Bilim þaþkýnlýkla baþlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
- Sen kan kuyususun, sopalýksýn! - Ne bileyim. Akýl edemedim. Düþünemedim. - Yahu on beþ gün önce niye gelmiyorsun? Ýþin gücün ihmalcilik. Hiç bir iþi zamanýnda yapmaz mýsýn sen? - Abi, bir kenara sýkýþtýrýverseydin. Öteki okul çok uzak da. - Bak bak bak; þimdi benim yeðenim sýkýþ tepiþ bir sýnýfta mý okusun? Sende hiç vicdan yok mu? Babalýk denen þey bu mu? - Bilmem? Anlattýðýna göre adam haklý. Okul yeni açýlmýþ. Müdür uzun süre öðrenci aramýþ sýnýfý tamamlamak için; baþka mahallelerden bile öðrenci almýþlar. Þimdi de sýnýflar dolmuþ, akrabam diye benim için eðitim düzenini altüst edecek deðil ya. Müdür yardýmcýsý da olsa bu doðru deðil. Hem yirmi beþ kiþilik sýnýfa yirmi altýncý öðrenciyi týkýþtýrmak kimin vicdanýný sýzlatmaz? … Eþten dosttan, akrabadan hep memnun olmuþumdur. Onlar bana hiç bir zaman olumsuz yanýt vermemiþlerdir. Zamanýnda ve haklý olan, hiç bir isteðimi reddetmemiþlerdir. Hatalarý hep ben yapmýþýmdýr. Hiç bir þeye zamanýnda yetiþememiþimdir; bulunmam gereken yerlerde hazýr olamamýþýmdýr. Kabahatler hep bendedir, kabul ediyorum. Öyle ya, treni kaçýran adam için istasyon þefi ne yapsbilir? … Dedim ya, beni hep hoþnut etmiþlerdir. Örneðin, para sýkýntým olduðunda, hiç kuþkum yok, derdime ortak olurlardý. Ama ben? O ben var ya o ben. Þanssýzlýk mý desem, beceriksizlik mi desem, hep onlar paralarýnýn son kuruþunu harcadýklarýnda yardýma gereksinim duymuþumdur. Kemal örneðin; yediðimiz içtiðimiz ayrý gitmez. Bende para olunca, sormaya bile gerek duymadan, çeker cüzdaný, gerektiði kadar alýrdý. Bir gün paraya çok sýkýþýðým, dükkânýna gittim; cüzdanýný çýkardý bomboþtu. Kasayý açtý, in cin top oynuyor. Sitem etti tabii: - Ah be kardeþim, insan yarým saat önce gelmez mi? Madem açýðýn var, akþamdan bir çýtlatýlmaz mý? Yarým saat önce günü gelmemiþ faturalarý bile ödedim. Yani sen de Mehmet! - Saðol kardeþim. Bilemedim, düþünemedim. … Bir ara iþsiz kalýnca da yaþadým bunu. Bu kez Seyfi’nin yanýna gittim: - Kardeþim, dedim, bana yanýnda bir iþ ver. Geçici de olsa olur. Çok zor durumdayým. Bu konuda o da dertliymiþ. Üç ay iþçi aramýþ, ne eþ dost kalmýþ ne iþçi bulma kurumu. Çalmadýk kapý býrakmamýþ. Bilseymiþ benim iþe ihtiyacým olduðunu, hiç arardurur muymuþ? - Ýþte, dedi, iþçi bulmanýn zorluðunu bildiðimden, iki tane birden aldým. Varsýn çift aylýk ödeyeyim. Ýþim görülsün. Bu arada haklý olarak bana da kýzdý: - Ýlahi kardeþim, sen de sopalýksýn yani. Ýnsan iþsiz güçsüz dolaþýr da bir uðramaz mý? Biz yabancý mýyýz? Bir dostun varlýðýný düþünemeyen, vefasýz bir arkadaþ olarak nasýl mahçup olduðumu anlatamam. Boynumu büktüm: - Akýl edemedim, bilemedim. Baðýþla. … Ev sahibi, “Tadilat yaptýracaðým evi boþalt” deyince, þanssýzlýk yine peþimi býrakmadý. Okul arkadaþým Ýsmail’in en az on on iki kiralýk dairesi olduðunu biliyordum, yanýna gittim. Onca yýllýk canciðer arkadaþým, beni sokakta býrakacak deðildi ya. Evine vardýðýmda konuklarýný uðurluyordu. Buyur etti. Hoþ beþ derken konuyu açtým. O daha çok sinirlendi: - Pes artýk, sen gerçekten sopalýksýn. Oðlum, insan on dakika önce gelmez mi? Aylardýr bir sürü daire boþ duruyordu. Kiracý diye çýldýrýyordum. Hatta boþ kalmasýnlar diye ikisini öldüm pahasýna verdim. Ýnanmayacaksýn, dördünü bu hafta verdim. Az önce gidenlerinki sonuncu daireydi. Hiç bir þeye zamanýnda ulaþamýyorum Cepte de kuruþ yok. “Bari gidip babamdan borç isteyeyim” dedim… Sabah abim gelmiþ, sýkýntýdaymýþ; son kuruþuna kadar ona vermiþ. Ben de ne sopalýk evlatmýþým. Madem sýkýntým varmýþ da niye erkenden gelmemiþim. Aðabeyime kýrk kez “metelik yok” dediði halde, allem kalem son kuruþuna kadar söðüþlemiþ. Ben o insanýn kardeþi deðil miymiþim? Niye böyle beceriksiz çýkmýþým? … Þanssýzlýktan çok beceriksizlikten olsa gerek hiç bir iþim bitmiyor. Bütün yollar kapalý. Hepsine gecikmiþim. Ayak ayak mahalleye vardým. Yedi yýl önce sigarayý býrakmýþtým; üstelik para da yok, artýk veresiye alýrým. Bir sigara yakayým içimin sýkýntýsýný bari daðýtayým. Büfeye daldým: - Ali, bir sigara ver. Sigarayý býraktýðýmý biliyor ya, þaþkýn þaþkýn yüzüme baktý. Bir yandan da rafa uzanýp bir paket uzun samsun alýp tezgâhýn üstüne fýrlattý. Unutmamýþ tabi, bir zamanlar günde üç paket sattýðý sigarayý. Bir gün dertlenip yeniden içeceðimi düþünmemiþtir. Ama Ali de dertliymiþ, hatta dokunsan aðlayacak: - Mehmet abi, dedi, biliyor musun benim baþýma geleni? - Hayrola… - Ben batýyordum yahu. Veresiye defterleri oldu aha bu kadar. Bir kuruþ ödeme yok. Mal bitti yerine koyamýyorum. - Geçmiþ olsun. Çok üzüldüm. - Saðol abi, geçen hafta veresiyeyi kestim de elim para gördü. Batmaktan kurtuldum. Geçen hafta veresiyeyi kaldýrýp, batmaktan kurtulmuþ adama “Þunu yazýver” tümcesi nasýl bir yanýt alýrdý, bilemiyorum. Paketin üstündeki “Sigara öldürür!” yazýsý þirinlikler yapa yapa gözümün içine bakýyor; ama olmaz… Tam kapýdan çýkacaðým, Ali arkadan seslendi: - Sigaran kaldý Mehmet abi. Ardýma bile bakmadým: - Vazgeçtim, saðlýða zararlý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |