..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > E. Asým Öztürk




9 Mart 2010
Neanlar (2)  
“Yaþam ve zaman yolcuðu sürüyor…”

E. Asým Öztürk


- “Ne olacak bu zamlarýn, enflasyonun sonu?” demiþler. Bir de baþbakanlarý -onlarýn Ulu’su oluyor-: “Ücretler zam oranýnda arttýrýlýp, eþitlenecek” demiþ. Demiþ, ama zamlar maaþlarý çoktan geçmiþ bile. “Ne olacak bu iþin sonu, siz ne dersiniz?”diyorlar.


:BJHE:
- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean.

- Yine yirmilikler. “Burada yaþlanmaktan çok korkuyoruz. Kadýnlar menopoz, erkekler andropoza girince, yaþam zehir tadýnda oluyor. Siz bu sorunu nasýl çözüyorsunuz?” diye soruyorlar.
- Bizde ne menopoz, ne de andropoz var. Biz o saatte çoktan ölmüþ oluyoruz.

Çok sýkýlýyorlarsa kýrký iki yirmilik, yetmezse dört onluk yaptýrsýnlar. Az gelirse, teklik de yaptýrabilirler. Kâðýt olaný tedavülden kalktý, iyi para eder. Çok sýkýþýnca antikacý Cevdet’e satarlar.

***

- Ulu Nean. Genç bir yirmilik yardým istiyor.
- Nasýl bir yardým?

- “Hüzün Abla’ya da sordum, O’da derdime çare bulamadý. Bir kýzý çok sevdim. O’da beni sevdi. Öyle söylemiþti. Sonra, bir gün zengin bir adamla tanýþmýþ. Beni hâlâ seviyormuþ, ama O’nun verebilecekleriyle, benim verebileceklerimi karþýlaþtýrmýþ. O’nunla evlenecekmiþ. Ne yapayým Ulu Nean?” diye soruyor.
- Hiç bir þey yapma. Ya da kafayý çek, sarhoþ ol, kendini döv. Ayýlýnca da sevgini paylaþabileceðin birisini bulmaya çalýþ.
Bizim burada da bu iþler farklý deðil. Sevgiyi bulduk, ama hep iki parça. Bir türlü uygun iki parçayý bir araya getiremedik.

Benim büyük kýzým bile, onyedilik prensiyle kaçtý. Perþembe günü de nikâhý var, mecburen gideceðiz. O gün savaþýný da Cyrolarla anlaþýp, erteledik. Bilge de bu duruma “tatil” adýný verdi.

Bilge ayrýca: “Kadýnlar anlaþýlmak için deðil, sevilmek içindir” diyor. Geçen gün de “psikoloji” diye bir þey buldu. “Kadýnlarý anladýðýnýzý söyleyin, ama sakýn kanýtlamaya kalkýþmayýn. Yoksa bile, hep gizemli yanlarý varmýþ gibi, hayranlýkla çevrelerinde dolaþýn,” diyor. Yoksa yeni hayranlar bulurlarmýþ…

Eþi de Bilge’ye kýzýp, “feminizm” diye bir þey bulunca, kavga çýktý.
Durumlar karýþýk, bakalým ne olacak? Akþam öneriler oylanacak. Bizim haným da akþama kadar kürk manto almazsam, feminist olacakmýþ. Öyle diyor.

Meyhane icat edilmiþ olsaydý, oraya gidip biraz kafa dinlerdim. Ama ne yaparsýn, yanlýþ çaðda doðmuþum, kýsmetsizlik iþte… Ayrýca bir oy bir oydur. Oylar birer birer veriliyor.

***

- Ulu Nean. Genç bir yirmilik, Bayan Neanoðlu telesekretere not býrakmýþ. Çaðýný Aþan telesekreteri dün akþam icat etti.
- Güzel, bunu akþam kutlayalým. Bayan Neanoðlu ne istiyor?

- “Üçüncü kocam sarhoþ olunca, gelmiþime-geçmiþime küfür ediyor. Geleceðimi astrologlardan öðreniyorum… Geçmiþimi de öðrenmek istiyorum. Bana yardým eder misiniz?” diyor.
- Neanoðlu, Neanoðlu. Haaa þimdi anýmsadým. Nean dedesi de çok küfürbaz bir astrologdu zaten.
Hiç unutmam. Küçükken anneme küfür etmiþti de, dinozor kemiðiyle elim yoruluncaya kadar bir güzel dövmüþtüm þapþalý. Hasta maðarasýnda bir hafta sýrt üstü yatmýþtý. Tam taburcu olacakken Hemþire Neaniye’yle Doktor Nean’a da küfür edince, iki hafta daha maðaradan çýkamamýþtý.

Neanlarýn yarýsýndan dayak yiyince, biraz akýllandý... Astrolojiyle uðraþýyor. On iki tane de, burç dediði bir þeyler buldu. Ondan sonra da her gün Nean Ekspres’e yazmaya baþladý. Ýyi de çakmak taþý alýyor.

Söylediðine göre her Neanýn bir burcu varmýþ. Bizim hanýmla benim burcum zýtmýþ, o nedenle anlaþamýyormuþuz. Her gün kavga edeceðimize, uygar Neanlar gibi anlaþarak ayrýlmamýz daha iyi olurmuþ. Mahkeme icat edilince boþanma davasý açacaðým, mecburen.

***

- Ulu Nean Yirmilik bir Enoralý aradý.
- O da mý müteahhit?
- Yok deðil, sade vatandaþ.
- Ne istiyormuþ?

- Enflasyon adlý bir canavar, yaþamý zehir ediyormuþ. “O’nun atasýný bulup yok edin lütfen. Bu hafta süper loto oynadým. Tutarsa, istediðiniz yere okul yaptýracaðým, söz. Selamlar” diyor.
- Bizde enflasyon da yok, canavarý da. O canavar Cyrolarýn bölgesinde olabilir. O bölge gelecekte Orakent olacakmýþ, Astrolog Nean öyle diyor. Mesajý Cyrolara göndersin, bizden de selam söyle.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean.

- O lotocu Enoralý yine aradý. “Süper loto devretti, rekor ikramiye verecek. Bana altý rakam söyleyin, kazanýrsam sizi de unutmayacaðým, yemin ederim” diyor.
- Burada daha rakamlar icat edilmedi. Parmaklarýný saysýn. Dolarýn, Euronun, borsanýn rakamlarýna baksýn. Bilge Nean: “Para parayý çeker” diyor.

***

- Ulu Nean.
“Horrr, horrr!.”
- Öhö, öhööö!..
- Hýhhh! Sen misin haberci, mesai baþladý mý?

- Evet. Çaðýný Aþan kum saati diye bir þey icat etti. Buralarda kum bulunmadýðý için seri imalata baþlayamadý, ama ilk kum saatini köyün meydanýna koydu. Artýk kimse, “zamaný bilmiyordum, ondan geciktim” diyemeyecekmiþ. Ve mesai, iki bin sekiz yüz on yedi adým önce baþladý Ulu Nean.
- Senin maðaran o kadar uzakta mý Haberci?
- Her halde! Affedersiniz ama üç taþ maaþ veriyorsunuz. Maðara kiralarý da felaket!
- Maaþlarý Maliyeci Nean belirliyor, þikâyetini O’na bildir. Fazla þikâyet de etme, üç taþ maaþa çalýþacak sürüyle Nean var, ona göre!

- Eee, bugün neler var bakalým Haberci?
- O Enoralý müteahhit Sair Yeþilibozan, yine aradý. Nean köyleri dýþýndaki arazileri kat karþýlýðý alabilirmiþ.
- Bu Enoralýlar da birbirlerinin mallarýna niye göz koyarlar acaba? O alabilir de, biz veremeyiz. O araziler, Neanlarýn ortak malý.

- Baþka bir Enoralý da, “Gerçek Özgürlük” adlý bir gazete göndermiþ. Küçük kuponlardan yüz doksan dokuz adet biriktirirsek, ücretsiz Amerikan çatal-kaþýk takýmý kazanýp, daha uygarca yemek yiyebilirmiþiz.
Eðer büyük kuponlarý biriktirip, çekiliþi de kazanýrsak otomobil sahibi olabilirmiþiz. Bu benzersiz olanaklardan yararlanmak için, abone bedelini Batmaz Bank’ýn 1132541254 No’lu hesabýna yatýrmamýz yeterliymiþ. Posta masraflarýyla, vergiler kazanana aitmiþ.
- Yirmilikler akýllarýný parayla bozmuþlar. Tamam, biz de çakmak taþý kullanýyoruz, ama yalnýz deðiþ tokuþ için. Otomobili kimin kazanacaðý belli deðil, iþimize de yaramaz. Yol yok, benzin yok. O çatal-býçak konusunu da anlayamadým. Kupon biriktireceklerine o çok övündükleri dükkânlarý, marketlerinden niye almýyorlar? Zaten Amerikalýlarýn malýný, neden Enoralýlarýn gazetesi daðýtýyor ki? Biz bu uygarlýk iþini anlayamayacaðýz galiba haberci…

***

- Ulu Nean.
- Ne var Haberci Nean?

- Dýþarýda bir yirmilik var. Pazarlamacýymýþ, sizinle mutlaka görüþmek istiyor. “Sekreterinizden randevu alacaktým, ama bir sekreteriniz bile yok,” diyor.
- Bak ukalaya. Tarih öncesi çaðlarda yaþýyoruz, bu çaðda sekreterin iþi ne? Daha telefon bile icat edilmedi. Bizim Çaðýný Aþan bir tane icat etti, üstelik telesekreterli o ayrý.
Zaten güzel bacaklý kýz bulmak da kolay deðil. Bacaklarý güzel olanýn, baþka bir yerleri de güzel oluyor. Onlar da artist, popçu olacaðým diye, sekreter olmak istemiyorlar. Hem pazarlamacý ne demek? Dahasý, buraya nasýl gelmiþ?

Biletler çok pahalý olduðundan, zaman makinesine kaçak binmiþ. Uzak aþaðý av bölgesinden buraya da, üç gün üç gece yürüyerek gelmiþ.
- Burayý nasýl bulmuþ?
- “Zor oldu, hiçbir yerde yer-yön belirten iþaret yok,” diyor. Az kalsýn dinozorlara yem olacakmýþ. Neyse ki yanýnda þiþme dinozorlar varmýþ. Onlarý vermiþ de, zor kurtulmuþ yenmekten. Sonra da Büyük Avcý Nean’ýn grubuna rastlamýþ, onlarý izleyerek buraya kadar gelmiþ.
Su arýtýcýsý diye bir þey satýyor. Çok iþimize yarayacakmýþ. Çýnar þapþal kadar temiz su içebilecekmiþiz artýk.
- Yaaa! Söyle o þapþala… aman dilim sürçtü, söyle o pazarlamacýya içeri gelsin.

(Pazarlamacý sakin görünmeye çalýþarak Ulu Nean’ýn huzuruna çýkar. Neanlarýn ilgiyle, ama sakince kendisini izlediðini görünce, görevini anýmsar.)

- Ulu Nean ve saygýdeðer diðer Neanlar. Þu elimde görmüþ olduðunuz kartvizitimde de yazýlý olduðu gibi bennn, Metomet Hepsatar. Çaðlar ötesinden zorlu, her dakikasý ayrý bir macera gibi bir yolculuk sonrasý huzurlarýnýza çýkmýþ, Satar Limited Þirketi’nin yýlmaz bir satýcýsýyým. Artýk sizler de sayemde temiz su içebilecek, eczanenin bile olmadýðý ülke… pardon doðal dünyanýzda, suni hastalýklardan korunabileceksiniz.

- Eczanemiz yok, ama hastalarýmýzý iyileþtirdiðimiz hasta maðaramýz var.
- Sizi kutlarým Ulu Nean. Ama o maðaraya düþmemek için, iþte bu gördüðünüz aletten her eve, pardon her maðaraya bir tane gerekli.

- Bizim suyumuz temiz, istemez. Küçük-büyük yaptýklarýmýz Mok Deresi’ne, oradan da Mok Gölü’ne gider. Doðada hiçbir þey kaybolmaz. Mok balýklarý moklara beslenir. Mok Gölü’nün güneyindeki Büyük Mok Kabilesi de o balýklarla beslenir. Ne de olsa Cyrolarýn akrabalarý, Mok Cyrolar ne olacak. Sen o arýtýcýný onlara sat.

Muhafýz Nean, bu þapþalýn gözlerini baðlayýp, Mok Gölü’nün kuzeyinde serbest býrakýn. Bir daha buraya gelemesin.

***

- Ulu Nean.
- Ne var haberci, nedir bu telaþýn?

- Ulu Cyro haber gönderdi.
- Ne haberi, ne istiyormuþ?
- “Casusunuzu sýnýrda býrakacaðýz. Gelin alýn, yoksa kötü olur” diyor.
- Casus da ne? Bizim öyle bir þeyimiz mi var?
- Casus, patronlarý adýna bilgi çalan demekmiþ. O pazarlamacý yakalanýnca, bizim casusumuz olduðunu söylemiþ.
- Yok yaaa! Numara yapýyorlar, o þapþalý bizim baþýmýza bela edecekler.

- Ama Ulu Nean. Sýnýrda býrakýrlarsa, ne yapýp edip buralara gelebilir. O zaman daha kötü olmaz mý?
- Düþününce, haklýsýn galiba Yaver Nean. En iyisi casusun gözlerini baðlayýp, Dinozorlar Vadisi’nde serbest býrakalým. Þiþme dinozorlar defolu çýkmýþ. Dinozorlar çok kýzgýn, O’nu yerler, biz de kurtuluruz. Oradan dönemez, her halde.

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean.

- Lig Demek Biz Demek adlý bir televizyon kanalýndan aradýlar. Neanbirliði-Cyromagnonspor maçlarýný þifreli kanaldan yayýnlamak için, her sezon beþ milyon çakýl taþý vereceklermiþ.
- Çakýl deðil, çakmak haberci.
- Ben biliyorum da, onlar çakýl demiþler Ulu Nean.
- Öyle mi, neyse. Bu yirmiliklerin de paradan baþka bir þey bildikleri yok. Maçlarý izlemeye herkesin hakký var. Öyle þey olmaz.
Hem bizim buralarda televizyon istasyonu da yok. Bir tane televizyon var. O da Çaðýný Aþan’ýn laboratuar maðarasýnda, yalnýz pil olduðu zaman çalýþýyor. Zaten savaþ mevsimi de yaklaþtý. Liglere süresiz ara verildi.

***

- Ulu Nean.
- Evet haberci.
- Yirmiliklerden haber var.
- Yine ne istiyorlar?

- “Sizler de oralarda geyik muhabbeti yapýyor musunuz?” diye soruyorlar.
- Buralarda geyik diye bir þey yok. Biz buralarda dinozor muhabbeti yapýyoruz. Yaþý küçük olanlar da dino muhabbeti yapar.
En iyi muhabbeti de Dinozor Nean yapar. O nedenle hiç hesap da ödemez. Olan da bizim çakmak taþlarýna olur.

***

- Ulu Nean. “Bizim buralarda para için her yol mübâh, sizin oralarda durum nasýl?” diye soruyorlar.
- Bizim buralarda ne para, ne de yol var. Yeni yeni patikalar oluþuyor. Bizim buralarda yalnýz yaþamak için yapýlanlar mübâh, diðerleri yasak.

***

- Ulu Nean. Bu kez mesaj deðil, haber var. Dilci Nean’la, Çaðýný Aþan “banka” diye bir þey icat ettiler.
- Öyle mi? Ne iþe yarýyormuþ?

- Tavuðunu üç ay vadeli yatýrýnca üç ay sonra bir tavuk, bir piliç; altý ay vadeli yatýrýnca bir tavuk, iki piliç; bir yýl sonra bir tavuk, üç piliç vereceklermiþ.
- Eee, yumurtalar ne olacak?
- Yumurtalar bankanýn olacakmýþ. Hizmetlerinin karþýlýðý olarak, yoksa banka yaþayamaz, iflas edermiþ. Zaten takvim icat edilinceye kadar da bu iþ yapýlamazmýþ. Haberimiz olsun diye þimdiden açýklamýþlar.

***

- Ulu Nean kýzýnýzdan haber var.
- Yaaa, ne diyor?

- “Prenses olmak güzel de, sýkýcý” diyor.
- Bu kadar mý?
- Yooo devamý da var. “Eþimin annesi, benim de annem olduðunu söylüyor. Bunu pek anlayamadým. Bana tuhaf tuhaf bakýp: ‘Ne de olsa primitif’. Bir Neaniyeyi prenses yaparsak, böyle olmasý normaldir,’ dedi. Bütün kabahat oðlundaymýþ. Beni pek sevmiyor galiba.
Dün kahvaltýda dinozor yumurtasý istedim. Kayýnvalidem çok kýzdý. Kahvaltýsýný yarýda býrakýp, masayý terk etti.
Sizleri çok özledim. Eþimi kandýrabilirsem, tatilde oraya geleceðiz. Aslýnda orada kalýp, bana aþýk Öðretmen Nean’la evlenseydim keþke.

Görüþmek üzere, tüm Neanlara selamlar.”

- Eee kýzým Neaniye. Öðretmen Nean’ý beðenmeyip oralara gittin. Öðretmen Nean’da istifa edip, Bilinmeyen Bölge’de yaþamaya baþladý.
Aþkýna karþýlýk alamayýnca, senin için yazdýðý þiirlerden oluþan “Aþkýmýn Renksiz Gözyaþlarý” baþlýklý tablet kitabýný hazýrlýyor. Kâðýt ve matbaa icat edilince bastýrýp, herkese daðýtacakmýþ.
Buralara da pek gelmiyor. Aylýk Neanlar toplantýlarýna katýlýp, sonra yaþadýðý bölgeye dönüyor. Geçinmek için de özel dersler veriyormuþ.

***

- Ulu Nean.
- Evet haberci, ne haber?
- Haberler postanede. Hah hah hah.
- Kendine gel haberci. Son günlerde çok þýmardýn sen. Yoksa ayaklarýndan astýrýrým seni de, ona göre. (Oh, neyse ki rüyaymýþ.)

***

- Ulu Nean.
- Evet haberci.
- Yine Yirmilikler, Enoralý Yirmilikler.
- Yine ne istiyorlar?
- Ýnanýlmaz, ama bir þey istemiyorlarmýþ!..
- Peki neden aramýþlar?

- Demiþler ki: “Biz yarýn dokuz günlük yeni bir tatile baþlýyoruz. Sizde de böyle uzun tatiller var mý?” ne yanýt verelim?
- Bizde zorunlu olmadýkça, tatil yok. Deðil dokuz gün, yaðmur da kar da yaðsa, bir gün avlanmayýp, meyve toplamazsak aç kalýrýz.

***

- Ulu Nean. Yirmiliklerden bir mesaj var, az önce geldi
- Oku bakalým.

- Demiþler ki: “Biz çok uygarlaþtýk. Ama duygularýmýzý yitirmek üzereyiz. Sizde de böyle sorunlar var mý?”
- Bizde sorundan baþka bir þey yok. Ama duyguyu biliyoruz. Onu kaybetmedik. Onu kaybedersek, Neanlýðýmýzý da kaybederiz. Bu da en son istediðimiz þey.

***

- Ulu Nean. O pazarlamacý Enoralý yine aradý.
- ..! Nereden aradý, dinozorlardan nasýl kurtulmuþ?

- Defolu plastik dinozorlarý alýp, yerine: “Her gün avlanmak zorunda kalmaz, avlarýnýzý istediðiniz kadar buzdolabýnda saklar, istediðiniz an da yersiniz” diyerek, buzdolabý vermiþ. Dinozorlar da, geçen gün yakaladýklarý Acemi Avcý Nean’ý buzdolabýna koymuþlar.
- Buzdolabý mý? Buzu biliyorum da, dolap ne, buzdolabý ne?
- Buz yapan dolap.
- Havalar soðuyunca, her yer buz. O dolap denilen þeye ne gerek var ki?
- Bilmiyorum, yirmiliklerin uygarlýðý bize yabancý.
- Yýllýk iznimde yirmilikleri ziyaret etmeyi düþünüyordum, ama çok dolapçýlar galiba! En iyisi burada kalýp mamut, dinozor avlarýna katýlayým.

***

- Ulu Nean.
- Sen Ulu Nean, ben Haberci Nean demekten býkmadýk. Söyle bakalým, yine ne var?

- Yirmilik On bin iki yüz seksen altý Enoralý aradý.
- Bu kadar mesajý bir günde nasýl okuyacaksýn? Okusan bile, ben nasýl yanýtlayacaðým?
- Kolay olacak. Aslýnda mesajlarýn hepsi ayný…
- Eee, niye ayrý ayrý göndermiþler? Neyse boþ ver, ne istiyorlar?

- “Ne olacak bu zamlarýn, enflasyonun sonu?” demiþler. Bir de baþbakanlarý -onlarýn Ulu’su oluyor-: “Ücretler zam oranýnda arttýrýlýp, eþitlenecek” demiþ. Demiþ, ama zamlar maaþlarý çoktan geçmiþ bile. “Ne olacak bu iþin sonu, siz ne dersiniz?”diyorlar.
- On bin iki yüz seksen altý kiþi, ayrý ayrý mesajlarýný Kendi Ulu’larý yerine, neden bize göndermiþler?
- Onlarda bireysel özgürlük varmýþ.
- Yaaa, öyleyse sorunlarýný da bireysel olarak çözsünler.

***

- Ulu Nean.
- Evet haberci, ne var?
- Yirmiliklerden mesaj var.
- Ne zaman yok ki! Yine ne istiyorlar.

- Kendileri için deðil de, iþyerleri için asgari ücretle çalýþacak Neanlar istiyorlar. Asgari ücret, temel ihtiyaçlarý karþýlayabilecek en az maaþ demekmiþ. Eskilerin eskidikçe maaþlarý artýyormuþ. Öyle kalite arayan da pek kalmamýþ. O nedenle Neanlar da birçok iþi, en az yirmilikler kadar iyi yapabilirmiþ.

***

- Ulu Nean.
- Evet haberci, bugün neler var bakalým?

- Yirmiliklerden mesaj var. Þöyle diyorlar: “Bilimsel araþtýrmalarýmýza göre sizlerin çoktan yok olup, Homo Sapienslerin yerinizi almalarý gerekiyordu. Bu durumu nasýl açýklayacaksýnýz?”
- Biz varýz ve gerçeðiz. Ne yani, onlar belki de bir yerlerde hata yaptýlar diye, topluca intihar mý edelim. Yirmiliklerle Amazon yerlileri, Avustralya yerlileri de ayný dünyanýn, ayrý zamanlarýnda yaþamýyorlar mý?

***

- Ulu Nean.
- Evet Haberci Nean.

- Enoralý Yirmiliklerden birisi aradý. “Burada hep fýkralýk iþler yapan bir Temel var. Sizin orada da var mý?” diye soruyor.
- Kendi fýkralýk iþlerine günah keçisi arayýp, her þeyi Temel’e mal edeceklerine, önce kendilerine baksýnlar. Bu sözümü de sevdim. Yazýcý Nean, not al da akþam oylayalým.


Aralýk 2002, Ýstanbul
Ertuðrul Asým Öztürk



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Neanlar (1)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Elsa…
Yaratýcýlarýn Ýzinde (1)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýz Býrakmak… [Deneme]
Ýz Býrakmamak… [Deneme]
Ýz Sürmek… [Deneme]
Dönüm Noktalarý… [Deneme]
Merhaba Yeni Yýl [Deneme]
Kentler… [Eleþtiri]
Farklý Bir Gün… [Eleþtiri]
Yaþasýn, Eyvah Yaðmur Yaðýyor… [Eleþtiri]


E. Asým Öztürk kimdir?

Dünya benim için dönmüyor. Güneþ benim için doðmuyor. Dünya, dönmesi gerektiði için dönüyor. Güneþ, doðmasý gerektiði için doðuyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Edebiyattan müziðe, resimden karikatüre, sayýlarý çok fazla.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © E. Asým Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.