..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Savaþ ve Afetler > Ömer Faruk Hüsmüllü




3 Mayýs 2010
Ýtiraf: Dedem Çeteciydi  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Birkaç günlük talimden sonra yola çýkacaktýk.Kýsa boylu ve yaþým küçük olduðundan omzuma astýðým tüfek neredeyse yere deðiyordu.Gerçi boyum þimdi de kýsa,ama o zaman daha da kýsaydý.Þimdi olsa býrak askere almayý bunlar daha “kýzan” deyip kahveye bile sokmazlardý.Amcaoðlu Hüseyin, benden daha iri ve uzundu.Bir kavga oldu mu o yüzden hemen benim önüme geçer, korumaya çalýþýrdý.


:BJAG:



“Çeteci” olma iddasý ile gözaltýna alýnan birçok insanýn bulunduðu bu günlerde, ”bu da neyin nesi?” demeyin.
Ýnadýna bir kez daha söylüyorum: Evet benim dedem çeteciydi ve ben onunla iftihar ediyorum.

Vatan haini dedeleriyle övünenler varken, benim çeteci dedemle övünmemi umarým çok görmezsiniz!
Ýnat dedim de aklýma yaþanmýþ bir olay geldi:
Tarlalarý birbirine sýnýr olan iki Trakyalý köylümüz, öðlenleyin çalýþmalarýna ara verip sohbet ederken bir tanesi 400-500 metre ilerideki bir aðacýn üzerindeki karaltýyý göstererek:
-Bak þu namussuz keçiye, çýkmýþ aðacýn üzerine, der.
Öteki:
-Yok caným,keçi o kadar tepeye çýkamaz.O olsa olsa büyük bir kuþtur, cevabýný verir.
Ve tartýþma,inatlaþma baþlar..
-Keçidir..
-Kuþtur…
diye devam eder.
Sonunda “kuþ” olduðu iddiasýndaki yerinden kalkar, bir taþ alýr eline ve aðacýn yanýna gidip fýrlatýr.Ýddiaya konu olan þey, taþ atýlýnca uçar gider.
Zafer kazanmýþ kumandan edasýyka tarla komþusunun yanýna döner ve der ki:
-Gördün mü,taþý atýnca nasýl uçtu?
Diðeri istifini bozmadan cevap verir:
-Uçsa da keçidir…

***

Ýsterseniz tekrar “çeteci” dedeme dönelim ve hikayesini rahmetlinin kendisinden dinleyelim:

