Paul'un Peter hakkýnda söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanýmamýzý saðlar -Spinoza |
|
||||||||||
|
Dalgalarýn camýný týklamasýyla uyanmýþ olmalýydý. Ah ne güzeldi dalgalarýn þarkýsýný dinlemek, güne onlarýn el çýrpmasýyla baþlamak! Keyifle debelendirmiþtir þimdi yataðýnda. Bütün gün azgýn dalgalarla boðuþmuþtur belki de. Deniz, onu çok uðraþtýrmýþtýr ancak yine ona tüm cömertliðini göstermiþtir. En güzel balýklarýný bu denize tutkun denizciye armaðan ederdi hep. Balýkçý da kýymet bilirdi hani! Kendini denize adamýþtý. Varý yoðu denizdi. Sevdalanmýþtý bir kere. Hani ne demiþler bir kere tutulmayagörsün insan… Akþamdan kalmaydý yine. Teknede sabahlamýþtý. Geceye biraz deniz eklemiþ tüm yorgunluðundan kurutulmuþtu ihtiyar denizci. Raký ve yosun kokardý böyle sabahlarda. Bir de yanýna sohbet arkadaþý buldu mu deðmeyin keyfine. Zaten yalnýz da kalmazdý. Sohbetinin, þiir dilinin ününü duyan soluðunu yanýnda alýrdý. En çok da çocuklar severdi, hiç yalnýz býrakmazlardý. Bu koca adamýn çocuklarla ne iþi olacak demeyin. En çok o anlardý çocuklarýn dilinden. Yöre çocuklarýna balýk tutmayý ilk o öðretmiþti. Ben de o þanslý çocuklardandým. Býkmadan saatlerce ilgilenirdi..sadece balýk tutmayý deðil balýklarý da anlatýrdý uzun uzun. “Bir balýk gibidir insanoðlu” derdi. “ Balýklarýn yaþamalarý da insanoðlu gibi tehlikelerle doludur. Saðý solu belli olmayan denizlerde her an savunma halindedirler. Dellenmeye görsün bir kez deniz, dalgalarýna aldý mý tutar en uzaða savurur balýklarý hatta çoðu zaman kýyýya fýrlatýr atar. Sürekli bir mücadele, hayatta kalma savaþý verirler. Zaman zaman takýlýr bir avcýnýn oltasýna yok olmayý seçer. Ýnsan seyretmeli denizi. Her halini görmeli tanýmalý. Balýklardan ders çýkarmalý. Küçük balýklar gibi cesur olmalý kaybolacaksa büyük denizlerde kaybolmalý. Bir balýk bilir ki sýð denizlerde dolaþýrsa kendini hiç bilmediði bir anda kýyýda bulur. Oysa keþfedilecek ne çok þey vardýr bu uçsuz bucaksýz denizlerde, derinlere dalmaya cesareti olmalý bir balýðýn. Unutmamalý ki bütün hazineler suyun yüzeyinde deðil altýnda gizlidir. Deniz kabuklarý içindeki istiridyelere ulaþmak için kulaçlarýný geniþ atmalý, zamanýný da iyi seçmelidir. Ýnsan da öyle deðil midir sanki? ” Küçükken kulaðýma doldurduðum bu sözlerin anlamýný þimdilerde çok daha iyi anlýyorum. Bir süre teknenin önünde eskilerden bir konuþmanýn büyüsüyle öylece kalakaldým. Deðiþmiþti balýk baba biraz. Artýk daha yavaþ hareket ediyordu. Sakalý uzamýþ ama yüzündeki ýþýltý kaybolmamýþtý. Kim bilir belki yine denize yazdýðý bir þiirin ýþýðýyla aydýnlanmýþtý. Belki bilincini rakýya teslim etmiþ yine ayaða kalkýp þiir okumuþtur denize. En güzel teþekkürü þiirle yapardý çünkü. Yaklaþtým yanýna, Can Baba’yý getirip aklýma: “Duru bir yeþildi ortalýk Akþam güneþi kýrýlmýþ bir mýzrak boyu Ve çocuk sesleriyle iniyordu ýþýk, Aðlarda sanki dargýn bir kýlýnç balýðý Pullarýný döküyor üstüme Bir sessizliði anlatmak için yazýldý bu þiir Belki de anmak için bi damlacýk bir sessizliði “ Diyerek selamladým balýklarýn babasýný. En sevdiði þiirlerdendi, bunu okurdu sýk sýk. Can Baba’yý eksik etmezdi dilinden. Zaten þiiri de bana o sevdirmiþti. Baktý önce anlamaya çalýþarak..Sonra gözlerini kýsarak söyleyiverdi ismimi.Tanýmýþtý.Onu görmeyeli on sene olmuþtu ama o tanýmýþtý beni. Sokuldum yanýna ve on seneyi bir kucaða sýðdýrdýk. Özlemiþim balýk ve anason kokan giysilerini. “Büyümüþsün” dedi. Kesik kesik öksürdü. Balýkçý aðýný onarýyordu, yarýn yeni bir balýk avýna çýkacakmýþ. Ýyi hazýrlanmalý. Bir ucundan da ben tuttum aðýn ve bana öðrettiði her þeyi bir bir yaptým. Keyifliydik ikimiz de. Konuþulacak ne çok þey varmýþ. Özlemiþim dalgalarýn sesinden kendi sesine eklediði týnýyý, denizden gözlerine sürdüðü bir tutam huzurda dinlenmeyi. Ne kadar geçti bilmem, epey konuþtuk; dinlenmesi için gitmeye niyetlendim : “Bu gece raký þiþesinde balýk olacaðýz Orhan Veli gibi, gitmek yok. ” dedi. Üstelemedim gitmek için. Kendimizi býraktýk sohbete. Sohbet rakýyla demlendi, geceye mutluluðun notunu kahkahalarýmýzla düþtük. Sabaha karþý iyice aðýrlaþtý bedenimiz, ben veda ederek evin yolunu tuttum. Yataðýma uzanmamla – bu tatlý sohbetin verdiði huzurdan olsa gerek- uykuya dalmam bir oldu. Ýçimde sonsuz bir huzurla uyandým. Uzun zamandýr bu denli keyifli olmamýþtým. Kasabayý bu keyifle gezdim, çocukluðumda koþtura koþtura geçtiðim yollardan o günleri düþünerek geçtim. Her adýmýmda bir aný düþtü belleðimden, arkadaþlarým düþtü aklýma, kasabada býraktýðým arkadaþlarým. Buldum birkaçýný, eski günlerden konuþtuk. Balýk babaya uðradým sonra. Ama çoktan gitmiþti, denize açýlacaktý. Bu geceyi yalnýz geçirecektim anlaþýlan. Bir þeyler yedim, dýþarýda kalacaktým ki hava soðumaya baþladý; tek yaprak kýmýldamazken rüzgar aðaçlarý kýrbaçlýyordu sanki. Fazla oyalanmadan otele döndüm. Yataðýma uzandým, gündüz aldýðým gazeteleri karýþtýrmaya baþladým. Rüzgarýn þiddetini artýrmasýyla içimi bir tedirginlik aldý. Balýk baba düþtü aklýma. Acaba dönmüþ müdür? Akþam denizde kalacaðýný söylemiþti. Hemen evine koþtum, yoktu. Bekledim bir süre. Gündüz çarþaf gibi olan deniz, kýpýr kýpýrdý, dalgalar hýzýný alamayýp kýyýya vuruyordu. Bir telaþ sardý her yanýmý. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar evinin yakýnlarýndaydým; ancak dönmedi. Otele geri döndüm. Sabahý zor ettim, koþtum tekrar kýyýya. Ýçimdeki tedirginliðin yerini korku aldý. Sahil güvenlik botlarý kýyýdaydý. Bir hareketlilik… Onun teknesi…Onun balýkçý aðý…Ama o yok! Neredeyse bütün kasabalý kýyýya yýðýldý bir anda . Parça parça kopuk kopuk sesler… Birbirine karýþan uðultular... “ Sadece tekne “, “Tekne ters dönmüþ” “Reis bulunamamýþ” Cümleler çarptý suratýma ve kendime geldim. Fýrtýnada tekne ters dönmüþtü, onu bulamamýþlar. Ýçimde bir yangýn… Bir botla açýldým denize. Günlerce denizde aradýk ama bulamadýk. Deniz yutmuþtu onu. En çok sevdiði þey öldürmüþtü onu. O ise kendini denize adamýþtý. Böyle olmamalýydý sanki. Bu iþte bir yanlýþlýk olmalýydý. Yok yok…Olmasý gerekendi sanýrým. Denizle hemhal olmuþ bir beden, denizde yok olmalýydý, topraða hiç yakýþmazdý. Bir gülümseme kapladý yüzümü. Gidiþi, yokluðu hayatýmýzda kocaman bir kara delik… Ancak biliyordum ki o, denizin derinliðinde kaybolmaktan son derece mutlu! Nilay Akçay… (AKAPALTA,AÐUSTOS 2010 )
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nilay Akçay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |