Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
En ön sýrada büyük bir merakla izlerken, dev perdeler açýlýnca (-Taksim AKM’deki sahnemiz 1000 metre, döner sahnedir-) dikkatimi çok farklý bir düþünceyle böldüm. Dekor yoktu. Koskoca Çin Operasý, Ülkelerarasý bir gösteri yapacak ama koca dev sahne boþtu. Neden? Bunun nedenini beþ dakika sonra çözdü/m/k… Bir Çinli elinde küçük bir dia göstericisi ile sahnede hazýrlýk yaptýktan sonra, görüntü muhteþemdi. (-Oysaki devletimiz; opera dekorlarýna dünya kadar kereste, kostüm için maliyeti oldukça yüksek limitler harcamakta, týrlar ile bir yerden bir yere ulaþým saðlanmaktaydý-) Dünyanýn yedinci harikalarýndan bir Çin Seddi tüm sahneyi kaplamýþtý. Daha sonra sahnedeki kendi kültürlerine örneklemeler ile þelalelerden, sahillerinden, alýþveriþ kültürlerine, inançlarýna kadar; Çin yaþamý görsel dünyamýza sunulmuþtu. Hatta ara verildiðinde ilk kez küçük çay fincanlarýnda “YEÞÝL ÇAYI” ‘ýn buruk tadýný da damaklarýmýzda hissetmiþtik. Yemek kültürlerindeki bizim midemizi kaldýran “kedi/köpek/börtü ve böcek” yemeleri bizim kültürümüze ters gelmektedir. Oysa onlarýn doðasýnda vardýr. Sonradan öðrendim ki kalabalýk Çin’de eðer bir aileden bir kýzý beðenip evlenmeye kalkarsanýz, kýz kardeþlerini de alma zorunluluðu da varmýþ… Þimdi bu Ýslam ile yönetilen kültürlerde belki normal gelse de günümüzde “aaa” dedirtebilecek bir inanç, örf ve adet… Diðer bir yaþadýðým ise; Bu Çin Operasýný izlemeye gelen Ýngiliz gazeteci hanýmefendiydi. Yaþý 72 olan basýn görevlisi, opera gösteri arasýnda sohbet etmiþtik. Oldukça dinç ve neþeli gözüken hanýmefendiye þu soruyu sormuþtum: “Siz yaþýnýzý hiç göstermiyorsunuz, ama tek baþýnýza ülkenizden çok uzaklara gidebiliyorsunuz. Peki, öleceðim diye, korkmuyor musunuz?” Ýnanýn bana dudaklarýmý uçurtacak bir yanýt vermiþti. Bugün bile halen o yanýt; beni canlý ve enerjik tutmakta. Kahkaha atýp yanýtladý: “ Hayýr, korkmuyorum. Evet, yaþým 72 ve ben siz Türkler gibi göðsüme “kefen parasý” koyup “ya ölürsem” düþüncesi ile yarýnlarý yaþamýyorum. Göðsüme “seyahat parasý” koyarak, yaþlanýnca dünyayý dolaþacaðým, düþüncesi ile “ölüm yerine yaþama umudu” biriktiriyorum. Ecel elbet bir gün nasýl olsa, nerde olursa beni bulacaktýr. Günü ve zamaný hoþ geçirmek gerekiyor.” Ona ikinci soruyu sordum: “Peki, bu dünya seyahat parasýný, hem yaþayarak/yiyerek/geliþirken biriktirmek zor olmuyor mu? Öyle ya dünya seyahati için önemli bir kapital gere!” Bana verdiði yanýt çok mantýklýydý: “ Hayat sigortam ben daha doðduðum anda ailem yaptýrmýþ. ” Bize göre doðru, onlara göre yanlýþ olabilirken bizim hangi durumda, hangi eldeki verilerle, nasýl davranmamýz asýl? Etik ahlak ve insanca yaþamak en asýlý… Þimdi hangimiz hayat sigortasý yaptýrdýk? Kaçýmýz? Ama aracýmýzýn yýllýk çifte sigortasýný yaptýrýyoruz. Ýþyerimizi, poliçelerimizle güvenceye alýyoruz. Ya kendimizi? Ýþte küçümsediðimiz ve dýþladýðýmýz, emperyalistler de dediðimiz toplumlarda 18 yaþýna gelen birey ailesinden özgür, bizde hala memeden kesilmemiþ çocuk gibi peþinde çoban olup, köleliðimizi kültür ve örflerimize dayanarak sürdürmekteyiz. Neden? Kendi kültürümüzle karþýlaþtýrdýðýmýzda ekonomik nedenler, kýrsallardaki, kentteki farklýlýklar, ergen/yetiþkin tanýmlarýna farklý bakýþ olarak farklýlýklar göstermekte. Bize göre hala biyolojik olarak “daha o çocuk” zihniyeti hâkimken batýdaki kültüre göre “o bir yetiþkin” diye adlanabiliyor. Sonuç: Eðer bu etnosentrik gözlüklerden baktýðýmýzda ötekileri yargýlarken kendi ve onlarýn kültür deðerlerini de göz ardý etmemek gerekir. Lakin kendi kültürümüzde diðer kültürlerden, ötekilerden de daha doðru olmayabilir. Önemli olan içinde bulunduðumuz, doðduðumuz, yetiþtiðimiz normlar ile kültürümüze göre bakýp diðerlerini yargýlamalý; doðru/yanlýþ haksýz/haklý olmuþ olsa bile var olan asýl olandýr. Biz insanlarda Peygamber veya Mevlana sabrý yok tabi ama birini yargýlarken önce onu dinleyip anlamaya çalýþýrsak, onun kültürel deðerlerin, örf ve törelerine saygýnlýðýmýzý da korumuþ ve ayrýþmamýþ oluruz. Çoklu kültür deðerlerine sahip olan, bir sosyo/ekonomik/kültür patlamasý yaþadýðýmýz ülkemizde bu ancak eðitimle aþýlacaktýr. Tabi bu da 0-6 aile içi/ sonrasý okullarda verilen öðretim, doðru bilimsel,BENLÝK maskelerinden sýyrýlýk, inatlaþmadan, rasyonel bir eðitimle olmalýdýr. Laik Cumhuriyetimizin kurucusu M.K Atatürk ruhu þad olsun çaðýn ötesinde öðütlerini tutmamýz gerekiyor. Bize düþen asýl ve en önemli görev de budur. “…En önemli ve verimli vazifelerimiz millî eðitim iþleridir. Millî eðitim iþlerinde kesinlikle zafere ulaþmak lâzýmdýr. Bir milletin gerçek kurtuluþu ancak bu suretle olur. Bu zaferin saðlanmasý için hepimizin tek vücut ve tek düþünce olarak esaslý bir program üzerinde çalýþmasý lazýmdýr. Bence, bu programýn iki esaslý noktasý vardýr: a - Sosyal hayatýmýzýn ihtiyaçlarýna uygun olmasý b - Çaðýn gereklerine uymasýdýr. ( 1922 )…” (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: II, 1952) “… Milletimizin siyasî, toplumsal hayatýnda, milletimizin fikrî terbiyesinde rehberimiz ilim ve teknik olacaktýr. Mektep sayesinde, mektebin vereceði ilim ve teknik sayesindedir ki Türk Milleti, Türk sanatý, ekonomisi, Türk þiir ve edebiyatý, bütün güzelliðiyle geliþir. ( 1922 )…” (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: II, 1952) Sevgi ve ýþýkla Emine Piþiren/Bursa 31.0cak.2010
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |