Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Nevruz bayramýnýn nerelerden geldiðine tarihine deðinmiyeceðim. Artýk elimizin altýnda her yerde bulmak, okumak mümkündür. Ancak ben, bu güzel bayramý, yaþadýðým çocukluk dönemlerimden, hatýralarýmda kalan þekliyle anlatmak istiyorum. O günden bu güne ne deðiþti, o günkü bayramlarla bu günkü bayramlar arasýndaki fark nedir ? Bunuda bu günkü gençlik, bu dönemin mevzularýyla karþýlaþtýrsýnlar. Zorlu ve uzun bir kýþýn ardýndan martýn gelmesi, bizlerde bir heyecan baþlatýrdý. Baharýn kokusu, doðanýn yeþil kalbi canlanýrdý belleklerimizde. Ve mart gelir gelmez, bizlerde hemen Nevruz bayramýnýn telaþý baþlardý. Sabýrsýzlanýrdýk ilkin, günler geçmeyecek gibi gelirdi bizlere. Hayallerimizi, istek ve arzularýmýzý, dualarla beraber bir hýzlandýrýrdýk ki, kendimizi adeta Nevruz için hazýrlardýk ! O mübarek gün, dileklerimizin oluþmasýnda aracý, geleceðimizin habercisi, aþklarýmýzýn müjdecisi olacaktý. Bizlere daha çok sevmeði öðretecekti… Bayrama bir hafta kala, Salý (tek) günü mezarlýklar ziyaret edilirdi. Yakýnlarýný kaybedenler biribirilerinin acý ve yaslarýný paylaþýrdýlar ilkin. Keteler piþerdi tandýrlarda, mis gibi buðday kokusu, tereyaðý kokusu bir hoþ ederdi bizleri. Konu komþu hemen hemen, tüm çevrede, þerbet eþliðinde, dilim dilim keteler paylaþýlýrdý. Koyun tezeðinin kýzgýn közünde, kete piþirmekte pek zahmetliydi. Her ananýn, her gelinin en güzel marifetlerini sunmaktý kete piþirmek tandýrda. Anam piþirirdi en güzel keteleri, refete refete, susam renkli tuzlu keteler, hýmm ! Akþam olmadan evvel, haþýl piþirirdik. Ondan birer kaþýk tepe gibi bir yerlere, damýn üzerine, galaðýn baþýna ya da, çeperin baþýna, varsa bir aðacýn baþýna koyardýk ve baþlardýk gütmeye. Serçe kuþ gelip, ondan yiyecek ve uçacaðý yönü bellerdik. Kuþun gittiði yöne, gelin gidecek ya da damak olacaktýk, ya da, bir meslek sahibi olacaktýk oralarda. Bayrama iki gün kala, tuzlu gýdik (ekmek) piþirirdik çoluk çocuk, genç ihtiyar. Haþýl piþirilen gün, yüreklerimizi tertemiz tutardýk, su içmemeye çalýþýrdýk gün boyunca. Gece yatmadan evvelde, tuzlu gýdik yiyip uyurduk ki, gece bize kim su verecek ise, o kismetimizdi. Yani bir nevi evleneceðimiz kiþiyi görecektik. Burada dileklerimiz pek önem taþýmasa da, çocukta olsak, bizler için, o anlardaki heyecan, birliktelik ve psikolojik gücün önemini anlatamam sizlere. Bir daha asla o duygularý yaþayacaðýmýzý düþünemiyorum. Neyse, ardýndan günün çökmesini beklerdik. Güneþ batar batmaz, dileklerimizi tutarak kapýlarý dinlemeðe giderdik. Nasýl olursa olsun ilk duyduðumuz sözlerle, geleceðimizi analiz ederdik. Ne günlerdi o günler ! Sýnýfýmý geçecek miyim diye tutardým niyetimi ben. Bilseydim o günleri bir daha yaþayamacaðýmý, güzelliklerin ve sevgilerin oluþacaðý, özgür bir dünyaya sahip olmayý dilek tutardým. Her neyse, dilekler tutulur, kapýlar dinlendikten sonra, cinsiyet ayýrýmý olmaksýzýn, tüm arkadaþlar, birimizin evinde toplanýrdýk. Birimiz bir komþudan, hiç konuþmadan bir tas su alýr gelirdik eve. O suyun etrafýnda toplanýrdýk neþe ve sevgiyle, merakla… Ýðneler pamukla sarýlýr, biri bay, biri erkek olmak üzere sevgilileri olanlar, kavuþacak mýyýz diye dileklerini tutup suyun içine býrakýlýrdý ve herkes, merakla, baþlar öne eðilmiþ, adeta nefessiz, iðnelerin biribirine kavuþup kavuþmayacaklarýný beklerdik. Neydi o heyecan, neydi o merak, neydi o sevgi. Ahh geride kaldý onlar, yüreklerimizde izi, hafýzalarýmýzda yeri… Nihayet nevruz bayramý gelirdi ertesi günü. Caným anam, en güzel entarilerini giyerdi rengarenk. Gümüþ kemeri belinde, allý yazmasý (gülbengi) alnýnda pek güzel olurdu rahmetli. Þafak sökmeden kalkar, tüm iþleri bitirirdi. Ardýndan güneþ, altýn sarýsýyla anacýðýma, günaydýn derdi. Anacýðým güneþi selamlarken, “gýzdar gahýn artýk, bu gün nevruz bayramý” diye seslenir kaldýrýrdý bizleri. Off, o gün akþamý iple çekerdik. Gündüz yumurtalarýn boyanmasýný beklerdik. Biriktirilmiþ soðan kabuklarýyla en güzel boyama iþini yine anam yapardý. Yumurtalarýn boyanmasýný merakla, iþtahla izledikten sonra, bizler dýþarda ateþ yakardýk. Ve üzerinden “aloy aloy, göyde piloy” diyerek atlardýk. Hayriye kýzkardeþimin yandýðýný hatýrlarým bu nevruz ateþinde. Hâlâ karnýnda o günden kalma izleri var. Nihayet akþam olurdu. Bir heyecan, bir sevinç! Yerimizde duramazdýk. Tüm kötülükler yok olurdu ki; bilmezdik zaten kötülük nedir, kimse bilmezdi. Yumurtalar verilirdi ilkin, peehh baþlardýk tüm arkadaþlar yumurta döðüþüne! Kimin yumurtasý kýrýlýrdý ise o kaybediyordu. Ardýndan babamýn aldýðý çerezler, meyveler hepisi birden boþaltýlýrdý kocaman bir siniye. Tüm aile birbirlerine kenetlenmiþ gibi, payýmýza ne kadar meyve düþecek diye merakla bölüþülmesini beklerdik. Meyve ve çerezler eþit þekilde hepimize paylaþýlýrdý. Amcamlarýn, dayýmlarýn ablalarýmýn paylarýda saklanýrdý. Bir sevinç dolardý ki içimize, o sevinçle, o heyecanla meyve ve çerezlerimizi uzun bir vakit, tadýna baka baka, yavaþ yavaþ tüketirdik. Bitmemesi için çaba harcýyorduk bir nevi. Tüm bayram güzelliklerini mart boyunca taþýrdýk, içimiz dýþýmýz sevinç kokardý. Ahh ne günlerdi o günler! Yokluk ve varlýk iç içeydi. Hiç birini birbirinden ayýrt edemezdik. Kenetlenmiþti sanki bu iki uyum yüreklerimizdeki sevgiyle. Bu gün yine Nevruz bayramýný sadece hafýzamda kalanlarla hatýrladým. O günlerden, o insan yüreklerinden çok uzaklardayým. Bilme ki yine o günlerde olmuþ olsaydýk acaba, ayný heyecaný yaþar mýydýk bu kafayla? Kim bilir? Kim bilir yüreklerimiz bayram güzelliklerinden yeniden dolar mýydý? Ellerimiz ve gözlerimiz yeniden yaþarmýydý Nevruz tazeliðini? Kim bilir? Belki, Belkide deðil? 17/03/2010 Haþýl: bulgurun çiðinden yapýlan bir yemek türü Piloy: pilav Aloy: ateþ, ayrýca bir ünlem sözüdür Göyde: gökte Galak: tezekten yapýlmýþ duvar Çeper: bahçe çiti
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Sevgili Özbek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |