bulunduðu halde yönettiðim ilk ve son savaþtýr. Bir insan kendini, ulusla beraber hissettiði zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eðer ben, açýklamakta zayýf kalýrsam beni hoþ görünüz. 30. 08. 1928, Basýn Mensuplarýna Demeç

31 Ocak 2010 Pazar,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurucusu, Ulu Önderi,
Mareþal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK


















K A Y N A K Ç A
1.     Atatürk, Nutuk, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araþtýrma Merkezi Yayýný, Yayýna Hazýrlayan: Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ, Ankara 2000
2.     Atatürk, Nutuk, Vesikalar, Cilt 3, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, Ýstanbul 1967
3.     Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I-III, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araþtýrma Merkezi Yayýný, Ankara 1997
4.     Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri
5.     Atatürk, Arýburnu Muharebeleri Raporu, Ankara 1968
6.     Atatürk, Anafartalar Muharebatýna Ait Tarihçe, T.Tarih Kurumu Yayýný, Derleyen: Uluð ÝÐDEMÝR, 1962
7.     Atatürk, Mustafa Kemal, Bölüðün Muharebe Eðitimi, Ankara 1995
8.     Atatürk, Zabit ve Kumandan ile Hasbihâl, Ankara 1981
9.     Atatürkçülük, Atatürk’ün Görüþ ve Direktifleri, Birinci Kitap, Genel Kurmay Baþkanlýðý
10.     ATAY, Falih Rýfký, Atatürk’ün Bana Anlattýklarý, Ýstanbul 1955
11.     AFET ÝNAN, A. Atatürk Hakkýnda Hatýralar ve Belgeler, Ankara 1959
12.     AFET ÝNAN, A. M.K. Atatürk’ün Karlsbad Hatýralarý, Ankara 1983
13.     AFET iNAN, Atatürk’ten Yazdýklarým, Kültür Bakanlýðý Yayýnlarý, 1981
14.     AFET ÝNAN, Medeni Bilgiler ve M.K.Atatürk’ün El Yazýlarý, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araþtýrma Merkezi Yayýný, Ankara 2000
15.     BELLETEN, Türk Tarih Kurumu, Cilt XXXII, No.: 128, 1968
16.     ÝNAN, Arý, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Eskiþehir-Ýzmit Konuþmalarý, Ankara.
17.     ÝNAN, Arý, Düþünceleriyle Atatürk, Türk Tarih Kurumu, 1999
18.     KARAL, Enver Ziya, Atatürk’ten Düþünceler, MEB. Yayýnlarý, Ankara 1981
19.     KOCATÜRK, Utkan, Atatürk’ün Fikir ve Düþünceleri, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araþtýrma Merkezi Yayýný, Ankara 1999
20.     KOCATÜRK, Utkan, Doðumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalý Atatürk Günlüðü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araþtýrma Merkezi Yayýný
21.     Uluð ÝÐDEMÝR, Atatürk, Anafartalar Muharebatýna Ait Tarihçe, S. XV-XVII, 1990
22.     ÖNDER, Mehmet, Atatürk’ün Yurt Gezileri, T. Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, Ankara, 1998
23.     Sümerbank Dergisi, Cilt 3, Sayý 29, 1963
24.     Millet Dergisi, Sayý: 16, 1948
25.     Türk Kültürü Dergisi, 1969
26.     Yücel Dergisi, Cilt X, Sayý 57, 1939
27.     23 Nisan 1921 Tarihli Ankara Gazetesi
28.     05 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi
29.     14 Haziran 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi
30.     30 Kasým 1939 Tarihli Ulus Gazetesi.
31.     Mustafa Kemal’den Atatürk’e, Kültür Bakanlýðý Yayýný No.1476, Cilt: I, II. (1994)
32.     Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arýburnu, T.Ýþ Bankasý Kültür Yayýný No: 336/31
31 Ocak 2010 Pazar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn söyleþi kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kuzenim Mustafa Çetinkaya’nýn Ardýndan

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kim,ne Demiþ? (Ýsimler Alfabetik Sýraya Göredir... )
Sevgi - Gönül - Umut ve Mutluluk Üzerine Aforizmalar
A'dan Z'ye Güzel Sözler
Baþöðretmen Atatürk Öðretmenler Hakkýnda Ne Söyledi?
Barýþ ve Özgürlük Üzerine Özlü Sözler
Dostluk Üzerine Aforizmalar
Erkek ve Kadýn Üzerine Aforizmalar
Acý - Haz - Elem - Üzüntü Üzerine Aforizmalar
Dünya Atatürk'ü Konuþuyor
Atatürk’ün Özgürlük ve Baðýmsýzlýk Konularýndaki Sözleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.