Yalnýzca hava, ýþýk ve arkadaþýn varsa hiç üzülme. -Goethe |
|
||||||||||
|
Kapýyý açýyorum, ablam ve annem kahvaltý hazýrlýðýnda, yavaþça içeri giriyorum, onlara fark ettirmeden odama girebilirsem çok iyi olacak. Eðer bahçede yattýðýmý anlarlarsa akþama kadar nasihat dinlerim ve buna hiç niyetim yok, annem tam önümden geçiyor ancak fark etmedi beni anlaþýlan çok aceleleri var, anlayamýyorum acaba misafir mi gelecek. Her neyse ne kahvaltý yapacak ne de misafir aðýrlayacak halim var bir an önce duþ alýp uzanmak istiyorum boynum ve belim iyi deðil ,biraz dinlenmeliyim. Hýzla koridordan odama geçiyorum. Güzel; fark etmediler beni, kim bilir belki de baþkasý sandýlar, ya da hiç görmediler, yavaþça omzumu silkip umursamazca odama giriyorum. Ýlk iþim saate bakmak ;tahminin tuttu mu, merak ediyorum, evet saat sekizi on geçiyor yani neredeyse tam tutturtmuþum, tebessüm ediyorum. Acaba sezgilerim mi kuvvetlendi, yoksa Ýstanbul un monotonluðunu öðrendim de ondan mý biliyorum? Sanýrým ikincisi. Çok terliyim, hemen duþ almalýyým, ama hiç halim yok, kendimi bir anda yataða atýyorum, anlaþýlan duþu da sonraya býrakacaðým üzerimde müthiþ bir uyuþukluk var.Biraz uyudum mu uyumadým mý bilmiyorum, bir anda odanýn kapýsý açýlýyor. Gözlerim yarý açýk kapýya bakýyorum,gelen annem,yüzünden hoþnutsuzluðunu okuyorum,uyumadýðýmý fark ediyor, yataðýn kenarýna oturuyor.Eliyle alnýmý okþarken bir yandan da konuþmaya baþlýyor: -Oðlum, niye dýþarýda yattýn gece gece,bak hasta olursun, baban duymasýn diye seslenmedim az önce ama çok kýzdým sana ,olur mu hiç böyle iþ… Annemi üzmek hayatta en sevmediðim iþtir,ancak son günlerde onu fazlasýyla üzdüðümün farkýndayým,yataktan doðruldum,elini tuttum. -Anne öyle bir niyetim yoktu,dýþarý çýkmýþtým uyuya kalmýþým vallahi,yoksa deli miyim ben , topraðýn üstünde yatayým. Bir anda gözleri parladý,memnun olduðu belliydi, ama memnuniyeti dýþarýda uyumamdan habersiz oluþumdan deðil ona doðru dürüst bir cevap vermemdendi.Zira çok uzun zamandýr kimseyle adamakýllý konuþmuyor, ne deseler geçiþtiriyor ve çevremde kim varsa umursamazca kalbini kýrýyordum.Bunun farkýndaydým ama son günlerdeki ruh halim ve öncesinde yaþadýklarým beni adeta böyle yapmaya zorluyordu. Annem verdiðim cevaptan cesaret almýþ olacak ki konuþmaya devam etti: -Oðlum, birazdan Yusuf amcanlar gelecek kahvaltýya, haydi hazýrlan gel sende içeri… - Eee, þey duþ almam lazým anne ama… -Tamam oðlum, hadi acele et, yarým saate gelirler… Bir þey diyemedim,annemi kýrmak istemiyordum,hafifçe olur manasýnda kafamý salladým. Annem de memnuniyetle odadan çýktý,belki de benden hiç böyle bir davranýþ beklemiyordu. *** Yarým saate kalmadan, üstümü giyinmiþ, hazýr vaziyette odamdan çýktým.Amcamlar daha gelmemiþti.Terasa doðru ilerledim,tüm aile toplanmýþ,kahvaltý masasý hazýrdý.Beni görünce herkesin yüzünde oluþan tebessümü memnuniyetlerine vererek boþ bulduðum bir sandalyeye oturdum.Annem hiç durmadan koþturuyor,masada bir þeyleri düzeltiyordu,arada da bana bakýp tebessüm ediyordu.Onun memnuniyetinden hiç þüphem yoktu, ama abim, ablam ve özellikle eniþtemdeki tebessüm memnuniyetten ziyade alaya kaçýyordu.Bir umutla babama baktým,belki onda da memnuniyet olabilirdi; fakat ona bakýnca donuk bir ifade gördüm.Sanki ben hiç içeri girmemiþim gibi donuk ve ruhsuz.Aslýnda babamý da çok severim ama son günlerde yaþananlardan sonra aramýzda esen sert rüzgarlar bir türlü dinmedi.Yapacak bir þey yoktu,ancak kendimden hiç beklenmedik bir þekilde havayý yumuþatmaya karar verdim.Abim yakýnýmda oturuyordu.Ona döndüm. -Sen niye iþe gitmedin abi. dedim. Böyle bir soru beklemediði belliydi.Biraz düþündü,sonra önemli bir þey hatýrlamýþ gibi birden cevap verdi: -Amcamlar gittikten sonra giderim,zaten pek hasta gelmiyor bu saatlerde… -Amcamlar ne zaman gelecek ki,geciktiler galiba. -Gelirler þimdi… Daha fazla soru sormadým,fazla konuþmaya baþlarsam eski meselelerin tekrar açýlmasýndan endiþeliydim.Zaten o sýrada zil çaldý, gelen amcamlardý.Çoluk çocuk,tüm aile gelmiþlerdi.Hafta içi,bu saatte hem de iki ailenin de tam kadro katýlýmýyla yapýlacak bu kahvaltýdan þüphelenmeye baþlamýþtým,anlaþýlan önemli bir mesele vardý. *** Hoþbeþ ten sonra kahvaltýya geçildi.Amcamýn ve çocuklarýnýn bana karþý sýcak tavýrlarý endiþelerimi iyice artýrdý.Amcam normalde bana karþý oldukça soðuk ve mesafeli olurdu.Ne olmuþta böyle birden benimle ilgilenir olmuþtu.Heyecanla kahvaltý sonrasýný bekliyordum.Anlaþýlan mesele o zaman açýlacaktý.Ancak endiþelerim de beynimi kemiriyordu,zira eski meseleler açýlabilir korkusu içimi kaplamýþtý.Bu durumda yine aile içinde sert rüzgarlarýn eseceðinden emindim. Terastaki kahvaltýdan sonra salonda yapýlan kahve servisiyle beraber amcam konuþmaya baþladý,salonda çýt çýkmýyor herkes kulaklarýný dört açmýþ amcamý dinliyordu.Amcam ilk sözlerine þaþkýnlýðýmý iyice artýracak þekilde beni överek baþladý. -Hakaný efendiliði ve dürüstlüðüyle hep takdir etmiþimdir. dedi önce. Yoruma açýk ortada kalan bu cümleye kimse tepki vermedi,amcam da aldýðý cesaretle,yapmacýk bir öksürükten sonra konuþmasýna devam etti: -Lakin zor günler geçirdi.Çok sýkýntý çekti.Ýsterdik ki O da aðabeyleri ve ablasý gibi olsun,ailemizin þerefine þeref katsýn,babasýnýn varisi olsun… Bu sözlerin ardýndan yüzümün yavaþ yavaþ kýzardýðýný,kulaklarýmýn öfkeden yanmaya baþladýðýný hissettim.Amcam benimle göz göze gelmeden konuþmasýný sürdüyordu. -Ama hala þansý var,dedim ya; Hakan çok efendi ve dürüst, bu nedenle þirketimiz için bulunmaz bir eleman. Burada biraz durdu.Kahvesinden bir yudum aldý ve babama dönerek devam etti: -Ahmet, bilirim Hakan senin þirketinde çalýþmak istemedi,ancak baba þirketinde çalýþmak zordur,hep gözler onun üstündedir,çocuða da hak verin.Eðer izin verirseniz benimle çalýþsýn,çok memnun oluruz. Babamýn yüzündeki bulutlar daðýlmýþ gibiydi.Hatta dikkatli bakýnca ufak bir tebessüm görülebilirdi.Amcamýn teklifinden memnun gözüküyordu: -Olur abi, bizim için þereftir,ama Hakan’a da sormak lazým,acaba beyefendi ne der. Babamýn beyefendi imasý,bardaðý taþýran son damla oldu,yerimden ok gibi fýrladým,amcamýn otur manasýnda kafasýný sallamasý,öfkemi iyice artýrdý ve hiddetle baðýrmaya baþladým: -Yeter artýk,siz beni ne sanýyorsunuz?Ben kimseden iþ istemiyorum neden kendi mesleðimi yapmamý istemiyorsunuz,ben sizin sadakanýza muhtaç deðilim,babamýn yanýnda