Þu an komþunun 1,5 yaþýndaki kýzý yanýmda. Yaþýnýn aksine bir dili var hayret edersin. Maþallah “pabuç kadar” deyimini çoktan aþmýþ durumda. Bizim dýþ kapý 24 saat açýktýr yaz ve kýþ hiç deðiþmez. Öyleki gelen misafirden biri alýþkanlýk hali ile kapadýðý zaman ruhumuz sýkýlýyor hemen açýyoruz. Hatta bir gün kapýyý kilitliyordum babam niye kilitlediðimi sordu. Saat gece yarýsýný çoktan geçmiþti. Saati hatýrlatarak bunun normal olduðunu söyledim ama, inan bana söylerken gülmedim. Ýþte bizim bu kapý sürekli açýk olduðu için bu komþumuzun 4 ve 1,5 yaþýndaki çocuklarý günde en az 10 kere gelirler. Bizim prenses evde olmadýðý için sadece bakýnýp giderler o kadar.

Akþam prenses geldiðinde bunlarýn sevinçlerini görmelisin, nasýl cývýldaþýyorlar bir bilsen. Týpký kuþlar gibi. Ne güzel böyle karþýlanmak deðil mi? Tabii bizim prenses zaman zaman buna layýk davranýþ sergilese de kimi zaman da yorgun olduðunu söyleyerek hemen merdivenleri çýkar. Onlarýn o bakýþlarýný görmelisin o kadar masumlar ki.
Hava soðuk dýþarý çýkamýyorlar, evde sýkýlýyorlar. Hani neredeyse ben oturup onlarla oynayacaðým ama dediðim gibi ne halim var ne zamaným…

Çocuk olmak, bu kadar masum olmak, ne kadar güzel deðil mi aþkým. Deminden beri bakýyorum da kendi kendine uðraþacak ne çok þey bulabiliyor. Arada bir çatýk kaþlarýmla karþýlaþtýðý zaman hemen geri adým atmasýný da biliyor. Bazen kovuyorum “bir daha gelmeyin” diyorum ama 10 dakika geçmeden yine geliyorlar. Düþünsene bu bir çocuk ve hangi kelimeyi ne amaçla kullandýðýný çok iyi anlayabiliyorlar. Küçük bir çocuk bile senin niyetini düþünceni okuyabiliyor. Ve seni anlayabiliyor. 4 yaþýnda olan aðabeyi daha çekingen. Ürkek, en küçük bir tepkimde hemen korkuyor. Geç konuþmuþ. Cümleleri hala tam olarak toparlayamýyor.

Ama bu Dico çok fena, çok cadý yaa. (Kýzým adýný kýsalttý, biz ona Dico diyoruz) Nasýl sevimli görsen kendini zorla sevdiriyor. Esmer, kara, iri gözleri var saçlarý kýsa ama uçlarý kývýr kývýr. Bir jile elbise giymiþ, bacaklarý tombul, külotlu çorabýndan taþýyor, ama elbisesine çok yakýþmýþ. Çikolata yemiþ sanýrým, aðzýnýn kenarlarý kirli. Hani beyaz tenli olsa yakýþacak bu kir ama esmer olunca gerçekten kir gibi durmuþ. Zaten yatakta yuvarlandýkça yatak örtüsüne silindi durdu. Sanýrým birazdan bu yuvarlanmalar sayesinde aðzý tertemiz olur.

Bugün de hava kapalý. Ýlkbahar mevsimine girdik ama hala soðuk. Sabaha kadar yaðmur yaðdý. Geceleri hala çok soðuk oluyor. Ama ne kadar soðuk olabilir ki 15 gün sonra bu soðuklarda kalmayacak. Bir ay sonra da yorganlarý kaldýrmaya baþlarýz. Ve güneþ ve yaz ve yazýn sýcaklýðý ve ýþýðý. Her þey hayata yeniden baþlayacak. Her uyanýþ, yeniden bir doðuþ. Yeniden kendine geliþ. Yeniden hayata tutunuþ.

Balkondaki çiçekler, yavaþ yavaþ tomurcuklanmaya baþladý. Küçük bir ýþýk ve sýcaklýk onlara yetiyor iþte. Annemin bir çiçeði vardý kýþýn ortasýnda o soðuk odada nasýl güzel çiçek açtý görmeliydin. Demek ki yeri ve zamaný geldiðinde ortamýn þartlarýnýn da o kadar önemi kalmýyor. Demek ki o çiçeðin açma vakti idi ve o soðuk odaya raðmen bunu baþarmasýný bildi. Demek ki bazý durumlarda olacaklara ya da yaþanacaklara çok fazla engel olunamýyor. Oluyor ve bitiyor sen anlasan da anlamasan da:)

Þimdi o çiçeðe “dur bekle hava soðuk, zamanýn var, daha henüz çiçeklerini açmak için þartlar müsait deðil, bekle, havalar ýsýnsýn, o zaman açarsýn” demek de doðru deðil. Herhangi bir þey için ne, ne kadar gerekli, ne kadar ihtiyacý var bilemeyiz ki. Vakti geldiðinde çiçek de açýyor aðaç da, çok fazla engel olunamýyor demek ki.

Dün bir tahta parçasýna kocaman bir salyangoz kabuðu yapýþmýþtý. Þu deniz kabuklarý gibi bilirsin. Kabuk çok güzeldi içi boþ ise almayý düþündüm. Yavaþça yapýþtýðý yerden kaldýrdým. Elime yumuþaklýk deðince ürperdim fýrlattým yere. Ýçinde kocaman salyangoz. Ölmüþtür mutlaka dedim çünkü tahtaya yapýþmýþtý. Ne zamandýr orada bilmiyorum ama o demek bu þekilde de yaþabiliyorlarmýþ. Kýsa bir süre sonra o küçük deniz kabuðunun içinden bir salyangoz baþýný çýkardý ki görmeliydin.

Be mübarek hayvan oraya sýðmayý nasýl baþardýn. Hadi sýðdýn tahtaya yapýþtýðýn halde kýmýldamadan yaþamayý nasýl baþardýn? Baþarabiliyorlar demek ki… Aslýnda biliyor musun yaþadýðýný nefes aldýðýný hissetmek için bir an sadece bir an tefekkür içinde etrafýna bakmak yetiyor. Býrak daða falan çýkmayý:)) doðaya falan bakmayý kafamýzý hafifçe çevirip etrafýmýza bakmak bile yetiyor.

Burasý çok sessiz bir yer biliyor musun?
Çok nadir geçen araba sesleri arada bir sessizliði bozuyor o kadar. Ama bu þimdi için geçerli yaz aylarýnda çocuk seslerinden geçilmez buralar. Bütün çocuklar dýþarýda oynar. Apartmanlarda yaþayan çocuklarýn sýkýntýsýný yaþamazlar. Diledikleri gibi oyun oynayabiliyorlar.

Yaz gelsin bunu daha güzel bir þekilde anlatacaðým sana.

Þimdilik bu kadar yeter.

Hadi bir türkü dinleyelim.
Bu sefer kendi türkümüzü dinleyelim.

Ama lütfen sazýn ritimlerini kaçýrmadan dinle.
Bütün güzellik baðlamanýn týnýlarýnda.
O týnýyý hisset.


Yazarým yine.

Hoþça kal.