“O gün tarladan geldiðimde hava iyice kararmýþtý.Anam akþam yemeðini hazýrlamýþ beni bekliyordu.Geceleri dýþarý çýkma alýþkanlýðý olmayan babam evde yoktu.Nereye gittiðini anama sorduðumda “köy odasýna” çaðýrýldýðýný söyledi.
Bir-iki saat sonra babam amcamla beraber geldiklerinde mesele anlaþýldý:Asker toplanýyordu.Bunu bildirmek için aile reislerini çaðýrmýþlardý.
16-17 yaþlarýndayým o zaman.Amca oðlu Hüseyin de benimle akran olduðu için askere alýnacaklar arasýnda o da vardý.Akrabalýðýn, kardeþliðin ötesinde canciðer arkadaþtýk Hüseyin’le.Yengem yani Hüseyin’in anasý aramýzda 9-10 gün bir fark olduðunu benim Hüseyin’den birkaç gün büyük olduðumu söylerdi.
Köyden ayrýlma günü geldi.En saðlam çarýk seçilip bana verildi.En yeni pantolon benim ayaðýma giydirildi.Yedeðe koyacak giysim ise yoktu.Bir çýkýnýn içine hazýrladýðý yiyecek türü þeyleri elime tutuþturan anam yüzüme bakacaðýna ikide bir arkasýný dönüp duruyordu.Belli ki aðladýðýný bana göstermek istemiyordu.
Amcaoðlu Hüseyin’le asker sevk yerine geldiðimizde “Galiçya Cephesi”ne göndereliceðimizi de öðrendik.
Birkaç günlük talimden sonra yola çýkacaktýk.Kýsa boylu ve yaþým küçük olduðundan omzuma astýðým tüfek neredeyse yere deðiyordu.Gerçi boyum þimdi de kýsa,ama o zaman daha da kýsaydý.Þimdi olsa býrak askere almayý bunlar daha “kýzan” deyip kahveye bile sokmazlardý.Amcaoðlu Hüseyin, benden daha iri ve uzundu.Bir kavga oldu mu o yüzden hemen benim önüme geçer, korumaya çalýþýrdý.
Cepheye varmaya 3-4 gün kalmýþtý.Yürüyerek gidiyoruz.Aklýma ne korku ne de baþka bir þey geliyor.Sadece bir an evvel oraya ulaþmayý istiyorum, savaþayým da düþmaný defedeyim diye deðil.Yürümekten yoruldum.Haftalardýr yollardayýz.
Amcaoðlu Hüseyin bir þeyler anlatýyor.Oldukça da neþeli görünüyor, belki de görünmeye çalýþýyor.Yorulduðunu yüzünden anlýyorum ama sorduðumda “Ne yorulmasý, amcaoðlu!” cevabýný alýyorum.Bir ara Hüseyin sustu, baktým ellerini karnýna koymuþ kývranýyor.Kafileden ayrýlýp kenara çekildik.Sýhhýye geldi baktý ama bir þey anlamadý.Sýhhýye dediklerimiz de bizim gibi çocuk sayýlýr.
Mola yerine kadar koluna girip Hüseyin’i yürüttüm.Acýsý giderek arttý.Sabaha kadar inledi.Yola çýkma vakti geldiðinde devam edemiyeceðini onu býrakýp gitmemi söyledi.Kabul etmedim.Sýrtýma alýp bir-iki saat taþýdým.Ayaklarý biraz yere sürtüyordu.
Dinlenmek için indirdiðimde zorlukla nefes aldýðýný gördüm ve tekrar sýhhýyeyi çaðýrdým.Sýhhýye yapacak bir þey olmadýðýný, orada býrakmamýz gerektiðini sert bir ifade ile bana anlattý.Amcaoðlu Hüseyin, konuþulanlarý duydu ,bana çok acý çektiðini, orada biraz dinlenmek istediðini, iyileþince beni gelip bulacaðýný söyledi ve elini cebine sokup ne varsa hepsini bana verdi: Mendil niyetine kullandýðý bir bez parçasý, 2-3 kuruþ para ve kör bir çaký…
Amcaoðlu Hüseyin’in emanetlerini uzun süre sakladým ve korudum ama sonunda kaybettim.Düþürdüm mü, çaldýrdým mý, bilmiyorum.
Son bir kez birbirimize sarýlýp öpüþtük, vedalaþtýk.Bunun son olduðunu o da ben de biliyorduk ama “yakýnda buluþacaðýz” dilekleriyle birbirimizi kandýrýyorduk.

Cepheye yaklaþtýðýmýzý barut, kan ve çürümüþ ceset kokularýndan anladým.Artýk savaþýn içindeydim.Savaþýn ne olduðunu doðrusu bilmiyordum.Komutanlarým ne derse onu yapacaktým.Onlarýn emirlerinden dýþarý çýkmayacaktým.Kendimi ve vatanýmý korumanýn tek yolu bu olmalýydý.
Beni doðrudan cepheye sürmediler.Ufak tefek oluþum nedeniyle “muhabere” sýnýfýna aldýlar.Yapacaðým iþler konusunda bir hafta eðitim verdiler.Sonunda da içinde kablo ve telefon santralý olan kocaman sandýðý bana teslim ettiler; daha doðrusu zimmetlediler.Komutan:
“-Bu sandýða bir þey olursa,kesinlikle kurþuna dizilirsin.Sen ölebilirsin ama sandýða hiçbir zarar gelmemeli!” diyerek son uyarýsýný yaptý.O zaman anladým ki o sandýk benim hayatýmdan daha kýymetliydi.Zaten cephede askerin hayatýndan kýymetli olmayan ne vardý ki…
Cephede bir de þunu öðrendim: En korkulacak þey ne toptur, ne tüfektir, ne süngüdür hatta ne de düþmandýr.En korkulacak þey: Açlýktýr.Çok aç kaldýk.Bazý günlerdeki istihkakýmýz sadece yarým tayýndý.Tam tayýn verildiði gün bayram ederdik.
Bak oðul, bugün bazý þeyleri yerken mýrýn kýrýn ediyorsunuz.Halinize þükredin.Allah insaný açlýkla terbiye etmesin! Aðzýmdaki diþler daha genç yaþtayken döküldü.Sebebi atlarýn boklarý içinden ayýrdýðýmýz arpalarý yemek..Arpalarý bir teneke parçasý üzerinde kavurup yerdik açlýðýmýzý gidermek için.Bize yiyecek bulamayan devlet atlara bulurdu.Daha doðrusu bulmak zorundaydý.Çünkü at olmadan cephede birçok iþi yapmanýn mümkünatý yoktur.
Açlýk çok zor çoook.Daðlarda yenilebilir ot býrakmadýk.Yakalayýp da yemeyeceðimiz hayvan yoktu.Hatta bir gün bir askerin bir köpek enceði yakaladýðýný, karnýný onunla doyuracaðý için sevinçli olduðunu; bir arkadaþýnýn ona da pay vermesini istediðini, menfi cevap alýnca köpek enceðini yakalayaný öldürdüðünü gözlerimle gördüm.Bu olayý kimseciklere anlatmadým, çünkü anlatýrsam baþýma kötü þeyler geleceðini açlýk yüzünden katil olan o askerin bakýþlarýndan anlamýþtým.

Birgün þiddetli bir savaþ baþladý.Komutanlar kopan hatlarý onarmamý istediler.Siperlere kadar gitmem gerekiyordu bu iþ için.Sandýðýmý sýrtýma vurup gittim.Gerekli baðlantýlarý ve kontrollarý yaptým.Karargah ile cephe baðlantýsý kurulmuþtu.Geri dönecektim, dönemedim.Düþman arkadan dolanmýþ ve cepheyi cehenneme çevirmiþti.Kaybýmýz çok fazlaydý.Aðýrlýklarý býrakýp geri çekilme emri verildi; ama bu geri çekilmeden ziyade bir bozguna dönüþtü.Asker panikleyip kaçmaya baþladý.Tabii ben de.
Askerin çoðu kaçýp canýný kurtarmak için silahýný bile atmýþtý.Ben ise sýrtýmdaki kilolarca aðýrlýkla kaçmaya çalýþýyordum.Herkes benden çok uzaklara gitmiþti.Düþman da kaçtýðýmýzý gördüðünden daha bir iþtahla saldýrýyordu.Biraz ilerdeki alçak bir tepeye týrmandýðýmda nefes nefeseydim.Beni görmüþ olan bir düþman askeri de peþimdeydi.Tepenin biraz altýnda iki-üç insan büyüklüðünde bir kaya gördüm.Onun arkasýna saklandým ama beni takip eden asker geldi ve buldu.Silahýný bana doðrultmuþtu.Aramýzdaki mesafe bir-iki metre vardý.Sonumun geldiðini anladýðýmdan kelimeyi þehadet getirmeye baþladým.Asker bir þeyler söylüyordu, ne dediðni anlayamazdým,ancak öfkeli olduðu belliydi.
Nasýl yaptýðýmý hala bilmiyorum, o gücü nasýl bulduðumu da bilmiyorum.Birden o kilolarca aðýrlýktaki kocaman sandýðý kaldýrdým ve gavurun kafasýna patlattým.Asker kesilmiþ aðaç gibi yere yýkýldý.Gebermiþti.
Hava kararýncaya kadar orada bekledim.Yýllar gibi geldi o bekleyiþ.Hava kararýnca sandýðýmý sýrtýma alýp yola koyuldum.Etrafta ne düþman ne de bizim asker vardý.Zifiri karanlýkta rastgele yürüdüm.Sabah olduðunda yürüyüþe devam ettim.Birkaç tane kaçan askere rastladým.Buranýn neresi olduðunu, karargaha nasýl gidebileceðimi sordum.Bilmediklerini, aklým varsa kaçmamý söylediler.Sandýðý taþýmada yardým istedim, ”sandýðý mandýðý býrak, canýný kurtar!” diyerek yanýmdan uzaklaþtýlar.Öðlene doðru iyice susadým ve acýktým.Bir derecikten suyumu içtim.Ne olduðunu bilmediðim dere kenarýndaki otlarla karnýmý doyurdum.Ne yapacaðýmý, nereye gideceðimi bilmiyordum.
Hava kararmaya baþladýðýnda biraz ilerimde çadýrlar gördüm.Ýyice yaklaþtým.Bizim askeri birliklere benzettim.Sýrtýmdaki sandýkla nöbetçiye yaklaþtým, ani bir hareketle tüfeðini bana doðrulttu.Ateþ edeceðini zannettim, ama yanýlmýþým.Derdimi nöbetçiye biraz zor anlattým.Sonunda beni birlik komutanýnýn karþýsýna çýkardýlar.
Saatlerce süren sorgulamadan sonra karnýmý doyurup yeni bir elbise verdiler.Telefon sandýðýný koruduðum için komutan “aferin” çekip alnýmdan öptü ve sandýðý teslim aldýlar.Doðrusu bu teslim alma iþine çok sevinmiþtim.

