..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kendinden daha uyanýk insanlarý iþe aldýðýn zaman, senin onlardan daha uyanýk olduðunu kanýtlamýþ oluyorsun. -R. H. Grant
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




27 Þubat 2010
Çekinme Ye!  
Mehmet Önder
Remzi mi? O beþ gül beþ yaprak. Adam yaþamayý biliyor. Her gece bir yerlerde keyifte. Evde tüneyecek diðil ya; tavuk mu bu?


:DAIC:
ÇEKÝNME YE



      “Tavuklar gibi akþamdan yatýyor musun? Seni ev kuþu!” gibi kýþkýrtmalarý, “Bak, dýþarýda hayat var. Çýkalým bir gece; yiyelim içelim, eðlenelim. Seni bir güzel yaþatayým. Bundan sonra evlere sýðmayacaksýn” gibi özendirmeleri, “Çok iyiliðini gördük, bari ödeme olanaðý taný” gibi sözleri hiç etkilememiþti. Ta ki, “Sen en iyisi evde otur. Çamaþýrý, bulaþýðý ihmal etme” deyinceye kadar. Bu sözler, yenilir yutulur cinsten deðildi. Bardak taþmýþtý.
      …

      Davetliyim de; para mara gerekmez. Ama her olasýlýða karþý, buzdolabýný yenilemek için ayýrdýðým peþinatý yanýma aldým. Bizim Remzi dünden hazýr; kapýnýn önünde volta atýyor. Beni görünce, zevkten dört köþe oldu. Biraz da alaylý, baðýrmaya baþladý:

      - Türkiye, Türkiye…

     …

Yaptýðým, hatta evcek yaptýðýmýz iyilikleri, evine gelen hacizleri püskürtüþümüzü unutmuyor tabi. Bir kaç ay önce “Bizi kazýkladý!” deyip dövmeye gelenlerin elinden kurtarmam da az þey deðildi doðrusu. Þimdi, o da insan evladý, doðal olarak eksikleniyor; “Bir þey yapamýyorum, bari doðru dürüst bir sosyal yaþamý olmayan Mehmet aðabeyimi gezdirip tozdurayým, yedirip içireyim, bir karþýlýk vermiþ olayým” diye düþünüyordur içinden.

      Ha bakýn, bir konuda günahýný almayalým. Remzi hiç bir zaman elden para almaz. Onun çalýþma yöntemi “Bozukluk Kalmamýþçýlýk”týr. Kimi zaman da “Tüh cüzdaný unutmuþum” diye hayýflanýr. Artýk, sigara parasýdýr, yol parasýdýr, mal ve hizmet türünden ne denk gelirse yüklemeler yapar. Uzak demeyelim ama birazcýk aralý durmakta yarar vardýr.

      Ama bu kez baþka! Davetliyim. Remzi, minnet borcu ödemek istiyor.

      - Haydi gidelim…

     …

     Bu arada Remzi’nin cüzdanýnda bozuk para kalmamýþ. Eh, o kadar olur; onluðu veriverdim taksiciye.

     …

Restorana vardýk, giriþi oldukça gösteriþli. Kapýdaki görevliler özel giysili. Müþteri karþýlamak için ayakta bekliyorlar. Biz kapýdan girip masamýza ulaþana kadar, dördü beþi eþlik etti. Bir sevgi seli çevremizde; saygý ona keza. Yerlere kadar eðilmelerden belleri kamburlaþacak, diye korkmadým desem yalan olur. Hatta bir an, kendimden bile þüpheye düþtüm. Gömlek cebimde nüfus cüzdaným vardý, çýkardým baktým, tahmin ettiðim gibi, benden baþkasý deðil. Görevlilerden saygý sevgi görüyorum, diyorum ama, bu devede kulak bile deðil; itibarýn büyüðü Remzi’ye. “Remzi bey, beyim, aðabeyimiz, beyefendi” sözleri havalarda uçuþuyor.

      …

      Masamýza gelince ikisi üçü sandalyeleri çekmek için atak yaptý. Ben kendi sandalyemi kendim çekmekte ýsrar edince, Remzi tarafýndan bir güzel ayýplandým, hatta haþlandým. Görevlilere “Arkadaþýn kusuruna bakmayýn, görgüsüzdür” der gibi bakýp sinsi sinsi güldü, sonra kulaðýma eðildi:

- Bir daha garsonlarýn iþini yapmaya kalkýþma, beni de yerin dibine geçirme!

      “Ben nerden bileyim böyle þeyleri, gençliðimde padiþah mýydým?” dedim de, takýlmadan da edemedim:

- Remzi yahu, hepsi çok itibar ediyor da, þu sarýþýn olaný pek oralý deðil. Seni tanýmýyor mu ne?

      Bizimki bu sözlerden çok etkilendi. Adeta küplere bindi:
     
- Tanýyacaklar! Herkes Remzi abisini tanýyacak. Öyle yaðma yok. Kimsenin ekmeðiyle oynamak istemem, ama zorlamasýnlar. Sabrýn da bir sýnýrý var!

      Öðrendik ki, çocuk iþe yeni girmiþ. Remzi abisini tanýmýyor, yeni öðrenecek.



Yerleþtik. Yiyecekler, içecekler ardý ardýna gelmeye baþladý. Remzi’nin tek derdi beni aðýrlamak, ikrama boðmak. Ýkide bir :

      - Memedim ye, çekinme ye. Darýlýrým vallahi ! deyip duruyor.

      Bir ara parmaklarýný þýklattý; gelen garsonun kulaðýna bir þeyler fýsýldadý. Garson geldi yanýma dikildi.

- Bu niye baþýma dikildi ?

- Senin çok çok zengin, ama çok sinirli biri olduðunu, bir söylediðini bir daha yinelemediðini, anlayamazlarsa kötü þeyler yapabileceðini söyledim. Sipariþlerini duyamam, baþýma bela alýrým diye baþucunda bekliyor.

Hay Allah ! Gayriihtiyari baþýmý döndürür gibi yaptým, çocuk gözümün içine bakýyor. “Gece bitse de kurtulsam þu namussuzdan, mafya babasý mýdýr, ne boktur !” diye düþündüðüne bahse girerim. Ama iþ iþtir, ve de ekmek aslanýn aðzýndadýr. Çocukcaðýz, þöyle dönüp “Öl” desem, kendini yere atýverecekmiþ gibi, kuþkulu kuþkulu bekliyor.

      Remzi’ye “Bu hep baþýmda mý duracak?” dedim. “Tabii” dedi, ekledi “Sen de bir bahþiþ at da, çocuða çalýþma þevki gelsin.”

      Çýkardým, bir onluk da ona verdim. Davetli olan biziz ama taksiciye verdiðim onluðu da sayarsak, bizim evin üç günlük yeme içme masrafý þimdiden gitti. Garsonun onluða burun kývýrmasý da cabasý.

      Böyle yerler bize göre mi caným. Bir de Remzi’nin ödeyeceði hesabý düþünüyorum da. Üf üf üf.
     …

      Bu arada Remzi, beni þaþýrtmaya devam ediyor. Durmadan yeni sipariþler veriyor. Bana da, “Çekinme ye” diyor. Nereden biliyorsa “Sen bunu seversin ye” diye diye her çeþit yiyeceði söyleyip tadýna bakýyor. Bitmek tükenmek bilmeyen sipariþlerine bakýp “Ne müsrif adam” desem de yapacak bir þey yok. Coþtu bir kez; ille de beni aðýrlayacak. Ben böyle, bir gecede bir aylýðý yiyecek kadar savurganlýk görmediðim için, rahatsýz oluyorum.

Ben pilavý bile ekmeksiz yiyemeyen türdenim çoktan doydum. O hâlâ “Çekinme ye, darýlýrým, gücenirim” lerde. Hatta aklýna dahiyane bir fikir gelmiþ gibi de baðýrýyor:

      - Hoop! Sen havyara bayýlýrsýn.

      Bayýlýrmýþým. Daha önce hiç yemediðimden bilmiyordum. Zaten her þeyin tadýna da o bakýyor. Kendisi için söylüyor. Doðrusunu isterseniz sipariþ verme ihtiyacýmýz da yok. Özel garsonumuz var ya, çocuk, sipariþleri sohbetin satýr aralarýndan yakalayýp anýnda konduruyor.

      Bir ara, hazýr garson da yokken:

      - Remzi, ben hiç havyar yemedim. Sevmem herhalde, dedim.

      Aman ne kötü laf etmiþim. Yüzünü buruþturdu:

      - Ayýp ayýp, buraya beni utandýrmaya mý geldin? Böyle yerlerde beðenmesen bile beðenmiþ gibi yapacaksýn. Görgü kuralý diye bir þey duymadýn mý sen? Hem beðendiðini göster ki, ayýp olmasýn.
     
      Demek ki, beðenmesem bile beðenmiþ gibi yapacaðým. O konularda biraz bilgimiz var tabii.
           
- Haným “Bamya çok nefis olmuþ” der gibi mi yapayým ?

      Bu, çok hoþuna gitti. Yüzünün buruþukluðu geçti.


      Remzi gece boyu yedi içti. Ben konuðum ya, hem doydum hem de fazla yük olmayayým, diye ucundan ucundan kýynaþtýrdým.

      Aslýnda ben iki tek sandvici ardý ardýna yesem midem rahatsýzlanýr. Ama, masamýz da kral sofrasý gibi. Hepsi yabana gidecek; bari bir parça et yiyeyim, dedim. Garsona döndüm: “Koy bir kadeh de þarap.”

O ana kadar durmadan yiyip içen, benim öyle baktýðýmý görüp “Çekinme ye, darýlýrým ye!” diye diye týkýnan Remzi, gözlerini bana dikti:

- Bana bak Mehmet, hopur hopur yiyorsun, löpür löpür de içiyorsun. Çok güzel… Ama bende bir kuruþ para yok ha. Ona göre ye iç. Ýsraf haram!

      Gitti bizim yeni buzdolabýnýn peþinatý.



      Remzi mi? O beþ gül beþ yaprak. Adam yaþamayý biliyor. Her gece bir yerlerde keyifte. Evde tüneyecek deðil ya; tavuk mu bu?

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Teþekkürler.
Gönderen: Mehmet Önder / , Türkiye
25 Mayýs 2011
Böyleleri hep hesap geleceði anda vurur darbeyi malumualiniz.

:: þaka yapýyorsun
Gönderen: Ahmet Odabaþ / , Türkiye
22 Mayýs 2011
Tabi ki þaka... seni yemeðe çaðýrýp, parayý da sana ödetsin... bir de ciddi ciddi israf haram...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.