..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Polisiye > Ramazan Gökner




18 Nisan 2010
Kurt Planý  
Ramazan Gökner
Bu gece uzun sürmüþtü sanki. Üstelik hala hava tam aydýnlanmamýþ gibiydi. Yataðýndan yavaþça doðruldu, uykusunu iyice almýþtý. Saatin kaç olduðunu bilmiyordu ama çok uyuduðunun farkýndaydý. Saate bakmadan önce yataðýnýn hemen yanýndaki perdeyi aralayarak dýþarý baktý. Bir süre öylece kalakaldý...


:BAAE:
KURT PLANI
Bu gece uzun sürmüþtü sanki. Üstelik hala hava tam aydýnlanmamýþ gibiydi. Yataðýndan yavaþça doðruldu, uykusunu iyice almýþtý. Saatin kaç olduðunu bilmiyordu ama çok uyuduðunun farkýndaydý. Saate bakmadan önce yataðýnýn hemen yanýndaki perdeyi aralayarak dýþarý baktý. Bir süre öylece kalakaldý, dün geceden bu yana yaðan kar, her tarafý bembeyaz bir örtüyle örtmüþtü sanki. Kara bulutlar gökyüzünü sýký sýkýya kaplamýþ, güneþin ýþýklarýný yeryüzüne ulaþtýrmamak için büyük çaba sarf ediyorlardý. Hem günlerden Pazar olmasý hem de havanýn soðuk ve karlý olmasý insanlarý evlerine hapsetmiþti anlaþýlan. Her gün araçlarýn akýp gittiði yollar bugün bomboþtu.
Suat, perdeyi kapatýp, doðruldu. Sonra da odadan çýkýp banyoya yöneldi,elini yüzünü yýkadýktan sonra nihayet saate bakmak aklýna gelmiþti. Masanýn üzerindeki saate baktý; 9 buçuðu yeni geçiyordu. Sandýðý kadar geç olmamasýna sevindi. Eline aldýðý saati yerine býrakýrken, ýsrarla gözünü kaçýrmaya çalýþtýðý fotoðrafa takýlý kaldý. Çerçevenin üzerinde yavaþça elini gezdirirken mýrýldandý;’Kaç hafta oldu, hala bir haber yok…’ Gözleri yanmaya baþlamýþtý yine, birkaç damla gözyaþý aðýr aðýr indi aþaðýya. Suat; kendini toparlamaya çalýþýrken bir yandan da gözlerini fotoðraftan ayýrmaya çalýþýyordu. Nihayet masaya arkasýný dönüp, sýrtýný dayadý, gözyaþlarýný elinin tersiyle sildikten sonra, kendi kendine mýrýldandý yine; ‘Neden býraktým ki sizi orada…’
Bu arada salondan boðuk bir telefon sesi geldi. Salonun kapýsý kapalýydý. Suat önce tereddüt etti, ama sonra kendi telefonu olduðunu anlayýp hemen koþup salona girdi ve telefonu açtý;
-Efendim.
-Suat Bey, ben emniyetten komiser Faruk.
-Buyurun Faruk Bey, yoksa…
-Evet, galiba izlerine rastladýk Suat Bey, emin deðiliz ama sanýrým Gebze yakýnlarýnda bir yerlerdeler…
-Ýyi ama ne iþleri var ki orada?
-Üst üste birkaç ihbar aldýk, eþiniz ve oðlunuz Gebze’nin çýkýþýna yakýn bir yerde alýþveriþ yaparken görülmüþler.
-Durumlarý iyi yani.
-Evet, herhangi bir anormal durum yok.
-Peki, ne yapmayý düþünüyorsunuz.
-Gebze’deki ekipler aramaya baþladýlar, bizde buradan bir ekip çýkartacaðýz, belki gelmek istersiniz diye…
-Tabi, tabi hemen geliyorum.
***
Yaklaþýk bir saat sonra Suat, komiser Faruk ve yanlarýndaki 2 polis memuru Gebze’ye doðru yola çýkmýþlardý. Uzun süren sessizliði Suat bozdu;
-Aslýnda sizin gelmenize gerek yoktu komiserim, Ýstanbul da iþleriniz vardýr…
Komiser Faruk, arka koltukta oturan Suat’a dönerek konuþtu;
-Sanýrým bu olayý çözmeden içim rahat etmeyecek.
Suat belirli belirsiz kafasýný salladýktan sonra camdan dýþarýyý seyretmeye baþladý. Bir süre sonra Komiser Faruk, bu sefer dikiz aynasýndan bakarak konuþtu;
-Sizin Gebze’de bir yakýnýnýz var mýydý Suat Bey.
-Hayýr, yoktu, bende bir anlam vermedim orada olmalarýna. Umarým oradalar dýr ama eðer zorla götürülmedilerse ne iþleri var orada?
-Haklýsýnýz, oldukça garip bir durum, neyse Gebze’ye varýnca her þeyi anlarýz.
Suat, yeni bir þey hatýrlamýþ gibi birden sordu;
-Gebze’de de bir ekip arýyor demiþtiniz, haber var mý?
-Þimdilik yok.
-Anladým.
Gebze’ye yaklaþtýkça kar yaðýþý da artýyordu. Yollar kapanmak üzereydi, trafik týkanmýþtý. Polis aracý her ne kadar ‘Yol Ver’ lambalarýný yaksa da, yollarda biriken kar yýðýnlarý hýzlarýný bir hayli azaltýyordu.
Ýhbar da söylenilen noktaya 15-20 kilometre kalmýþtý ama son bir saattir bir kilometre bile yol alamamýþlardý. Komiser Faruk sýk sýk araçtan inerek yola bakýyor, trafiði yönlendirmeye çalýþýyor ama yoðun kar yaðýþý geçit vermiyordu. Suat Bey iyice sýkýlmýþtý, O da arabadan inerek Komiserin yanýna geldi,
-Sanýrým biz oraya varmadan yine izlerini kaybettirecekler komiserim.
Komiser Faruk, kendinden emin konuþtu;
-Durun bakalým Suat Bey, sakin olun, geldiðimizden haberleri yok,üstelik bu havada onlarda bir yere gidemez merak etmeyin.
O sýrada polis aracýndan inen bir polis memuru elindeki telsizle komiserinin yanýna koþtu, Faruk ona doðru birkaç adým attý;
-Ne oldu Ahmet, bir haber mi var?
-Evet komiserim, Gebze de ki ekipler, alýþveriþ merkezini ve ihbarda söylenen kulübeyi aramýþlar, ama kimse yokmuþ.
-Herhangi bir iz?
-Kulübede birkaç çocuk eþyasý kalmýþ ama Suat Bey’in teþhisi gerekli.
Komiser Faruk gözlerini gökyüzüne dikerek konuþtu;
-Þu hava bir açýlsaydý…
***
Komiser Faruk ve beraberindekiler ancak akþamüstü kulübeye ulaþabilmiþlerdi. Suat bulunan çocuk giysilerini eline aldý. Gözyaþlarýndan, bunlarýn oðluna ait olduðu anlaþýlýyordu. Uzun süre herkes suskun kaldý, sonra sessizliði Suat’ýn haykýrýþý bozdu, komiser Faruk’un yakasýndan tutmuþ sarsýyordu;
-Bunlar onun, oðlumun giysileri, peki ama neredeler komiserim, kim götürdü onlarý neden üç haftadýr kaçýp duruyorlar, ne istiyorlar bizden…
Komiser Faruk, Suat’ýn ellerini tutarak konuþtu;
-Suat Bey, ne yazýk ki biz de bilmiyoruz, ama sandýðýnýz gibi yanlarýnda bir baþkasý yok, eþiniz ve oðlunuz yalnýzlar.
-Hayýr, bu olamaz, benden neden kaçsýnlar ki onlar?
-Bizden sakladýðýnýz, aranýzda geçen bir olay var mýydý?
-Ne olabilir ki komiserim, zaten her þeyi ifademde anlattým.
-Peki, o zaman, þimdi sakin olun ve biraz dinlenelim.
-Ýstanbul’a dönmeyecek miyiz? Belki onlarda geri dönmüþlerdir.
-Kar hýzýný artýrdý, pek çok yerde tipi ve fýrtýna var, bu þartlarda ne biz ne de onlar yol alabilir, bu geceyi buradaki misafirhanede geçireceðiz, birkaç ekip gece de aramayý sürdürecek.
-Bizde onlarla gidelim.
-Bir faydamýz olmaz, eðer bir haber gelirse, zaten beni ararlar, gelin beraber misafirhaneye gidelim, biraz dinlenmeye ihtiyacýnýz var.
-Peki, gidelim.
***
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Suat Bey hala uyumamýþ, dýþarýyý seyrediyordu. Komiser Faruk, Suat Bey’in haline çok üzülüyordu, yataðýnda olmadýðýný fark edince O da misafirhanenin kantinine indi. Suat, onun yaklaþtýðýný görünce acý bir tebessümle gülümsedi, ama gözleri nemliydi. Komiser Faruk, aðýr aðýr yanan sobada ellerini ýsýtarak konuþtu;
-Evlat acýsýný iyi bilirim…
Suat, kesik kesik karþýlýk verdi;
-Çok zor… Hele de böylesi… Çaresizlik içinde beklemek…
-Ya eþin, onu merak etmiyor musun?
-Ediyorum ama son söyledikleriniz aklýmý karýþtýrdý biraz.
-Seni sevmiyor muydu?
Suat, arkasýný dönerek, titrek bir sesle konuþtu;
-Bilmiyorum…
Komiser Faruk, bir þeyler öðrenmiþ olmanýn sevinciyle konuþtu;
-Yani þüpheleriniz var… Bakýn Suat Bey eðer bilmediðimiz bir þeyler varsa, olayý çözmemiz de zorlaþýr…
Suat, bir süre Faruk’a baktý, kararsýzdý, bir an konuþacak gibi oldu, ama sonra hýzlý adýmlarla kantinden ayrýlýp, merdivenlerden odasýna çýktý.
***
Gece boyu hýzýný azaltmadan süren kar yaðýþý, Gebze ve Ýstanbul’la beraber tüm Marmara’yý da etkisi altýna almýþtý. Hayat durmuþ, tüm iþ yerleri ve okullar tatil olmuþtu. Gebze polis misafirhanesindeki kahvaltýda Faruk Komiser ve Suat karþýlýklý oturuyorlardý. Uzun süren sessizlikten sonra Faruk Komiser içini kemiren sorulardan birini daha Suat’a yöneltti;
-Eþinizde öðretmendi deðil mi?
-Evet.
-Peki, neden özellikle tayininizi farklý illere istediðinizi sorabilir miyim?
Suat’ýn yüzünde acý bir tebessüm belirdi;
-Galiba bu iþin sonunda ben suçlu çýkacaðým.
-Hayýr, niyetim bu deðil. Sadece olayýn tüm detaylarýný öðrenmek istiyorum.
-Olayýn tüm detaylarý ifademde yazýlý, sorunuzun olayla bir ilgisi yok.
-Öðrenmemin bir sakýncasý mý var?
Suat, komiserin ýsrarcý sorularýndan sýkýlmýþtý, çatalýný ve bardaðýný sertçe masaya býrakýp, yemek salonundan dýþarý çýktý.
***
Faruk komiser henüz kahvaltýsýný bitirmiþti ki, telefonu çaldý; seri bir þekilde telefonunu çýkarýp açtý;
-Alo.
-Komiser Faruk Bey mi?
-Evet benim.
-Ben Gebze ilçe emniyet müdürü Serkan Turan. Aradýðýnýz anne, çocukla ilgili bir geliþme var.
-Nedir müdürüm.
-Yaralý ve donmak üzere olan bir kadýn bulduk, sanýrým aradýðýnýz þahýs.
-Kadýn sað mý?
-Evet, eþi yanýnýzdaysa gelip teþhis edebilirsiniz.
-Peki, müdür bey sað olun, hemen geliyoruz.
***
Bir saate kalmadan Faruk ve Suat hastanedeydiler. Ýlçe emniyet müdürü ve hastane baþhekimi de oradaydý. Suat gösterilen ilgiye þaþýrmýþtý;
-Sað olun hepiniz seferber oldunuz, sayenizde sonunda bulduk onlarý. Durumlarý iyi mi?
Emniyet müdürü, elini Suat’ýn omzuna koydu;
-Haftalardýr, televizyonlarda eþiniz ve oðlunuz için gözyaþý döküyorsunuz, bu iþi çözebilirsek ne mutlu bize, yalnýz oðlunuzu henüz bulamadýk, sadece eþiniz içeride…
Suat, gözünün ucuyla komiser Faruk’a baktý, Faruk bey kendini açýklama yapmak zorunda hissetti;
-Kusura bakmayýn Suat Bey, sizi buraya getirebilmek için yalan söylemek zorunda kaldým.
Suat þaþýrmýþtý;
-Nasýl yani?
-Eþinizle aranýzýn bozuk olduðu malum, oðlunuzda var dedim ki, buraya gelesiniz diye…
Suat’ýn öfkesi artmýþtý;
-Siz nasýl bu þekilde peþin hüküm verebilirsiniz komiser bey.
Ortamýn gerilmesinden rahatsýz olan Serkan Bey araya girdi;
-Her neyse, bunlarý sonra konuþalým isterseniz, burasý yeri deðil.
Suat bu sefer baþhekime döndü;
-Eþim nasýl?
-Birileri tarafýndan vurulmuþ,ama yarasý çok aðýr deðil,tek sorun gece boyu soðukta kalmasý,Allahtan ekipler donmadan yetiþmiþler.
-Ya þimdi…
-Daha kendine gelmedi,ama yanýna girebilirsiniz.
-Peki, sað olun.
***
Suat,odaya gireli yaklaþýk 15 dakika olmuþtu. Faruk komiser ve emniyet müdürü Serkan, koridorda çaylarýný yudumluyorlardý. Suat birden odadan çýkarak baðýrmaya baþladý;
-Doktor Bey yetiþin ölüyor… Doktooor nerdesin karým ölüyor.
Hastane koridorlarýnda yankýlanan bu sesler kýsa sürede pek çok doktor ve hemþireyi odanýn önüne toplamýþtý, baþhekim Suat’a yaklaþarak sordu;
-Ne oldu ki, durumu iyiye gidiyordu.
-Bilmiyorum birden elleri buz kesti sanki, yardým edin çabuk.
-Tamam, tamam siz dýþarýda bekleyin, biz bir bakalým.
Baþhekim içeri girip odanýn kapýsýný kapattý. Faruk ve Serkan Beyler þaþkýn bakýþlarla Suat’ý izliyorlardý. Suat yarý aðlamaklý onlara yaklaþtý. Daha onlar sormadan cevap verdi;
-Gerçekten anlamadým ne olduðunu, birden fenalaþtý,sonra da buz gibi oldu.
Faruk Bey, þüpheli bakýþlarla Suat’ý süzdükten sonra konuþtu;
-Siz herhangi bir þeye dokundunuz mu?
-Hayýr… Hayýr asla… Yapar mýyým hiç.
Serkan Bey, Suat’ý sakinleþtirmek ister gibi elini omzuna attý;
-Bekleyelim bakalým, eþiniz iyileþirse sorun kalmaz…
Suat tedirgin olmuþtu, daha fazla konuþmadý, yavaþça yanlarýnda duran banka oturdu.
***
Yarým saat sonra baþhekim nihayet odadan dýþarý çýkabildi. Faruk ve Serkan hala koridordaydý ama Suat hava almak için dýþarý çýkmýþtý. Baþhekim dýþarý çýkar çýkmaz, Faruk Bey heyecanla ayaða kalkýp ona yaklaþtý;
-Durumu nasýl?
-Kurtuldu çok þükür…
-Peki, neyi varmýþ, ne olmuþ ki birden?
-Anlayamadýk ama herhalde aðrýlarý artmýþ birden.
-Buna bir dýþ etki sebep olabilir mi?
-Tabii, ama kesin konuþamam.
-Peki, sað olun doktor bey.
Baþhekim yanlarýndan ayrýlýnca Serkan Bey, Faruk’a yaklaþtý;
-Siz galiba Suat’tan þüpheleniyorsunuz.
-Karýsýyla aralarýnda bir sorun var ama ifadesinde hiç bahsetmemiþ.
-Yani þimdi de öldürmek mi istedi karýsýný?
-Kesin konuþmak zor tabii, ama baksanýza karýsý pek de umurunda deðil.
Serkan Bey biraz düþündü, sonra her zamanki gibi sakince cevap verdi;
-Yine de temkinli olmak gerek Faruk Bey, benim þimdi gitmem gerekli, burada birkaç polis býrakýrým, Suat’ý gözlem altýnda tutarlar, isterseniz siz de Ýstanbul’a dönebilirsiniz artýk, sanýrým ana yolar trafiðe açýldý.
-Doðrusu ben de bu iþin peþini býrakmak istemiyorum, yollar açýk olsa bile yaðýþ da hala sürüyor,bu çileyi çekmektense burada baþladýðým iþi bitirmek isterim,tabii sizin için bir sakýncasý yoksa.
-Yok, caným, tabii ki, karar sizin, izninizle o halde, benim gitmem gerekli.
-Tabii müdür bey, selametle…
***
Akþam üstü kar yaðýþý yine hýzýný artýrmýþtý. Suat oðlu için endiþeleniyordu, Faruk komisere yaklaþtý;
-Bu havada oðlum dýþarýda ne yapar…
Faruk komiser, yere bakarak konuþtu;
-Ekipler arýyor… Ama eþiniz konuþsaydý daha rahat bulabilirdik sanýrým.
-Haklýsýnýz, bir kendine gelseydi.
Az sonra nöbetçi doktor, yanlarýna yaklaþtý, Suat ve Faruk komiser heyecanla onun söyleyeceklerini bekliyordu. Doktor konuþmakta acele etmedi, söyleyeceklerinin pek olumlu olmadýðý anlaþýlýyordu. Sakince;
-Merve Haným hala kendine gelmedi, durumu aðýr. Dedi.
Suat: Herhangi bir þey ya da sayýklama gibi… Oðlumla alakalý falan… Söylemedi mi?
-Hayýr maalesef.
Doktor arkasýný dönüp gittiðinde Suat iyice çökmüþtü. Faruk Komiser onu teselli etmek ister gibi sýrtýný sývazladý. Sonra Suat birden hareketlendi;
-Ben oðlumu aramaya çýkýyorum, bu havada nereye gidebilir ki?
Komiser Faruk, Suat’ý kolundan yakaladý;
-Sakin olun Suat Bey tüm ekipler arýyor zaten þu an.
-Olsun ben de aramak istiyorum.
Faruk Bey, Suat’ý býrakmak istemiyordu;
-Gidemezsiniz Suat Bey, siz de hala þüphelisiniz, sizi býrakamam.
-O zaman peþime polis takarsýn izlerler beni, ben oðlumu aramak istiyorum tamam mý?
-Tamam tamam, dediðiniz gibi olsun,ama sizinle beraber bir polis memuru daha gelecek.
-Gelsin bakalým.
Faruk komiser, Suat’ý kapýya doðru yolcu ederken, bir polis memuruna iþaret verip peþine taktý, sonra da Suat’a dönüp;
-Kusura bakmayýn Suat Bey, ama biz de görevimizi yapýyoruz. Dedi.
Suat cevap vermeden hýzlý adýmlarla uzaklaþtý.
***
Gecenin ilerleyen saatlerinde Faruk Komiser, misafirhaneye daha yeni geliyordu. Suat ise hala ortalarda yoktu. Faruk komiser odasýna geçip hemen yataðýna uzandý. Birkaç dakika ancak uyumuþtu ki, telefonu çaldý, arayan Serkan Bey’di. Hemen telefonu açtý;
-Efendim müdür bey.
-Faruk Bey neredesiniz?
-Eee… Ben misafirhanedeyim þu an. Bir sorun mu var?
-Suat, yanýndaki polisi öldürmüþ.
-Ne? Ama nasýl olur?
-Siz nasýl bir polisle yollayabildiniz onu Faruk Bey?
-Ama efendim, adamýn böyle bir þey yapacaðýný kim tahmin edebilirdi ki?
-Neyse, artýk bunlarý konuþmak faydasýz ama sorun þu ki Suat ortalarda yok.
-Kaçmýþtýr.
-Ýstanbul’a dönmesi çok zor, buralardadýr, ama siz yine de Ýstanbul da ki ekiplere haber verin.
-Tamam, efendim anlaþýldý.
***
Ertesi gün kar yaðýþý dinmiþ, güneþ nihayet az da olsa yüzünü göstermiþti. Gebze’de ki ekipler bir yandan 12 yaþýnda ki Can’ý, bir yandan da dünden beri kayýplara karýþan Suat’ý arýyordu. Ýlçe emniyet müdürlüðünde ise müdür Serkan Bey’in odasýnda, hararetli bir tartýþma vardý. Serkan Bey öfkeliydi;
-Nasýl olur da bir adamý hala yakalayamayýz, üstelik çocuk da yok ortalarda…
Kimseden ses çýkmayýnca bu sefer misafir komiser Faruk’a döndü;
-Bu iþi çözmek artýk bize farz oldu Faruk Bey, sizin daha fazla yorulmanýza gerek yok burada…
Faruk Komiser’in gitmek istemediði belliydi, ama artýk iþinin baþýna dönmeliydi;
-Sanýrým haklýsýnýz, iþ artýk buraya kaydý, bize de yol göründü.
Serkan Bey, biraz düþündü, sonra;
-Siz yola çýkabilirsiniz o zaman. Dedi.
Faruk Komiser,’Olur’ manasýnda baþýný salladý.
Ama tam bu sýrada telsizlerden geçen bir anons, Suat’ýn yakalandýðýný söylüyordu. Serkan Bey, yumruðunu sýktý; ‘Çok þükür’ dedikten, sonra ayaða kalkan Faruk Bey’e döndü;
-Bizim almamýz daha doðru olur sanýrým.
Faruk Bey, ayný fikirde deðildi;
-Olay Ýstanbul’da baþladý, sanýrým savcý bey Suat’ý bize verecektir. Dedi.
Serkan Bey, yanýndakilere döndü,
-Savcýya haber verin. Dedikten sonra, odadan çýktý.
***
Suat’ýn bir polisi öldürmekten yakalanmasý, medyada geniþ yanký buldu. Haftalardýr, televizyon ekranlarýnda karýsý ve oðlunun bulunmasý için gözyaþý döken, çalmadýk kapý býrakmayan Suat herkesi kandýrmýþtý. Dahasý; karýsýný öldürmeye teþebbüsten de yargýlanacaktý. Soruþturma geniþletildi, Suat’ýn çýktýðý tüm TV programlarý polis tarafýndan tek tek incelendi ve TV yapýmcýlarýnýn ifadesi alýndý. Bu arada savcýlýk Suat’ýn Gebze’de tutulmasýna karar verdi. Beklenmeyen bu kararýn sebebi; Suat’ýn medyadan biraz olsun uzak tutulmaya çalýþýlmak istenmesiydi. Ama medya mensuplarý Suat’ýn tutulduðu cezaevinin önünde adeta kamp kurmuþlar, bir haber ya da bir fotoðraf koparabilir miyiz umuduyla bekleþiyorlardý. Saatler süren bekleyiþin ardýndan Ýlçe Emniyet Müdürü Serkan Turan, cezaevine geldi. Gazeteciler tarafýndan çembere alýnan müdüre onlarca soru soruldu;
-Efendim, Suat Bey’in ifadesi alýndý mý?
-Merve Haným kendine geldi mi efendim?
-Can’dan bir haber var mý?
-Cinayetin bir çete iþi olma ihtimali var mý?
-Suat Bey, ne zaman mahkemeye çýkacak efendim?
Serkan Bey, sorularý sükûnetle dinledikten sonra kýsa bir cevap verdi;
-Henüz hiçbir þey kesin deðil.
Fakat bu cevap gazetecileri tatmin etmemiþti, üst üste birkaç soru daha soruldu;
-Cinayet için baþkasýndan mý þüpheleniyorsunuz efendim?
-Suat Bey tuzaða düþürülmüþ olabilir mi efendim?
Serkan Bey, korumalarýnýn yolu açmasýyla cezaevine girerken, merdivenlerde biraz da sesini yükselterek konuþtu;
-Arkadaþlar Serkan Bey, ifadesinde Þehit polisimizi baþkasýnýn öldürdüðünü söyledi, ama deliller söyledikleriyle çeliþiyor, þimdi içeride bizzat ben olayla ilgili sorgulama yapacaðým, çýkýþta sizi daha iyi bilgilendirebilirim.
Oldukça sade ve anlaþýlýr yapýlan bu açýklama birkaç dakika içinde tüm Televizyon kanallarýnda son dakika haberi olarak geçiyordu.
***
Cezaevinin, emniyete baðlý sorgu odasýnda Suat ve Serkan Bey karþý karþýya oturuyordu. Suat’ýn çökmüþ, bitmiþ bir hali vardý, sürekli önüne bakýyor, hiçbir þey söylemiyordu. Serkan Bey ise, Suat’ýn hal ve hareketlerinden bir þeyler çözebilmek için uzun süre konuþmadan sadece Suat’ý izledi. Suat’ýn suçlu olduðuna O’nun da inanasý gelmiyordu. Kaldý ki insanýn bunlarý yapabilmesi için ya gerçekten bir cani olmasý ya da aklýný yitirmiþ olmasý gerekirdi ama Suat’ta bu hallerin hiçbiri yoktu. Serkan Bey nihayet hislerini bir tarafa býrakýp ilk sorusunu Suat’a yöneltti:
-Neden öldürdün polisi? Yoksa seni bir baþkasý mý bu iþe itti?
Suat’ýn yüzünde küçük bir tebessüm belirdi;
-Bir gün bir polis katili olarak suçlanacaðým hiç aklýma gelmezdi.
Serkan Bey çenesini kaþýyarak, usul usul konuþtu;
-Haklýsýn, hayatýn insaný nerelere sürükleyeceði belli olmuyor. Bir de o polis memurunu düþün;ailesi,çocuklarý vardý…
-Çok üzgünüm…
Serkan Bey bir an afalladý, yoksa bu bir itiraf mýydý, hemen aklýna gelen ilk soruyu sordu;
-Sen öldürdün onu deðil mi?
Suat tereddütsüz cevap verdi;
-Hayýr.
Serkan Bey ayaða kalkýp yumruðunu sertçe masaya vurdu;
-Hayda… Yine baþa döndük iþte…
Bir saati aþkýn süren sorgunun sonunda, Serkan Bey’in elde edebildiði çok fazla bilgi yoktu. Suat ýsrarla suçlamalarý reddediyor dahasý olayla ya da öncesiyle ilgili hiç bir þey anlatmýyordu.
Serkan Bey odadan çýkmak üzereydi, son defa Suat’a döndü;
-Bu durumda cinayetten yargýlanacak, mahkemeye kadar da burada kalacaksýn. Dedi.
Suat birden atýldý;
-Merve nasýl?
Damdan düþercesine gelen bu soru, Serkan Bey’i þaþýrtmýþtý ama Suat’a bir þeyler anlattýrabilmek için bir fýrsattý, tereddütsüz cevap verdi;
-Gayet iyi.
-O…O konuþtu mu?
Serkan Bey kafasýný ‘Evet’ manasýnda yukarý aþaðý salladý ama Suat inanmamýþ gibiydi;
-Lütfen doðru söyleyin. Dedi.
Serkan Bey kendinden emin cevap verdi;
-Merve Haným konuþmasaydý, seni bu kadar çok sorgulamazdýk…
-Ne dedi ki?
-Onu öldürmeye çalýþtýðýný…
-Yalan… Bunu Merve söylemiþ olamaz.
Serkan Bey Suat’ýn baþýna çökmüþ, omuzlarýný olabildiðince sýkýyordu, öfkesi iyice kabarmýþtý;
-Bana bak Suat, eðer bu iþin aslýný adam gibi anlatmazsan sen de, karýnda hapsi boylarsýnýz… Sizi içeri týkmak için elimden geleni yaparým…
-Ama…
-Kes lan…
Serkan Bey öfkesinden burnundan soluyordu, Suat’a arkasýný dönerek baðýrdý;
-Sen hem kalk polisi aylarca peþinden koþtur, hem de öldür…Tek iþimiz siz misiniz ulan bizim?
Suat’ta kýzmaya baþlamýþtý,kesik kesik konuþtu;
-Ya… Hayýr… Hayýr… Bu þartlarda hiçbir þey konuþmam.
Serkan Bey, tekrar Suat’ýn baþýna gelip kafatasýný elleriyle kavrayýp sýktý;
-Eðer konuþmazsan oðlunu öldürürüm.
-Ne, nasýl yani?
-Evet, Suat Efendi. Her þeyden haberim var… Ama bazý detaylar eksik. Þimdi sen onlarý tamamlamazsan. Oðlun ölür.
-Sen de onlardansýn ha?
-Evet ve oðlun elimizde.
-Peki, peki her þeyi anlatacam.
***
Serkan Bey, sorgu odasýna girdikten yaklaþýk 3 saat sonra, ancak dýþarý çýkabilmiþti. Onun çýktýðýný gören polis memurlarý yanýna geldiler.
-Efendim Suat’ý ne yapalým,bura da mý kalacak,yoksa…
Serkan Bey oldukça sakin cevap verdi;
-Suçunu itiraf etti, ama olay biraz karýþýk,þimdilik burada kalsýn.
Serkan Bey’in elindeki kaðýtlara bakan polis memuru hayretle sordu;
-Efendim ifadesi hazýr mý?
-Yok,þimdilik yazmadýk,dedim ya olay biraz karýþýk…Siz þimdilik kayýtlara ifade vermedi olarak geçin,ben sonra gerekeni yapacaðým.
Cevap beklemeden hýzlý adamlarla dýþarý yürüyen Serkan Bey’in arkasýndan þaþkýn þaþkýn bakan polis memuru, kimsenin duyamadýðý bir sesle cevap verdi;
-Peki efendim.
Serkan Bey, tam dýþarý çýkacaktý ki durdu ve yanýna birkaç polis çaðýrdý;
-Medyacýlarý uzaklaþtýrýn, hiçbir soru istemiyorum. Dedi.
Polisler denileni yaptýlar ve Serkan Bey arabasýna binip cezaevinden uzaklaþtý.
***
Serkan Bey’in cezaevinden sonra ki duraðý hastaneydi. Suat’ýn iþi tamamdý, þimdi sýrada eþi Merve Haným vardý. Hastaneye girer girmez baþhekimi çaðýrttý. Baþhekim Serkan Bey’in ne soracaðýný biliyordu, hýzlý adýmlarla yanýna yaklaþýp ‘Hoþ geldiniz’ dedikten sonra, Merve Haným’ýn ifade verebilecek durumda olduðunu söyledi, ama Serkan Bey için bu yeterli deðildi.
-Onu emniyete götürebilir miyiz? Dedi.
Baþhekim kýsa bir þaþkýnlýk geçirdi;
-Eee… Olur, ama neden?
-Orada daha saðlýklý bir sorgulama yapabiliriz. Soruþturma biraz derinleþti hocam.
Baþhekim biraz da hocam hitabýndan kuvvet alarak aklýný kurcalayan soruyu sordu;
-Kusura bakmayýn müdür bey, ama bir emniyet müdürünün bu iþle bizzat ilgilenmesi bana çok garip geliyor.
Serkan Bey tebessüm etti;
-Olayý aydýnlatamadýðýnýz için üslerinizden her gün siz fýrça yeseydiniz hiç garip gelmezdi hocam. Dedikten sonra, arkasýndaki polisi çaðýrýp Merve Haným’ý emniyete götürmesini istedi.
***
Merve, emniyette iyi aðýrlanmýþtý. Önce karný doyuruldu, sonra çay ikram edildi. Sonra da sorgu odasý yerine Serkan Bey’in makam odasýna alýndý. Bir süre bekledikten sonra Serkan Bey nihayet geldi. Merve ayaða kalktý. Serkan Bey, eliyle oturun iþareti yaptýktan sonra koltuðuna geçti;
-Sizi buraya getirdik,ama umarým iyisinizdir. Dedi.
Merve bir süre duraksadý, sonra aðýr aðýr konuþtu;
-Ýyiyim ben… Yani saðlýk olarak, ama aklým oðlumda.
Serkan Bey, önüne bakarak konuþtu;
-Oðlunuzu inþallah bulacaz Merve Haným.
Merve umutsuzca baþýný önüne eðdi, sanki söylenene pek inanmamýþ gibiydi, Serkan Bey, konuyu deðiþtirmek istedi;
-Eee… Bir þey içer misiniz Merve Haným.
Merve bu soruya cevap vermedi. Bir süre duraksadýktan sonra konuþtu,
-Ben artýk bu oyundan sýkýldým. Dedi.
Serkan Bey, tedirginlik içinde etrafýna bakýndý, sonra kendini toparlayýp konuþtu;
-Artýk oyunun sonuna geldik Merve Haným. Dedi.
Merve birden heyecanlandý;
-Nasýl yani. Dedi.
-Suat konuþtu.
-Eee… Onda mýymýþ Can.
-Hayýr.
-Peki kimde?
-Bilmiyoruz, ama birkaç isim aldýk kocanýzdan, onlarý sorgularsak oðlunuzu bulabiliriz.
Merve sevinçle hüznü bir arada yaþýyordu,
-Suat’ýn bir suçu var mý?
Serkan Bey, tebessüm etti;
-En az sizin kadar.
***
Gebze ve Ýstanbul’da o gece eþ zamanlý beþ operasyon yapýldý. Operasyonlarda pek çok çete ve örgüt elemaný yakalandý. Serkan Bey operasyonlara bizzat katýlmadý ama telsiz ve telefonla sürekli operasyonlara iliþkin haberleri alýyordu.
Ýstanbul’da tutuklananlarda sabaha karþý Gebze’ye getirildi. Serkan Bey, kendi seçtiði 11 kiþiyi bizzat ve tek baþýna sorguladý. Akþama kadar neredeyse aralýksýz süren sorgulardan sonra Serkan Bey bir hayli yorgundu. Odasýna geçip, koltuðuna oturdu. Gözlerini kapadý, baþý aðrýyordu,biraz dinlenmek istedi. Ama ýsrarla çalan cep telefonunu açmak zorunda kaldý,arayan Faruk komiserdi.
-Efendim Faruk Bey.
-Serkan Bey, sizi tebrik etmek istedim de…
-Sað olun ama henüz elde ettiðimiz bir þey yok.
