..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamým boyunca, ondan birþey öðrenemeyeceðim kadar cahil bir adamla karþýlaþmadým. -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Nergiz Þimþek




6 Mart 2010
Dönüþüm  
Nergiz Þimþek
Ben âdemoðlunun hayatýný yaþadým. Ýnsanýn uzun ve sýkýcý yaþamýna tanýk oldum ve aðýr aksak geçiþini gördüm. Hatta bir yalnýz adama bir bakýma dost da oldum. Bu bana yapýlmýþ büyük, çok büyük bir haksýzlýktý; çünkü ben aslýnda bir sivrisinektim. Evet evet hani siz insanlarýn Culicidae familyasýndan culex – ev sineði dedikleri türdendim. Basit deðil mi? Aslýnda çok basitti ama sonra olan oldu. Olan oldu ve dönüþüp çilekeþ bir hayata mahkûm edildim. Anlatacaðým. Þimdi.


:CFEG:

Ben âdemoðlunun hayatýný yaþadým. Ýnsanýn uzun ve sýkýcý yaþamýna tanýk oldum ve aðýr aksak geçiþini gördüm. Hatta bir yalnýz adama bir bakýma dost da oldum. Bu bana yapýlmýþ büyük, çok büyük bir haksýzlýktý; çünkü ben aslýnda bir sivrisinektim. Evet evet hani siz insanlarýn Culicidae familyasýndan culex – ev sineði dedikleri türdendim. Basit deðil mi? Aslýnda çok basitti ama sonra olan oldu. Olan oldu ve dönüþüp çilekeþ bir hayata mahkûm edildim. Anlatacaðým. Þimdi.

O gece kana muhtaçtým - yumurtalarýmý beslemek ve yeniden yumurtlayabilmek için. Genç bir diþi sinek olarak ilk döllenme tecrübemi yaþamýþ ve genetik mirasýmýn itelemesiyle kan bulmak için yola koyulmuþtum. Daha çok, daha da çok yumurtlamak istiyordum. Þimdi, þu halimle size bunu anlatabiliyorsam baþýma gelenlerden dolayýdýr; kazandýðým bilinçten – þu lanet bilinçten! Hâlbuki baþlarda ne güzeldi - sadece yapýyor olmak. Ah! Yakýnmanýn vakti deðil. Anlatmaya devam etmeli.

Bir pencereden daldým. Gayet güzel kokulu ve þekerlemeli neme sahip bir teni algýladým ve hýzla uçarak yaklaþtým ona. Bu kocaman dev gibi bir adamdý, derisiyle tezatlýk içinde kart bir görünüþü vardý. Karanlýkta pek de görememiþtim çirkinliðini, zaten beni ilgilendirmiyordu da. Ama yine de böylesi kaba ve büyük bir yapýdan böylesi güzel kokular çýkmasý pek alýþýldýk deðildi. Ama o zamanlar düþünmek gibi bir özelliðim olmadýðýndan iþe koyuldum. Aðzýmýn hemen altýndaki neþter gibi kullandýðým testere býçakla deriyi narince kestim, uyuþturmak için kullandýðým sývýyý ilk borudan salýverdim kana. Kan sývýlaþýrken, avýmýn hassasiyetinin de yeterli düzeyde azaldýðýna kanaat getirince hüp çektim içime kaný. Nasýl da tatlýydý. Aðýrlýðýmýn altý katýna ulaþýncaya deðil içtim - kana kana içtim. Avýn bu esnada hiç kýpýrdamadý, rahatsýzlýk belirtisi göstermedi. Ýþim bitince tavana kondum. Bir süre sonra ýþýk yandý. Aðýrlaþmýþ pineklerken, tuhaf þeyler hissetmeye baþladým. Tamamýyla hareketsiz kalmýþtým. Ne olduðunu anlamadan bir þeyin içine týkýlmýþ výzýldarken buldum kendimi. Bu bir avuçtu – hayýr, beni öldürmemiþti – evet, beni yakalamýþtý.

Beni üstü tülle örtülü bir kavanoza yerleþtirdi. Çýrpýnýp durdum. Camý algýlamam uzun sürdü, bu arada epey hýrpalandým. Sonra sakinleþtim ve sadece durdum. Durdum – durdum – durdum. Þimdi size ne kadar durduðumu söyleyemeyeceðim; çünkü tüm bunlar olurken ‘zaman’ kavramým yoktu. Yani sizlerin algýsýyla… Saat gibi mesela. Ama her þeyi, sizin ve artýk benim de demem gereken bir dünyaya ait her þeyi öðrenmeye mahkûm edildim. Sevgiyle baðlanýlan bir tutsak oldum.

Bir süre sonra bir sancý baþýmý, göðsümü, karnýmý kavurmaya baþladý. En çok da baþýmda gülle gibi bir aðýrlýk hissettim. Varoluþ sýnýrlarýmýn zorlanýyordu. Gözlerim içten içe kaynýyor gibiydi. Bu böyle acý dolu kývranmalarla sürüp de sonu geldiðinde, artýk baþka türlü görmeye baþladýðýmý anladým. Hatta baþka türlü duymaya daha da kötüsü her þeyi garip bir biçimde algýlamaya… Biri yaklaþtý yanýma. Bu avýmdý evet ama bir tuhaflýk vardý. Benimle konuþtu ve her söylediðini anladým. ‘’Benim küçük dostum, nasýlsýn bakalým?’’ dediðinde bana, neredeyse cevap verecektim. Sonra düþündüm! Evet evet düþündüm! Ve sus, dedim kendi kendime, ‘’þimdilik sus.’’ Pörtlek gözlerini cama yaklaþtýrýp gülümsedi. Eliyle cama, benim konduðum noktaya dokunup okþar gibi yaptý. Þaþkýndým. Çok, çok þaþkýndým! Bir süre sonra bedenimdeki aðrýlar çoðaldý. Bir bacak daha çýkmaya baþladý karnýmdan. Bu beni dehþete düþürdü. Aslýnda üç bacaklý olmam gerekmesinin yanýnda, bunun bir insan bacaðý olmasýydý bir diðer sebep. Ve sanýrým bayýldým - ayný bir insan gibi! Ve uyudum – ayný bir insan gibi! Ve kâbuslar gördüm - ayný bir insan gibi! Bu rahatsýz korkunç bir uykuydu ve ölüm sancýlarý çektim. Deðiþim sancýlarý demek daha doðru sanýrým ama ben, tam ölecekken, ölemeyip - çok çok yaklaþýp ama ölemeyip tekrar dirildiðim, baþka türlü dirildiðim, gibi bir hisse kapýldým. Yorgunluktan baygýn bir süre daha yattým. Ayýldýðýmda bedenim bir insan bedenine çok benziyordu. Sinekinsan demek gerekecek sanýrým. Çünkü insan bacaklarýný andýran tüylü bacaklarým vardý. Kollarým da çokça kýllý ama insanýnki gibiydi. Ayrýca ayakta durabiliyordum. Ancak hâlâ kanatlarým vardý – uçabiliyordum da. Cinsiyetimse yoktu. Oram… Organsýz düz bir deriydi sadece. Baþýmý göremedim ilk baþta, sonralarý bir aynada gördüðümde garip bir görüntüyle karþýlaþtým. Borularýmdan biri, kaný emmeye yarayan, yerinde duruyordu ama üzerinde burunumsu garip bir organ, altýnda da aðýz diyebileceðim bir yarýk vardý; gözlerim þeklini pek deðiþtirmemiþse de baþým büyümüþtü; antenlerim yok olmuþ yerine kulak benzeri incecik bir deriyle örülü kýkýrdakýmsý iki adet çanak yerleþmiþti. Böylece hem kanla hem diðer gýdalarla beslenebilen, yürüyebilen ve uçabilen, anlayabilen, konuþabilen, duyabilen, düþünüp karar verebilen, beþ santim kadar boyumla, küçücük bir sinekinsan olup çýktým.

Yýllar içinde elbet þaþkýnlýðýmý attým. Ýnsanlaþtým. Kapris yaptým, küstüm, mutlu oldum, kýrdým, kýrýldým, küçük planlar yapýp yalan söyledim, kandýrýldýðým için içlendim. Gözyaþý dökemedim ama böyle bir mekanizma iþlemiyordu bende. Güzel manzaralar bakýp bakýp da hayallere daldým. Hüzünlendim, kavga ettim sahiple, barýþtým ardýndan, gaddarlaþtým, acýdým, içim yandý benim de, sevinçten ellerimi çýrptým ya da, kutlamalar bile yaptým. Yýlbaþýný kutladýk hatta doðum günlerimizi – onunki belirsiz ama inanmak istediði bir tarihti, benimkiyse insanlaþtýðým gün. Ama en kötüsü, ayný insan gibi kin biriktirdim içimde. Kin! Tam on iki yýldýr yaþýyorum. Heyhat! Ben bir hilkat garibesinin dostuydum. Biricik-küçücük dostuydum. O yalnýzlýðýn içine çekilmem bir yana bir de dönüþtüm!

Bu adam tam kýrk yedisinde, kollarýný havaya kaldýrýp Tanrý’dan bir dilek dilediðinde, yalnýzlýðýný daðýtacak nasýl olursa olsun bir dost istediðinde, ben kan bulmak için yollardaydým. Uykuya dalýp düþünde beni gördüðünde ve Tanrý’nýn lütfuna erdiðinde ve kanýna bir tutam sihir kozu serpiþtirilip deðiþtiðindeyse kanýný emiyordum. Anladýðým bu… Bana mucizeymiþim gibi davrandý on bir yýl boyunca; gerçekten de mucizeydim. Beni sevdi, çok sevdi. Hatta benden daha çok sevdiði bir canlý yoktu. Zaten çevresinde iletiþim kurabileceði baþka biri de yoktu; hayatýn ücrasýnda yalnýzlýða mahkûm edilmiþti. Hep özen gösterdi bana. Bir süre sonra serbestçe dolaþabildim evde – zaten kaçma þansým olsa da ne yapacaktým? Benim kadar küçük bir yaratýk için bu ev bir anakaraydý. Aldý beni baþka diyarlara da götürdü. Geri kalan ömrünü benimle birlikte geçiren kambur, iri cüsseli, yüzünde geçirdiði kazadan kalan yara izleriyle genetik mirasýnýn çirkinliði katlanmýþ bu adama gerçekten acýdým. Ama onu sevemedim. Çünkü Tanrý onun dileklerini yerine getirirken bana ne yapmýþtý böyle? Sebebi oydu. Bu koca adam beni bilince, insanlýða, uzun yýllara ve kýsýrlýða mahkûm etmiþti. Ama kaderime razý olmaktan baþka þansým da yoktu. Derken bir gün… Öcümü aldým ama iyi mi ettim þimdi hiç bilemiyorum.

Bir gün, odunculukla parasýný kýt kanaat kazanan, nesillerden beridir kulaklarda dolaþan bir lanetle ayný cetleri gibi dýþlanmýþ, kasabanýn ýraðýnda bir toprak parçasýna sýðýnmýþ, sadece belirli ihtiyaçlarý ve kestiði odunlarý satmak için kasabaya inen bu adamdan öcümü aldým. O gün kasabaya indiðimizde, bir panik havasý sezinledim. Sýtma, diyorlardý. Sýtma ortalýðý kavuruyormuþ. Sivrisineklerle de bulaþtýðýndan, yumurtalarýný býraktýklarý sýð sulara mazot döküyormuþ kasabalýlar. Aniden þeytani ýþýltýlar saçan bir ampul yandý zihnimde. Ben de ne de olsa hâlâ bir sivrisinektim. E kan emmeye yarayan borum duruyordu ve kanatlarým da. Bir ev gösterdiler, karantinada. Bizinki odunlarýný satmaya çalýþýrken bir koþu- ah! bir uçum girdim eve. Hasta kadýndan çektim lanetli kaný ve tuttum içimde. Hemen dönüþte, ayný bir insan gibi kinime yenilerek ve hiç düþünmeksizin sahibimin kanýna þýrýnga ediverdim. Ýlk anda öylesi büyük bir mutluluk hissettim ki! Beni dönüþüme mahkûm eden bu adama kötülük ettiðim için. Derken hastalandý. Bünyesi dayanýklýydý ve uzun süre can çekiþti. Aslýna bakarsanýz o can çekiþirken de mutluydum. Hatta ona söyledim. Ben yaptým, dedim ‘’seni öldüren benim.’’ Böylece onu yüreðine düþürdüðüm sýzýyla daha da mutlu oldum. O kývranýrken ve yüreði yanarken, benim artýk insanlaþan gözlerim ýþýldýyordu. Ve öldü.

Evet, öldü. Bir yýl oldu. Tam on iki yýllýk insanlýðýmýn son koca yýlýný yalnýz geçirdim. Ne hayvan âlemine karýþabiliyorum ne de insan. Yaþayabiliyorum. Bu eve kimse yanaþmýyor zaten. Ayrýca rahatça hareket edebilmem için kurulmuþ bir mekanizma da var. Kan ya da meyvelerle idare ediyorum. Ama bu yalnýzlýk… Daha ne kadar dayanabilirim, bilmiyorum. Dün kendimi öldürmek istedim. Ama bir insan için bunun o kadar da kolay olmadýðýný anladým. Þimdiyse, kollarýmý açýp gökyüzüne ve kanatlarýný çýrpýp delicesine Tanrý’ya yakarýyorum. Bir dost… Nasýl olursa olsun bir dost için!


Nergiz Þimþek
Aðustos 2009, Muradiye      



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fare Kýz
Gölge
Bir Adam
Defol!
Topal Remzi'nin Dilsiz Kýzý
Kötücül Ruhlar Dergâhý
Soluk
Beþinci Kapý
Mavi Kurt
Boþluk


Nergiz Þimþek kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nergiz Þimþek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.