Ateþkes ilan edilinceye kadar o birlikte kaldým.
Oradan ayrýlýp haftalarca süren bir yürüyüþten sonra köye döndüm.Dönüþüm herkesi sevince boðdu.Yaþadýklarýmý günlerce anlattým.Amcam Hüseyin’in baþýna gelenleri sukunetle dinledi.Ölünceye kadar da hep bir gün dönecek umuduyla bekledi.Her gün, askere giderken köyden ayrýldýðýmýz saatte bahçe kapýsýnýn önüne çýkýp dakikalarca nahiyeden gelen yolu gözledi.Fakat amcaoðlu Hüseyin’i bir daha görmek bizlere kýsmet olmadý.

Savaþ bitti, baþka bir dert baþladý.Duyardýk, Bulgar çeteciler civar köylere baskýn yapýp insanlarýn malýna, canýna ve ýrzýna zarar verirlermiþ.Önceleri devletin bunlarla baþedip yok edeceðini düþündük.Devletin gücünün bu üç paralýk eþkiyaya yetmediðini anlayýnca birkaç köyün gençleri biraraya gelip, dokuz kiþilik bir Türk çetesi oluþturduk.Biz de onlarýn köylerine baskýnlar verdik.Zaman zaman Bulgar çetelerle göðüs göðüse savaþ da yaptýk.
Çetecilik zor iþ.Bütün ömrün daðlarda, ormanlarda geçiyor.Ganimet elde edersen iyi de, bu iþin tehlikesi de çok fazla.Çeteciliðin kurallarý karþý taraf için de kendi tarafý için de oldukça acýmasýz.Ýhanetin asla affý yok bu iþte.Düþmana istihbarat vereceðine canýný ver daha iyi.Gizlilik en önemli kural.Rakip çetelere merhamet kendi çetenin felaketi demektir.
Çete mensubu her zaman saðlýklý ve güçlü olmak zorundadýr.Hastalanmak yok; yaralanmak hiç yok!Hele hele yaralanýp da kaçamayacak bir durumda isen düþman tarafýndan deðil kendi arkadaþlarýn tarafýndan öldürülmen söz konusu.Çünkü yaralý olarak düþmanýn eline düþersen iþkence yaparak çetenle ilgili bütün sýrlarý öðrenebilirler ve bu da çetenin sonu demektir.Sýrlarý anlattýn diye senin canýný baðýþlayacaklarýný zannetme; gerekeni öðrendikten sonra hemen öldürürler.
Bu gerçekleri hepimiz bilirdik.O yüzden aðýr bir þekilde yaralanan bir arkadaþýmýz onu öldürmede tereddüt ettiðimizi görünce “Ne duruyorsunuz?Beni öldürün ve kaçýn.Yoksa gavurun elinde acý çekerek ölmemi mi istiyorsunuz? demiþti.

Bir efsane dolaþýyordu etrafta: Doðu Cephesi Kumandaný Karabekir Paþa.
Büyük bir kahramanmýþ, askeriyle beraber düþmana karþý göðüs göðüse savaþýrmýþ, askeri onu öz babasýndan ayýrmazmýþ.
Boþ zamanlarýmýzda Karabekir Paþa ile ilgili duyduklarýmýzý birbirimize anlatýyor, kendi anlattýklarýmýz karþýsýnda bile tüylerimiz diken iken oluyordu.Karabekir Paþa hikayeleri bizim moral kaynaðýmýzdý, yaþama amacýmýzdý adeta.Ve kararýmýzý vermiþtik: Çete olarak Doðu Cephesine gidecektik.
Aylar sürdü gitmemiz.Yolda iki arkadaþýmýzý kaybettik.Sað kalanlar Karabekir Paþa’nýn askeri olma þerefine eriþtiler.
Anlatýlanlarýn az bile olduðunu yaþayýnca gördük ve anladýk.Bu paþa gerçekten büyük bir kumandandý.Korku nedir bilmiyordu.Ne zaman nereden çýkacaðý hiç belli olmuyordu.Yemek yerken, siperde beklerken, düþman ateþine karþýlýk verirken yerden biter gibi yanýbaþýnda beliriveriyordu Paþa.Defalarca onu görmek bana ve arkadaþlarýma kýsmet oldu.
Doðu’da Ermenilerin zalimliðini anlatacak kelime bulamam.Çok acýmasýzdýlar.Ellerine düþtün mü vay haline!Sadece askere deðil kýza, kýzana, yaþlýya da ayný zalimliði gösteriyorlardý.Biraz da tabansýzdý bu hergeleler.Esir ettiðinde köpekleþiyorlardý.O zaman da biz acýmýyorduk onlara.Dere çataklarýnda kurþuna dizdiðimiz Ermeni askeri çok oldu.
Bir gün Ermenilerin kuþattýklarý bir köyde katliama baþladýklarý haberleri askerler arasýnda dolaþmaya baþladý.Birlik komutaný emir verdi: Köy kurtarýlacaktý.Ýnþallah geç kalmayýz diyerek harekete geçtik.Ýlk atakta 70-80 kiþilik bir grup düþmaný da esir aldýk.Köyden Ermenileri püskürttük ama korktuðumuz baþýmýza gelmiþti.Çünkü býrakýn insaný köyde canlý hayvan bile býrakmamýþlardý.Yanmýþ insan kokusu bütün köyü kaplamýþtý.Parça parça edilmiþ ufacýk kýzan cesetleriyle doluydu köy sokaklarý.Asker bu manzara karþýsýnda çaresizdi.Eri de komutaný da gözyaþlarýna boðulmuþlardý.Koca koca kumandanlar hüngür hüngür aðlýyorlardý.Arkadaþlarý þehit düþtüðünde bazen gözlerinden tek damla bile yaþ akýtmayan bu insanlar aðlýyorlardý.Baþka ne yapabilirlerdi ki…
Gece dinlenmeye çekildiðimizde esir aldýðýmýz 70-80 Ermeni askerinin etrafýný kuþatmýþ bekleþiyorduk.Hepimiz kin doluyduk onlara karþý.Tir tir titriyorlardý, belki de baþlarýna gelecekleri sezmiþlerdi.Onlara ne yapýlacaðýna komutanlar karar verecekti.Ama bir karar çýkmamýþtý henüz.Bir asker: ”Yok mu bu namussuzlardan intikamýmýzý alacak!” diye baðýrdý.Bu çaðrýyý beklermiþ gibi iki metreye yakýn boyu olan “Kürt Memet” elinde bir pala ile daldý bu esirlerin arasýna.Vurdu, vurdu…25-30 kiþiyi öldürdü en azýndan.Sonra birkaç kiþi elinden palayý alýp komutanlarýn yanýna götürdü Kürt Memedi.Ona ne olduðunu bilmiyorum.Çünkü bir daha onu görmedim ve hakkýnda herhangi bir þey de duymadým.Doðrusu yiðit çocuktu.Zaten Kürtlerin hepsi çok iyi savaþçýydýlar.Cesurdular.Ermenileri de hiç sevmezlerdi.” [


****

Çeteci dedemin anlattýklarýndan aklýmda kalan bunlar.Kazým Karabekir Paþa konusunda tam bir fanatikti.Ona göre en büyük komutan Karabekir Paþa’dýr.Atatürk’ten bile üstün görürdü onu.Hatta Paþaya haksýzlýk ettiði konusunda da bazen Atatürk’e kýzardý; ama fazla ileriye de gitmezdi.
Onun bu inadýný ve görüþlerini saygý ile karþýlamalý.Çünkü dedeme göre de:
-Uçsa da keçidir!

Dedemin anlattýklarýndan “çeteci” lerin aðýr yaralý arkadaþlarýný kendi elleriyle öldürmelerini çocukluðumdan beri hiç kabullenemedim.Bu bir haksýzlýk gibi geldi bana.
Bir de “dedemin istiklal madalyasý neden yok?” sorusunun cevabýný bulamadým.
Dedeme sorduðumda: ”Madalyadan ne olacak?Hem onu hak edecek ne yaptýk ki?” dedi.
Devletten ne madalya ne de maaþ isteðinde bulundu.
Ve.. ve…Yoksulluk içinde yaþamý noktalandý.
Mekaný cennet olur inþallah….

Günler önce “çeteci” suçlamasýyla yakalananlar iki kiþiyi görünce dedemin bu anlattýklarý aklýma geldi ve acý acý güldüm:
Lütfen sayýn Selçuk ve sayýn Perinçek ile alay ettiðimi, onlara karþý saygýsýzlýkta bulunduðumu sanmayýn.Öyle bir amacým asla olamaz.
Baktým, çeteci olmakla suçlanan bu adamlardan birisi 80 yaþýn üzerinde bir ihtiyar diðeri ise aksayarak yürümeye çalýþan bir insan.
Eminim ki birçok kiþi “Bunlarýn her tarafý çete olsa ne yazar?” diye düþünmüþtür.
Velhasýlý kelam, tirajikomik bir durum: Güler misin aðlar mýsýn?


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Ýbret
Gönderen: Mustafa Þakarcan / , Türkiye
5 Mayýs 2010
Ýbretle okudum. Teþekkürler, saygýlarýmla...

:: kötek
Gönderen: Levent Ölçer / , Türkiye
5 Mayýs 2010
Ne gülerim, ne de aðlarým. Ben unutmam. Yok yere içeri atýlanlarýn hesabý sorulacak. Eþkiya dünyaya hükümdar olmaz.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn savaþ ve afetler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atatürk’ün Ordu - Savaþ ve Barýþ Hakkýndaki Sözleri
Kýzýlderili Soykýrýmý / American Natives Genocide
Ermenininki Can da Azerininki Patlýcan mý?
Kapitalizmin Tanrýsý Kurban Ýstiyor

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýnsanoðlu Dur ve Dinle!
Türk Devletleri Ne Zaman Kuruldu ve Ne Zaman Yýkýldý?
Kitapsýz Bir Din Doðdu,haberiniz Var mý?
Bayraðýn Türklerde Önemi
Kitaplarý Yakýn, Kütüphaneleri Yýkýn!
Facebook’a Bir Önerim Var
Maðaranýn Kamburu Romanýndan Seçmeler…
Eleþtirinin Eleþtirisi - 3
Ýktidara Gelebilmek Ýçin Tüyolar!
Ekonomi Uçuyor

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.