..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþama karþý sýmsýcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Doða ve Uzay > kemal düz




18 Mayýs 2010
Yarýkkaya Efsanesi  
kemal düz
iskenderun, ülkemizin günlük yaþamýný, önemli ölçüde doðal olaylara ve iklime göre belirleyen ender yörelerinden biridir. her mevsiminin dikkat çekici en az bir özelliði vardýr. yazýn bunaltýcý sýcaðý, kýþýn ýlýman havasý, bahar aylarýnýn güzel havasý, yolu iskenderun’a düþenin ilk izlenimlerinden birini oluþturur...


:DACI:



YARIKKAYA EFSANESÝ
Ýskenderun, ülkemizin günlük yaþamýný, önemli ölçüde doðal olaylara ve iklime göre belirleyen ender yörelerinden biridir. Her mevsiminin dikkat çekici en az bir özelliði vardýr. Yazýn bunaltýcý sýcaðý, kýþýn ýlýman havasý, bahar aylarýnýn güzel havasý, yolu Ýskenderun’a düþenin ilk izlenimlerinden birini oluþturur. Ýskenderun’un oldukça çok bilinen, yerel , gizemli bir fýrtýnasý vardýr. Adý: ‘Yarýkkaya Fýrtýnasý’dýr. Burada, bir parentez açmak ve Bilge Umar’ýn “Türkiye’deki Tarihsel Adlar” kitabýnýn sayfalarýnda bir gezinti yapmak istiyorum. Umar, Amanos, adýnýn ‘Amana”’ olduðunu Hellen aðzýnda ise Amanos olarak geçtiðini yazýyor ve ekliyor: Bu adýn, hem Amana, hemde Ammana biçiminde, Hitit belgelerinde anýldýðýný , Amana , ama(wa)na (Ana Tanrýça-ülkesi) parçalarýndan türetildiðini belirtiyor. Yarýkkaya Fýrtýnasý; karadan denize, Amanoslar’dan körfeze doðru esen þiddetli bir kasýrgadýr. Yarýkkaya; Ýskenderun körfezinin doðusunda , Amanos daðýnda, Ýskenderun’un en önemli doðal bir simgesidir. Ýskenderun’da yaþayan, Nusayriler, buraya, “Þakkit Ali”( Zülfikar’ýn düþüp yardýðý yer) demektedirler. Coðrafya olarak; Ýskenderun, Yarýkkaya ile körfez arasýnda adeta sýkýþmýþ vaziyettedir. Ýskenderun’da kuvvetli her fýrtýnanýn Yarýkkaya’dan geldiðine inanýlýr. Rüzgarý üflediðinde önüne kattýðý her þeyi uçurup býrakan Yarýkkaya fýrtýnasý; yaþamýn bir parçasý olmuþtur Ýskenderun’da. Türkülerde, þiirlerde, romanlarda, efsanelerde, anýlarda, haberlerde velhasýl her Ýskenderun adý geçince ondan da söz edilir. Adý geçmezse, eksik anlatýlmýþtýr . Fýrtýna, öyle birdenbire esmez, önce selam, sonra uyarý. Saaatte yüz kilometrenin üzerine çýktýðý çok olur. Engel tanýmaz. Fýrtýnanýn kimi olasý etkilerine göz atýlacak olursa; yolda giden týrlarý devrildiði, büyük çam aðaçlarýnýn kökünden yýkýldýðý, elektrik direklerinin düþtüðü, hasar gördüðü ve elektriklerin kesildiði, evlerin çatýlarýnýn uçtuðu, sinyalizasyon direklerinin yýkýldýðý, þoförler direksiyon hakimiyetini kaybettiði ve araç kazalarýnýn olduðu, su borularý patladýðý ve sularýn kesildiði, toz bulutlarýnýn havada dolaþtýðý, ortalýðýn toz duman olduðu, tabelalar reklam panolarý, kiremitler, televizyon antenleri uçtuðu, gemilerin limana sýðýndýðý görülür. Kimse mecbur kalmazsa evinden çýkmadýðý, pencere camlarýnýn kýrýldýðý, kuvvetli lodos nedeniyle soba zehirlenmeleri, otobüs seferlerinin iptali bile söz konusu olur.. Denizdeki gemileri bile tehlikeye sokabilir. Her yýl Ocak – Mart aylarýnda ortaya çýkan ve iki-üç gün devam eden bu heyula Ýskenderun’da hayatý olumsuz etkiler. Bu etkiler her yýl þüphesiz, bazý yýllar hafif, kimi yýllarda büyük hasarlara yol açabilir. Metreroji uyarýlar yapar. Önlemler alýnýr, yinede fýrtýnayla ilgili pek çok olumsuzluklar yaþanýr. Fýrtýna sonrasý bu doðal afetin meydana getirdiði zarar ziyaný tesbiti yapýlýr. Yarýkkaya’nýn hiç mi olumlu yani yok mudur? Vardýr: Yaz aylarýnda havanýn sýcaklýðýný azaltan, serinletici bir etki yapar. Yaz akþamlarý belki en güzel serinliðin ortaya çýkmasýna sebep olur. Yörede yaptýðýmýz araþtýrmada Yarýkkaya ile pek çok söylenceler olduðunu saptadýk. Daha çok Nusayriler arasýnda anlatýlan hikayeler þöyle: Bir savaþta Hz. Ali, Amanos daðýný kýlýcý Zülfikar ile yarmýþtýr. Bu öyle bir yarýlmadýr ki, bütün kainat gürültüden sarsýlmýþtýr. Kayanýn ikiye bölünmesiyle de meydana gelen kesikten, Hz. Ali , kýr atý (düldül) ile geçmiþ ve müminlere yardým etmiþtir. Düldülün ayak izleri o günden bugüne hala aranýrmýþ. Bu hikaye biraz farklý da þu anlatýlmakta:
Savaþ sýrasýnda Hz. Ali’nin karþýsýna Merhap isimli biri çýkmýþ. Annesi, Merhap’a; “Dünyada kiminle savaþýrsan savaþ, mutlaka yenersin. Ancak ismi, Ali olan herhangi biriyle savaþma.” demiþ. Fakat þeytan, Merhap’ýn aklýna girmiþ. “Bir sürü Ali var, hangi birisiyle savaþmayacaksýn; hepsi insan” demiþ. Buna aldanan Merhap,kýlýcýný herkesin her velinin öðündüðü Hz. Ali’ye kaldýrmýþ, ancak eli, kolu öylece havada kalmýþ. Hz. Ali, derhal kýlýcýný elinden atmýþ, onunla savaþmadan vaz geçmiþ O savaþçý er, bu iþe, bu yersiz af ve merhamete þaþýrmýþ. Demiþ ki: “Bana keskin kýlýcýný kaldýrmýþtýn, neden kýlýcý indirdin ve beni býraktýn? Benimle savaþmadan daha ne gördün de, beni avlamadan vaz geçtin? Ne gördün ki bu derecede kýzgýnken kýzgýnlýðýn yatýþtý? Böyle bir þimþek çaktý, sonra sönüverdi, ne gördün? O gördüðün þeyin aksi bana da vurdu. Gönlümde, canýmda bir þule parladý. Yiðitlikte Allah aslanýsýn, mürüvette kimsin, bunu kim bilir?” Hz Ali de demiþ ki: “Ben kýlýcý Allah için vuruyorum. Allah kuluyum, ten memuru deðil. Allah aslanýyým; heva ve heves aslaný deðil. Ýþim, dinime þahittir.”, ”“Hilim kýlýcý, demir kýlýçtan daha keskin, hatta yüzlerce ordudan daha galip, daha üstündür.”[ Nice düþmanlýklar vardýr ki, dostluða çýkar. Nice yýkýlmalar vardýr ki, yapýlmaya döner.”, “Belayý def etmenin çaresi; sitem etmek deðildir.” Bunun üzerine Hz. Ali bu kiþiyi öldürmek istemez. O kiþiye; “Seni öldürmeyeceðim, eðer seni öldürürsem nefsime yenik düþerim, sana kýzdýðým için seni öldürmüþ olurum.” der ve kýlýcýný sinirlenerek daða vurur ve dað ikiye bölünür. Ýnternette, Genç Ýskenderun-Yerel Haber sayfasýnda,( (http://www.genciskenderun.com/habergoster.asp?id=315)bir öykü çýktý karþýmýza. Yarýkkaya efsanesini ve Amanos daðý adýnýn bugünlere nasýl geldiðini anlatmakta:
“Günbatýmýnda Akdeniz’in serin sularýna býrakýlan hüzünlü bir aþkýn öyküsüdür Gülbahar’la Osman’nýn aþký.. Mutlulukla baþlayan ve hüzünlü bir acýyla sona eren Gülbahar ve Osman’ýn Amanoslarda yaþadýðý aþk, Hatay'ýn 1084 yýlýnda Türk hakimiyetine geçtiði dönemde yaþanmýþ bir efsane olarak dünden bugüne anlatýlýr.
1084'lü yýllarda Amanos Daðlarý’nýn etekleri, ormanlýk, yeþillik düz arazilerle kaplýydý. O zamanlar da, bu dað eteklerinde aþiretler yaz için yayla olarak kabul eder ve her sene buralarda konaklardý. Ýþte Amanos Daðlarý’nda yaþayan iki ayrý aþiretten Gülbahar ve Osman’ýn yaþandýðý söylenen efsanesidir.
Bir gün Osman, gurbete çýkýp, gezmek Aþireti için göçmeden yaþayabilecekleri rahat bir yer aramaya çýktý. Gece gündüz demeden yollar, daðlar, tepeler aþtý. Sonunda Gülbahar'ýn yaþadýðý yere geldi. O sýrada Gülbahar bir aðaç altýnda oturmuþ, yün eðiriyordu. Osman onu görür görmez kalbine bir þeyler saplandýðýný hissetti. Gülbahar'da birden baþýný kaldýrýnca O'da Osman'ý görünce deðiþik bir hisse kapýldý. Bu ilk bakýþta aþýk olmuþtu. Yani Yýldýrým aþkýydý. Ýkisinin de yüreðinde derin bir sýzý oldu. Çünkü ikisi de ayrý Aþiretin üyesiydi. Osman'ýn aþiretine
Kimse kýz vermez ve almazdý. Nedenini kendileri bile bilmiyorlardý. Ama iþte yýllardan beri süre gelen bir adetti. Bu koþullara raðmen Osman Gülbahar'ý babasýndan istetti. Ama baba nuh dedi. Peygamber demedi. Bir türlü kýzýný vermedi.
Sonunda bir þartla razý oldu. Amanos Daðý’nýn bir yerinde bir geçit açmasýný istedi. Ama bu olanaksýzdý. Osmancýk böyle bir þartý asla yerine getiremezdi. Aylarca günlerce Amanos Daðý’nýn çevresinde dolaþtý. Sonunda bugünkü Yarýkkaya’nýn olduðu yere geldi. Daðýn tam yamacýnda koca bir taþ vardý. Eðer o taþý yerinden oynatýp yuvarlanmasýný saðlayabilirse, bir geçit açabilirdi. Ama imkansýzdý. Günlerce tek baþýna o kayayý nasýl yerinden oyna-tabileceðini düþündü.O kayanýn çevresinde bulunan toprak çok yumuþaktýr. Kýþýn yaðan yaðmurlarla toprak kaymasý çok sýk olan bir olaydý.
Osman yari Gülbahar için bunlara katlandý. Bir sabah yine taþý yerinden oynatmak için çabalarken, kayanýn bulunduðu çevrede toprak kaymasý baþladý. Bu kaymalar yiðit Osman'ýn felaketi oldu. Osman, kayalarýn altýnda kalarak öldü. Osman'ýn ölüm haberini alan Gülbahar çýlgýna döndü.
Gülbahar Yarýkkaya’nýn en yüksek yerine çýkýp “Aman Osman”, “Aman Osman” diye feryat eden Gülbahar, Osman’ýn acýsýna dayanamayarak kendini yamaçtan aþaðý attý. O günden bu güne bu daðlar Amanos diye anýlýr...
Ýþte Amanos daðlarýnda doðan güneþ, her gün Gülbahar ve Osman’ýn hüzünlü aþkýný alýr ve günbatýmýnda Akdeniz’in serin sularýna salýverir usulca...”

Efsane ve tarihin birbirine karýþtýðý Ýskenderun’un cebinde bugün; ne antik liman kalýntýsý, ne tarihsel yapýlar, ne Hitit keçileri, ne de Ýskender’in baþý var. Onlarca uygarlýða ev sahipliði yapmýþ bu topraklarda ne yazýk ki çok þeyler kalmamýþ dünden bugüne. Görünürde Ýskenderun þehir merkezinde; M.Ö. lll. yüzyýldan kalma kimi kiliseler var. Ortodoks, Ermeni, Katolik ve yeniden restore edilen kiliseler. Þehire yakýn varlýðýyla gurur duyduðumuz ÝSDEMÝR var. Ýskenderun sadece Hatay’ýn deðil, Ortadoðu’nun da bekleme salonu. Ýmparatorluk zamanýnda gözetleme, savunma, kontrol etme, rehberlik sisteminin içinde olan derbent yönetiminin odak yeri. Soðuk savaþ döneminde; müdafaa alaný. Günümüzde, ülke sanayisinin can damarý.
Þimdilerde Yarýkkaya, efsaneleriyle deðil, taþocaðýyla, kaya taþýyan kamyon sesleriyle, bozulan doðal yapýsýyla anýlmakta. Yüreðimizi kanatan da bu son halidir. Özün kemirildiði, yaþamýn içinin boþaltýldýðý, yok edildiði yer halinde. Böyle devam ederse, belki bir kuþak sonra, kayýp bir Yarýkkaya efsanesinden söz edilecektir.



.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Söylencelerin...
Gönderen: Haþmet Þenses / , Türkiye
27 Mayýs 2010
güzelleþtirdiði Ýskenderun'un kartpostallarýna bakýnca Yarýkkaya fondaki Amanoslarda ilk göze çarpan þey deðil artýk. Taþ ocaklarýnýn kemirdiði daðýn oyuklarý ürkütüyor gözü. Ýskenderun ve çevresinde doðal çevre hýzla tahrip ediliyor. Aktardýðýnýz ayrýntýlar ve paylaþým için teþekkürler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cem Erman Kemal Sunal'ý Anlatýyor
Harflerin Ýzinde Bir Yazar: Fatin Hazinedar
Bir Baþka Dünya: Hatay
Sarýkamýþ'tan Esarete
Sarýkamýþ'tan Esarete
Ýskenderun Caddeleri
Paris Strasbourg Gezisi
Titus Timsahý
Mutlu Güney
Büyük Antakya Kasesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nevruz Uður [Þiir]
Aybastýlý Þair Ýzzet Haznedar [Þiir]
Münzevi Bir Osmanlý [Þiir]
Çukurova'nýn Ýki Yiðit Sesi: [Þiir]
[Þiir]
Þiirin Hatayý [Þiir]
Düþüyorum Tut Elimden - Selma Sayar [Öykü]
Bir Öykücümüzden Bir Öykümüz Var [Öykü]
Aybastýlý Bir Feylesof: Refik Güley [Roman]
Anýlarda Ýskenderun: Cem Erman ve Hikayet-i Zeki Müren [Deneme]


kemal düz kimdir?

edebiyat sanat, tarih, kültür ve folklora karþý ilgim var. yerel bir gazetede kültür sanat yazýlarý yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
engin geçtan, edip cansever, tevfik fikret v.b.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.