..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




24 Nisan 2010
Biz Seni Ararýz  
Mehmet Önder
Yalvar yakar, belediye baþkanýna telefon ettirmeyi, ardýndan baþkanýn makamýna çýkýp; ona da, kartvizitinin arkasýna "Hamilikart yakýnýmdýr" yazdýrýp almayý baþardým


:AFID:
BÝZ SENÝ ARARIZ



Ýþi gücü, cebinde parasý olanlar için iþ bulmak, iþ deðiþtirmek, iþ kurmak çocuk oyuncaðýdýr. Ýþsizler, bunlarýn birçoðunun gözünde hem tembel, hem de beceriksiz kiþilerdir. Oysa kendileri çalýþkandýrlar, yaratýcýdýrlar, iþ bilirler.

      Onlarýn, iþsizin halinden anlamaða baþladýðýný mý gördünüz? Ya iþten çýkarýlmýþlardýr ya da dükkaný kapatmak zorunda kalmýþlardýr.

     …

Gazete, ekmek filan alayým diye, bizim bakkala uðramýþtým. Daha önce hiç görmediðim iki tuzu kuru derin sohbete dalmýþlar. Keyifleri yerinde. Biri elindeki bol resimli gazeteyi gösteriyor:

      - Çalýþmýyorlar birader. Tembellik iliklerine iþlemiþ. Baksana þu çarþaf çarþaf duyurulara; ücret dolgun, iki aylýk ücret tutarýnda prim.

      Öteki de destekliyor:

      - Çalýþmazlar. On aylýk prim de versen yine çalýþmazlar. Tembellik bu milletin ruhuna iþlemiþ.

      Sazý bir biri alýyor, bir öteki. Bakkal, müþteridir diye, ha hý yapýyor. Ýkisi, arada dönüp bana anlatýyorlar, keyiflene keyiflene. Yorum bekliyorlar.

      …

      Adamlar yerli yersiz çekiþtiriyorlar ama, o an benim için bir umut ýþýðý da yanmýyor deðil. Ayný gazeteden bir tane kapýp eve koþtum.

      Ýnanýlmaz bir iþ duyurusu: Hürkol Elektronik Sanayi’den. Çok sayýda elektronikçi aranýyor. Ücret dolgun. Ayrýca iki aylýk ücret tutarýnda prim olanaðý.

      Tam bana göre. Üç kat üretim yapmak ne ki? Yeter ki iþin olsun sabahlara kadar çalýþ. Bir aylýðýný dilediðin gibi ye, ikincisini ailene gönder, üçüncüsünü biriktir. Bundan iyisi Þam’da kayýsý. Kaldý ki, bir aylýða razý olmayan mý kaldý?

O gece uyku tutmadý. Yatakta döndüm durdum. Sabah erkenden Hürkol firmasýnýn atölyesindeydim. Burasý üç katlý bir binanýn üçüncü katýnýn tamamýna yayýlmýþ, kocaman bir atölye. Ben diyeyim yetmiþ kiþi, siz deyin yüz yetmiþ kiþi, arý gibi çalýþýyor. Disiplinli. Gereksiz týk yok. Beþ ayrý mamül üretiliyor. Günde yalnýzca her birinden bir tane üretirseniz bir aylýk olaðan, dolgun aylýðýnýzý alacaksýnýz. Ýki tane üretirseniz ikinci bir aylýk, üç tane üretebilirseniz üçüncü bir aylýk almaya hak kazanacaksýnýz.

      Artýk bunlar iþçinin yeteneðine baðlý. Üretimin de birinci kalite olmasý,

beðenilmesi gerek. Bu da önemli ve doðal olarak ustalýk iþi.


Önce deneme üretimi; beðenilmesi durumunda ikinci, üçüncü aylýklar için çalýþmalara devam. Öyle görünüyor ki, firma iyi para kazanmak için her olanaðý tanýmýþ. Serbest ekonominin nimetleri dedikleri böyle þeyler olmalý.

