..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzel birþeyin fazlasý harika olabilir -Mae West
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




6 Þubat 2010
Ýyi Günde, Kötü Günde, Sonsuza Dek Hep Birlikte : Ali Poyrazoðlu  
Bu bir pipo deðilse nedir?

Seval Deniz Karahaliloðlu


Bu bir oyun deðildir. Bu bir pipo deðildir. Bu bir elma deðildir. Aslýnda hiçbir þey göründüðü gibi deðildir. Aslýný görmek için lütfen resmin arkasýna bakýnýz. Sahnede kalýn kartondan yapýlmýþ bir kadýn ve bir erkek maketi. Ama yüzleri yok. Hayal gücünüzü çalýþtýrýn. Siz tasarlayýn. Yani oyun öncesinde,aklýmýzý çalýþtýrýp beyin jimnastiði yapmanýn hiç birimize zararý olmaz deðil mi? Hem belki oyuna hazýrlýk süreci de oyunun bir parçasýdýr. Kim bilebilir? Emin olmak için lütfen resmin arkasýna bakýnýz.


:BCJH:
Ýyi Günde, Kötü Günde, Sonsuza Dek Hep Birlikte : Ali Poyrazoðlu

Seval Deniz Karahaliloðlu


Bu bir oyun deðildir. Bu bir pipo deðildir. Bu bir elma deðildir. Aslýnda hiçbir þey göründüðü gibi deðildir. Aslýný görmek için lütfen resmin arkasýna bakýnýz.

Sahnede kalýn kartondan yapýlmýþ bir kadýn ve bir erkek maketi. Ama yüzleri yok. Hayal gücünüzü çalýþtýrýn. Siz tasarlayýn. Yani oyun öncesinde,aklýmýzý çalýþtýrýp beyin jimnastiði yapmanýn hiç birimize zararý olmaz deðil mi? Hem belki oyuna hazýrlýk süreci de oyunun bir parçasýdýr. Kim bilebilir? Emin olmak için lütfen resmin arkasýna bakýnýz.

Arka planda eskilerden bir þarký. “Güller ve dudaklar þimdi,…”. Salonun yarý karanlýðýnda anýlara dalmýþken þarký deðiþiyor. “Seni uzaktan sevmek aþklarýn en güzeli, alýþtým hasretine gel desen gelemem ki..” Oyunun öncesinde banttan çalan iki parça, insaný Ýzmir Atatürk Kültür Merkezi’nin salonundan uzaklara savuruyor. Gözüm ressam ve düþünür Rene Magritte’in iki tablosuna takýlýyor. Aslýnda dekor ünlü gerçeküstü ressamýn çalýþmalarýndan alýnan iki figüre, kadýn ve erkeðe farklý bir bakýþ açýsý getiriyor.

Üç ayrý perde. Mavi beyaz dikine þeritlendirilmiþ perdeler. Magritte’e göre o gökyüzünü simgeliyor ve sahnenin ortasýnda maskeli iki yeþil elmanýn bulunduðu gülümseten bir pano. Yine Magritte’nin iþi. Gözleri olan maskeli iki elma. Baktýðýna “gör” diyor. Altýnda bir yazý. Hadi tahmin edin. “Bu bir dekor deðildir.” Oyunun ruhunu yavaþ yavaþ kavramaya baþlýyoruz.

Ýki hasýr sandalye. Kendileri gibi olamayan, iki yabancý surete, iki dekor. Oyun baþlýyor ve sahnede “Bana kollarýný uzatsan biraz, sana kul olurum seven ne yapmaz...” þarkýsý eþliðinde dans eden Ali Poyrazoðlu ve Nilgün Belgün. Hayýr onlar deðil. Dikkatli bakýn. Leyla ile Savaþ’ýn tutkulu aþk hikayesine tanýk olmaktasýnýz. Leyla yetenekli bir mimar. Savaþ baþarýlý bir cerrah. Büyük tutku, büyük aþk, büyük mutluluk veee sonunda evlenirler..

Eh artýk “gökten üç elma düþtü bir sana, biri bana, biri de bu masalý dinleyene..” faslýna geldiysek evlerimize geri dönebiliriz deðil mi? Hayýr efendim. Hiç anlamamýþsýnýz. Bu oyun, hani o çok merak ettiðimiz (enazýndan benim hep merak ettiðim) gökten üç elma düþtü nakaratýndan sonrasýný hikaye ediyor. Yani “sonsuza dek mutlu yaþadýlar” kýsmýndan hiç þüphelenmediniz mi? Eðer peri masalýnýn sonunda bir bit yeniði sezdiyseniz, doðru yerdesiniz. Ýyi Günde Kötü Günde, “sonsuza dek mutlu yaþadýlar” cümlesinin ardýndan gelen gerçekleri anlatýyor. Hayatý masallarda yaþayanlar için hatýrlatalým istedik.

Þimdi elmalar yenip bitmiþ, koçanlarýn paylaþým faslýna gelmiþtir sýra. Þiddetli bir boþanma krizinin tam ortasýnda, yer Leyla ve Savaþ’ýn çýðlýklarýyla 7 þiddetinde sallanýyor.

"Ben bulaþýk makinesi, buz dolabý, salondaki plazma televizyonu, çamaþýr makinesini, kütüphaneyi ve oturma grubunu alýyorum. Ütü sende kalabilir.” Leyla çok haklý. Ütü Savaþ’ýn nesine yetmiyor? Ben Leyla’dan yanayým.

Keskin, kývrak zekalý Savaþ. Bir zamanlarýn Romeo’su. (En azýndan iki dakika öncesine kadar öyleydi) Cerrah ya, kadýný ironik sözcükleriyle kesiyor. “Hayatým, hiçbir þey almadýn, mutfaktaki bulaþýk süngerini bana býraktýn. Onu da ister misin? Tampon Leyla! ( Böylece Leyla’ya taktýðý lakapla, Savaþ’ýn Leyla’nýn araba kullanmasý konusundaki fikirlerini de öðreniyoruz.)

Haklý olarak Leyla’nýn kalbi kýrýlýr. Kimin kýrýlmaz ki? Gözyaþlarý arasýnda “benim parada, pulda, malda gözüm yok. Perdeler sende kalsýn, evi ben alýyorum.” Ýþte bu kadar. Leyla olaya net bir mimari bakýþ sunar. Ev, araba, elektronik aletler derken Savaþ’tan hiç beklenemedik bir çýkýþ. Fýrtýnan ortasýnda cýlýz bir aydýnlýk gibi. “Peki, hatýralar ne olacak?” Hani o en mahrem sevgi sözcükleri, beynimizin en gizli köþelerinde özenle sakladýðýmýz anýlar. Sahnedeki fýrtýna bir an durur. Zaman durur. Savaþ üsteler. “Peki fotoðraflar ne olacak?” En kolay ama en zor paylaþýlan þey. Nefesler tutulur. Hani yumuþak bir bakýþ, tatlý bir gülümseme fýrtýnayý daðýtabilir mi derken. Leyla kararlý. “Fotoðraflar mý kolay. Ýkiye ayýrýrýz. Senin suratýn sende, benim suratým bende kalsýn. Hatýralara gelince benim beynim bende, senin beynin sende kalsýn.”

Ayrýlýk yaman kelime.

Savaþ kederli, þaþkýn. “Evi aldý, arabayý aldý, yazlýk evi aldý, bankadaki paralarý aldý, hatýralar bana kaldý.” Leyla’yý bu kadar çok kýzdýracak ne yaptýn Savaþ?

Boþandýktan üç ay sonra kalabalýk bir barda. Bir uðultu. Bir kalabalýk. Adým atýlacak yer yok. Eþ, dost, selamlaþmalar. Aslýný arasanýz sahne boþ ama biz öylesine inanýyoruz ki olmayan insanlara. Mesela Leyla’nýn içkisini getiren garsona. Ýçki kadehinden bir kaç damla Leyla’nýn elbisesine dökülecek diye ödümüz patlýyor. Garson yok ama var. Görüneni boþ verin görüntünün ardýndakine bakýn siz.

Ýlk buluþma. Bir heyecan. Acaba “o nasýl?” hesaplarý. Savaþ çok özlemiþ Leyla’yý. Nasýl olduðunu çok merak ediyor. Görünüþte içi gidiyor. Gerçekten öyle mi? Yoksa Leyla’ya temizliðe gelen emektar Hatça Haným’ý haftada bir günlüðüne temizlik için istemek amacýyla ayarlanmýþ bir buluþma olmasýn bu. Leyla rahat. Leyla havalý. Kendinden emin. Üstelik biraz da geç gelmiþ buluþmaya. Çok þýk. Güzel, seksi. Bak da ne kaybettiðini gör dercesine.

Eski aþýklar, sanki iki arkadaþ gibi laflamaya baþlar. “Nasýlsýn? Seni iyi gördüm. Teþekkür ederim. Sen de iyi görünüyorsun.” Nezaket sözcükleri. Baþlangýç için temkinli yoklamalar. Ýçkiler ýsmarlanýr. Leyla þuh kadýn. “Sex on the beach” (kumsalda seks demek) ister. Savaþ sen de çok hoþsun vallahi. Ýçki adý bu. Kadýnýn kumsalda seks istediði falan yok. Ne kadar geri kafalasýn caným. Hatça Haným’ýn adý geçince bozulur. “Demek Hatça Haným’ý istemek için beni buraya çaðýrdýn. Öyle mi?” Hayal kýrýklýðý. Artýk olacaklardan Leyla sorumlu deðil.

Leyla boþanma ertesi gitti seyahatleri, kýzlarla nasýl eðlendikleri ballandýra ballandýra anlatýr. Güya yaþlý bir falcý girmiþ rüyasýna. Kemik atarak falýna bakmýþ demiþ ki “Aþkýn ipiyle dikilen dikiþ, kýyamete kadar sökülmez”. Sen söyleyene deðil söyletene bak. Bir an þaþkýnlýk. Sonra barýn uðultusu. Kalabalýk. Leyla’nýn kahkahasý. Bir “sex on the beach” daha. Aslýnda Leyla Savaþ’ý fena halde özlemiþ. Rahat kadýnýn altýnda mutsuz. Bu gerçeði kendine bile söyleyemezken Savaþ’a nasýl söylesin? Savaþ dayanamaz dökülür. “Kimleri görüyorsun? Geceleri çýkýyor musun? Kaçta eve dönüyorsun?” Leyla’nýn her soruya verecek bir cevabý var. O da Savaþ’ý sýkýþtýrýr. “Hala Fenerbahçe maçýna gidiyor musun? Nereye taþýndýn?” Sanki Savaþ’ tanýmýyor. “Ben her hafta Fenerbahçe maçýna gitmezsem ölürüm be. Evet ne olmuþ? Annemin altýndaki kata taþýndým.” Leyla birer tane daha yuvarladýktan sonra aðzýndaki baklayý çýkarýr.

"Ben uzaklaþtým, gittin yine o koca götlü Halime’nin peþinden deðil mi?” Nihayet esas mevzuya girdik. Gecenin en baþýndan beri söylemek istediði ama söyleyemedikleri bir bir dökülüyor aðzýndan. Kendine güvenen o kadýn gitmiþ. Çok sarhoþ, çok kýskanç ama çok aþýk Leyla gelmiþ. Rezalet çýkarýr. “Otomobil uçar gider, ben talihin peþindeyim, talih benden kaçar gider” þarkýsýnýn eþliðinde bardan çýkarken, bir Leyla ile Savaþ’ýn daðýlan iliþkilerine, bir de kendi daðýlan hayatlarýmýza bakarýz. Sahnedeki yeþil maskeli elmalar bize göz kýrparken.

Bardaki o geceden sonra, Hatça Haným’ýn temizlik günleri paylaþýlmýþ, hayat görünürde programa oturmuþtur.Yalnýz bir problem var. Emektar Hatça Haným. Aðýrlýðýnca altýn eden Leyla ile Savaþ’ý kendi çocuklarý gibi seven, anaç, koruyucu, çöpçatan Hatça Haným. Ýþi gücü býrakmýþ ikisinin arasýný yapmaya çalýþýyor. Adile Naþit kýlýklý dünya þekeri dobiþko bir laz kadýný. Öylesine þirin ki insanýn bir yanak alasý geliyor. Hatça Haným’ý görmüyoruz ama benresmini bile çizebilirim. Bu arada, lütfen herkes kendi Hatça Haným’ýna sahip çýksýn baþka imajlara sarkmak yok.

Savaþ, Hatça Haným’a boþuna dert anlatmaya çalýþýyor. “Bak Hatça Haným lütfen Leyla’nýn evinden buraya onun iç çamaþýrlarýný getirmeye kalkma. Daha geçen gün Leyla’nýn leopar desenli donuyla, sutyenini kütüphanede buldum. Sen koymadýn mý? Peki, kim koydu oraya. Yaa Hatça Haným senin gibi 70 yaþýnda bir kadýna yakýþýyor mu? Sonra, Lulu’nun çorbasýna kedi sidiði atmýþsýn. Kýz mahvoldu. Kýza orospu deme Hatça Haným. O benim kýz arkadaþým Ludmilla, Lulu. Leyla ile ikimizin arasýný yapmak için muskalar yaptýrýp evin orasýna burasýna atýp durma. Lulu’ya açýklayamýyorum. Kýza orospu deme Hatça Haným.” Ama merak þeytaný bir kez girmiþtir kanýna. Dayanamaz sorar. “Leyla’nýn hayatýnda birileri var mý Hatça Haným? Kim ulan o pezevenk? Leyla’nýn üzerine gaz döküp yakacaðým namussuzum.”

Benzer sahneler Leyla’nýn evinde de yaþanýyor. Leyla boþuna nefes tüketiyor. Ýyilik meleði, bizimkilerin gönüllü koruyucusu, çöpçatan Hatça Haným’a nasihatler bana mýsýn demiyor.

"Hatça Haným, Allah aþkýna Cüneyt’in ceketinin ceplerine köpek boku, kedi týrnaðý koyup durma. Sonra salona Savaþ’la çekilmiþ eski fotoðraflarýmýzý býrakma. Orada burada bulduðum muskalar ne demek oluyor? Bizi Savaþ’la tekrar bir araya getirmek için mi? Yapma Hatça Haným ben Cüneyt’le beraberim. Hem sen neden ona sürekli hoþ geldiniz Savaþ Bey, güle güle Savaþ Bey diyorsun? Adamýn adý Cüneyt. Vazgeç Hatça Haným.” Bir yandan da gelen faturalara bakar, Savaþ’a gelen mektuplarý sanki hiç ilgilenmiyormuþ gibi açar, okur.

Gece yarýsý. Uyku tutmuyor. Bir þey eksik hayatýmýzda. Sevdiðimiz insan. Þu an yanýmýzda olmasý gereken. Ýçerde birisi uyuyor ama ö deðil. Ne Cüneyt (cücü), ne Ludmilla (lulu). Baþka biri. Yüreðimiz verdiðimiz. Anýlarýmýzý paylaþtýðýmýz. Aklýmýza, ruhumuza yazdýðýmýz biri. Gecenin tam da olmadýk bir saatinde kimi ararýz baþka? Savaþ da öyle yapýyor. Sabahýn dördünde Leyla’yý arýyor. Barda karþýlaþtýktan sonra. “Nasýlsýn?” demek için. Hatýr sorma bahane. Amaç sesini duymak.

"Sahi biz neredeyiz. Cücü ile Lulu’nun nerede olduklarýnýn hiç önemi yok. Biz neredeyiz? Onca güzel günler, paylaþýlan anýlar. Bunlarý unutmak hiç kolay deðil. Ýnsan sevdiðinden uzaksa kafasýnýn içinde bomboþ bir ev taþýr. Her gün biraz daha yalnýz. Her gün biraz daha ölüme yakýn. Gerçek ölüm, artýk kimsenin zihninde yaþamadýðýný anladýðýn zaman oluyor. Biliyor musun Leyla, biz en zor þeyi gerçekleþtirdik, birbirimizi affettik.” Ýþte bu nedenle, Savaþ Leyla’yý arýyor. Eski karý koca, yeni sevgililerini aldatýyorlar zihinlerinde ve gönüllerinde.

Seyirci koltuklarýnda oturan bizler, sessizce aradýk sanal telefonlarda sevdiklerimizi. Sorduk “Biz neredeyiz?”

Sonrasý mý? Savaþ ve Leyla tekrar bir araya gelirler mi? Gönül muhasebesinin sonucu nereye varýr? Býrakýn merak edecek bir þeyler kalsýn izleyicilere de. Herkes kendi içsel yolculuðuna çýkmalý “Ýyi Günde ve Kötü Günde”.

Oyunun sonunda Ali Poyrazoðlu seyircilere “sizler, bizim meslektaþlarýmýzsýnýz.” diyor. “Bu gece iþinizi çok iyi yaptýnýz. Teþekkür ederiz. Hatça Haným’ý, Lulu’yu, Cücü’yü görmüyorsunuz ama en çok alkýþý Hatça Haným düþerken alýyor. Tiyatro iþte budur. Siz meslektaþlarýmýzla oluþturduðumuz mucizedir”

Gökten üç elma düþtü…. Gerisi, “Ýyi Günde Kötü Günde”

Ve Rene Magritte’nin maskeli yeþil elmalarý bir kez daha göz kýrpar. Her gördüðüne inanma. Bu bir oyun deðil. Öyleyse?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.