Devlet Bakaný Sayýn Faruk Çelik, Alevi çalýþtaylarý çerçevesinde Avrupa’da misafirimiz olacak. Bizler elbetteki hem Anadolulu Alevilere, hem de Avrupalý Alevilere yakýþýr bir ev sahipliðiyle kendisini aðýrlayacaðýz.
Otomobiliniz ile seyrederken önünüze çýkan, üzerinde « Dikkat ! » yazýlý levhalarýn en uyarýcýsý, tren geçitleri öncesi ikaz levhasýdýr. Avrupa ülkelerindeki tren geçitlerinde, « Dikkat » levhasýnýn hemen altýnda þu ek açýklama bulunur ; « Bir tren, bir baþka treni gizleyebilir » Bu ek uyarý ile, görünen tren geçip gitse bile, ikincisinin henüz geçmekte olduðu bilinciyle hareket ederek, öbür trenin altýnda ezilmekten kurtulursunuz. Doðal olarak refleksiniz de buna göre þekillenir.
Alevi açýlýmý çerçevesinde, bir seri Alevi çalýþtaylarý yapýldý. Þimdiyse sýra, Devlet Bakaný Sayýn Faruk Çelik’in, Avrupalý Alevi kurumlarýný, baþka kiþi ve kurumlarý ziyaret turunda. Bu tur da tamamlandýktan sonra, dað doðuracak ! Doðacak yavrunun cinsiyeti, boyu, kilosu þimdiden belli. Doðacak çocuk ne olursa olsun, yeterki saðlýklý olsun. Hayýrlý bir evlat olsun temennisi hepimizin ortak duygusudur.
Aleviler ile hükümet ayný duygularý paylaþýyormu ?
Bu çalýþtayý yürüten siyasi partinin çoðunlukta olduðu TC Millet Meclisinde, evrensel hak çerçevesine giren Alevi haklarýnýn verilmesi için sunulan yasa tasarýlarýný, oy birliðiyle reddeden bir hükümetin duygu birliðinden sözediyorum.
Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin, Türkiye’deki zorunlu din dersi uygulamasýný mahkum etmesine raðmen, Alevi öðrencilere haksýzlýðýn davam etmesinde, ýsrarcý bir hükümetin býrakýn duyguyu, adaletsizliðinden sözediyorum.
Ayný hükümet, Alevilerin haklarýný vermek üzere bir çalýþma yürütüyor ve bu haklarýn neler olduðunu anlamaya çalýþýyor !
Hükümetin Alevileri anlamasý için, ayný dili konuþmasý yetmeeez… ayný duygularý paylaþmasý gerekir.
Duygudaþlýk yoksa, o zaman bu iþin içinde bir baþka iþ var demektir !
O zaman, Dikkat ! Bir tren baþka bir treni gizleyebilir.
Dikkat ! Bu çalýþtaylar Alevi talepleri üzerinden, sünni hükümetin adaletsizlik uçurumunu derinleþtirmesine yarayabilir. Bu açýlýmýn çalýþtay sonuçlarý, Aleviler için çýkýþý imkansýz bir yeni kapan’ýn açýlýmý olabilir.
Kim hangi duyguyu taþýrsa taþýsýn, hangi hedefe yürürse yürüsün, hangi hesap ve tuzak içinde olursa olsun, o onlarýn sorunudur. Onlarý duygularýyla, hedefleriyle, hesap ve tuzaklarýyla baþbaþa býrakmak ise, Alevilerin sorumluluðudur. Bu da, tamamen Alevi kurum ve önde gidenlerinin duruþuna baðlýdýr.
Bu duruþun yolu ise, Alevilerin Serçeþme’de toplanýp kendi çalýþtaylarýný kendileri yaparak, kendi içinde rýzalýk alarak, çalýþtay sonuç raporunu hükümete, muhalefete, Meclise, basýna, kamuoyuna ve Avrupa Parlementosuna deklare etmesinden geçer.
Bu vesileyle, hükümet içindeki iyi niyetli Milletvekili ve Bakanlara da bir gerceði göstermek ve bir görevi hatýrlatmak yerinde olur.
Sayýn Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, çiçeði burnunda seçildikten hemen sonra, Strasbourg’da verdiði resepsiyonda yaptýðý konuþmayý alkýþlayan kiþilerle, insani taleplerimizi kendisine sýraladýðýmýz bir anda, bize sözlü ve fiziki saldýrýda bulunanlar ayný kiþilerdi. Mevcut hükümetin nasýl bir zemin üzerinde yükseldiðini ve durduðunu orada da gördük ve biliyoruz. Bizim hükümete tavsiyemiz, Alevi çalýþtayýný Alevilerin kendilerine býrakarak, çýkacak sonuca göre gereðini yerine getirmenin koþullarýný yaratmaktýr. Tersine, acilen sünni çalýþtaylarýný baþlatmalýdýr. Üzerinde yükseldiði zemini merkez seçerek sorunlarý tersten çözme giriþimi yerine, evrensel deðerleri merkez seçerek, sünni tabanýný analiz etmeli, eðitmeli ve çaðdaþ normlara yükseltmelidir.
Sayýn Bakan Faruk Çelik’in niyeti iyi de olsa, bu gerçeði görmeli, ona göre hareket etmeli.
Dikkat…! etmemizi gerektiren konunun özü budur.
Dikkat’inize.

Durak Arslan
Strasbourg, 17 Þubat 2010