Göründüðü kadarýyla burada çalýþmak bir zevk. Ýnsan yaptýðý iþten olsa olsa keyif alýr. Yaptýðýn her iþ kazanç. O yüzden insanlar böyle nefes bile almadan çalýþýyorlar. Ýþi iyi bilmeyenin, usta olmayanýn çalýþmasý olanaksýz. Görevli de zaten bu iþlerden iyi anlayýp anlamadýðýmý defalarca sormadan iþin baþýna geçirtmedi.

      Günün geç saatlerinde iþ teslim etmeler baþladý. Burada daha acemiyim, ertesi günün ilk saatlerinde üç takým iþi ancak bitirebildim. Geç oldu ama çok kýsa sürede, hýz kazanýp akþamüstü teslim edip evime gidebileceðimden hiç kuþkum yok.

      Sýra bana geldi. Bakýldý, edildi; çalýþmam çok beðenildi. Birinci kata yönetim bölümüne gönderildim. Ýndim. Yönetici az konuþtu:

      - Çalýþman beðenilmiþ. Þu kâðýda adýný soyadýný, adresini, varsa telefonunu yaz. Biz seni ararýz.

      Yazdým. Telefonum yok; bakkal Ali Ýhsan abinin telefonunu yazýp söylediði yere býraktým.
     …

      Binadan çýkýp evin yolunu tuttum. Meðer on sekiz saat çalýþma beni hiç yormamýþ. Sabahýn üçünde sanayiden mahalleye nasýl geldiðimi anlamadým bile.

      Sabah soluðu Ali Ýhsan abinin dükkânýnda aldým:

      - Abi, bir iþ için arayacaklar, senin telefonu verdim, aman ha!

      Ali Ýhsan abi kibar adam. Bilinen efendiliðiyle baþýný sallayýp, olur iþareti yaptý.

      Artýk bende iþsizliðin verdiði sýkýntýdan, gerilimden eser yok. Taþ çatlasa iki gün içinde, hadi bilemedin üç gün, iþimin baþýndayým. Bu durumda çalýþtýðý yerden izne ayrýlmýþ da keyifli günler geçiren birinden hiç farkým yok. O gün iznin ilk günü ama “Daha aramazlar; tek düþünceleri ben miyim?” dememek gerek. Olur ya, ilk günden “Yahu dün çok yetenekli bir genç geldiydi. Hemen çaðýralým da üretimimiz artsýn” deyiverirler.

      O umutla öðleden sonra, bir alýþveriþ uydurup Ali Ýhsan abinin karþýsýna dikildim:

      - Arayan var mý abi?

- Yok Mehmetçim henüz arayan soran olmadý.

      Doðal. Dedim ya, daha ilk gün. Tezcanlýlýða ne gerek var. Kýrk yýlda bir izinli adam sýfatý kazanýr gibi olmuþsun; tadýný çýkar sen de. Neyse, o ilk gün öyle geçti. Ama sabahlar olmak bilmiyor. Umudum gitgide artýyor. Kalktým, saat yedi. O saatte de rahatsýz edilmez. Biraz daha oyalandým, olmuyor. Yine bir bahane uydurdum gittim. Bu kez soruyu da biraz kýsa tuttum:

      - Var mý abi?

O da kýsaltmaya uydu:

      - Arayan soran yok.

      Hay Allah, ikinci gün de kimse aramamýþ. Ama doðaldýr. Tek iþleri beni iþe almak deðil ki.

Üçüncü güne geldik. Bu arada sorular ve yanýtlar gitgide kýsalýyor.

      - Arayan?

      - Yok.

      Dördüncü gün, sözcük tasarrufundaki baþarýnýn boyutlarý iyice arttý.

- Hý?

Yanýt da ayný biçimde tasarruflu.

      - Cýk.

      Beþinci gün ben yüzüne bakmakla, o da kaþýný kaldýrmakla, birbirimize her þeyi açýk açýk anlattýk.

      Altýncý gün umutlarýn tükendiði gündü. Yalnýzca bakýþtýk.

     …

      Aradan bir altý gün daha geçti; ne arayan var ne soran. Ama gazetelerde çarþaf çarþaf duyurularýn sürmesi, üstüne üstlük dolgun ücretin yanýnda primin iki aylýktan üç aylýða kadar çýkarýlabileceðinin yazmasý dayanýlmaz bir þeydi.

      Ama, iþe girmek zor. Düþün düþün, aklýma belediye meclisi üyesi, kurt politikacý Fehmi abi geldi. Fehmi abi yýllardýr tanýdýðým, ricamý kýrmayacak biri. Nitekim öyle de oldu. Kartýnýn arkasýna “Arkadaþ bizden. Kefili benim” diye yazdý. Doðru Hürkol Elektronik Sanayi atölyesine.

      Karþýmda yine ayný görevli. Beni ilk defa görüyormuþ gibi her þeyi baþtan aldý. Uzattýðým karta baktý:

      - Fehmi bey sevdiðimiz saydýðýmýz bir aðabeyimizdir. Emri olur. Peki sen bu iþlerden anlar mýsýn?

      Daha önce de denemeden geçip, sabahýn üçüne kadar üç takým iþ bitirdiðimi söylemedim. Gerek de yoktu. Hem o beni anýmsayamamýþtý. Aklýnda bir iz býrakmamýþtým ki, anýmsatmam zararlý da olabilirdi.

      Ona da hak vermek gerek. Onca çalýþaný yönetmek kolay mý? Gelen gidenle ilgilen, ürün kalitesini denetle, ödeme konusunda idari bölüme bilgi ver; bütün bunlarýn üstesinden gelmek kolay iþ deðil. Neyse, Fehmi abinin kartý sayesinde çok zaman kaybetmeden deneme üretimine baþladým. Ertesi gün sabaha karþý dörde doðru dört takým iþi tamamlamýþtým. Bu bir aylýk dolgun ücret, üç dolgun ücret tutarýnda da prim demekti.

      Ýþleri teslim alan sabaha karþý görevlisinin yüzü gülüyordu. Ýkimiz de mutluyduk. Aþaðýdaki yöneticiler uyumuþ olmalý. Bir kâðýt uzattý:

- Adýný soyadýný, telefonunu yaz. Biz seni ararýz.
     
     …

      Ýþten eve dönünceye kadar saat altýya yaklaþmýþtý. Ali Ýhsan abinin dükkânýnýn önünde biraz bekledim; yediye doðru geldi. Beni görünce þaþýrdý:

      - Abi, beni arayan olursa.

      Ama bu kez nedense, üstünde bir bilmiþlik bir bilmiþlik. Bu telefondan beni arayan soran olmazmýþ da, boþuna bekliyormuþum da.

      “Görürsün sen” dedim içimden. Þu meret bir zýrlasýn da “Memeeett, Memeeett” diye. O zaman ne diyeceksin bakalým.

     …

      Neylersiniz, insanýn her istediði anýnda olmuyor. Birinci soru yanýt iliþkisinin benzerini yeniden yaþayýnca, bu seferlik o haklý çýktý.

      Ama umut tükenir mi? Hürkol firmasý da gazetelere duyuru vermeyi sürdürüyor. Hem de bu kez dolgun ücretin yanýnda, prim sayýsý dört aylýða kadar çýkarýlmýþ. Sen süratine, yeteneðine güven.

      Ýþ o denli cazip ki, herkes peþinde; koskoca belediye meclisi üyesinin kartviziti bile iþe yaramadý. Ýþ de kaçýrýlacak türden deðil. Parasý feda edilecek gibi hiç deðil. Ne yapmalý? Bir arkadaþýmýn yakýn arkadaþýnýn belediye baþkaný ile tanýþýklýðý olduðunu duymuþtum. Bir týrýs onun yanýna.

      Yalvar yakar, belediye baþkanýna telefon ettirmeyi, ardýndan baþkanýn makamýna çýkýp; ona da, kartvizitinin arkasýna “Hamilikart yakýnýmdýr” yazdýrýp almayý baþardým.

      Yine atölyedeyim. Yetkili, baþkandan torpilli gelince, neredeyse yerlere kadar eðildi:

      - Ne demek kardeþim. Baþkan beyin selamýný getireceksin de …

      Yalnýz bu adamýn üçüncü gidiþimde de bu iþlerden anlayýp anlamadýðýmý sormasý biraz kafamý karýþtýrmadý deðil.
     
      Atölyenin içi her zamanki gibi hýncahýnç iþçi dolu. Yine arý gibi çalýþýyorlar. Ben de iþe koyuldum. Sabahýn ilk ýþýklarý ile birlikte beþ takým iþi bitirmiþtim. Demek ki, bir aylýðýn yanýnda dört aylýk da prim kazanýlabiliyormuþ.


      Bu kez zaten sabah olmuþtu. Doðru bakkala:

      - Ali Ýhsan abi, bu kez durum farklý. Arayan olursa aman ha!

O ayný havalarda. Aðzýný açtý, en dipteki azý diþini gösterdi:

      - Seni arayan olursa, hiç bir zahmetten gaçmeycem, aha bunu gýricem.

      Ýçimden “Sen öyle san. Baþkan torpili bu. Nasýl aramazlarmýþ!” dedim, yürüdüm. Ben bu iþe girmeye, onlar da çarþaf çarþaf duyurularla, prim artýþlarýyla gecelerimi gündüzlerime katmayý sürdürdükçe, nasýl aramazlarmýþ!



      Yine günler birbirini kovalamaya baþladý. Ýþ kaçýrýlacak gibi deðil. Tek eksiðim ise, aramamalarý.

      Sonunda, bakana kadar çýkmaya karar verdim. Önce iktidar partisinden bir delege, sýrasýyla ilçe baþkaný, il baþkaný derken bir de bakmýþsýnýz bakana ulaþmýþým. Haydi, bakaný da dinlemesinler bakalým. Görürsünüz siz; el mi yaman bey mi yaman?
     …

      Sabah parti delegesi aramaya çýkmýþken, bir gazete alýp göz atayým, dedim.

Bakkala girdim ki; o, haftalar önce “Bu millet çalýþmaz kardeþim. Bak gazetedeki duyuruya. Aylýk dolgun, kaç katý prim olanaðý. Ama çalýþmazlar” diyen adamlardan daha çeneli olaný. Yine yorum yapýyor. Bu kez baþka þeyler anlatýyor, elindeki gazeteyi gösterip:

      - Bu milletin gözü aç, bu millet aþýrý tamahkâr kardeþim. Çok para göster, bedava çalýþtýr.

      Elindeki gazeteye göz ucuyla baktým. Kocaman harflerle:

“Ucuz Emek Dönemi de Bitti.”

      Bak bu iyi. Demek artýk ucuza çalýþýlmayacak, derken, altýnda biraz küçük harflerle ikinci baþlýk:

      “Bedava Emek Dönemi Baþladý!”

      Haberin devamý daha da ilginç:

“Ýþçi için bir kuruþ aylýk, sigorta primi, vergi ödemeden üretimde rekor üstüne rekor.”

      Haberi okudukça ateþler basýyor:

      “Hürkol þirketi yüksek gelirle çalýþtýracaðý iþçilere yaptýrdýðý deneme üretimleriyle kazanç rekorlarýný alt üst etti.”
          …

      Ali Ýhsan abi olayýn farkýnda deðil. Kibarlýðý da tuttu:

      - Mehmetçim, arayan olursa söylerim.

      Baþýmý kaldýrýp “hayýr” iþareti yaptým. O da baþýný yana yatýrýp “Peki o zaman” iþaretiyle karþýlýk verdi.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.