-Olur mu? Suat’a suçunu itiraf ettirmiþsiniz ya.
Serkan Bey, bir an duraksadý ama Faruk Bey,devam ediyordu;
-Sanýrým oðlunu saklayan da O…Bu konuda bir þey öðrendiniz mi?
-Eee… Evet Faruk Bey, aslýnda ben de sizi arayacaktým, sizin mýntýkada bir operasyon yapmamýz gerekiyor, sanýrým Can orada.
-Biz yapalým o halde. Neresi?
-Faruk Bey, ben birazdan yola çýkacaðým, isterseniz yüz yüze görüþelim, olay biraz karýþýk da…
-Aaa tabii. Bekliyorum o halde.
-Tamam,2 saate oradayýz.
-Tamam, müdür bey görüþürüz.
***
Merve, Serkan Bey’den önce Ýstanbul’a gelmiþti. Yýllar sonra evindeydi. Bir hafta önce Suat’ýn yaptýðý gibi þimdi de o aile resimlerine bakarak gözyaþý döküyordu. Akþam olmuþ, hava kararmýþtý,2 gündür ara veren kar yaðýþý yine aðýr aðýr baþlamýþtý. Evin perdeleri açýktý, ama ýþýklar kapalýydý. Merve elindeki çerçeveyi camýn kenarýna getirmiþ, bir fotoðrafa bir de dýþarýda yaðmakta olan kara bakýyordu. Mendiliyle gözyaþlarýný sildi. Sonra tebessüm ederek
-Yakýnda her þey çok güzel olacak. Diye mýrýldandý.
Bu arada 3 yýl öncesini hatýrlamaya baþladý, gözyaþlarý tekrar akmaya baþlamýþtý. Can’ýn kaybolmasý, sonra bulunmasý, aldýklarý tehdit telefonlarý ve en son Suat’la ayrýlmak zorunda kalmalarýný düþündü. Evli ama ayrý þehirlerde, birbirlerine bazen telefon bile edemeden geçen 2 yýl. Biri Ýstanbul’da, biri Ankara’da öðretmendi. Bunu kendileri istemiþlerdi, oðullarý için buna mecburlardý ama sonunda yine olan olmuþ, Can gördüklerinin cezasýný çekmiþti. Þimdi kim bilir neredeydi. Merve iyice dalmýþtý, öyle ki 4-5 kez çalan telefonunu ancak fark edebilmiþti. Hemen telefonu açtý;
-Alo.
-Merve Haným, emniyetten arýyoruz. Oðlunuz Can bulundu, gözünüz aydýn.
Merve, þaþkýnlýktan biraz durakladý, sonra kendine engel olamayarak sevinçten aðlamaya baþladý.Polis memuru tekrar seslendi;
-Merve Haným orada mýsýnýz?
-Þey… Evet buradayým, gerçekten bulundu mu Can.Durumu nasýl?
-Biraz hýrpalanmýþ tabii ama iyi, þimdi yanýmýzda.
Merve heyecanlanmýþtý;
-Sesini duyabilir miyim?
-Tabii, ona veriyorum.
Telefonun ucundaki ses Merve’nin caný ciðeriydi, konuþurken yüreði cýz etti, gözyaþlarýný tutamadý;
-Anne… Gel beni al artýk.
Aðlamaklý cevap verdi;
-Tamam oðlum, tamam hemen geliyorum, sen iyi misin?
-Ýyiyim anne, ama seni istiyorum,lütfen gel.
-Tamam, oðlum, sen þimdi, polis amcana ver telefonu, bana yerinizi söylesin.
Merve emniyet bürosunun yerini öðrenip hemen yola çýktý, nihayet yavrusuna kavuþacaktý.
***
Serkan, Faruk komiserin görev yaptýðý karakola girdiðinde, giriþteki polis memurlarýnýn þaþkýn bakýþlarý arasýnda hýzlý adýmlarla komiser odasýna daldý. O odaya girer girmez, Faruk komiser ayaða kalktý ve misafirine oturacak yer bile göstermeden yüksek sesle konuþmaya baþladý;
-Siz ne yapýyorsunuz müdür bey, nasýl benim iznim olmadan benim mýntýkamda arama yaptýrýrsýnýz. Hani kocuþacaktýk önce…
Serkan Bey tebessüm etti;
-Evet Faruk Bey, sizinde dediðiniz gibi ben müdürüm, arama yapmak için de bir komiserden izin almam…
Faruk komiser diþlerini sýkarak konuþtu;
-Siz Gebze’nin müdürüsünüz, buranýn deðil. Hem madem izin almayacaksýnýz buraya neden geldiniz.
Serkan Bey, sakince elini komiser masasýna koydu, sonra da Faruk’un gözlerinin içine bakarak konuþtu;
-Yine haklýsýnýz Faruk Bey, ben buranýn müdürü deðilim, ama sizin müdürünüzden hatta il emniyet müdürünüzden özel izin aldýðýmý bilmenizi isterim.
Faruk Bey afalladý,
-Ne, nasýl olur,benim neden haberim yok?
-Ýsterseniz önce diðer sorunuza cevap vereyim Faruk Bey,buraya neden geldiðimi sormuþtunuz.
-Evet.
-Buraya sizi tutuklamaya geldim. Uyuþturucu kaçakçýlýðý, adam öldürme, cinayete teþebbüs, çocuk kaçýrma ve görevi kötüye kullanmaktan tutuklusunuz.
Faruk komiser, bir anda kendini geriye attý,
-Siz ne diyorsunuz…
-Uzatmaya gerek yok Faruk Bey, perdeler indi, oyun bitti,neler yaptýðýnýzý biliyoruz.
-Bir yanlýþýnýz var, ben bir þey yapmadým.
-Öyle mi? Önce uyuþturucu ticaretine yardýmcý olarak pay almak, sonra suç ortaðýný öldürmek, sonra olanlarý gören bir çocuðu ve ailesini tehdit etmek, sonra da bir polis memurunu öldürmek bir þey deðil yani.
-Hayýr hayýr, iftira bunlar hem Suat Bey’in suçlarýný kabul ettiðini söylemiþtiniz.
-Hepsi oyundu, sizi rahatlatmak istedik sadece, Suat Bey, þu an merkez þubede ailesinin yanýnda…
-Bakýn bir hata yapýyorsunuz.
-Haklsýnýz, hala sizi konuþturarak hata yapýyorum, lütfen kelepçeyi takmama izin verin.
Serkan Bey, Faruk komiseri elleri kelepçeli bir þekilde makam odasýndan çýkarýrken, yýllardýr emri altýnda çalýþan polis memurlarý ibretle komiserlerine bakýyordu. Faruk komiserin baþý ise yerdeydi.
***
Serkan Bey, Faruk komiseri savcýya teslim ettikten sonra,merkez þubeye geldi.Suat,Merve ve Can teþekkür etmek için Onu bekliyordu. Serkan Bey, içeri girer girmez,Suat hemen koþarak yanýna geldi,
-Sað olun müdür bey, sayenizde tekrar aile olduk.
Serkan Bey, elini Suat’ýn omzuna attý.
-Bunu hep beraber baþardýk Suat Bey, sizde çok yardýmcý oldunuz, ama sonucu güzel oldu, hem siz kurtuldunuz hem de biz içimizdeki bir sülüðü daha temizlemiþ olduk.
-Haklýsýnýz, Allah tüm teþkilattan razý olsun.
Serkan Bey, Merve Haným’a doðru bakarak konuþtu,
-Siz… Hepiniz ifade verdiniz mi?
-Verdik müdür bey, gidebilir miyiz artýk.
-Ben bir bakayým da sonra sizi tekrar yormayalým, bir hata falan olmasýn, az bekleyin olur mu?
-Tamam müdür bey, bekliyoruz o zaman.
Serkan Bey, kendisine gösterilen odaya girip ifadeleri inceledi, sonra Merve Haným’ý çaðýrttý.Yanlarýna gelen polis memuru Merve Haným’ý çaðýrýnca Suat sordu;
-Bir eksik mi varmýþ, memur bey?
-Sanýrým imza eksikmiþ beyefendi.
-Tamam, Merve haydi atta gel, evimize gidelim artýk.
Merve, olur manasýnda baþýný sallayýp, Serkan Bey’in odasýna girdi.Serkan Bey,Merve’yi gülerek karþýladý,
-Ýyi iþti Merve Haným, sonunda oðlunuza kavuþtunuz.
Merve tedirgindi,
-Peki þimdi ne olacak?
-Hiç… Artýk oðlunuza kimse dokunamaz, tabii onun ve sizin konuþmadýðýnýz sürece.
-Konuþmayýz…
-Size güveniyorum ama Can…
-O da konuþmaz, yaþadýklarý yeter ona, artýk kimseye bir þey söylemez.Ama…
-Ne oldu.
-Yok bir þey.
-Yoksa Faruk’a mý üzüldünüz?
-Evet,yani suçsuz yere.
-Oðlunuz için deðmez mi Merve Haným?
-Onun oðlumla bir alakasý yoktu ki.
-Ama benim kurtulmam için birinin yakalanmasý þarttý. Ben bu iþi çözdükten sonra artýk kimse benden þüphelenmez.
-Evet.
Serkan Bey, gözlerini iyice açarak konuþtu;
-Ama eðer siz konuþursanýz.
-Anlaþmaya sadýk kalacaz merak etmeyin. Yalnýz lütfen Suat hiçbir þey bilmesin.
-Merak etmeyin, zaten artýk birbirimizi hiç görmeyeceðiz.
Merve baþýný sallayýp, ayaða kalktý,
-Biz artýk gidebilir miyiz?
-Hý hý… Tabii.
Merve, tam kapýdan çýkacaktý ki geri döndü,
-Ýmza eksik demiþtiniz.
Serkan Bey güldü,
-Eksik falan yok sadece sizinle görüþmek istedim. Gidin ve ailenizle doyasýya hasret giderin.
-Peki, saðolun.
Merve odadan çýkýnca, Serkan Bey, keyifle sigarasýný yaktý, sona bir an durdu ve ‘Aptal kadýn’diye söylendikten sonra ceketinin iç cebinden sadece bazý iþleri için kullandýðý telefonunu çýkardý ve iþ ortaklarýndan birini aradý;
-Alo… Benim. Ýþ tamam, þimdi evlerine gidiyorlar, siz temizliði yapýn, biz gidip incelememizi yaparýz.
Ertesi gün gazetelerde iki önemli haber vardý, biri Faruk Komiserin tutuklanmasýndan bahsederken, diðer haber ise aylardýr ailesini arayan Suat’ýn dün gece cinnet geçirerek karýsýný ve oðlunu öldürdükten sonra intihar ettiðini yazýyordu. Cinnetin sebebi ise ‘Aldatma’ olarak gösteriliyordu.
******************************SON************************************














Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Karanlýk - 2. Bölüm
Karanlýk - 5. Bölüm
Karanlýk - 1. Bölüm
Karanlýk - 4. Bölüm
Karanlýk - 3. Bölüm

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Her Kar Yaðdýðýnda... [Þiir]
Bir Volkan Patlamýþ Avrupa'nýn Üstüne [Þiir]
Yýkýlan Hayaller [Þiir]
Yaþ Otuza Kaymakta [Þiir]
Sefillik [Þiir]
Melek [Þiir]
Ýsimsiz [Þiir]
Þemsim [Þiir]
Bir Hayalin Peþinde [Þiir]
Efendim [Þiir]


Ramazan Gökner kimdir?

Yazarlýk yolunun baþýnda. . . Hayatýn tam ortasýnda. . . Baþarýnýn yamacýndayým. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ramazan Gökner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.