çalýþmakla senin yanýnda çalýþmam arasýnda hiç fark yok amca,demek babam beni yanýna alman için senden ricacý olmuþ ama bu oyunlarý anlayacak kadar zekiyim çok þükür… Daha fazla devam edemedim,sesim titremeye baþladý,salonda esen buz gibi havaya karþýn kulaklarým ateþ gibi yanýyordu.Babam susmamý fýrsat bilerek öfkeyle baðýrdý: -Terbiyesizlik yapma Hakan,adam ol da büyük sözü dinle… Babamýn sözleri beni iyice yerin dibine soktu,daha fazla duramazdým,salondan çýkmaya karar verdim,ama son sözümü söylemeliydim: -Ben size terbiyesiz diyemem ama þunu bilin ki hepiniz çok saygýsýzsýnýz… Herkes susmuþtu,cümlemi tamamlamak için kendimi zorladým,sesimin titremesine engel olmaya çalýþarak devam ettim: -Saygýsýzlýðýnýz bana deðil,mesleðime…Ama bilin ki engel olamayacaksýnýz,tayinim Türkiye’nin öbür ucuna da çýksa sizden kurtulmak için gideceðim… Son kelime aðzýmdan çýkarken gözümden inen bir damla yaþ,aðzýma kadar gelmiþ,adeta ‘artýk sus yeter’ demiþti.Bir anda arkamý döndüm ve salondan çýktým,arkamdan babamýn ayaða kalkýp üstüme yürüdüðünü,annemin hýzla ona engel olduðunu fark ettim.Koþarak lavaboya gittim.Hýçkýrýklarýma engel olamýyor,hiç durmaksýzýn aðlýyordum.Orada ne kadar kaldým bilmiyorum.Nihayet kendimi toparlayýp dýþarý çýktým,salondan gelen sesler,hararetli bir muhabbetin baþlamýþ olduðunu gösteriyordu,anlaþýlan beni çoktan unutmuþlardý.Ama beni unutmayan biri vardý,annem. Banyodan çýktýðýmý görünce hemen koþtu. -Hakan, iyi misin oðlum. dedi. Ama benim konuþmaya pek niyetim yoktu,kafamý hayýr manasýnda salladýktan sonra odama girdim.Annem de arkamdan girdi,yatacaðýmý sanmýþ olmalý ki karyolanýn kenarýna oturdu.Ama yatmaya niyetim yoktu.Hemen cüzdanýmý ve telefonumu alýp,odadan çýktým.Annem arkamdan yetiþti: -Hakan nereye… Anneme cevap vermeliydim,onun bir suçu yoktu. -Akþama gelirim anne,biraz hava alayým… Annemin konuþmasýna fýrsat vermeden kendimi dýþarý attým.Güz sýcaklarý bastýrýyordu,ýlýk ýlýk esen rüzgar yüzümü okþarken,bulutlara baktým ’çok þükür özgürüm’ dedim.Ve hýzlý adýmlarla caddeye çýktým.Bir taksi tutacaktým,ama önce Cengiz’i arayýp nerede olduðunu öðrenmeliydim.Telefon iki kere çaldýktan sonra Cengiz’in sesi geldi: -Alo. -Alo Cengiz neredesin? -Evdeyim Hakan,görev yerleri belli olmuþ… Birden heyecanlandým,ama bunu kaldýramazdým. -Dur Cengiz söyleme, geliyorum ben… -Tamam sürpriz olsun o zamani, hadi bekliyorum. -Tamam hadi görüþürüz. Telefonu kapattým. Kalbim çok hýzlý atýyordu, bir an önce gitmeliydim.Nihayet bir taksi geldi.Hemen bindim.Þoföre ‘Ümraniye’ye gideceðiz’ dedikten sonra,son iki aydýr yaþadýklarýmý düþünmeye baþladým. Aslýnda sorunlar dört yýl önce baþlamýþtý, ÖSS sonuçlarý açýklandýðý gün,öðretmenliði kazandýðým duyulunca ailede homurdanmalar baþlanmýþ,ancak sýnava ikinci kez giriþim ve ailemin yanýnda okuyacak olmam onlarý biraz olsun teselli etmiþ ve sonunda öðretmenliði bitirmememe izin vermiþleri.Ancak düþünceleri kesinlikle öðretmenlik yapmayacaðým ve babamýn þirketinde çalýþmaya baþlayacaðým þeklindeydi.Zaten büyük abimin doktor,ablamýn avukat,küçük abiminse subay olmasýndan sonra babam tüm umutlarýný bana baðlamýþtý.Onlara meslekleri ve kazançlarý iyi olduðu için ses çýkarmamýþ,zaten bir süre sonra abim için özel bir hastane,ablam içinse bir avukatlýk bürosu açmýþlardý,küçük abim de babam için bir övünç kaynaðý olmuþ,her yerde onu anlatýr olmuþtu,ondan özellikle komutan diye bahsederdi.Ben üniversite de okurken hepsi mesleklerinde baþarýlý oldular ve meslektaþlarýyla evlendiler.Onlardan þirkette çalýþmalarýný istemeyen babam,benden ýsrarla bunu istiyordu.Ama ben bir türlü babamýn iþlerini sevememiþ,hatta yazlarý þirkette çalýþmaya baþlamýþ ancak yaz bitmeden iþi býrakmýþtým.Üniversite okuduðum sürece kimse bu durum üzerine fazla kafa yormadý,ancak okul bitince ben anlamýþtým ki þirket,ticaret,yöneticilik iþleri bana göre deðil.Ben de mesleðimi yani öðretmenliði yapmaya karar vermiþtim.Ancak bu durumu aileme açýnca kýyamet kopmuþtu.Hem ilk görev yerimin doðu olma ihtimali hem de babamýn yýllardýr beklediði hayalini yerine getirmememi kabul edememiþlerdi.Ailemden olumsuz tepki alýnca kararýmý bu sefer niþanlýma açmaya karar verdim,1 yýl önce niþanlanmýþtýk O da bu sene ayný üniversitenin iþletme bölümünü bitiriyordu,birbirimize çok anlayýþlýydýk,beni anlayacaðýný düþünerek öðretmenlik yapmak istediðimi anlattým.Ama söylediði ilk söz, ‘Sen delirdin mi’ olmuþ ve ben düþüncemden vazgeçmeyince de kavga etmiþ,bir süre sonra da niþaný atmýþtýk,bu da hem benim hem de ailem için büyük bir yýkým olmuþtu,zira Nesrin babamýn iþ ortaðýnýn kýzýydý ve onunla ayrýlmamýz babamla ortaðýnýn arasýný da bozdu,tabii ki tüm bunlarýn sorumlusu bendim ve en son bu sabah yaþadýklarýmýzdan sonra sanýrým artýk babam beni asla affetmezdi.Babamýn bile karþýsýnda iki büklüm durduðu Yusuf Amcama çok büyük saygýsýzlýk etmiþtim… Taksicinin sesiyle kendime geldim: -Beyefendi Ümraniye’ye geldik, hangi sokaða sapacaðýz? Biraz yürümek istiyordum.’Burada ineyim’ dedim ve ücreti ödeyip indim. Yaklaþýk 10 dakika sonra Cengizlerdeydim.Cengiz sýnýf arkadaþýmdý ve benimkine nazaran çok fakir bir ailesi vardý,öyle ki öðretmen olmasýndan dolayý evde neredeyse bayram ilan edilmiþti.Evdekilerin beni de tebrik etmesinden ve hayýrlý olsun dileklerinden sonra Cengiz’le odaya geçtik.Heyecanlanmýþtým. -Cengiz önce kendininkini söyle nereye çýktý… -Þanlý Urfa’nýn bir kasabasý, çok güzel bir yer internetten araþtýrdým biraz… -Çok sevindim, hayýrlý olsun, peki ben, ben nereye gidiyorum. Cengiz þaþýrmýþtý: -Gidecek misin gerçekten, ya ailen… -Evet, kararýmý verdim, ailemin deðil benim kararým önemli. Cengiz’in yüzünden memnun olduðunu anlamýþtým. Beni heyecanlandýrmak ister gibi derin bir nefes aldý, arkasýndan öksürdü ve konuþmaya baþladý: -Mardin’in Yeþiller ilçesine baðlý bir köy. -Mardin mi? -Evet, komþuyuz. -Hayýrlýsý bakalým… Acaba ailem ne diyecekti, ya da onlara hiç söylememeli miydim.Kafam karýþmýþtý.Cengiz in memnuniyeti her halinden belliydi. -Bu pazartesi okullar açýlýyor,bir an önce hazýrlanmak lazým.dedi. -Evet. -Sen ne zaman gidersin. Biraz düþündüm, sonra büyük bir kararlýlýkla cevap verdim: -Yarýn. *********************************1.Bölümün Sonu***********************
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ramazan Gökner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |