Çarþýdan eve ulaþýncaya kadar geçen zamanda kafasýnda olgunlaþtýrarak uygulama aþamasýna getirdiði proje ile ilgili konuþmayý þöyle baðladý: “ Altýný bi defa daha çiziyem; Abdülrezzak holdingin temeli bu aðþam atýldý; bu temelin hayýrlara vesile olmasýyçün duva edin, o kader!...”
Abdül Rezzak’ ýn konuþmasýnýn ardýndan sessizlik oldu, bir süre… Sessizliði Abdülrezzak bozdu gene: “ böðün ne gazandýðýz getirin bakeyim.” diye sordu. Güldane, koynundan içinde para olan zarfý çýkarýp uzatýrken, Hatçe ile Ýrem’ e seslenerek sofranýn hazýrlanmasýný söyledi. Ümmühan’ ýn getirdiklerinden alelacele hazýrlanan sucuklu yumurta, yoðurt, hazýr çorba, domates salatalýk ve bolca ekmeðin bulunduðu yer sofrasýnýn baþýna dizilerek bir halka oluþturdular!... Bu aile bireylerinin pek alýþýk olmadýðý bir durumdu… Bundan herkes hoþnut oldu. Abdülrezzak, gün içinde yaþadýðý gerilimli saatlerin etkisini üstünden attý.
Güldane, konuþmak için ortamýn uygun olup olmadýðýný kontrol etmek için, laf olsun diye, “ Haçca!... Ýrem!... Hadiyin gýzlar, babaðýza okkalý bir de çay demleyin bakeyim. ” dedi. Abdülrezzak, “ He vallah!... Çok eyi olur!...” diye destekledi. Güldane, ortaya sofra serildiði için somyanýn kenarýna sýkýþtýrýlmýþ yýpranmýþ sehpayý Abdülrezzak’ ýn önüne koyarken, “ Böðün haber salmýþlar, gel hafta esastan geleceklermiþ Haçca’ ya. Saða telifon etmeyçün aradým ikidir, açmadýn telifonu!.. ” dedi. Buymuþ!... Abdülrezzak, ayaða kalktý hýþýmla!... “ Ülen ben size ne deyim, siz ne ediysiðiz!...” diye baðýrarak önüne yanaþtýrýlan sehpayý kaptýðý gibi, Güldane’ nin ensesine indirmek için havaya kaldýrmýþtý ki, sehpa tavandan sarkan ampule çarptý!.. Ortalýðý koyu bir karanlýk kapladý!
Bu koyu karanlýkta sehpanýn kime indiði anlaþýlamadý ama, boþa gitmediði çýkan seslerden belli oluyordu. Hane halkýnýn tüm bireyleri kendilerini yaman bir kavganýn içinde buldular!... Kimin kime vurduðu belli deðil!... Bu sýrada içlerinden birisi cep telefonu ekranýnýn ýþýðýný kullanarak ne olup bittiðini görmeyi denedi!... Bir baþkasý çakmak çaktý!... Ortalýðýn bir anda seçilir olmasýyla yeni bir hedef belirlenerek atak geliþtirildi!.. Gürültü, patýrtý beþ dakika kadar sürdü!... Dökülüp kýrýlan, devrilen neler oldu kim bilir? Sabah olmadan hasar tespiti yapmanýn olanaðý yok elbet! Hýrýltýlar, iniltiler duyuldu ara ara… Üstelik her kafadan bir ses de çýkmýyordu!... Kavganýn baþýnda Abdülrezzak, bir iki kere baðýrdý maðýrdýysa da, onun da sesi çýkmaz oldu. Bir çakmak daha çakýldý, öncekine göre aydýnlanma biraz daha uzun sürdü… Ýçlerinden birisi telefonu açýnca, telefon ekranýndan yayýlan ýþýk da çakmak aydýnlatmasý denli olmasa da iþe yaradý gene…
Kavganýn baþlamasýndan beri en anlaþýlýr ifade Güldane’ nin aðzýndan döküldü: “ Zýbar!... Zýbarasýca!... Haçca’ ya ’ a düðürcü gelecek diyik, elde yok avuçta yok!... Bunun çeyizi var, çemeni var!... Haçca’yý iki bicik bir .mcýk gelin idek de baþýna kakýnç mý ossun bir ömür? Sandýksýz sepetsiz gelin olma eveli zamandý!... Ha deyincek ardýndan üçü, dördü birden gelii!... Sen bunlarý düþüneceðine, bir de üste çýkarak saçýný býyðýný boya ‘Adamým, diye insanlarýn arsýna karýþ, he mi ? Yetmedi!... Bir de dövmeye kalk!... Çoluk çocuðu kýr geçir!... Bu da yetmedi çocuklarý sokaða sal, boktan boyadan iþlere bulaþtýr!... Bu saða az bile oldu!... Gusura galma ”

……/…… Devam edecek
…………………………