Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
O sýralar babamdaki parasýzlýk illeti yine boy atmýþ durumda. Annemin zaten üç parça zeytinliði kalmýþtý, ikisi daha satýlacak. Tapudan her ikisi için de birer resim istemiþler. O zamanlar resmi çektirenlere “Bir hafta sonra gel al” diyorlardý. Babam annemi, bir resim çektirmeye, bir hafta sonra da tapuya götürmek istemiyor. Karý dediðin kent kasaba dolaþtýrýlýp durulmazmýþ, bir kez gitsin yetermiþ. Bereket versin köyün berberi Fuat amca yaratýcý adam; berberlik, sünnetçilik, nalbantlýk, sýðýr iþi derken, gitmiþ kentten bir de fotoðraf makinesi almýþ gelmiþ. Mesleklerine bir de sanatsal boyut eklemiþ. Babam akþamdan Fuat amcayý görüp “Yarýn yengen gelecek, iki resim çekiver” demiþ. Sabah da anneme, “Yanýna Memet’i al Fuatgile git, resim çekileceksin” demiþ. Annem kendini oldum olasý Hamiyyet Yüceses’e benzetirdi; resim çektirince sanatçý olacaðýný mý sanýrdý bilmem, poz vermeye bayýlýrdý. Yine hiç düþünmeden “Eyi” demiþ. O sýralar hiçbirimiz vesikalýk sözcüðünü bilmediðimizden, babam “Kafa resmi” diye uyarmýþ annemi. O da beni uyardý : “Kafa resmi ha, iki dene unutma” diye. … Annem elimden tuttu, doðru Fuat amcanýn evine. Varýnca annem karýsýnýn adýyla seslendi: - Fadime, guu ! köpekler baðlý mý? Hep bir aðýzdan yanýt geldi: - Baðlý, gelin! Baktým, Fuat amca ayaklý makinesi ile bizi bekliyor. Annem daha önce çok vesikalýk fotoðraf çektirdiðinden sözü bilmese de resmin nasýl olacaðýný biliyor. - Bak, dedi, kafa resmi olcak. Ýki dene. Fuat amca iþinin ustasý: - Kafasýz resim olmaz yenge, dedi, bilmiþ bilmiþ. Sen þööle gülün önüne geç. Baþýný kaldýr. Gülümse. Annem, dediði gibi gülün önüne dikildi. Baþörtüsünü filan düzeltti. Fuat amca “Iýýh olmadý”, dedi. Gitti kýrmýzý güllerden bir tane kopardý; baþörtüsünün arasýna sýkýþtýrdý. Annem, doðal olarak gülden çok rahatsýz oldu. Üç kuruþluk zeytinlik satmaya kalkýþ, fuarda sahneye çýkacak gibi poz vermenin alemi var mý ? Tabi, ben de rahatsýzým: - Anne, bu böyle mi oluyordu? dedim. O temkinli: - Sesini çýkarma. Bunlar yeni makina, herhalde güllü çekip gülsüz çýkarýyordur. Sorup irezil olmayalým. Eh, Fuat amca bu, herhalde bir bildiði vardýr. Sustuk. Sanata sanatçýya da saygýlý olmak gerek. Fuat amca güllü resmi çekti bitirdi. Þimdi sýra ikinci resimde. … Tam ikinci resmi çekecekken Fuat amcanýn sýðýr sürüsü girdi sokak kapýsýndan içeri. Ýneklerden biri de fotoðraf çekilen alanýn ortasýnda durdu, arka bacaklarýný ayýrdý, büyükçe bir tezek kondurdu ortalýk yere. Fuat amca çobana bir güzel azar savurdu: - Yapmýycam gari bu pis iþi, dedi. Satýcam naletlerin hepisini. Sonra makineyi iþaret etti; “Bu iþi di zaten fotugraf zenaatýna gatgý olsun deye yapýyom!” Ben bu sözlerden hiç bir þey anlamayýnca anneme döndüm, bu ne demek gibi baþýmý salladým. O da þaþkýn, fýsýldadý: - Bu laflardan ben de bir þey anlamadým. Yalnýz Fuat emmin üçü bitirdi, tahsillidir. Mutlaka derin bir anlamý vardýr. Annem bana açýklama yaparken, Fuat amcanýn, “Süpürün þu pisliði!” talimatýyla sýra ikinci resme geldi. Bu arada karýsý içerden bir sandalye getirdi, çeyizinden olmalý; oturaðý da arkalýðý da hasýrdan. Annem sandalyeye oturdu, Fuat amca da beni kaptý, pat diye annemin kucaðýna oturttu: - Çocuk da yerinmesin! Ben þaþkýn þaþkýn: - Anne bu ne oluyor? O da yine bir þey anlamamýþ: - Bilmem. Tapuyu ortak sanýyo herhal. Haydi güllüsü gülsüz çýkýyor, peki ikilisi nasýl olacak? Makina annemi benden nasýl ayýracak? Yine anneme baktým. O da “Acele etme adamýn bir bildiði vardýr” der gibi davranýyor. Ama ben dayanamýyorum, bu kez Fuat amcaya sordum: - Fuat emmi, kafa resmi deðil mi ? O da bildiðini okuyor: - Kafa kafa. Kafasýz fotugraf olur mu oðlum? - Ama tek tek? Fuat amca sorulardan sýkýldý mý ne: - Tek tek elbet, iki fotugraf bir anda çekilmez. Annem de, bir þeyler bildiðine inanmýþ. Sus, diye kolumu burkuþturuyor. Annemle kucak kucaða konu mankeni gibiyiz. Fuat amca da sanatýný konuþturmayý sürdürüyor; iyi resim alabilmek için sürekli talimatlar veriyor, ayar yapýyor. Bize de söz yetiþtiriyor: - Ana oðul birbirinize sarýlýn. Yanaklarýnýzý yapýþtýrýn, gülümseyin. Hoppala! Artýk bu bardaðý taþýran türden. Önce böyle resmi, tapucu kabul etmez. Haydi makina kafalarý ayýrdý, beni annemin kucaðýndan indirdi. Peki, o gülücükler saçan suratý, kendi evinin telefon numarasýný unutmuþ þaþkýn insan suratýna nasýl çevirecek? Merak bu ya anneme yine sordum: - Anne, sence bu resim karþýya bakýp somurtan insan gibi çýkar mý? Ya Fuat amcanýn sanatýndan emin ya da bilgisizliði ortaya çýkmasýn diye “Fuat efendi, bu sarmaþ dolaþ, üstelik gülüþahenk resim tapuda iþe yarar mý?” diyemiyor. Bizim þaþkýnlýðýmýz bir yana, adam sanatýnýn inceliklerini sergilemeye devam ediyor. Bir ara anneme: - Üçyüz otuz üç yenge, üçyüz otuz üç, dedi. Annem þaþýrdý: - Çok söylüyor. Kaç dene onluk var bunun içindi Meeemet? - Çok onluk var, üfüüü ! Annem yüzünü iyice buruþturdu: - Bahalý! Çektirmeyiverelim bari. Sonunda ucuz pahalý, sarmaþ dolaþ, yanak yanaða, üç yüz otuz üç fýsýltýlarý arasýnda ikinci resmi de çektirdik. Resimler bir hafta sonra gelecekmiþ. … Akþam babamýn ilk sorusu “Fuat resimleri çekti mi?” oldu. Annem “Çekti” dedi. Babam “Ýki deðil mi ?” diye sorunca ben atýldým: - Üç, annemin güllü resminde bir kafa, ikinci resimde iki kafa, etti üç kafa resmi. Babam çok memnun oldu: - Eyi, birini de öteki zeytinliðin satýþýnda kullanýrýz. Yabana gitmez. Babam kuþkusunu gidermek için olsa gerek bir daha sordu: - Kafa resmi deðil mi ? Ben iþi öðrendim ya, bilgimi sergileyiverdim: - Kafasýz resim mi olur buba ? … Babam bir hafta sonra, Fuat amcanýn dükkânýna gitmiþ; bereket “Tapu için yengenin resimlerini çekmiþtin, geldi mi?” diye sormuþ. Fuat amca zeki insan. “Onlar yandý dayý, bir daha çekecez” demiþ. Yine gittik. Annemin gülsüz, tek baþýna, somurtan kafa resimlerini çektirdik. Fuat amca geçen hafta çektiði sanat resimlerini de verdi bu arada; harika çýkmýþýz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |