Ýnsanlar yalnýzca yaþamýn amacýnýn mutluluk olmadýðýný düþünmeye baþlayýnca, mutluluða ulaþabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Hayat mý, hayallerimiz mi, zaman mý? Sorunun yanýtýný, edindiðimiz kültürel birikime göre deðiþik yanýtlarla verebiliriz. Bir kiþi önümüze çýkar hayatýmýzý alt üst eder, bir kitap okur hayallerimizin yönünü deðiþtirir, bir resim, bir fotoðraf önemli planlarýmýzý erteletir, bir þarký, bir türkü hayatýmýza hüzün verebilir, bir karikatür bizi uykumuzdan uyandýrabilir. Sýcak bir merhaba, ardýndan gülümseme bir günümüzü mutlu kýlabilir, Güzel/yakýþýklý bir kadýn/erkek dikkatimizi kendi üstüne çekebilir, güzel düþlere daldýrabilir. Bir insaný sevmek koþulsuz ona baðlý kalmak demektir. Ýnsanýn ona kendini kaptýrmasý hayallerini de kaptýrmasý demektir. Hepimiz bu dünyada yaþýyoruz. Birimizin diðerine ihtiyacý var. O zaman yalnýzlýðý bilinçli olarak seçmek niye? Neden içimizdeki þeyleri saklamak yerine paylaþmayý seçmiyoruz? Andre Maurois, “Bir yara içine týkanmýþ yabancý maddelerin, dokuyu zehirlediði gibi, söylenmeyen þeylerde çok kapanýk ruhlarý zehirler.” derken neyi kastediyor olabilir? Ýletiþim çaðýnda olduðumuz halde sevdiklerimize kendi sesimizle “bir merhaba” diyeceðimize, cepten bir ileti göndermeyi tercih etmemizin altýnda neler yatýyor acaba? Hiç kuþkusuz cevap, kendimize ve içinde bulunduðumuz topluma yabancýlaþmamýzdýr. Düþünsel olarak öz irademize karþý koymamýzdan ileri geliyor bu durum. Fantastik ve dengesiz bir çaðýn içindeyiz. Muhafazakarlýkla birlikte batýl inançlarýn, Hayri poturlarýn, Selenalarýn, bez bebeklerin, büyücülerin, cadýlarýn, vampirlerin, zombilerin arttýðý/arttýrýldýðý, sürekli beslendiði bir çað bu.. Aklýn, gerçeðin yerini hayalin, inancýn aldýðý bir çað… Ýnsanlarýn yanýlgýlara açýk oluþu, benliklerinin birtakým inancýmsý temlere, bedenlerinin, isteklerinin, ihtiyaçlarýnýn sahte/sanal malzemelere gereksinim duymasý yalnýzlýðý arttýran diðer bir husus… Ruhumuzu bir odaya benzetirsek duygularýmýzý hangi konumda tuttuðumuzu daha iyi görebiliriz. Odamýzý düzenlediðimizde var olan duygu çeþitliliðinin koordinasyonunu nasýl bir kompozisyon içinde tutabiliriz? Duygu parçalarýný, düþ zerreciklerini halýnýn altýna mý süpüreceðiz yoksa onlarý yaþam masamýzda süs/biblo olarak mý kullanacaðýz? Tercih bizim.. Yalýn ve dolaysýz bir ruh bize yeter artar bile.. Baharýn geldiði bu sýralarda þu Maurois’ten bu sözü anýmsatmak iyi olur. “Çarelerden en geniþi ve en iyi karþýlayaný doðadýr”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Göktu Kara, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |