Mehmet Bey kýrklý yaþlarda, esnaf. Bu dönemde hemen her ticaretle uðraþanýn olduðu gibi onun da iþleri kötü. Sonbaharýn hüzünlü yüzünü göstermeye hazýrlýk yaptýðý, gökyüzünde parça parça bulutlarýn tiril tiril esen bir meltem eþliðinde oradan oraya gezindiði bir eylül günüydü. Soðuklar henüz bastýrmamýþtý,ancak bunaltýcý sýcaklarda sona ermiþti. Oturduðu evin penceresi önünde iki ayrý çeþit aðacýn dallarý birbirine karýþmýþ görünüyordu. Yapraklarý henüz dökülmemiþti.Koltuðuna kurulmuþ,sýk sýk yaptýðý gibi bu aðaçlarý seyrediyor,hiç görmediði bir kuþ görmek ümidini koruyordu.Bu kuþlarý gözleme meraký,beþ altý yýl kadar önce her nasýlsa eline geçirdiði kuþlarý tanýmlamaya yardýmcý olan bir kitapla baþlamýþtý.Sonra kendine bir dürbün almýþ,her fýrsatta ormanlara,korulara,sulak alanlara gitmiþ,hatta yolda yürürken,araba kullanýrken kýrmýzý ýþýkta durduðunda kuþlarý izlemiþ,türlerini saptamaya çalýþmýþtý. Kendini bu dünya ve insanlar için yararsýz gördüðü, yaþama sevincinin hemen hiç kalmadýðý, umutsuzluk çaresizlik içinde kývrandýðý orta yaþ bunalýmýna girdiði günlerde birdenbire kuþlara karþý içinde uyanan bu ilgi sayesinde yeniden hayata baðlamýþtý. Ýnsanlarýn özellikle çocuklarýn gözlerindeki parýltý onu yeniden duygulandýrmaya baþladý. Sabah çaylarýný kahvelerini daha çok sever oldu. Kulaklarý kuþ seslerine gözleri yeþilin mavinin tonlarýna aþina oldu. Sabahlarý keyifle uyanmaya baþladý. Orta yaþ bunalýmýný atlattýktan sonra açýlan alýcýlarý maalesef sadece güzelliklerin ayýrtýna varmadý, yolsuzluklarý, emperyalist sömürgeciliði, iþbirlikçileri, iki yüzlü dolandýrýcýlarý daha iyi belledi. Tekelleþen piyasada markasýz, yerel ürünlerle dürüst ticaret yapmanýn maddi ve manevi zorluklarýný yaþadý. Ama tüm bu olumsuzluklarýn dünyasýný karartmasýna izin vermedi. Bunun için bulduðu güzelliklere sýký sýký sarýldý. Bir süre bunlarý düþünerek dikkati daðýlmýþtý ki o sýrada çok yakýndan gelen bir kuþ sesiyle önce irkildi, sonra pencereye doðru sessizce yaklaþtý. Üç yaþlarýndaki afacan oðlu da hemen oraya koþtu. Sessiz ol diye oðlunu uyardý. Aslýnda pek sessiz kalmayý beceremeyen ufaklýkta ona uydu. Kuþ bir kez daha ötünce hemen yerini ve türünü saptadý.Bu bir sýðýrcýktý.Sýðýrcýðýn taklitler içeren bir ötüþü olduðunu bildiði için, ýslýk çalarak kuþu taklit etmeye çalýþtý. Sýðýrcýk þöyle sesin geldiði yeri arýyormuþ gibi saða sola bir bakýndý. Tekrar öttü. Mehmet Bey yine ýslýkla karþýlýk verdi. Kuþ biraz daha bakýndý, ayný notalarý yineledi. Tekrar ýslýkla karþýlýk verince sýðýrcýk onu fark etti ve hemen uzaklaþtý.
Bu kýsa ve sevimli maceradan sonra oðlunu alýp Lara tarafýndaki falezlerin üzerine yapýlmýþ parklardan birine gittiler. Oðlu oynarken o da etraftaki kuþlarý gözlüyordu. Son moda, pahalý markasý cebine nakýþlanmýþ gömleði, jilet gibi ütülü pantolonu, pýrýl pýrýl boyalý siyah ayakkabýlarý ile parka deðil de ofisine gelmiþ gibi görünen jöleli saçlarý, fýldýr fýldýr dönen kahverengi gözleriyle otuz yaþlarýnda bir adam sohbeti baþlatmak ya da merakýný gidermek için yanýna oturdu.
•     Oðlunuz kaç yaþýnda ?
•     iki buçuk. Küçük iskete
•     Anlamadým.
•     Þu genç çýnar aðacýna konan kuþun adý Küçük iskete
•     Öyle mi?
•     Evet.
•     Güzel konuþuyor.
•     Kuþ mu?
•     Oðlunuz
•     Ha evet.
•     Ne zamandýr konuþuyor?
•     Ýki aydýr böyle bülbül gibi. Sizin kýzýnýz kaç yaþýnda?
•     Üç yaþýnda. Ýki yaþýna girdiðinde böyle konuþuyordu,maþallah!
•     Maþallah! Gümüþ martý
•     Pardon!
•     Þu kanatlarý yay gibi tatlý tatlý esen meltemin katkýsýyla süzülen kuþ Gümüþ Martý.
•     Martýyý anladým da gümüþ ne oluyor?
•     Martýnýn bu türüne verilen ad.
•     Kaç çeþit martý var?
•     Türkiye’de görülen on sekiz çeþit var.
•     Öyle mi? Aslýnda bunlar beni pek ilgilendirmiyor.
•     Kuþlarý sevmiyor musunuz?
•     Ýlgilenmiyorum.
•     Onlarý seyretmek öyle keyiflidir ki.
•     Sonra karnýnýz doyuyor mu?
•     Bu bir zevktir, karýn doymasý þart deðildir. Ýnsaný dinlendirir.
•     Ben baþka þeylerden keyif alýrým.
•     Ne gibi?
•     Güzel hatunlarla bir yemek. Yemeðin üstüne Jack Daniels viski. Sek içeceksin, buz bile onun tadýný bozar. Yanýnda da Havana purosu. Sonra hatunlar. Tabii o kadar hatunla baþ edebilmen için tereyaðlý Jumbo karides tavsiye ederim.
Bunlarý sesini alçaltarak anlattý. Karides deyince Mehmet Bey için yine konuþmak istediði konuya dönme þansý doðdu.
•     Ýnsanlarýn çevre korumaya duyarsýzlýðý böyle devam ederse karidesi zor bulursunuz.
•     Para var ise her þey bulunur.
•     Uzmanlar þimdiden önlem alýnmazsa 2012 yýlýndan sonra ne yapýlýrsa yapýlsýn çevre kurtarýlamayabilir diyorlar.
•     Dostum çevre ile kafayý bozmuþsunuz!
•     Bozmamak elde mi?
•     Elbette. Hiç düþünmeyeceksin çevre mevre gününü gün edeceksin. Paran olursa her þey olur.
•     Evet Amerika Kyoto anlaþmasýna tekrar katýlýr ve maddi destek saðlarsa ve sera gazý..
•     Amerika’ya da kafayý takmayacaksýn. Sen kendi cebine bak. Paran varsa hayat güzeldir.
•     Ama çölleþme bu hýzla giderse, susuzluðu gidermek için paralarýn suyunu çýkarmak gerekecek.
•     Eee ne yapalým, siz o kadar konuþuyorsunuz çevre, çölleþme, kyoto anlaþmasý vs. Peki siz ne yapýyorsunuz bunu önlemek için?
Bu soru üzerine Mehmet Bey ne diyeceðini bilemedi. Adamýn kýzýnýn aðlamasý imdadýna yetiþti. Mehmet Beyi býrakýp kýzýna koþtu, hoþça kal bile demeden kýzýný alýp lüks arabasýna binip gitti.
Bu olaydan iki üç ay kadar sonra, gazetede gördüðü bir fotoðrafýn parkta konuþtuðu adama ait olduðunu hemen anladý. Altýnda da ‘’kokain partisinde basýlan iþadamý’’ yazýyordu. Acaba parasý bu iþten yakasýný kurtarmaya yetecek miydi? Kendisi doða korumaya destek veren birkaç derneðe üye olmuþ, birkaç toplu aðaç dikme faaliyetlerine katýlmýþtý. Yine de çabalarýný yeterli bulmuyordu ama mutlu, umutlu yaþamaya devam ediyordu.