Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Oldukça hoþgörülü insanlar da var bu ülkede, Türklerden adeta nefret eden rasistler de… Camilerin minarelerine izin verilirken, genel manada minarelerden ezan okunmasýna izin verilmiyor.. Herkes kýyafet özgürlüðüne sahipken, bazý okullarda Müslüman çocuklarýn ellerine, onlarýn ulvi entegrasyonu adýna, doðum kontrol haplarý ya da prezervatifler tutuþturulabiliyor. Kimi aydýnlar ve siyasiler, Müslüman Türklerin deðerlerine anlayýþla yaklaþýrken; Türklerin düðünlerindeki haremlik-selamlýk uygulamalarýndan rahatsýz olanlar da var.. Burada yaþayan bir kýsým Türk vatandaþlarýmýz, Almanya’nýn üstün yönlerini öve öve bitiremezken, bir kýsým Alman yetkililer, 3 milyon Türk’ün haklarýný adilce vermede oldukça cimri davranmaya devam ediyorlar.. Entegrasyon iki taraflý bir uyumun adýyken, bu kavramý asimilasyon þeklinde uygulamak isteyen politikacýlarýn varlýðý da bizi üzüyor. Gerçekten entegrasyonu doðru anlayýp, Türklerin deðerlerini, Türkçe’yi ve Ýslam dinini öðrenmeye çalýþan, bu deðerlere saygý gösteren Almanlar da az deðil. Ancak bu durumun karþýtý olarak, Türkçe diye bir dersin olmamasý gerektiðini savunan, Türk kültür ve deðerlerini tehdit olarak gören, Türklerin, çoktan kültür erozyonuna uðramýþ Almanlar gibi yaþamasýný bekleyen yetkililer de fazlasýyla var.. Bu baðlamda, Almanya Baþbakan’ý Merkel’in, Almanya’da açýlmasý planlanan Türk Liselerini entegrasyona engel olarak göstermesi, Almanya’nýn hoþgörüsüz yüzünü yansýtan belirgin bir örnek olarak karþýmýzda duruyor.. Ülkede, Ýtalyanca, Yunanca gibi diller bile seçmeli dil olarak kabul edilirken, Almanya’yý ikinci vatan kabul etmiþ, ülkedeki 3 milyon civarýndaki Türk’ün dili olan Türkçe’nin varlýðýna bile tahammül edilemiyor.. Eðer bugüne kadar uygulanan Alman Eðitim Sistemi, Türklerin tam manasýyla uyumunu saðlayamadýysa, buradaki uyumsuzluk suçunu, olmayan ve sonuçlarý görülmeyen Türk Liselerine atmak ne kadar da mantýklý acaba? Türkiye’den gelen Türk öðretmenlerin Alman okullarýnda verdikleri Türkçe dersler ise, oldukça sýkýntýlý ve zorlu süreçler sonucunda mümkün olabiliyor. Bu derslere katýlmak zorunda olmayan ve aldýklarý notlarýn da bir geçerliliði olmadýðýný bilen Türk gençler, Türkçe derslerine gereken önemi veremeyebiliyorlar… Üstelik bu derslerin, haksýz ve bilimsellikten uzak bir yaklaþýmla Ýslam dersleriyle muadil tutularak, her an kaldýrýlma giriþimleriyle karþýlaþmasý mümkün oluyor. Bu da Almanya’daki Türkçe öðretiminin, gevþek ve de kýrýlgan temellere oturduðunu gösteriyor. Elbette fedakar Türkçe öðretmenleri ve Okul Aile Birlikleri ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar ama, gençlerimizin Türkmanca olarak adlandýrýlan Almanca Türkçe karýþýmý dillerinden vazgeçmesi çok zor görünüyor.. Elbette bu durum çocuklarýmýzýn Almanca’yý iyi bir þekilde öðrenmelerinin önünde de büyük bir engel.. Anadilini iyi bilmeyen çocuklarýn, baþka dilleri de iyi öðrenemeyeceði gerçeðinin kanýtlanmýþ bilimsel bir gerçek olduðu unutuluyor çoðu zaman.. Örneðin, Almanya’daki Türkçe derslerine devam eden çocuklarýmýz, bu derslere devam etmeyen Türk çocuklarýna oranla daha baþarýlý durumdalar.. Bu çocuklarýn pek çoðu Realschule ve Gymnasiumlarda okuma þansý elde ediyor. Üstelik öðretmenlerinin telkinleri vasýtasýyla, þiddetten, ayrýmcýlýktan, kötü alýþkanlýklardan uzak durarak, uyum kabiliyetlerini de geliþtirebiliyorlar. Almanya elindeki bu þansý iyi deðerlendirmeli bence. Türk çocuklarýný entegrasyona yönlendirecek, onlarýn dil kabiliyetlerinin geliþmesini saðlayacak, onlarý þiddetten ve kötü alýþkanlýklardan uzak tutacak her projenin, Alman devleti tarafýndan uygulanmasý gerekiyor.. Türk Liselere izin verilmesi de bunlardan sadece birisi. Ülkede Yunan, Yahudi, Fransýz, ABD okullarý var ve bu okullarýn entegrasyona olan faydalarý herkes tarafýndan kabul ediliyor. “Bu okullarda Türkçe konuþulacak. Bu durumda öðrenciler Almanca öðrenemeyecek” denirse, bu iddianýn bilimsel analizlerden yoksunluðu hemen sýrýtacaktýr. Üstelik kurulacak Türk liselerinin müfredatý daha tam belli deðildir ve bu liseler muhtemelen çoðunlukla Almanca ile eðitim vereceklerdir. Farklý olarak daha fazla Türkçe dersleri verilecektir bu liselerde.. Üstelik Türkçe ve Almanca’yý karþýlaþtýrmalý olarak öðrenme imkaný bulan gençler, iki dili de çok güzel bir þekilde öðrenme imkaný bulabileceklerdir. Hadi diyelim bu Türk Liselerinin kurulmasýna izin çýkmadý.. Bu durum dünyanýn sonu mudur? Elbette ki hayýr.. O halde eldeki imkanlarýn en iyi hale getirilmesi için mücadele edilmeli.. Örneðin, þu anda on binlerce Türk gencin devam ettiði Türkçe ve Türk Kültürü derslerinin þartlarýnýn iyileþtirilmesi için adýmlar atýlabilir.. Bu dersler Yunanca, Ýtalyanca gibi seçmeli yabancý dersler haline getirilebilir.. Türkiye’den gelen öðretmenlerin haklarýnda daha fazla iyileþtirmeler yapýlabilir.. Buradan Baþbakanýmýza bir kez daha seslenmek istiyorum.. Eðer yakýn bir dönemde gerçekleþmeyecekse, Türk Liseleri konusuna saplanýp kalýnmamalý. Elbette arzumuz ve doðru olan, Almanya’nýn bu masum isteði hiç itiraz etmeden kabul etmesi.. Ama bu mümkün olmazsa, elimizdeki mevcut Türkçe ve Türk Kültürü (Muttersprache) derslerinin daha da iyileþtirilmesi için gerekli antlaþmalar hemen yapýlmalý… Öncelikle bu derslerin Almanya’nýn resmen tanýdýðý seçmeli yabancý dersler olarak kabul edilmesi saðlanmalý… Almanya’da 3 milyona yakýn Türk’ün konuþtuðu, dünyada en çok konuþulan 5. dil olan, on bin yýllýk tarihiyle oldukça köklü ve en düzenli dillerden kabul edilen Türkçe’nin seçmeli ders olarak kabul edilmesi, emin olun on ya da yirmi Türk Lisesinin inþasýndan daha güzel sonuçlar doðuracaktýr.. Böylelikle bu dersler, hem Türk öðrenciler, hem yerel yetkililer, hem de veliler tarafýndan daha ciddiye alýnacak, bu derslere devam eden öðrencilerin sayýsý katlanarak artacaktýr.. Bu durum da, Almanya’daki gençlerimizi hem Türkiye ve deðerleriyle buluþturacak, hem de Alman toplum yapýsýna entegre edecektir.. “Midyat’a pirince giderken, eldeki bulgurdan olmamak” için, Alman yetkililerle yapýlacak görüþmelerde, öncelikle var olan Türkçe ve Türk Kültürü Derslerinin durumu görüþülmelidir. Zira bu dersler, Almanya’da yaþayan Türk toplumun elinde büyük bir imkandýr… Türkçe ve Türk Kültürü derslerinin durumlarýnýn iyileþtirilmesi ile, Almanya’daki Türk toplumunun milli özgüvenlerine yeniden kavuþmasý arasýnda büyük bir paralellik mevcuttur… Üstelik, Türkçe’nin bir Avrupa dili olarak kabul edilmesini saðlayacak kültürel temeller de, Alman okullarýnda verilen bu derslerle atýlmaktadýr..
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |