"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacý deðil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Þiirin þimdiye kadar ortak bir tanýmý yoktur. Bana göre þiir; iç dünyamýzýn ruhsal coðrafyasýdýr. Yeryüzünün somut bir görüntüsü vardýr; insanýn iç dünyasý ise soyuttur. Hele her insanýn ayrý bir içsel coðrafyasý olduðuna göre; insaný tanýmlamak daha da güçtür. Bu coðrafyada ovalar, daðlar, vadiler, derin uçurumlar vardýr. Kimi zaman günlük güneþlik bir iklim yaþanýrken, kimi zaman karanlýklar içinde fýrtýnalar kopar. Ne depremler yaþanmýþtýr, 7.9 þiddetinde Marmara depremi gibi. Bu fay hatlarýnda volkanlar patlamýþ, derin çatlaklar oluþmuþtur. Sonuçta büyük kayýplar yaþanmýþsa da göze hoþ gelen yeni coðrafi þekiller ortaya çýkmýþtýr; Kapadokya gibi. Kaplýcalar, ýlýcalar, içmeler gibi þairin gönlünden pýnarlar akmaktadýr. Bu kaynaklarýn tadý kimi yerde acý, kimi yerde tatlý olsa da þifa verir ruhlara. Neden mi? Her insanýn yaþadýklarý tercüman olunamayan dünyasýnda yaþanmýþlýklarý farklýdýr da ondan. Herkesin alacaðý bir derman vardýr deðiþik pýnarlardan. Biri çýkar gözü kara, bilinmeyen bu coðrafyanýn rehberi olmak için. Elinde kýlavuz kitaplarý olsa da bu rehberin iþi zordur. Anlamasý güçtür anlatmasý güçtür. Zira her an hareket halinde olan, günü birlik deðiþen bir coðrafyada yolculuk etmektedir. Kalakalýr aklýyla, duygularýyla, gönlüyle.. Gönül yordamýyla insaný insana aktarmaya, tanýtmaya çalýþýr ama nafile! Anlattýklarýndan çok, okuyucu kendinden bir þey arar; bir þey koyar anlatýlanlara. Kendi ayak izlerini takip eder ister istemez. Ama olsun bu bilinmez hazinelerin anahtarýný þair kýrmýþtýr. Keþfi baþlamýþtýr insanýn, insaný araþtýrdýðý. Bu yüzden þiir; þairin açtýðý kapýdan okuyucunun girdiði, yeni bir coðrafyadýr, içinde kendimizi bulduðumuz. Bir alýþ veriþ baþlamýþtýr, söyleyeni ve dinleyeni arasýnda. Þair hassastýr; kimi zaman fýrtýnalara göðüs geren bu yalýnkýlýç kahraman, kimi zaman havadaki buluttan nem kapar, hasta olur. Daðlarý aþan yýldýzlara ulaþýrken, bazen düz ovada baþý döner, yolunu kaybeder. Kýlýç darbeleri iþlemezken bedenine, umulmadýk bir söz bozguna uðratýr ordularýný. Bir “emmi” sözcüðü Karacaoðlan’ý kahrederken, “Bir kýz bana emmi dedi neyleyim” der. Pir Sultan’a atýlan taþlar yaralamaz da onu, “ bir dostun attýðý gül yaralar”. Bir baþka þekilde bakýþtýr, aslýnda ruhsal coðrafyamýza þiir. Bizler deðimliyiz ki acýlardan kaçan; kurtulmak isteyen. Aþk deryasýnda kaybolan Fuzuli deðimlidir, acýlara talip olan. Þairin gýdasýdýr acýlar. Sadece güllük gülistanlýk dünya monotondur; anlamamýza yetmez bilinmeyenlerimizi. Bir bakýma, kýrýlganlýklar, iniþ çýkýþlar, ýstýraplar, coþkular, korkular, dostluklar, sevgiler, ihanetler, merhametler gibi bir dizi zincirin halkasýdýr þiirin genetik yapýsý. Bunlar olmasaydý; þiir olur muydu? Þair olur muydu? Bilmem ki?! HB:13. 03.08
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hasan Bahar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |