Bana arkadaþýný söyle, sana kim olduðunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Bir pazartesi günüydü, Serkan sinirli ve stresli uyanmýþtý. O gün çok iþi vardý; Bankaya gidecek gazete hesabýný yatýracak, Tekel’e gidip içki ve sigara alacaktý. Bu iþleri öðlen saat 12:00 ye kadar bitirmeliydi. Normal þartlarda biterdi, ama o gün ayýn son günü olan pazartesi olup, banka ve Tekel’de çok sýra beklemesi gerekebilirdi. Bakkala geldi. -Merhaba Musa Amca! -Oðlum Selamün aleyküm denir. Sabah sabah vaaz dinlemesek bari diye düþünerek; -Selamün aleyküm diyerek devam etti. -Bugün iþimiz çok Musa amca Tekel listesini dünden hazýrladým, gazete parasý da yatacak. Bir miktar para lazým. -Para deyince dur, acele etme. Ne kadar lazým? -Yirmi milyon lira -Hasminallah Tekel 12 tutar demedin mi? -Dedim, gazete de sekiz milyon tutuyor. -Her hafta yedi, yedi buçuk veriyorduk. -Gazete fiyatlarý arttý. -Ýskontomuz yok mu bizim? Hadi ver þu parayý da kalabalýk basmadan iþimizi halledelim diye düþünerek, -Var ama, iskonto oraný deðiþmedi dedi aceleyle. Musa Efendi parayý üç kere aðýr aðýr saydý, üçünde de farklý bir sonuç çýkýyordu. Serkan gittikçe geriliyor, ama saygýsýndan bir þey diyemiyordu. Fazlasýný zaten geri getirirdi bunu Musa Efendi de iyi biliyordu yoksa onu hayatta çalýþtýrmazdý. Yýllarca bu iþleri güvenebileceði birini bulamadýðýndan tek baþýna halletmiþti. Aslýnda o zamanlar güvenilecek insan sayýsý þimdikinden fazla idi, çünkü Özal döneminin’’çalýþan deðil, nasýl olursa olsun kazanan deðerlidir’’ anlayýþý bugünlerde olduðu gibi insanlarý henüz zehirlememiþti. Bir kere daha saydý, tamý tamýna yirmi milyon lira dedi. Serkan’da parayý alýp tamam hadi eyvallah dedi. Dedi demesine de bir daha saymaya kalksaydý bakkalýna da Saliha’sýna da, Tekel’ine de sinkafý basýp kiriþi kýrmayý iyice kafasýna koymuþ, patlamadan önceki son sessizlikteydi. Önce gazete parasýný yatýrmak üzere gazete bölge bayiinin mutlaka oraya yatýrýlmasýný istediði X bankasýna gitti. Zaten daracýk olan banka þubesine kalabalýk bastýrmýþtý. Açýk olan iki giþeden önünde bekleyen daha az olana kuyruða girdi. Ancak yandaki kuyruk iyi kötü ilerliyordu, o ise bulunduðu yere kazýk çakmýþ gibi beklemek zorundaydý, giþedeki kiþinin iþlemi bir türlü bitmiyordu. Banka’da çalýþan klimalar sadece çalýþanlarý rahatlatýyordu, bekleyenler bölümünde çok sýcak ve boðucu bir hava hüküm sürüyordu. Yaklaþýk bir saattir kuyruktaydý ve önünde hala iki kiþi vardý. Yan kuyruða ondan sonra girenler bile iþlerini bitirip gitmiþlerdi. Böyle giderse Tekel’e geç kalacaðý kesindi. O arada bir þey fark etti ki sinirleri iyice gerildi. Onun önündeki giþede çalýþan memur odacýnýn getirdiði iþlemleri de yapýyor, bu yüzden beklemek zorunda kalýyorlardý. Odacýyý biraz takip edince bu ilave iþlemlerin þube müdürünün oradan geldiðini fark etti. Boncuk boncuk terlemiþti. Öðlene kadar burada iþini bitiremez ise Tekel’e öðleden sonra gitmek zorunda kalacaktý ki bu da tüm öðleden sonrasýnýn yine Saliha’yý görmeden geçmesi demekti. Müdürün odasýna þöyle yan yan bakýp, kafasýnda at bir uçan tekme cama, gir camdan içeriye, saldýr müdüre kýr aðzýný burnunu, çok olsa sonra güvenlikte bir dayak yer belki iki üç ay hapis yatýp çýkarsýn diye kuruyordu. Sanki düþüncelerini okumuþ da engellemek istiyormuþ gibi o anda müþfik bir ses buyurun dedi, giþe memurunun sesiydi bu. Gazete parasýný yatýracaktým, neden sýrayý bekletip oradan iþlem alýyorsunuz diye sorunca ne yapalým emir kuluyuz cevabýný aldý. Ýþi tamamlandýktan sonra saatine baktý, 12 ye 20 vardý. Zaten geç kaldým diye düþünerek birden þube müdürünün kapýsýna yöneldi, kapýyý formalite icabý þöyle bir týklattý ve en kibar halini takýnarak; -Bir þey sorabilir miyim? Dedi. Müdürün yanýnda bölgenin kalburüstü esnaflarý rahatça oturmuþ, tatlý tatlý çaylarýný içiyorlardý. Müdür; -Tabii, buyurun sorun dedi. Yine en kibar haliyle; -Giþe iþlemlerini arka taraftan yapmak, sýra beklememek için ne yapmak gerekiyor? Müdürün yüzü kýzardý, allak bullak oldu. Ama ses tonunu deðiþtirmeden; -Ona biz karar veririz, müþteri olmanýz lazým. -O yüce kararýnýzý lehimize olumlu hale getirmek için ne yapmamýz lazým? Müdür iyice kýzardý, ama yanýndakilere ayýp olmasýn diye kovamýyordu. -Müþteri olmanýz lazým, ona da biz karar veririz… gibi bir þeyler geveledi. -Müþteriyiz ama arkadan iþlem yapamýyoruz, sizin yüce kararýnýzý etkilemek için ne yapmamýz lazým onu merak ediyorum. Müdür son bir sabýrla müþteri olmanýz … derken sözünü kesti insan olmak yetmiyor mu deyip, arkasýný dönüp sessizce pezevenk diye cümlesini tamamlayarak hýzla bankadan çýktý. Nispeten rahatlamýþtý. Öðleden sonraya kalmamak için hýzla tekele koþtu. Listesini yazdýrdý, mallarý alacaðý bölüme geldi saat on ikiye bir vardý, listeyi uzattý. Görevli Ali Bey(tipik bir devlet memuru ) kapandý bir buçukta gel dedi. Parayý ödedim, tekrar gelmeyeyim diye yalvardý. Ali Bey; -Burasý tekel on ikide kapanýr, bir buçukta açýlýr. -Özelleþtireceðiz dedi, bankadaki diyalogdan aldýðý moralle. Ali Bey’in cevabý ise etkileyiciydi, kepenkleri bir anda indirmiþti. Serkan ise yýllar sonra özelleþtirmenin ülkemiz için nasýl büyük bir kazýk olduðunu anladýðýnda o zaman söylediði bu sözün ne kadar saçma olduðunu fark etmiþti. Dükkâna döndü. Biraz oyalandýktan ve Musa Efendi öðle namazýndan döndükten sonra arkasýnda üç tekerlekli bir römork takýlý olan xy marka sýk sýk arýza yapan motoru alýp yola koyuldu. Bu kadar aksilik olan bir günde motor arýza yapmaz ise olur muydu? Olmazdý tabii ki. Geçen ay iki kere deðiþtirmelerine raðmen yine gaz teli kopmuþtu. En yakýn tamirciye gitti. Ýçeri girdi, çýrak çalýþýyordu. Usta ve kalfa ise çay içip, sohbet ediyorlardý. Derdini anlatýnca motoru býrak yarýn alýrsýn dediler, þimdi yapýn deyince parça yok baþka yapýlacak iþler var gibi gevelerlerken Serkan dýþarý çýkmýþ baþka bir tamirciye aramaya baþlamýþtý. O tamirci bu tamirci derken hiçbiri hemen yapmaya razý olmadý, bazýlarý yapmak bile istemedi. Serkan motora lanetler okuyarak servisine geldi. Onlarda yarýn dedi. Çaresiz motoru býraktý. Aslýnda motoru satanlar(bayii) ve servisi ayný kiþiye aitti. Böylesine bir motor sattýklarý için zaten onlara deli oluyordu, ama yapacak bir þey yoktu. Ýþ yok diye aðlayan esnaf çay kahve içmeye vakit buluyor, tamiratý erteliyordu. Yürüyerek dükkana dönerken yine kafasýnda kurmaya baþladý. Bu maðazayý tankla havaya uçursam nasýl olur? Askerde tankçýydým, kullanmayý biliyorum. Bir subay kýyafeti uydurup, alaya girip bir tank alýp, direkt maðazaya girebilir miyim? Tanký çýkarmak için bir izin yazýsý gerekir. Bunu da ayarladým diyelim, ama bu defa iki üç ay deðil, iki üç yýl hapiste yatarým diye düþününce irkildi, vazgeçti. Ama baþka bir plan yaptý. O gece saat 10 civarý maðazaya tekrar geldi, daha doðrusu iyice yaklaþtý. Akþam üstü hazýrladýðý sapaný çýkarýp, maðazanýn camlarýný tuzla buz etti. Hatta sergilenen motorlardan bazýlarýna da zarar verdi. Maðazanýn bulunduðu apartmanda oturanlar bakýyorlar, ama ne olduðunu anlayamýyorlardý. Çok iyi saklanmýþtý. Hýzla oradan uzaklaþtý. Ertesi gün motoru almaya gittiðinde manzarayý sinsi bir zevkle seyretti. Dükkan sahipleri þaþýrmýþtý, hiçbir þey çalýnmamýþ, camlarýn hepsi kýrýlmýþtý. Kendileri hýrsýzlýða eðilimli olduklarýndan camlarý kýranýn hiçbir þey çalmamasý anlayamýyorlardý. Serkan þüphe uyandýrmayacak bir iki yorum yapýp, motoru aldý ve Tekel’e gitti.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mustafa Mert, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |